Üstün Dökmen’in “Küçük Şeyler” Adlı Kitabından Manası Büyük 10 Alıntı

üstün-dökmen-sözleri[1]

 

1.Ekmeğe gösterdiğimiz saygıyı birbirimize göstersek, ne güzel olurdu.
Ben ülkemde yerdeki ekmeğe tekme atıldığını hiç görmedim. Ama yerdeki insana tekme atıldığını çok gördüm. Yerdeki ekmeklere gösterdiğimiz saygıyı birbirimize de göstereceğimiz günlerin gelmesini diliyorum.

2.Köy sakinIeri yağmur duasına çıkmışIardı. Bütün köy ahaIisi topIandı. İçIerinden sadece birinde şemsiye vardı. Bu inançtır.

3.İnsanoğlu bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor.

4.Allah’ım bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirme gücü ver. Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmemi sağla, ikisini ayırt edebilmem için de akıl ver.

5.Övgüde, iltifatta mehter adımı gidiyoruz da, olumsuzu söylemekte dörtnalayız.

6.Siz muhteşem bir evrende yaşayan ve onu beyninde taşıyabilen bir varlıksınız.
Madem böyle muhteşem insanoğlu, o halde niçin böylesine yalnız, mutsuz ve öfkeli…

7.Yaşamınızda ki küçük şeylerde büyük tatlar bulmak sizin sorumluluğunuzdur.

8.Bir Çinli bilgenin sözü: Doğduğun zaman 1’sin,sapsade 1. Zamanla 1’in sağına sıfırlar eklersin; diplomaların olu, unvanların, rollerin, rozetlerin olur, evler, arabalar alırsın. Bunların her biri sıfırdır ama 1’in sağına eklendikçe senin değerin artar. Şu hale gelirsin:
100000000000…0
Bütün bu sıfırların ne zamana kadar değeri vardır? Sen hayatta olduğun sürece. Sen öldün, 1 gitti, 00000000…0 oldu, sıfırların hiçbir anlamı kalmadı. İşte “1” bizim psikolojik rollerimizi, 0’lar sosyal rollerimizi sembolize eder. Bütün 0′ lar gitse de , 1 hala elimizdedir ve onun değerini bilmeliyiz.
9.Varoluşumuzu yaşayamadığımız zaman sahip olduğumuz toplumsal rolleri, giderek öz varlığımızdan üstün tutmaya başlıyoruz!

10.Önemli olan,hata yapmamak değil,
Yapılan hatalardan ders almak…

Parmaklarınızın Şekli Kişiliğinizi Belirliyor!

parmak-tipi[1]

 

Bir insanın sadece ellerine bakarak o kişi hakkında birçok şey söyleyebilirsiniz. Peki parmaklar? Hakkımızda bizim tahmin ettiğimizden daha fazla şeyi ortaya çıkarabilirler. Biz de şimdi sizlere parmaklarınızın şekline bakarak kim olduğunuzu söyleyeceğiz.
Kendi Parmak Tipinizi Seçin

A) Düz Parmaklar
Eğer ki parmaklarınızın şekli düz ise; siz genellikle güçlü ve dirençli insanlarsınız. Bağımsızlığınıza düşkün ve duygularınızı içinizde yaşamayı, duygularınızı insanlara göstermemeyi tercih eden kişilerdensiniz ama aynı zamanda oldukça duygusal ve hassassınız. Ve tabi ki sevgiyle dolu kocaman bir kalbiniz var.
B) Sivri Parmaklar
Eğer ki parmaklarınızın şekli sivri ise; genellikle siz yaratıcı ve sadık bir kişiliğe sahipsiniz. Bir kere bir insana kalbinizi verirseniz bütün ilginizi o kişilere yönlendirir ve asla onların güvenlerini kırmazsınız. Bir şeye kendinizi gerçekten adarsınız. Öyle ki kendinize bir hedef koyarsınız ve bu hedefe ulaşana kadar hiçbir şey sizi durduramaz. Bazen de kendinizi bu kadar adadığınız insanlar tarafından kırılmak veya incitilmek en büyük korkunuz haline gelir.
C) Büyük Eklemli Parmaklar
Eğer ki parmaklarınızda bulunan eklemler büyük ve daha belirgin ise genellikle keyfinizi kaçıran ne varsa ondan çabucak kurtulmayı biliyorsunuz. Genellikle meydan okumaları kabul etmiyorsunuz. Kendi yaşam alanınızın dışına çıkmaktan pek hoşlanmıyorsunuz. Etrafınızdaki insanların düşündüklerine karşı her zaman saygılısınız. Başkalarını taklit etmekten hiç hoşlanmazsınız. Hassas bir ruhunuz var ve insanları incitecek ya da kıracak şeyler yapmadan iki kere düşünürsünüz.

Kaynak: filoji

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bu sorunun yanıtını 1000 kişiden 1’i biliyor!

 

Matematiğinizin ne kadar iyi olduğunu düşünüyorsanız önce bu soruyu yanıtlamanızda fayda var. Sayı dizilerinden oluşan bu zekâ testi, interneti kasıp kavuruyor.

Testi hazırlayan ekip, 1000 kişiden yalnızca 1 kişinin ikinci muhtemel sonucu çıkarabildiğini söylüyor. Peki siz ne yaptınız? 1000’de 1’in içinde misiniz, yoksa siz de herkes gibi misiniz?
Sıra çözümde;

1- Normal kişilerin yanıtı
Çoğu insan ilk dizide 1 ile 4’ü toplayarak 5 sonucuna ulaşıyor.
Akabinde ikinci dizedeki 2 ile 5’i topluyor ve çıkan sonucu ilk dizinin toplamı olan 5’e ekleyerek 12 sayısını buluyor.

Çoğunluk aynı süreci üçüncü diziye de uyguluyor ve 3 ile 6’yı topluyor ve çıkan 9 rakamı yukarıdaki dizinin sonucu olan 12’ye ekliyor. Yani 9 artı 12 eşittir 21.
Son dizide ise 8 ile 11’i toplayıp 19 sonucuna ulaşılıyor ve önceki dizinin sonucu olan 21’e eklenip 40 bulunuyor.

2- Zekilerin yanıtı
Testi hazırlayanların iddiasına göre; bu çözüme 1000’de 1’in içine giren zeki insanlar ulaşıyor.
Elbette 1 ile 4’ü topladığımızda 5 sonucu çıkıyor. Ancak zeki insanlar 5 sonucuna 1 ile 4’ü çarpıp 1 ekleyerek ulaşıyor.

Bu formülü ikinci dizi için de uyguladığımızda, 2 ile 5’i çarpıp 2 eklememiz gerekiyor. Böylece 12 sonucu çıkıyor.
Ve üçüncü dizi için 3 çarpı 6 eşittir 18. Formülü uygulayıp 3 daha eklediğimizde hesap tutuyor ve 21 çıkıyor.

Son ve alternatif cevaba ulaşmak için 8 ile 11’i çarpıyoruz. Zekiler yukarıdaki formülü devreye sokup 88’e 8 daha ekleyip 96 çıkarabiliyor.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Ben Karşı Cinste Zekaya Bakıyorum…

20139880_10155431764762557_5658214612593186729_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Buda Öğretisinden Hayatınızı Değiştirecek 12 Mükemmel Öğüt

BUDA[1]
1. Önce kendi gideceğin yolu öğren, sonra öğretmeye kalk.

2. Bırakmayı öğren. Mutluluğun anahtarı budur.

3. Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir, bu ölümsüz kanundur.

4. Varlığın öteki kıyısına vardığında önce, sonra ve ortada olandan vazgeç.

5. Sizi kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. Kendi kendinize ışık olun.

6. Damı basit yapılmış bir eve yağmur dolması gibi, derin düşünmeyen beyine de tutku öyle dolar.

7. Gökten altın yağsa insanın arzuları doyurulamaz. İsteğin küçük bir zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, bilge kişidir.

8. Öfkeniz yüzünden cezalandırılmayacaksınız, öfkeniz tarafından cezalandırılacaksınız.

9. Geçmişte kim olduğunu bilmek istiyorsan, şu an kim olduğuna bak. Kim olacağını bilmek istiyorsan, ne yaptığına bak.

10. Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir.

11. İnsanIar arasında nehri geçip karşı kıyıya uIaşan azdır. Büyük bir çoğunIuk nehrin kıyısında bir aşağı bir yukarı doğru koşup durur.

12. NedenseIIik, etkiIeşim, koşuIIar ve ayırt edici aIgıIama..dört büyük eIement bunIardandır.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Farkında Olmadan Devam Ettirdiğimiz Şaman Köklerimizden Gelen 15 Türk Geleneği

maxresdefault[1]

 

1. Mevlit ve ilahi
Şamanizmde müzik hayatın ve ayinlerin değişilmez bir parçasıdıydı. Oysa İslam dininde müzik pek hoş görülmez ve Kur’an’ın müzikle okunması kesinlikle günahtır. Ancak buna rağmen Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu’da Hz.Muhammed’in Hz.Ali’nin hayatları müzikle okunmaktadır. Mevlit ve İlahiler sadece Anadolu’da uygulanan müzikli anlatımlardır. İslam dininde ölünün ardından mevlit merasimi diye bir uygulama başka hiç bir islam coğrafyasında yoktur.

 

2. Satı ve Satılmış isimleri
Çocuklara “satı” ya da “satılmış” ismini vermek şamanizmden gelmektedir. Şamanizme göre her iyinin getirinin bir kötü götürüsü olmak zoruda idi.  Bu yüzden her yeni bebek doğan eve aynı zamanlarda bir de ölüm uğrayacağına inanılırdı. Ölümün ise hanedeki en zayıf kişi için geleceğine inanılırdı ve bu durumda zayıf olan yeni doğan çocukların ilk hedef olacağı düşünülürdü.

Bu inanca göre yeni doğan çocukları ölümün pençesinden korumanın en güvenilir yolu çocuğu geçici bir süre için komşulara ya da tanıdıklara vermekti. Bebek başkalarına verildikten birkaç hafta sonra ölümün ziyaret edip gittiği farzedilir ve çocuk komşu ya da tanıdıklardan sembolik bir hediye karşılığı geri satın alınırdı. Olay itibariyle belli bir süre de olsa satılıp geri alınan bu bebeklere “Satı” ya da “Satılmış” ismi konurdu.

3. Mezar ucundaki küçük su oyukları
Mezarların ayak ucunda bulunan küçük su oyukları şamanizmde ruhların susadıklarında kalkıp oradan su içecekleri inancına dayanarak yapılırdı. Müslümanlığa geçişle birlikte bu Türk geleneği susamış kuşların faydalanacağı düşünülerek Anadolu’da devam ettirilmiştir.

4. Ölülerin ardından yapılanlar
Ölülerin arkasından yemek pişirmek veya helva dökmek aslında eski Türklerin yuğ törenlerinden kalma bir gelenektir. “Ölü aşı” adı verilen bu gelenek, Divan-ı Lügat-it Türk’de bu yemeğe “YuğBesen” olarak kendine yer bulur.

 

5. Makas – bıçak vermeme
Makas, bıçak gibi kesici aletleri elden ele verirken üzerine tükürmek veya elden vermeyi tamamen redderek herhangi bir yere bırakarak karşıdaki kişinin almasını beklemek şamanizm kaynaklı eski bir Türk davranışıdır.

6. Hapşurana çok yaşa demek
Anglo-sakson kültürlerde hapşuruk karşısında “Tanrı kutsasın” anlamına gelen “God bless” kalıbı kullanılmasına rağmen, biz Türkçe’de “çok yaşa” deriz. Bunun sebebi Şamanizm inancına sahip eski Türklerin ruhun nefeste taşındığına inanmasıydı. Hapşuruğun ani nefes çıkışına sebep vermesinden ötürü kişinin ruhunun vücudundan ayrılmasında korkulur ve çok yaşa denilerek iyi niyet ve endişeler beyan edilirdi.

7. Kapı eşiğine oturmama
Şamanizme inanan eski Türklerde bazı hayvanlar çok sevilir, değerli görülürdü. Eski Türk toplumunda neredeyse insan kadar değer gören atlarında ruhları olduğuna inanılır ve ölümlerinden sonra sahibinin kapısının eşiğinde beklediğine inanılırdı. Dolayısıyla eşiğe oturarak ya da basarak hayvanın ruhun incitilebileceği düşünülür, eşikler atlanılarak geçilirdi.

8. Kurşun dökme
Kurşun dökme adeti de şamanizmden gelen geleneklerindendir. Şamanizmde bu olaya “kut dökme” adı verilirdi. Kötü ruhlar tarafından çaldığına inanılan “talihi, saadeti” geri döndürmek için yapılan bir çeşit ayindi.

9. Mezar taşı
Özellikle eski yıllarda yüce kabul edilen kimselerin ölümlerinden sonra ruhlarından medet ummak ve mezarlarının kutsal görülmesi şaman geleneğin devamıdır. Mezarlara büyük taşların dikilmesi ve bu taşın sanat eseri haline getirilecek kadar süslenmesi İslam coğrafyasında sadece Anadolu’da görülmektedir.

10. Nazar inancı
Anadolu’da hatta modern şehirler de dahi halk  arasında “nazar” inancı çok yaygındır.
Bazı insanların olağandışı özellikleri olduğu ve “kenafir” adledilen bakışları ile karşılarındaki kimselere rahatsızlık vererek, kötülük getirebileceğine inanılır. Bunun önüne geçmek için nazar boncuğu, göz boncuğu gibi takılar takılır. Bu inanış da Şamanizm’den kalmadır.

11. Gidenin ardından su dökmek
Şaman kültüründeki suyun kutsallığı olgusunun doğurduğu adettir. Su berekettir, kutsaldır. “Su gibi çabuk dön, ak geri gel, ak çabuk, kazasız belasız git” demek için su dökülür ve bu adet günümüzde bile hala devam etmektedir.

12. Tahtaya vurmak
Eski Türkler göçebeydi ve daha önce görmedikleri coğrafyalarda çok dolaşırlardı. Daha önce girmedikleri ormanlara girerken, ormandaki kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurarak ilerlerdiler. Tahtaya vurma adeti, sadece Türk kültüründe değil geçmişte şamanizm inanışına sahip olmuş bir çok Avrupa kültüründe de vardır.

13. Ölünün ardından toplanmak
Birisi öldükten sonra evinde toplanıp dua okumak, bu toplanma işini 7, 21, 40 günde bir tekrarlamak gibi eylemler Şaman kültüründen kalmadır. Eski Türk inanışına göre ruh fiziki bedenini 40 gün sonra terk etmektedir. Vefat edenin “40’ın çıkması” deyimi buradan gelmektedir. Şamanizm’de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın, öteki ruhlar karışmasın diye insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar ve ardı sıra yas tutarlardı. Bu gelenek bugün bile hala devam etmektedir.

14. Çocuklarımıza doğadan esinlenilmiş isimler koymak
Orta Asya Toplulukları ve tabi ki eski Türkler doğaya büyük saygı duymuşlardır. Fiziki çevrede bulunan dağ, dere, deniz, ırmak, ateş, fırtına, ay, güneş, yıldızlar gibi tabiat şekillerine ve olaylarına saygı hisseden eski Türkler çocuklarına bu saygı neticesinde doğaya öykünen isimler koymuşlardır. Bugün çocuklarımıza verdiğimiz isimlerin birçoğu da aslında bu derin saygıdan kaynaklı bağlardan dolayıdır.

15. Ağaçlara, türbelere çaput ve bez bağlamak
Şamanizm inancında dilek dileme şekli, saygı duyulan ve yaşamın sembolü kabul edilip, yaşam üzerinde yüce etkileri olduğu düşünülen büyük ağaçlara ve bunların dallarına küçük kumaş parçalarını bağlamak sureti ile gerçekleşirdi.

Günümüz Türkiye’sinde bu eski Şaman geleneği halen devam etmektedir. Temelinde ise doğadaki yüce ruhlu ağaçların iyi ruhlu insanlara yardım edebileceği inancı yatmaktadır

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Hintli işadamı yatırımcı, yardımsever ve Tata Sons’un başkanı Ratan Naval Tata’nın Londra’daki konuşmasından güzel satırlar:

26tata[1]

 

Hintli işadamı yatırımcı, yardımsever ve Tata Sons’un başkanı Ratan Naval Tata’nın Londra’daki konuşmasından güzel satırlar:
👉1.
Çocuklarınızı zengin olmaları için eğitmeyin.
Onları mutlu olmaları için eğitin.
Böylece yetişkin olduklarında eşyaların fiyatını değil değerini bilirler.
👉2.
Yiyeceklerinizi ilaçlarınız gibi yiyin.
Aksi durumda yiyeceğiniz olarak ilaçları yemek zorunda kalırsınız.
👉3.
Sizi seven hiçbir zaman terketmeyecektir
çünkü bırakmak için 100 sebep de olsa
tutmak için bir sebep bulacaktır.
👉4.
İnsanoğlu olmakla insan olmak arasında pek çok fark vardır.
Çok azı bunu anlar.
👉5.
Doğduğunuzda sevilirsiniz.
Öldüğünüzde sevileceksiniz.
Arasını
Siz başarmalısınız…!
Hızlı yürümek istiyorsanız yalnız yürüyün..!
Fakat
Uzun yürümek istiyorsanız beraber yürüyün..!!
Dünyadaki altı en iyi doktor
1.Güneş ışığı
2.Dinlenme
3.Egzersiz
4.Diyet
5.Kendine Güvenmek
&
6.Arkadaşlar
Hayatın her aşamasında bunları devam ettirin ve sağlıklı hayatın keyfine varın.
Kendinize inanın ki hayat denilen yolculuğun keyfini yaşayın.

Evde Domates Nasıl Kurutulur?


Güneşte Kurutulmuş Domates Yapımı
Domatesleri kurusu yapmak için en uygun mevsimler, Temmuz sonu ile Eylül ayının başı arasındaki dönemdir.

Öncelikle domatesler iyice yıkanırlar ve durulanırlar. Daha sonra bu domatesler büyüklüklerine göre ikiye veya üçü bölünür. Domates dilimlerinde bulunan domates suyu hafifçe uzaklaştırılır ve ardından dilimler üzerine bir miktar tuz atılır. İyi güneş alan bir alana, su çekme özelliği olan ( plastik veya naylon olmayan ) bir bez serilir ve domates dilimleri seyrek bir şekilde bez üzerine dizilir. Bezin yeterince büyük olması, dilimlerin birbirinden yeterince uzakta olması gerekir. Aksi taktirde küflenme meydana gelebilir. Hatta domates kurutma için bez yerine ızgaralar da kullanılmaktadır ancak ızgaraların nem çekme kapasitesi olmadığında, bez de kurutmanın daha etkili olabileceği söylenmektedir. Eğer bez yeterince büyükse veya ikinci bir bez imkanı varsa domates dilimleri, kurumanın ikinci gününde başka bir bez üzerine de alınabilir. Bu şekilde yaklaşık 4-5 gün sonra domates kuruları hazır olacaktır.
Fırında Domates Kurutma Yapılışı
Yukarıda anlatılanlar aynen yapılır ve tuzlanmış domates dilimleri hazırlanır. Fırın, 70 ile 80 derece arasında bir dereceye kadar ısıtılır. Ardından fırın ızgarasına bu dilimler dizilir. Bu işlem 9-12 saat kadar sürecektir. 2-3 saate bir ara ara kontrol etmek fayda vardır. Eğer fırının her bölgesi eşit miktarda kurutma yapmıyorsa ara ara bakılıp, domates dilimlerinin yeri değiştirilebilir. 8. saatten sonra yapılacak kontrollerde kuruya domates dilimlerinin çıkarılmasında fayda vardır.
Sağlıcakla Kalınız…

Kaynak organik

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »