Çam Kozalağından Gelen İnanılmaz Sağlık

çam-kozalağının-faydaları[1]

 

Çam kozalağının böbreklerden beyne birçok faydası olduğunu daha yeni yeni keşfedenlerdenseniz bu yazımızı okuyun. Çünkü çam kozalağının içindeki fıstığı çıkartıp yemeklere koymanın, çam kozalaklarından dekor süsler yapmanın dışında sağlığa olan faydalarından da bahsetmek isteriz.

Çam kozalağının faydaları
Çam kozalaklarında bulunan pinen solunum darlığı çeken kişilerde solunum tedavisinde kullanılıyor.
Çam kozalağı öksürük, balgam gibi rahatsızlıklara iyi geliyor
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor
Psikolojik sorunlarda salgılanan hormonlarda kişiyi rahatlatıyor
Uyku problemini yok eder

Çam kozalağı suyunun faydaları
Çam kozalağının suyu ile birçok hastalıktan kurtulmanız veya o hastalığı hafifletmeniz e mümkün.
Çam kozalağı suyu ile bronşit, halsizlik, mide ağrıları, nezle balgam sökme, astım gibi hastalıklara iyi gelmektedir. Çam kozalağı suyu hazırlama işlemi için;
5 adet çam kozalağını doğrayın ve 1 gün suyun içinde bekletin sonra bu şekilde yarım saat kaynatın suyun tatlanması için ise biraz hakiki bal koyabilirsiniz. Ve elde ettiğiniz bu karışımı ister her gün ister haftada bir, bir çay bardağı kadar tüketmeniz yeterlidir.
Çam kozalağının diğer faydaları
Çam kozalağını sirke ile karıştırıp gargara yaparsanız dişlerdeki plakları temizler,diş eti ağrılarına iyi gelir.
Çam fıstığı, balmumu ve biraz zeytinyağını karıştırıp bu karışımı cilt üzerindeki derin yaralara sürerseniz yaranın enfeksiyon kapması ve bakteri üremesi önlenir.

alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kendinizi bu 6 negatif insandan koruyun!

pkorum5

 

Bazen çevremizdeki insanlar farkında bile olmadan bizi incitiyor olabilirler, bu da onları geride bırakmamızı çok zor hale getirir. Problemin farkına varır varmaz, bu negatif kişilerle aranıza mesafe koyun.
Kendinizi bu 6 negatif insandan koruyun!
Kendinizi, size eşlik etme konusunda pek de iyi olmayan insanların arasında bulmanız oldukça kolaydır.
Bu nedenle bazı insanların gerçekten hayatınızda olması gerekip gerekmediğini düşünmek için zaman ayırın.
Şüphesiz, olgunlaşmanıza yardımcı olan ve sizi takdir eden insanların hayatınıza olumlu etkileri vardır.
Bununla birlikte gerçekler, çoğu zaman ilerlememizi ve daha iyi bir hayata sahip olmak adına bazı insanlardan uzak durmamızı zor hale getirir.
Bunlar, kaçınılması gereken olumsuz insanlardan bazılarıdır:
Olumsuz eleştirenler
Hayatınızda şimdiye kadar olumlu ve olumsuz pek çok eleştiri almışsınızdır, ve bundan sonra da alacaksınız, bu son derece normaldir. Bununla birlikte, nasıl hareket ettiğinizi, ne dediğinizi ya da ne yaptığınızı eleştiren insanlardan uzak durmanız gerekir.
Birisi kendi hayatından memnun değilse, yaptıkları onları hiçbir zaman tatmin etmez ya da başarısızlığa uğramış gibi hissederler. Bu negatif insanlar, farkında olmadan sizi de kendi mutsuzluklarının içine çekmeye çalışırlar.
Bu insanlar, özsaygınıza ve özgüveninize zarar vererek ilerlemenizi ve hedeflerinize ulaşmanızı engellemeye çalışırlar. Eleştirici insanlar çoğunlukla acımasızdır ve incinip incinmediğinizi umursamazlar.
Sizi yönetmeye çalışan insanlar negatif insanlar
Uzak durmanız gereken bir diğer insan tipi ise manipülatörler, yani sizi yönetmeye çalışanlardır; ancak çoğunlukla bu insanları tespit etmek zordur.
Zordur çünkü bu insanlar istediklerini almak için kullandıkları taktiklerde usta olmuşlardır.
Genelde bunları iyi niyetle yaptıklarına sizi inandıracak şekilde konuşurlar. Kendinizi suçlu hissetmeniz veya bazı durumlarda kendinizi sorumlu hissetmeniz için duygularınızı manipüle etmeye çalışacaklardır.
Eğer nazik ve hassas biriyseniz bu onlar için çok daha kolay olacaktır çünkü sizi kendilerinden daha zayıf olarak göreceklerdir.
Bu tür insanlar sizi sürekli kendi dertleriyle meşgul ederek hayallerinizin peşinden gitmenizi engeller. Bu insanlardan en kısa sürede uzaklaşmanız ya da aranıza uygun bir mesafe koymanız gerekiyor.
Yalan söyleyenler
Her gün ufak yalanlar karşımıza çıkar ancak düzenli olarak yalan söyleyen birinin size saygı duymadığı aşikardır.
Zarar görmeden kendinizi kurtarmanız gereken bu tip insanlar, yalanlarının insanlar üzerindeki etkisinin büyüklüğünü tahmin etmekte sorun yaşarlar. Aslında, çoğu yalan söylediklerinin farkında bile değil.
Bu insanları hayatınızdan çıkarırken kendinizi suçlu hissetmeyin. Her şeyden önce, gerçeği saklamak onlar için bu kadar kolaysa, yalanlarına maruz kalmanın size zarar verdiğini anlamaları zor olmayacaktır.
Kötümser insanlar
Karamsarlık her durumda oluşan bir düşünce yapısıdır. Bu insanlar her şeyi şüphenin gölgesinde kalarak ve tüm kötü sonuçları öngörerek değerlendirir.
Karamsarlar, uzak durmak için elinizden geleni yapmanız gereken olumsuz insanlardır. Her şeyin kötü yanlarına odaklanırlar. Her zaman, sizi olası en kötü senaryoya sürükleyecek bir fikirleri vardır.
Daha da kötüsü, çoğunlukla bu pesimist halleri yüzünden başlarına kötü şeyler gelir. Siz binlerce çözüm önerisi sunsanız da, pesimist insanlar her zaman her şeyi olumsuz olarak düşünecektir.
Cimri insanlar
Cimrilik, bir insanın sahip olabileceği en kötü kusurlardan birisidir. Cimri insanlar her zaman ceplerinden bir şey çıkarmamak için bir bahane bulurlar.
En basite indirgersek, sadece başkalarına yardım etme niyetleri yoktur. Cimrilik çoğu zaman bencillik olarak adlandırılır ancak onlar bencil değillerdir.
Reklam

Bunlar, daima başkalarının yardımına ihtiyaç duyan ve her durumda kendilerine kar edebilecekleri yollar arayan insanlardır.
Cimri insanlar sizinle dışarı çıkmayı çok sever ancak sıra hesap ödemeye geldiğinde, daima  para vermekten kaçacak bir yol bulmayı başarırlar.
Dedikoducu insanlar
Uzak durmanız gereken son insan grubu ise dedikodu yapanlardır. Başkaları hakkında konuşmayı sevmeleri, kendi içlerinde bir tür güvensizlik barındırdıklarının bir göstergesidir. Bu tür insanlar spekülasyonları ve yanlış anlaşılmaları nasıl ayırt edeceklerini bilmezler.
Eğer dikkat etmezlerse dedikoduları birçok insanı incitebilir. Dedikoduya yatkın biriyle vakit geçirmek, insanların size bakış açılarını zedeliyor. Bu durum sizin için sorun çıkarabilir, hatta gereksiz düşmanlara yol açabilir.
Dedikoducularla zaman geçirmezseniz sizin hakkınızda konuşamazlar.
Olumsuz insanlara dikkat edin
Yukarıda bahsettiğimiz 6 türün dışında, eğer dikkatli değilseniz size zarar verebilecek çok daha fazla olumsuz insan vardır. Bunu vurguluyoruz çünkü size çok ciddi zararlar verebilirler, bu yüzden de onları hayatınızdan çıkarmanız gerekir.
Etrafınızda bu davranışlardan herhangi birini sergileyen insanlar varsa, şimdi kendiniz ve etrafınızdakiler için bir şeyler yapma vakti.
Davranışlarınızı şimdi değiştirin ve gelecekte de yanınızda olacak iyi insanları üzmekten kaçının.
Kaynak: Sağlığa bir adım

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

UZAK DURMANIZ GEREKEN EŞ ADAYLARI

Kirik-kalp-sendromuna-mi-yakalandiniz-7a17df37a31f4fc4912b9c1698ff2272

 

 

1) Sürekli eski sevgilisinden bahsedenler
2) Eski eşiyle-sevgilisiyle barışmak isteyenler
3) Yalnız kalmamak için ilişki isteyenler
4) Gözü dışarda olanlar
5) Boş vakitlerini değerlendirmek için sizi arayanlar
6) Yürümeyen ilişkiler için sizi suçlayanlar
7) Sürekli haklı çıkmaya çalışanlar
8) Hem ilişkiyi yönetmek isteyen hem de adım atmayanlar
9) Geçmiş ilişkilerindeki terkedilme ve öfkelerini size yansıtmaya çalışanlar
10) Anne baba ya da geçmiş ilişkilerinin hırslarını sizden çıkaranlar
11) Kendi isteklerini size dayatanlar
12) Arayınca sen aradın, aramayınca neden aramadın diyen dengesiz tipler
13) Sizi değiştirmeye çalışanlar
14) Size bağıranlar
15) Geçmişi untmayan kinciler
16) Sürekli sen bunu dedin sen bunu yaptın diyenler
17) Burnundan kıl aldırmayanlar
18) İş için bir yere gittiğinizde bozuk atanlar19) Kadın hem çalışsın, hem de yemek pişirsin, bana hizmet etsin diyenler
20) Sürekli sizi eleştirenler

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

BEDENİNİZLE SAVAŞMAYI BIRAKIN

IMG_0045

 

Bir doktorun ofisinde, doktor gelmeden önce gözlerimde yaşlarla oturduğumu hatırlıyorum. Geleceğini bildiğimi sözcükleri korkuyla bekliyordum.
“Pekala, bu test negatif çıktı.” Veya “Sende ne olduğunu hala bilmiyoruz.” Ya da “Başka bir test yapmak istiyoruz.”
Sindirim sistemimde garip bir rahatsızlık geliştirdim, hiç kimsenin çözemediği bir rahatsızlık. 18 yaşında teşhis edilen bir tiroit sağlık durumunun yanı sıra geldi. Buna tekrar tekrar yapılan diz ameliyatlarını ekleyin, bedenim ve ben savaştaymışız gibi hissettiriyordu.
Daha iyi olmayacaktı. İstediğim şey olmayacaktı. Hayal kırıklığı yaşatmıştı. Doktorları listeye ekleyebilirim. Bana yardım edemediler. Beni umursamadılar. Beni hayal kırıklığına uğrattılar.
Hayal kırıklığım kızgınlığımı körükledi. Doktorları unutun: Onlara rağmen daha iyi olacaktım! Alternatif şifacılar aramaya başladım. Temizlikler, meditasyon, her tür diyet yaparak başladım, yoga bağımlısı oldum, hatta güneşe bakmaya başladım. Bulduğum her yeni şeyi sağlık incili yaptım. Her yeni insan yanıta sahip olabilirdi.
Yeni bir semptom alevlenene dek yanıtları vardı, yanıtları beni yine hayal kırıklığına uğrattı. Sonra bir gün, gayretli şekilde yanıtlar ararken, yolum beklenmedik bir yöne girdi. Yanlışlıkla bazı ilgi çekici yeni sorulara tosladım.
– Bedeninizin gereksinimlerini bilen tek kişi ya siz iseniz?
– Ya bedeniniz aslında gereksinim duyduklarını size anlatabiliyorsa?
– Sizde YANLIŞ olan hiç bir şey yoksa ve bedeniniz gerçekte iletişim kurmaya çalışıyorsa?
Bu soruları sinir bozucu buldum. Önce ne yapmam bekleniyordu? Ne yemeliydim? Nasıl oturmalıydım? Bu insan bana hiç bir şey anlatmıyordu!
Yine de sorular içimi kemiriyordu. Bedenim gerçekten benimle konuşuyor muydu? Tüm o yıllar boyunca onu görmezden mi geldim? Bu kadar uzun zamandır bana ihanet eden bedenim dediğim bu şeye güvenebilir miydim? Dinlemek için kendime yeterince güvenebilir miydim?
Alternatifler olarak gördüğüm şeylerden tükenmiş olarak – ve 14 gündür sadece lahana ve salatalık suyu içmekten aç – teslim olmayı seçtim.
Yanıtlar değil, sorular sağlığa yolculuğumu sonlandırdı. Ve bu aynı soruları bugün size getiriyorum.
– Sağlığınızı ve bedeninizi düzeltmeyi başka birilerine vermeye çalışmayı bırakmaya istekli olur muydunuz?
– Bedeninizle iletişim kurmayı öğrenmeye istekli olur muydunuz?
– Bildiğiniz şeyi takip etmeye istekli olur muydunuz?
İşte sağlığımı geri alma ve kendi bedenimi iyileştirme yolunda 10 yeni alet ve soru;
1. Bedeninize Sorular Sormaya Başlayın
Bedeniniz ile başka bir insanmış gibi konuş mu demek istiyorsun? Evet! Bedeniniz sizinkinden farklı olan bir farkındalığa sahiptir. Onu bir dostmuş gibi düşünün. Bir şey yemeden önce, sorun, “Bedenim bunu arzuluyor musun?” Egzersiz programınızdan önce sorun, “Bedenim, bugün nasıl hareket etmek istersin? Tam o anda yanıtlar almayabilirsiniz; ama, bedeninizin kendi bakış açısına sahip olabileceğini düşünme alışkanlığını edinmek ikinizin iletişim kurma sürecini başlatacaktır.
2. Bedeninizin Dilini Öğrenin
Bedeninizden onu anlamanıza yardımcı olmasını isteyebilirsiniz. Ayakta durarak “Bedenim, bana eveti göster” ve sonra “Bedenim, bana hayırı göster” diyebilirsiniz. Çoğu insan tutarlı olarak evet için bir yöne, hayır için diğer yöne eğilir. Bedeninizin konuştuğu dili anladığınızda, ona sormaya başlayabilirsiniz, “Bu peyniri yemek ister misin?” veya “Yürüyüşe çıkmak ister misin?” Bununla oynayın!
3. Hafif Olanı İzleyin
Her birimiz için farklı şeyler doğrudur. Sizin için doğru olan şey hafiftir. Ağır olan şey bir yalandır. Bir şey okuyorsanız ve sizi gülümsetiyorsa veya gözleriniz parlıyorsa, o sizin için doğru olabilir. Neden başka bir soru sormuyorsunuz? Bedeniniz büzülüyorsa veya mideniz alt üst oluyorsa, o sizin için doğru olmayan bir şeydir veya arzu ettiğiniz şeyi yaratmaz. Başka nereye bakabilirsiniz?
4. Değişimi Zorlamayı Bırakın
Kesinlikle acınası görünen spor salonlarına koşuşturan insanları ne kadar sıklıkla görüyorsunuz? Bedeninizin tükürmek istediği kaç tane diyet yaptınız? Bedeninizle aranızdaki iletişimi artıracaksanız, bedeninizin yapmak istemediği şeyleri yapması için onu zorlamayı bırakmak ve aynı ekipte oynamaya başlamak zorunda olacaksınız. Bedeniniz koşmaktan nefret mi ediyor? Bedeniniz koşmayı sürdürürseniz dizlerinizin patlayacağı farkındalığına sahip olabilir. Bedeniniz hangi hareketlerden keyif alırdı?
5. Etiketleri Kesin
Toplumumuz etiketleri ve teşhisleri sever. Ne kadar sıklıkla bir teşhis sorular sormaya son vermek için gerçekten bir izindir? Reflüm var. Sizin var mı? Bedeniniz sıklıkla reflü dediğimiz semptom ile biraz önce yediğiniz şeyi beğenmediği bilgisini veriyor mu? Hiç domates yiyemediğiniz veya bedeninizin domates ile iyi olduğu zamanlar bulunduğu doğru mudur? Eğer son çare olarak başvuracağınız bir teşhisiniz olmasaydı, bedeninizin her an neyi arzuladığının farkında olmak zorunda olur muydunuz?
6. “Sağlık” Oyununu Bırakın
Evet beni duydunuz. Beslenme uzmanları bunun için benden nefret edecekler, ama neyin sağlıklı olduğu neyin sağlıksız olduğu ile ilgili o kadar çok bakış açısı topladık ki, bedenimizin ondan hoşlanıp hoşlanmayacağını görme şansına sahip olmadan yiyecekleri yargılamaya başlıyoruz. Lahana sağlıklı öyle değil mi? Tiroitiniz az çalışıyorsa, sağlıklı değil. Domates sağlıklı öyle değil mi? Reflünüz varsa değil. Şeker sağlıklı değil. Gerçekten mi? Her zaman mı?
Sizin için iyi ve kötü olan tüm yiyeceklerin listesini dikkatle yaratabilirsiniz ya da size yiyecekler ile ilgili anlatılmış olan her şeyi silip bedeninize her an neyi arzuladığını sorabilirsiniz. Bedeninizin ne kadar çok şey bildiğine ve aslında size karşı işlememeye çalıştığına şaşıracaksınız. Bu harika hissettirecek!
7. Geri Bildirimi Değerlendirin
Baş ağrısıyla ne kadar sık hayal kırıklığına uğrarsanız? Ya da beliniz ağrıdığında keyfiniz kaçar? Bedeninizdeki ağrı ya her zaman kötü bir şey değilse? Bu, bedeninizin sizinle iletişim kurmak için son çaresi ise? Bedeninizde ağrı veya yoğunluk olduğu zaman, minnettar olmak için elinizden geleni yapın ve sorun, “Bedenim, burada bana neyi göstermeye çalışıyorsun?” Yediğiniz bir şeyi mi beğenmiyor? Zehirleyici bir sohbete mi isyan ediyor? Size ne anlatmaya çalışıyor?
Reklam

8. Değişime İzin Verin
Sizin için bir gün doğru olan şey, sonraki gün doğru olmayabilir. İnsanlar tutarlı olmamızı severler, ama gerçek şu ki siz her gün farklısınız. Farklı bir hava durumu vardır, farklı bir ruh halindesinizdir, farklı gereksinimleriniz vardır. Her zaman ne yiyeceğinizi veya tüm yaz boyunca çalışma planınızı düşünmek yerine, sadece bu an ile uğraşın. Bedeniniz bugün neyi arzuluyor? Tutarlı olmak zorunda değilseniz ne olurdu? Bedeniniz tutarlı olmak zorunda değil!
9. Yargılamayı Bırakın
Her gün bedeninize kaç tane yargılama yöneltiyorsunuz? Eğer köpeğinize çoğu insanın bedenlerine davrandığı gibi davransaydınız, o kaçıp giderdi! Bedeninizin sizinle kolaylıkla çalışmaması şaşırtıcı mı? Bedeninizi yargıladığınız her zamanı fark etmeye başlayın ve her seferinde kendinize, “Bu ilginç bir bakış açısı” deyin. Yargılamalarınızın gerçeğiniz olmadığını kavradığınız zaman, sizi kontrol etmeyi bırakacaklardır. Oradan özgürlük yolunda olursunuz!
10. Minnettarlığı Artırın
Değiştirmeyi istediğiniz şeyler üzerinde durmak yerine, işleyen şeyler için minnettar olmaya başlayın. Bedeniniz ile ilgili minnettar olduğunuz her şeyin listesini yapın ve kendinize bunları her gün hatırlatın. Çok fazla minnettar değil misiniz? Görebilmenize ne dersiniz? Derinizdeki esintiyi hissedin. Düşündüğünüzden çok daha fazla minnettar olacağınız şey var!
Minnettarlık yerinden, yargılama yerinden daha fazla şeyleri değiştirmek çok daha kolaydır. Bunu deneyin!
Bedenim ile ilgili seçimler yapmam gerektiğinde, sessizleşirim ve kendime sorarım, “Neyi biliyorum?” Nasıl hissettiğim hakkında artık başkalarını suçlamıyorum. Doktorların verdiği bilgiler için minnettar olabilirim, ama en sonunda harika hissetmekten kendimin dışında kimsenin sorumlu olmadığını biliyorum.
Bedenim ile birliğe girerek, “sindirim rahatsızlığım” yok oldu, tiroit seviyelerim normale döndü (bu mümkün görünmüyordu) ve tekrar bedenimden keyif almaya başladım!
Artık savaşta olmamak ne güzel bir armağan. Bedeniniz ile savaşa son vermenin zamanı mı? Öyleyse, hangi soruları sorabilirsiniz?
Blossom Benedict
(Çeviri: Saffet Güler)

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

48 SAATTE VÜCUTTAKİ ZEHİRLERİ KİLO KİLO ATAN SİHİRLİ İKİLİ!

bu-ikiliyi-karistir-48-saatte-cigerlerinizde-biriken-zehiri-atin-728x410

Krem Tartar Portakal Suyu Kürü
Nikotinin vücuttan atılması için 48 ila 72 saat arası bir süre gerekir. Krem tartar nikotini vücuttan etkili bir şekilde atar.
Krem tartarın başka kullanım şekilleri de vardır ve bunları da sizinle paylaşacağız.
Krem Tartar Portakal Suyu Kürü Faydaları
Tansiyonu düşürür
Düşük potasyum seviyeleri yüksek tansiyon riskini arttırır. 100 gr krem tartarda 16,500 mg potasyum bulunur.
Eğer potasyum eksikliği şikayetiniz varsa, doktorunuza danıştıktan sonra bir bardak suya 1 çay kaşığı krem tartar ekleyip her gece yatmadan önce içebilirsiniz.
Artrit ağrılarını azaltır
Magnezyum, iltihaplanmalara karşı etkili bir rol oynar ve 100 gr krem tartarda 2 mg magnezyum bulunur.Artrit şikayetiniz varsa, 2 yemek kaşığı krem tartarı 3 yemek kaşığı Epsom tuzu ile karıştırıp banyo tozu hazırlayabilirsiniz. Günde iki kere en az yarım saat süreyle, küveti doldurup suya bu karışımdan ekleyip içinde oturmalısınız.
Eğer ağrı belli bir bölgedeyse, örneğin el veya ayak, malzemelerin ölçüsünü yarı yarıya azaltıp, bir leğene veya kaba su doldurup karışımı ekleyip elinizi veya ayağınızı bu suda bekleterek de kullanabilirsiniz.
Sigarayı bırakmaya yardımcı olur
Krem tartar sigaranın tadını bozar. Nikotin yüzünden düşen C vitamini seviyesini yükseltmek ve nikotini en hızlı şekilde vücuttan atmak için portakal suyuyla karıştırıp içmek en iyisidir.
Eğer sigarayı bırakmak istiyorsanız, orta büyüklükte bir bardakta portakal suyu ile yarım çay kaşığı krem tartarı karıştırın ve 1 ay boyunca her gece için.
Akneleri yok eder
Krem tartarın asidik özellikleri cildi temizler ve aknelerle savaşır. 1 çay kaşığı krem tartarı 240 ml suya veya portakal suyuna ekleyin, vücudu temizlemek ve aknelere neden olan bakterilerden kurtulmak için her gün için.
İdrar yolu enfeksiyonuna iyi gelir
Krem tartar idrarın pH seviyesini değiştirdiği için idrar yolu enfeksiyonlarını da tedavi eder. 1,5 çay kaşığı krem tartarı sıcak suya ekleyin, bir kaç damla limon suyu sıkın ve günde birkaç kere bu karışımı için.
Sigarayı bırakmak isteyen veya kronik olarak yukarıda bahsedilen sorunlardan muzdarip olan arkadaşlarınızla bu yazımızı paylaşmayı ihmal etmeyin!

Kaynak: Kadında yaşam

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Oysa herkes öldürür sevdiğini

tuncel-kurtiz-biyografisi-593

 

oysa herkes öldürür sevdiğini
kulak verin bu dediklerime
kimi bir bakışıyla yapar bunu
kimi dalkavukça sözlerle
korkaklar öpücükle öldürür
yürekliler kılıç darbeleriyle
kimi gençken öldürür sevdiğini
kimi yaşlıyken
şehvetli ellerle boğar kimi
kimi altından elleri
merhametli kişi bıçak kullanır
çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
kimi yeterince sevmez
kimi fazla sever
kimi satar kimi de satın alır
kimi gözyaşı döker öldürürken
kimi kılı kıpırdamadan
çünkü herkes öldürür sevdiğini
ama
herkes öldürdü diye
ölmez…

Oscar Wilde

YAŞ 53 İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.

inanilmaz-yasam-hikayeleri-rochom-p-ngieng-john-ssebunya-1476342

 

YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
……
YAŞ 13 Annemle babamın elele tutusmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
YAŞ 15 Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
YAŞ 18 İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
YAŞ 24 Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
YAŞ 33 Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
YAŞ 36 Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
YAŞ 38 Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
YAŞ 41 Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
YAŞ 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..
YAŞ 46 Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
YAŞ 49 Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.
YAŞ 50 Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
YAŞ 53 İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
YAŞ 55 Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 64 Mutluluğun parfum gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
YAŞ 70 İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
YAŞ 82 Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 90 Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
YAŞ 95 Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.
“Dün sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum”
[Özdemir Asaf]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ahtapotun anneliği hiçbir canlının anneliğine benzemez

13319914_1138953439489103_7179690374737440733_n

 

 

Ahtapotun anneliği hiçbir canlının anneliğine benzemez
Dişi Ahtapot çiftleşmeden sonra bir oyuk bularak oraya yerleşir.
Yumurtlamaya başlar ve yumurtlama işlemi bittikten sonra kuluçkaya yatar.
Yumurtalarını yuvanın tavanına çengelle asar gibi dizer.
Yumurtalara devamlı su pompalayarak onların temiz kalmalarını sağlar.
Her ne pahasına olursa olsun yuvasını terk etmez.
Yavrular yumurtadan çıkmadan açlığa dayanamazsa birkaç kolunu yer ve bu şekilde tüm yavrular yumurtadan çıkıncaya kadar hayatta kalır ve yumurtaları korur…
Ancak uzun süren kuluçka dönemi onu aç ve bitkin bırakır tüm yavrular yumurtadan çıkınca o da yuvasında can verir.
Hayata yeni başlayan yavrular için anne ahtapotun cansız vücudu yaşama tutunmaları için iyi bir besin kaynağı olur.
Bu yüzdendir ki hiçbir dişi ahtapot yavrularının büyüdüğünü göremez…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Trenimde yolcu olduğunuz için her birinize teşekkür ederim

tren-yolculugu

 

BU HARİKA BİR MESAJ  PAYLAŞMAK İSTEDİM
Doğarken bindiğimiz trende anne ve babamızla tanıştık. O zamanlar onların hep bizimle seyahat edeceklerini sanıyorduk.
Oysa
istasyonun birinde onlar trenden ineceklerdi ve bizi yolculuğumuzda yalnız bırakacaklardı.
Zamanla
trene başkaları da bindi
ve bizim için önemliydiler. Kardeşlerimiz,arkadaşlar, çocuklarımız,
hatta hayatımızın aşkı…
Birçoğu inmiştir arkalarında üstelik de kalıcı bir boşluk bırakarak.
Kimisinin de eksikliği o kadar farkedilmez olmuştur ki, yerlerinin boşluğunu bile farkedememişizdir..
Bu tren yolculuğu neşe, keder, hayaller, beklentiler, merhabalar, Allahaısmarladıklar ve vedalarla doludur.
Burada başarı,
tüm yolcularla iyi ilişkilerde olmaktır.Bunun için de elimizden gelenin en iyisini
yapmalıyız..
Ancak,
hepimizin karşı karşıya olduğu bir muamma var:
Hiçbirimiz hangi istasyonda ineceğimizi bilmiyoruz.
İşte bunun içindir ki,
En iyi şekilde yaşamalı,
en iyi şekilde sevmeli, affetmeli, olduğumuzun en iyisini yansıtmalıyız.
Burası çok önemli
çünkü trenden inip de yerlerimizi boş bırakacağımızda
yaşam treninde yolculuğa devam edeceklerde güzel anılar bırakmalıyız.
Öyleyse
yaşam treninde size iyi yolculuklar diliyorum.
Çok sevgi verin, başarı biçin!
Son olarak da, trenimde yolcu olduğunuz için her birinize teşekkür ederim.
Ha, unutmadan!
Şahsen trenden bu yakınlarda inmeye hiç niyetim yok!
Yine de,
ola ki indim,
sizinle seyahat bir zevkti!
İyi ki binmişsiniz!

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Buradaki amacımız kendi benliğimizi bulmak…

benlik-durum-yok-karikaturu-ozer-aydogan[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »