KEMİKLERİNİZE ZARAR VEREN 5 ALIŞKANLIK…

Kemiklerinize nasıl bakıyorsunuz? İşin aslı, bazen bu konuyu hiç düşünmüyoruz. Yanlış besleniyoruz, çantalarımızda çok fazla yük taşıyoruz, hareketsiz hayatlar yaşıyoruz ve yavaşça, yıllar içerisinde ağrılar ve sorunlar ortaya çıkıyor. Peki bunların olmasını nasıl önleriz? Endişelenmeyin, size kemiklerinize zarar veren alışkanlıkları ve onlardan nasıl sakınabileceğinizi anlatacağız.

Kemiklere zarar veren günlük alışkanlıklar

Bir şeyi açıklığa kavuşturalım: bu günkü yaşam şekliniz gelecekteki kemik sağlığınızı belirleyecek. Kemiklerinizin; osteoporoz, zedelenme ve erken kalça çatlaması ve benzeri şeylerden korunabilmesi için belirli bir bakıma ve özel bir beslenme düzenine ihtiyacı vardır. Bunlara dikkat edip bazı alışkanlıklarınızı değiştirir veya düzeltirseniz ne mi olacak?

1. Kemiklere hasar veren beslenme düzeni

Carbonated-beverages[1]

Vücut kitle endeksimiz; kemiklerimizin sağlam ve güçlü olması için de çok önemli olan bedenimizdeki kalsiyuma bağlıdır. D vitamini de çok önemlidir. Ancak bunları bilmemize rağmen genelde çok dikkat etmiyoruz. Her gün kalsiyum tüketmeye özen gösterseniz bile, kalsiyumu çeşitli yiyeceklerle birlikte tüketmeniz durumunda, size hiçbir faydası olmayacaktır. Zaman içerisinde kemiklerdeki kalsiyum seviyelerini düşüren maddeler bulunmaktadır. Peki bunlar nelerdir?
•Gazlı içecekler, özellikle de kola. Neden mi? Çünkü bu içecekler yüksek miktarda, kalsiyum emilimini azaltan fosforik asit içerirler. Bu yüzden onlardan uzak dumanız sizin için yararlı olacaktır. Ayrıca gazlı içecekler böbreklerinize de ciddi miktarda zarar verir.
•Kahve. Hepimizin bildiği üzere bir fincan kahve pek çok şeye iyi gelir. Ama günde iki fincandan fazla içmeniz önerilmez. Kahvenin içerdiği ksantin, idrara kalsiyum salımını arttırır. Bu da yavaşça kemiklerin demineralize olmasına neden olur. Bu yüzden günde 2 fincandan fazla kahve içmemeye özen göstermelisiniz.
•Tuz. Tuzun zararlı olduğunu biliyoruz ama buna ek olarak vücudumuzdaki kalsiyumu da azaltıyor. Tuz ve tuz içeren şeyler tüketmekten kaçınmalısınız. Özellikle de işlenmiş et, koruyucu katkı maddesi içeren şeyler, konserve yiyecekler, cips ve tuzlu krakerlerden uzak durmalısınız.
•Kırmızı et. Bu özellikle kemiklere hasar verir. Sülfür içeren amino asitler açısından zengindir. Bu maddeler de siz fark bile etmeden idrara salınan kalsiyum miktarını arttırırlar. Proteini bitki bazlı kaynaklardan almak iyi bir seçenektir.

2. Uykusuzluk

Sleeping[1]

Dinlenmek, vazgeçilemeyecek bir biyolojik ihtiyaçtır. Bedenimiz, lenfatik sistemde başlayıp karciğerimizde devam eden önemli arınma ve temizlenme süreçlerinden geçer. Yavaşça, temel bedensel işlevler dengelenir. Ve bu sadece siz tamamen derin uykudayken gerçekleşebilir. Evidence-Based-Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, iyi uyumamak kemik sağlığına ve kemik iliğine hasar veriyor, kemik mineralizasyonunu azaltıyor. Bu gelecekte kemik erimesine neden olabilir. Bu yüzden, kendinize bir düzen oturtup, akşam yemeğinizi erken yiyip, yatmadan sıcak bir banyo yapıp iyice dinlenmeyi denemelisiniz.

3. Sigara içmeyin

Dont-smoke[1]

Genelde, kendini bu kötü alışkanlığa kaptıran kişilerin kemikleri çok güçsüzdür. Bu durum kadınlada, menopoz döneminde kemik kırılmasına daha müsait hale geldikleri için kadınlarda kendini daha ciddi şekilde gösterir. Eğer sigara içiyorsanız, sağlığınız için sigarayı bırakın.

4. Çanta ve topuklu ayakkabılarınıza dikkat edin

Bags[1]

Kadınların zaman içerisinde kemiklerine zarar veren pek çok alışkanlığı vardır. Örneğin topuklu ayakkabı giymek duruşunuzu, ayak ve bacak kemiklerinizi ve sırtınızı etkiler. Günün sonunda bitkinlik yüzünden bu ağrıyı fark etmiyor olabilirsiniz ama yıllar içerisinde bu durum çok ciddi sorunlara yol açabilir. Yüksek topuklu ayakkabılar yerine, daha rahat olan ara boy topuklu ayakkabıları tercih edin. Emin olun, orta boy topuklularla da çok şık görüneceksiniz!

Çantaları da unutmamak lazım. Bazen kadınlar farkına bile varmadan çantalarında 10 kilo taşıyabiliyorlar. Bu da rahatsızlığa, ağrılara, kas kramplarına neden oluyor; hatta kemik yapınızı bile etkileyebiliyor. Her gün kullandığınız çantanızın boyuna dikkat etmelisiniz çünkü bu çanta, bedeninizde omuzlar, kollar ve eller gibi çeşitli yerleri etkileyebilir.

Özellikle omuza asılan büyük, heybe gibi olan çantalara dikkat etmelisiniz. Bu tarz çantaları kullanırken, bir omzunuzda kısa bir süre taşmalı ve içlerini çok doldurmamalısınız. Sırt çantaları ve kol çantaları ağırlığın omuzlarınıza ve destek olan ele binmesine neden olurlar. Dirseklerinize çok ağırlık bindirmediğinizden emin olun yoksa tenisçi dirseği denen sorunla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda, çantalarınızın olabildiğince hafif olmasına özen gösterin ve çantayı taşıdığınız kolunuzu sık sık değiştirin.

Peki en sağlıklı seçenek nedir? Sırtınız, kollarınız ve omuzlarınız için en sağlıklı çanta seçeneği, kolaylıkla sıkılaştırabileceğiniz, destekli bir kayışı olan ve bedeninizle dengelenen, omuzdan askılı bir çantadır

5. Masabaşı yaşam? Hayır, almayayım.

Walking[1]

İşiniz için tüm gün aynı pozisyonda oturuyor olabilirsiniz veya sadece hareketsiz bir hayatınız olabilir, yine de oturuşunuzdaki kamburluğun farkına varıp düzeltmek için geç kalmış sayılmazsınız. Kemikler güçsüzleşip dirençlerini kaybederler, eklemler artık eskisi kadar dayanıklı değildir… Yıllar geçtikçe hareketsiz bir hayat sürmenin yan etkileri ortaya çıkmaya başlar. Bu yüzden neden her gün bir arkadaşınızla yürüyüşe çıkmıyorsunuz? Haydi deneyin!

kaynak: sağlığa bir adım

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

İSMİNİZİN BAŞ HARFİNE GÖRE HANGİ HAYVANSINIZ

elephant-babies-278524_640[1]

A’yla Başlayanlar: At’sınız: Özgürsünüz. Sadıksınız. Doğada yürüyüşler, hayvan haklarını koruma sizin işiniz.

B: Balıksınız: Biraz içinize atan bir tipsiniz ne olur artık kendinizi ifade etmeye başlayın.

C-Ç: Çalı Kuşusunuz: Çok duygusal ve kırılgansınız. Sevdiğiniz kişi çok şanslı

D: Deve: Çok dayanıklısınız, zor durumda problemleri çözme yeteneğiniz var. Helal.

E: Eşek: Ne güzel ne içli bakarsınız siz. Konuşmayın bakın yeter herkes duygularınızı anlar.

F: Fil: Şans, bereket, bolluk sizinle. Hem kendinize hem çevrenize uğur getiriyorsunuz.

G: Güvercin: Evim olsun, eşim olsun, çocuklarım olsun, mutlu huzurlu sakin yaşayayım istiyorsunuz. Hadi inşallah.

H: Horoz: Aslında sakin bir yapınız vara ta ki birisi bam telinize basana kadar. Sakın basmasınlar benden söylemesi…

I-İ: İstakoz: Siz bu dünyaya hizmet için gelmiş bir meleksiniz. Hepimiz size müteşekkiriz.

J: Jaguar: Hızlısınız, atiksiniz, pratiksiniz. Siz her eve lazımsınız.

K: Kaplumbağa: Elinizde ne varsa başkalarıyla paylaşmaya hazırsınız. Ne kadar vericisiniz. Bravo

L: Lama: Sizden gerçekten çok sıkı dost olur. Size söylenen sırrı asla başkasına söylemezsiniz. Helal…

M-N: Maymun: Çok yönlüsünüz, her şeyden biraz öğrenmesini seviyorsunuz. Hayata bayılıyorsunuz.

O-Ö: Orkinos: Yemek yapmak, eve misafir çağırmak, onları eğlendirmek, ağırlamak sizin işiniz. Bir gün beni de çağırın:)

P-R: Porsuk: Araştırmacı bir kişiliğiniz var. Çok meraklısınız ve her şeyin nedenini öğrenmek istiyorsunuz. Sizden çok iyi bilim adamı olur.

S: Sincap: Siz bu dünyaya şefkat göstermeye, insanların yaralarını sarmak için gönderilmişsiniz. Göreviniz çok kutsal.

T: Tavus kuşusunuz: Siz giyinip süslenip dışarı çıkmasını, gece hayatını seviyorsunuz. Oh sefanız olsun…

U-Ü: Üveyik Kuşu: Biraz güvensiz bir yapınız var. Şöyle düşünün evrenin sistemi mükemmeldir karşınıza daima sizin yararınıza olan insanları çıkaracaktır. Sevgimdesiniz.

V: Vaşak: Aileniz için her şeyi yaparsınız, gerekirse karşınızdakini çiğ çiğ yersiniz. Karşınızdaki neye uğradığını şaşırır. Korumacılığınıza şapka çıkarıyorum

Y: Yarasa: Yaratıcılık sizde, yazarlık sizde, şairlik sizde, ünlü olmak istiyorsanız yıldızlar sizi destekliyor.

Z: Zürafa: Zerafetiniz, güzelliğiniz göz kamaştırıyor. Ama siz dışınızı olduğunuz kadar içinizi de geliştirmişsiniz. Sizle sohbete doyum olmuyor. Her kes sizinle görüşmek istiyor

Eğlence için tarafımca yaratılmıştır.

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

HEPİMİZİN İHTİYACI OLAN BU 10 SİHİRLİ CÜMLEYİ KULLANMAYI ÖĞRENİN..

cogu-insanin-hayatinin-kocaman-benzeri-parcasi-olan-yaseminlerin-17-birlik-ozelligi-57023bef3787a[1]

Eğer hissettiğiniz gibi olduğunuza inanıyorsanız, hayatınız gerçekten de düşüncelerinizden ve duygularınızdan filizlenir. Olumlamalar veya olumlu cümlelerin tekrar tekrar söylenmesi ruh halinizi çok daha yüksek seviyelere çıkarabilir. Düşüncelerimizi kelimelere dökerek ve daha sonra da niyete çevirerek istediğimiz şeylerin gerçek olmasını destekleyebiliriz. Olumlamalar kendini geliştirmenin kanıtlanmış bir yöntemidir çünkü beynimizin yeni bir şekilde çalışmasını sağlarlar ve insanların hayatını değiştirebilirler. Bilimsel kanıtlar da kendinle pozitif konuşmanın beyinde değişiklikler yarattığını doğrulamaktadır. Aşağıdaki 10 güçlü olumlama hayatınızı değiştirebilir:

En ilham verici olumlamalardan biri günlük olarak kendinize hayatınızda büyük şeyler başarabileceğinizi söylemektir. Tüm vizyonunuza ve hayallerinize odaklanın ve daha sonra bu vizyona duyguları ekleyin. Kendinize söyleyerek ve büyük şeyler başarabileceğinize inanarak bu durumu gerçeğe dönüştürebilirsiniz.

2- Bugün Enerji ve Neşeyle Doluyum

Neşe sizin içinizden gelir, dışarıdan değil. Ayrıca uyanır uyanmaz başlar. Dolayısıyla sabah kalktığınızda bu olumlamayı tekrarlamayı alışkanlık haline getirin.

3- Kendimi Olduğum Gibi Kabul Ediyor ve Seviyorum
Kendini sevmek, sevmenin en saf ve yüksek şeklidir. Kendinizi sevdiğinizde otomatik olarak kendinizi kabullenmeye ve kendinize saygı duymaya başlarsınız. Eğer yaptığınız şeylere özgüven duyar ve bunlardan gururlanırsanız kendinizde yeni bir ışık göreceksiniz. Böylece daha büyük ve güzel şeyler yapmak için cesaretiniz olur ve ilham alırsınız.

4- Vücudum Sağlıklı, Zihnim Parlak ve Ruhum Sakin

Sağlıklı bir vücut sağlıklı bir zihin ve ruhla başlar. Bunlardan herhangi biri olumsuz duygulardan zarar görürse, diğerleri de etkilenir. Hastalığın ve sağlığın bir numaralı kaynağı sizsiniz. Dünyadaki tüm sorunlara bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde size gelmeleri için verdiğiniz izni geri alabilirsiniz Hastalıklarınızı ve kusurlarınızı fethedebilir, her gün yenmeye devam edebilirsiniz.

5- Her Şeyi Yapabileceğime İnanıyorum

Bunu her gün kendinize söylemeniz gerekir. Çünkü hevesli kalmanız için çok önemli bir cümledir. Bunu söyleyerek her şeyi yapabilme, başarabilme yetisine sahip olursunuz

6- Şu An Olan Her Şey Benim Nihai İyiliğim İçin Oluyor

Kurbanlar, kazalar, tesadüfler yoktur. Siz ve çevrenizdekiler parçası olduğunuz şeyleri çekersiniz. Her şeyin gerçekleşmek için bir nedeni olduğuna ve mükemmel bir senkronizasyonla aktığına inanın. Gerçekleşen ve gerçekleşecek her şeyle barış içinde olun. Böylece korkularınız eriyip gider.

7- Hayatımın Mimarı Benim, Temelini Ben Attım ve İçindekileri Ben Seçtim

Her gün uyandığınızda kendinize bu cümleyi söyleyin. Her yeni gün yeni bir başlangıç sunar ve etrafınızdakiler üzerinde bir etki bırakır. Bu günü istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz çünkü hayatınızın mimarı sizsiniz. Eğer gününüze olumlu bir düşünceyle başlarsanız gününüzü mükemmele dönüştürebilirsiniz.

8- Geçmişte Bana Zarar Verenleri Affettim ve Onlardan Sakince Uzaklaştım

Bu yapılanları unuttuğunuz anlamına gelmez ancak yaptıklarıyla ve aldığınız derslerle barışık halde olabilirsiniz. Affetme gücünüz hayatınıza devam etmenizi sağlar ve herhangi bir tecrübeye tepkiniz diğerlerinin sizin hakkında ne düşündüğünden bağımsızdır. 1000 kişiyi affetseniz ve hiçbiri sizi affetmese bile, onların aynı noktaya gelene kadar sahip olamayacağını bildiğiniz bir barış ve özgürlük hissi tadarsınız. Onları affetmek ayrıca size nasıl tepki verdiklerini de anında değiştirir.

9- Zorlukları Başetme Yeteneğim Sınırsızdır, Başarma Potansiyelim Sonsuzdur

Basitçe şöyle söylenebilir: Kendinize koyduklarınız dışında hiçbir limitiniz yoktur. Nasıl bir hayat istiyorsunuz? Sizi durduran ne? Kendinize hangi engelleri zorluyorsunuz? Bu olumlama bütün sınırları fark etmenizi sağlar.

10- Bugün Eski Alışkanlıklarımı Bırakıyorum ve Yeni, Daha Olumlu Alışkanlıklar Ediniyorum

Zor zamanların hayatın geçici dönemleri olduğunu fark edin. Eski alışkanlıklarınızı bıraktıkça bunlar da geçecektir. İçinizde bulunan yaratıcı enerjiyle her şeye uyum gösterebilen bir varlık olmanız sizi sürekli yeni ve parlak fikirlere doğru götürüyor.

Sağlıkla Kalın

kaynak: facebook sağlıkla kal sayfası

Fatoş Pabuççu Tuncay

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

GEÇMİŞ ŞİMDİKİ ZAMANI ETKİLEYEBİLİYOR , PEKİ GELECEK ETKİLEMİYORMU ? KUANTUM ZAMAN VE TERSİNE NEDENSELLİK

ingilizcegramerdersleri_1327310949101[1]

 

Geleceğin şimdiki anı etkilemesi

Tam şu an saatinize bakın. Gördüğünüz zaman anına nerd…en geldiniz? Elbette bir önceki andan, yani geçmişten geldim diyebilirsiniz. Peki ya tersi mümkün olamaz mı? Geçmişte değil fakat gelecekte yer alan olaylar sizi bu noktaya getirmiş olamaz mı? Yapılan yeni deneyler bu konuda tartışmalı sonuçlar sunuyor.
Şu an bu yazıyı okuyor olmanız, öncesinde gelişmiş olan olayların sonucunda geldiğiniz bir durum mudur? Geçmişte olanların bizi şu an bulunduğumuz noktaya getirmiş olduğu konusunda çoğumuz hemfikiriz. Ancak bilim dünyası ikinci bir ihtimalin de üzerinde duruyor. Bu teoriye göre yalnızca geçmişteki olaylar değil, henüz gerçekleşmemiş gelecekte yer alan olaylar da yaşadığımız anın üzerinde etki sahibi olabilir. Neden-sonuç ilişkisinin sadece geçmişten geleceğe değil, fakat gelecekten geçmişe doğru da akabileceğini ön gören ve tersine-nedensellik diye isimlendirebileceğimiz bu düşünce, geçmişimizin bizi geleceğe doğru ittiği tablonun yanında geleceğin geçmişe uzanıp bizi kendine doğru çektiği bir senaryoyu da gündeme getirmektedir.

Kuantum teorisi belirsizlik ilkesine dayalı bir olasılıklar kuramıdır. Bu nedenle parçacıkların örneğin konum veya hız gibi kesinlik barındıran özellikleri yoktur. Bunun yerine, konumu veya hızı bir ölçüm yaparak tespit etmeye kalktığımızda, hangi olasılıkla hangi sonuçları elde edeceğimizin bilgisini barındıran olasılıklar bütünü veya teknik tabiriyle “kuantum olasılık dalgası” vardır. Herhangi bir parçacığın durumunu tespit etmek için bir ölçüm yapıldığında, parçacığa ait olasılık dalgasının barındırdığı olasılıklardan biri gerçekleşmiş olarak gözlenir. Bu ölçüm gerçekleştirilmeden önce bütün olasılıkların bir arada bulunduğu bir superpozisyon durumu geçerlidir. Dolayısıyla ölçüm yapmak suretiyle parçacığın hangi konumlarda bulunabileceği bilgisini oluşturan olasılık dalgasını ve dolayısıyla superpozisyon durumunu imha etmiş ve belirli bir konum tespit ederek belirli bir kesinlik meydana getirmiş oluruz. Ölçüm olayı bu bağlamda yıkıcı bir olaydır ve herhangi bir kuantum sisteminin olasılık dalgasını yıkmadan netice veren bir ölçüm veya gözlem yapmak imkânsızdır. Ancak en büyük problem, ölçüm sonucu hangi olasılığın gerçekleşeceğini belirleyen hiçbir mekanizmanın olmamasıdır. Yani olasılıklardan biri “rastgele” gerçeklik kazanır.

Örneğin radyoaktif bozunmaya uğrayacak olan birbirinin tıpatıp aynısı iki atom hayal edelim. Bozunma olayının ne zaman olacağı kuantum mekaniksel çerçevede tamamen olasılığa bağlıdır. Atomlardan biri 5 dakika sonra bozunurken diğeri 5 yıl sonra bozunabilir. Bu olasılıkları hesap edebiliriz ancak olasılıklardan hangisinin ne zaman gerçekleşeceğini kesin olarak söyleyemeyiz. Çünkü olasılıklardan hangisinin gerçekleşeceğini belirleyen bilinen hiçbir neden-sonuç ilişkisi yoktur. İhtimallerden biri tamamen rastgele gerçekleşir. Geçmişten geleceğe akan etkileşimi esas alan klasik nedensellik modeli bu olayı izah etmekte yetersiz kalır. Çünkü atomların geçmişi, bozunmanın ne zaman gerçekleşeceğine dair neden-sonuç ilişkisi kurabileceğimiz herhangi bir bilgi taşımamaktadır. Dolayısıyla atomların başından geçmiş olanları incelemek hiçbir işe yaramaz. Bozunuma anının rastgele değil, fakat bir etki ile belirlenmekte olduğunu kabul edersek ve bu etki bozunma anının öncesinde, yani geçmişte yer almıyorsa, o halde gelecekte yer alıyor olabilir mi? Neden-sonuç ilişkisi kuramıyor olmamızın nedeni, aradığımız nedenin henüz gerçekleşmemiş olması olabilir mi? Tersine nedensellik teorisine göre bu sorunun cevabı evet olmalıdır. Bu teoriye göre birbirinin tıpa tıp aynısı olan iki atomun durumunda aslında bir fark vardır ancak bu fark geçmişten değil, gelecekten gelmektedir. Bu ihtimali kabul edersek, neden-sonuç ilişkisiyle barışık bir kuantum teorisinden söz edebiliriz belki.

Bu iddiaların deneylerle test edilebileceğini düşünen Jeff Tollaksen ve Yakir Aharonov, her bir aşamada parçacıkların spin özelliklerine yönelik özel ölçümlerin gerçekleştirildiği üç aşamalı bir deney tasarladılar. Gelecekteki olayların geçmişi etkilediğini iddia eden tersine nedenselliğe delil getirmek için 2.aşamada gerçekleşen ölçümlerin, gelecekte yer alan 3.aşamadaki ölçümlerden hali hazırda etkilenmiş olduğunu göstermek gerekir. Deneyi daha iyi anlamak adına suyun ortasında duran bir sandal düşünelim. Suyun zamanı temsil ettiğini kabul edelim. Sandalın bulunduğu konum şimdiki anı, arkasındaki su kütlesi geçmişi, önündeki su kütlesi ise geleceği temsil etsin. Bu temsilde geçmişin şimdiki anı etkilemesi, sandalın arkasındaki su kütlesinde yayılan bir dalganın gelip sandala çarparak onu sallaması gibidir. Geleceğin şimdiki anı etkilemesi ise sandalın önündeki su kütlesinde yayılan bir dalganın gelip sandala çarparak onu sallaması gibidir. Hem geçmişin hem de geleceğin şimdiki anı etkileyebildiğini söylemek, hem önden hem de arakadan gelen dalgaların aynı anda sandala çarpması demektir. İki dalganın sandala çarpması, tek bir dalganın çarpmasına kıyasla daha şiddetli bir tepkiye neden olur diyebiliriz. O halde su dalgalarını kuantum olasılık dalgası ile değiştirelim. Sandal örneğinde geriden gelen dalga gerçek deneydeki 1.ölçümü, sandalın konumundaki durum 2. ölçümü, önden gelen dalga ise deneydeki 3. ölçümü temsil etsin. Eğer sadece geçmiş değil fakat gelecek de şimdiki anı etkileyebiliyorsa, 2.ölçümde tespit ettiğimiz durum, hem geçmişten hem de gelecekten yayılarak gelen kuantum olasılık dalgalarının bileşik etkisini taşıyacağından (tıpkı sandala iki dalgalanın çarparak daha şiddetli sallaması misali) bazı kuantum olasılıkların şiddetlenmesine neden olacaktır. Geleceğin şimdiki anı etkilemesi söz konusu değilse, bu durumda bahsini ettiğimiz şiddetlenme olmayacaktır. Deneyde 2.ölçüm esansında buna benzer bir şiddetlenmenin gözlenmesi, henüz gerçekleşmemiş 3.ölçümün 2.ölçümü etkilemiş olduğuna işaret edecektir.

Ancak dikkat ederseniz bu deney senaryosunda çok önemli bir problem var. Daha önce belirttiğimiz üzere ölçüm işlemi, kuantum olasılık dalgasını imha etmektedir. Deneyin kilit noktası 2.ölçümdeki olasılık dalgasının durumudur. Ancak ölçümler neticesinde olasılık dalgaları imha olacağından deneyin gerçekleştirilmesi mümkün görünmüyordu. Bu problemin üstesinden gelmek için “zayıf ölçüm” adı verilen yeni bir teknik geliştirildi. Normal ölçüme kıyasla son derece zayıf bir etkileşim sergilediğinden dolayı bu ölçüm işlemi sistemin kuantum superpozisyon durumunu imha etmez. Yani olasılık dalgası halen varlığını devam ettirir. Ancak bunun bedeli olarak tek bir ölçüm işleminde kesinlik içeren bir sonuç bilgisi elde edilemez. İşe yarar bir bilgiye ancak zayıf ölçümleri binlerce kez tekrarlamak suretiyle elde edilen büyük bir veri yığınının analiz edilmesiyle erişilebilir. Bu metot ile yapılan deneyler gerçekten de 2.aşamada bir şiddetlenmenin olduğunu gösteren sonuçlar verdi. Ancak deneylerin tersine nedenselliği ispatladığını söyleyemeyiz. Öncelikle zayıf ölçüm işleminin binlerce kez tekrar edilme gereksinimi, her üç aşamanın tek bir deneyde incelenmesini imkânsız kılmaktadır. Elde edilen sonuçlar toplam değerlerdir. Daha net bir şey söyleyebilmek adına geleceğin şimdiki anı etkileyip etkilemediğini deneylerde tek tek incelemeye kalktığımızda ise elde edilen veriler, ölçümlerin çok zayıf olmasından dolayı, cihazların hata paylarının dahilinde kalmakta ve kesin bir şey söylemeyi mümkün kılmamaktadır. Görünen o ki bu teori bilim dünyasını bir süre daha meşgul edecek ve yeni deneylerin çıkış noktası olacak.

Kaynak: Artificial Intelligence Önder Dağ’ya aittir

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sinüzit için Kolay Doğal Tedaviler

sinuzit[1]

 

Sinüzit burun ve genizdeki iltihaplı sinüslerde ve burun çevresindeki kemiklerde oluşur. Bir çok nedeni olan bu sorun akut ve kronik olabilir.

Bu makalede sinüziti ve belirtilerini (aşırı mukus, tıkanma, dolu burun, başın bazı bölgelerinde ağrı, öksürük ve yorgunluk) tedavi etmek için kolay, ucuz ve doğal yöntemleri bulacaksınız. Ayrıca sizlere aşırı mukusa sebep olan yiyeceklerden ve bu doğal tedavileri uygulama yöntemlerinden bahsedeceğiz.

Doğal tedavi

Sinüziti doğal olarak tedavi etmek için aşağıdaki kolay, ucuz ve etkili yöntemi uygulayabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan malzemeler:

Seramik veya plastik Tibet neti kabı: Bu, küçük bir çaydanlığı andıran ve burun ile geniz kanallarını açmak için kullanılan bir araç. Neti kabını eczanelerde veya sağlık dükkanlarında bulabilirsiniz. Bu, burna aşırı kuvvet uygulayan spreylerden daha sağlıklı bir ürün.
•Deniz tuzu: Her kaşık tuza iki buçuk katı su ile karıştırın. Deniz tuzunu sağlıklı ürünler satan dükkanlarda, süpermarketlerde veya diğer dükkanlarda bulabilirsiniz. Yeterli miktarda bulamazsanız, 1 litre doğal su ile 3 çay kaşığı deniz tuzunu tamamen çözülene kadar karıştırın.

deniztuzu

Kullanımı

Neti kabı ile deniz tuzunu kullanarak sinüsleri temizlemek için:
•Kullandığınız neti kabının ve suyun temiz olduğuna emin olun.
•Tuzlu suyu neti kabına koyun ve başınızı kabın üstüne suyu yakalayacak şekilde yerleştirin.
•Bunu her zaman nefes almak için ağzını açarak yapmalısınız. Sonra öne eğilin.
•Neti kabını sol burun deliğine yerleştirin, rahatlayın ve suyun sağ delikten akmasına izin verin.
•Ardından burnunuzu yavaşça nefes alarak aşırı mukus ve toksinlerden iyice temizleyin.
•Aynı şeyi sağ burun deliğinizde uygulayın.

neti2[1]

Faydaları

Bu tekniği uyguladığınız zaman, aşağıdaki faydaları göreceksiniz:
•Daha iyi nefes alma kapasitesi.
•Sinüste bakteri veya toksin birikimine sebep olan mukusu atacaksınız.
•Gözler, kulaklar ve burnun diğer tıkalı bölgeleri temizlenir.
•Beyne bağlı sinir uçları aktifleşir.
•Migrenleri ortadan kaldırır.
•Konsantrasyonu arttırır.
•Uykusuzluğu önler.
•Zindelik ve rahatlama hissi.
•Horlamayı azaltır.

Aşırı mukusa sebep olan yiyecekler

Burun kanallarını temizlemenin yanı sıra mukusa sebep olan yiyeceklerden kaçınmanız da önemli. Aşağıda bu yiyecekleri bulacaksınız:

•Süt ürünleri, (özellikle inekten). Bunun yerine keçi, koyun vb. süt ürünlerini tercih edin veya sebzelerden üretilen sütleri için. (yulaf ezmesi, pirinç veya badem sütü gibi)
•Rafine unlar, özellikle beyaz ekmek veya hamur işleri. Bu ürünleri tüketmeyin veya olabildiğince kaçının. Bunlar yerine galeta, pirinç veya mısır ekmekleri tüketin.

 

Diğer öneriler

Bu tedavinin yanı sıra aşağıdaki etkili geleneksel tedavileri uygulayabilirsiniz:
•Isırgan otu çayı: Temizleyicidir ve aşırı mukusu temizler.
•Ezilmiş sarımsak: Bu mukusu azaltan mukolitik etkisi yaratır. Yediğiniz yemeklere ekleyebilirsiniz (ayrıca Tibet sarımsak kürünü uygulayabilirsiniz). Eğer sindirimde sorun yaşıyorsanız sarımsak takviyesi alabilirsiniz.
•Ayrıca bilinen eski bir Kızılderili tedavisi, Hopi mumları veya kulak mumlarını uygulayabilirsiniz. Bunlar bal mumu, bitkiler ve diğer şifalı malzemelerle hazırlanan konilerdir. Bunlar genelde kulak kirini ve tıkanıklığını temizlemek için kullanılıyor ama dolaylı yoldan sinüsleri de temizliyor. Bu mumlar eczanelerde, aktarlarda, doğal ürün dükkanlarında bulunabilir. Eğer kulak zarınız hasarlıysa, kulak dışında alerji veya cilt probleminiz varsa veya kulak iltihaplanması yaşıyorsanız kullanmayın. Herhangi bir tedaviyi uygulamadan önce kullanım kılavuzunu iyice okuyun.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »