Şiirin hikayesi kısaca şöyle :
Bir gün padişah vehbiyi yanına çağırır ve “Bana öyle bir şiir yaz ki ilk mısrayı okuyunca içimden seni öldürmek, ikinciyi okuyunca ödüllendirmek gelsin” der ve ortaya şöyle bir şiir çıkar! …
Azm-ü hamam edelim,sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu,rahat etsin cism-ü can..
Lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağına yüzüğü,hatem-i zer drahşan..
***
Eğil eğil sokayım,iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kahkülüne nevcivan..
***
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan..
***
Salınarak giderken arkandan ben sokam,
Ard eteğin beline,olmasın çamur aman..
***
Kulaklarından tutam,dibine kadar sokam,
Sahtiyandan çizmeyi,olasın yola revan..
***
Öyle bir sokayım ki,kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına,hançerimi nagehan..
***
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeterki sen kulundan lokum iste her zaman..
***
Herkeze vermektesin,birde bana versene
Avuç avuç altını,olsun kulun şaduman..
***
Sen her zaman gelesin,ben Vehbi’ye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümüsselam…
Anadolulu kadın portreleriyle tanınmıştır. 3500 civarında resmi vardır. 1941 yılında Avni Arbaş, Agop Arad, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa, Mümtaz Yener ile beraber “Yeniler” grubunu oluşturmuş ve “Liman” adlı bir sergi ile toplumsal-gerçekçi sanat görüşünü ortaya koymuştur.
Resme olan tutkusu ile anne ve babasının ona karşı olan tutumunu kendi sözleri ile şöyle aktarır:
Resme olan tutkum yüzünden babamdan yediğim tokatlarla , söze başlamam gerekiyor önce: Mardin’de ilkokuldaydım. Bir tatil günü evde renkli kalemlerle resim yapıyordum. O zamanlar kullandığımız renkli kalemler kalitesiz olduklarından uçları hemen kırılıyordu. Külüstür bir çakı ile kırılan uçları açmak için uğraşıyordum. Ama kalemleri yontmak çok zor oluyordu. İşte, tam bu sırada duvara gömülü dolap içinde bir kutuda duran babamın usturaları geldi, aklıma. Çoktandır o usturaları kullanmadığını da biliyordum. Ama usturaları almaya korkuyordum. Babam evde olmadığı zamanlar, berbere gittiğinde almak daha kolayıma geliyordu, tabii. Usturalarla, renkli uçları kırılıveren kalemleri daha kolay yontabiliyordum. Yontabiliyordum ama usturaların o keskin ağızları da çabucak kırılıyordu. Resim yaptıktan sonra usturaları kutuya koyup dolaba kaldırdım. Kopacak fırtınayı bekliyordum. Şimdi bunları hatırladığımda yaşananların üzerinden sadece bir iki ay geçmiş gibi geliyor, bana. Babam dolabın kapısın açmış, elinde usturalarla önünde durmuş ve beni çağırıyordu. Yanına gittiğimde hiçbir şey söylemeden tokatları indirmeye başladı. Yeterince tokatladığına inanınca da usturaları bu hale niçin getirdiğimi sordu. Olayı olduğu gibi anlattım. Usturaları çok uzun zaman önce gördüğümü, kalemlerin uçunu açarken bu kadar kolay kırılacaklarını hiç sanmadığımı ve kendisinin de kullanmadığına göre lüzumlu olmadığını düşündüğümü söyledim. Babamın usturalarını kullanarak yaptığım resme ne oldu şimdi hatırlamıyorum. Ama resim yapmak, öylesine heyecan ve keyif verici bir şeydi işte.
Japonlar kırılan eşyalarını tamir ederken, kopan veya kırılan parçanın yerini altınla doldururlarmış!!! İnanışa göre, bir eşya ya da insan hasara uğramışsa, acı… çekmişse, o bundan sonra bir hatıraya sahiptir, ders almıştır ve artık olduğundan çok daha güzel ve değerlidir. Hayran kaldım bu inanışa.
....
İÇİLEBİLİR Sirkeyi sadece salata sosu olarak kullanıyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz! Çünkü içilebilir …sirke, soğuk algınlığından, iştahsızlığa, böbrek taşından kansızlığa kadar birçok derde deva olabilir
Belki siz de herkes gibi arada sırada içilebilir sirkeyi tencerelerinizi ovmak ve kireç tabakalarını yok etmekte kullanıyorsunuz. Hatta büyükanneniz size, saçlarınızı içilebilir sirkeyle durulamanın en pahalı saç kremlerinden daha iyi parlattığını ya da sivrisinek ısırıklarına iyi geldiğini öğretmiş olabilir.
Fakat, sirkenin faydaları bu kadarla sınırlı değil. Içilebilir Sirke, özellikle de içilebilir elma sirkesi, sağlığınızın dostu ve en değerli yardımcısıdır. Sayısız faydaları, onu her derde deva yapar ve içilebilir sirke, bu nitelikleriyle evdeki doğal eczaneniz de hatırı sayılır bir yeri hak eder. Sirke, kil ve magnezyum klorürle beraber sağlığınız için çok etkili bir sinerji yaratır.
ADAÇAYI SİRKESİ
150gr. adaçayı 1 lt. Içilebilir sirkeyi Adaçayını içine ekleyip bir ay boyunca dinlendirin. Bu sirke diyabete, hormonal sorunlara, yorgunluğa, aşırı terlemeye, mide ağrılarına, depresyona ve sıcak basmasına karşı bire birdir.
ON AROMALI SİRKE
Salatanızı tatlandırmak için kullanılabileceğiniz gibi sağlığınıza da çok iyi gelecektir. Bu karışımı üç hafta demlenmeye bırakın. Sonrasında salatanızı çeşnilendirmek için normal sirkeyle beraber ufak miktarlarda kullanabilirsiniz
15 gr. kıyılmış sarımsak
10 gr. kıyılmış soğan
30 gr. Pelin otu
15 gr. biberiye
15 gr. sedef otu
15 gr. adaçayı
10 gr. lavanta
8 gr. tarçın
3 gr. muskat
1 lt. Içilebilir beyaz üzüm veya elma sirkesi
Tamago-Su
Samurayların sihirli içeceği
Bu sihirden siz de faydalanmak ister misiniz? Bundan daha kolay bir şey yok. Tek problem, esmer pirinç sirkesi bulmakta. En kuvvetli doğal reçete olarak kabul edilen Tamago-Su veya yumurtalı sirke, aşağıdaki şekilde hazırlanıyor:
– Taze bir yumurtayı esmer pirinç sirkesi dolu bir bardağın içine tamamen batacak şekilde bir hafta bırakın. Sirke, kabuğu dahil tüm yumurtayı tamamen çözüp eritecektir. Geriye sadece kabuğu iç taraftan saran zar kalacaktır.
GRİBE KARŞI SİRKE
İçilebilir Sirke eski zamanlarda vebadan korunmak amacıyla kullanılırmış. Veba salgını sırasında cepte bulundurulacak bir şişe sedefotu sirkesini ara sıra koklamak vebadan koruduğu gibi hastaları da tedavi edermiş. Aynı zamanda hasta ile tedavi eden kişi arasında bulunan ateşe bir miktar sedef otu sirkesi damlatılırmış.
2 lt. kuvvetli bir beyaz veya kırmızı üzüm sirkesi
1 avuç deniz tuzu
1 avuç ardıç üzümü
1 avuç sedefotu yaprağı
3 baş sarımsak (ufak doğranmış)
30 gr. dövülmüş karanfil
45 gr. doğranmış melekotu kökü
Özellikleri Bu karışımı kalın camlı bir damacananın içine boşaltın. En az 15 gün güneşte dinlenmeye bırakın. Sonra süzün. İstenirse içine, lezzetlendirici ve gazı yok edici olarak ahududu veya mürver çiçeği eklenebilir. Bu sirke, grip vs. salgınında çok etkilidir. Sabahları bir yudum içilmeli, arada sırada ellere sürülmeli ve buruna çekilmelidir.
Hastalık hissedildiği anda çabucak iki yemek kaşığı içilmeli, sonra ılıtılarak ağrıyan yerlere kompres yapılmalıdır. Bu kompresi dört saatte bir değiştirin ve değiştirdiğiniz kompresi ateşte yakın ki içine çektiği zehir yok olsun.
İşte mükemmel bir dezenfektan olan karışım. Sirkeyi aşağıda listesi olan malzemeler ile karıştırıp en az on gün bekletin, sonra da süzün:
-40 gr. acı Pelin otu
– 40 gr. Pelin otu
-40 gr. karabiberli nane
-40 gr. biberiye
– 40 gr. Sedefotu
– 40 gr. adaçayı
– 40 gr. lavanta
– 30 gr. küçük hindistan cevizi,
30 gr. eğir
30 gr. tarçın
30 gr. kane karanfil
30 gr. sarımsak
2.5 lt. beyaz şarap veya elma sirkesi.
Diğer taraftan 10 gr. kafur bitkisini asetik asit içinde eritip, sıvıyı yukarıdaki karışımı süzmeden birkaç saat önce içine ekliyoruz. Oluşan sıvıyı ağzı tamamen kapalı, hava almayacak bir şekilde şişelerde saklıyoruz.
Özellikleri
Boğaz ağrısına, bademcik şişmesine, gribe, nezleye, öksürüğe ve tüm bulaşıcı hastalıklara karşı aç karına bir tatlı kaşığı içilir. Tuzlu sıcak kaynar suya karıştırılıp gargara yapılır veya solunursa, kor haldeki kömürün üzerine dökülürse veya sıcak metal plakanın üzerine serpilirse bulunduğu odanın havası dezenfekte ederek, antiseptik özelliğini gösterir.
BAL SİRKESİ
Hazırlaması keyifli başka bir sirke tarifi:
-İki litre kaynar suyu bir kilo balın üzerine dökün. Bal iyice eriyinceye kadar karıştırın. Mayalanmayı hızlandırmak için karışıma bir bardak taze meyve suyu eklerseniz, sonuç çok daha iyi olacaktır.
-Bir çorba kaşığı ılık suyun içinde bir miktar mayayı karıştırın.
-Bu mayayı ballı suyun üzerine koyacağınız bir dilim ekmek içi üzerine yayın.
-Kabın üzerini bir tülbentle örtüp, on beş gün kadar dinlendirin.
-Ardından üzerindeki ekmek dilimini alıp, köpüğü temizleyin ve süzün.
-Elde ettiğiniz sıvıyı üzerine tülbent örtülü olarak açık havada sirkeleşinceye kadar yaklaşık bir ay boyunca dinlenmeye bırakın.
FRAMBUAZ SİRKESİ
Nefis ve hazırlaması çok kolaydır. Tek zorluğu bol miktarda frambuaz gerekmesidir.
– İki litre suyu dört bardak taze frambuazın üzerine döküp bir gece boyunca bekletin. Ardından süzüp posasını atın.
– Aynı işlemi bir önceki adımda elde ettiğiniz sıvı ve yine dört bardak frambuazla tekrarlayın ve bütün bir gece bekletin. Bu işlemi, toplamda beş defa tekrarlamak gerekiyor.
Elde edilen frambuaz suyuna 500 gr. rafine edilmemiş şeker ilave edin. Üzerine tülbent örtüp, sıvıyı yaklaşık 25 derecede iki ay boyunca bekletin. Son olarak süzün.
HER DERDE DEVA, ILAÇKOLİK İÇİN
Eski bir tarife göre, her yarım saatte bir, bir tatlı kaşığı sirke bir miktar sıcak suyla seyreltilip içirilir.
MİKROP ÖLDÜRÜCÜ
.. Içilebilir sirkeler salmonella, streptokok gibi bakterileri tek bir temasla öldürebilecek kadar güçlüdür. Bu nedenle bazı Amerikan hastaneleri hastane bakterileriyle savaşırken kullandıkları diğer dezenfektan ürünlerin yerine sirke kullanmaya başlamışlardır. Aynı zamanda buğulama, kompres, lavman ve diğer yöntemlerle uygulanan ‘Dört Hırsız Sirkesi’nin dahili ve harici kullanılabileceği belirtilmektedir
İŞTAH AÇICI
Sirke içeceği (su, sirke ve bal karışımı) iştah açıcı ve hazmı düzenleyicidir. İştahsız insanlar, ana öğünlerden yarım saat önce bu içeceği içmelidirler.
BÖBREK TAŞI
Sütlü ürün (süt, peynir) tüketiminizi azaltmanız gereklidir. Bolca az mineralli (yumuşak) su için. ayrıca günde iki-üç defa bir çorba kaşığı elma sirkesini ılık suyla karıştırıp için.
ASTIM ve SOLUNUM HASTALIKLARI
Tüm vakalarda bal (doğal, işlenmemiş ve ısıtılmamış olmalı) ve elma sirkesi karışımı iyi sonuç vermektedir. Buğday balı daha etkili olabilmektedir
. -Bir kaşık sirke bir kaşık balla karıştırılıp ılık suya eklenir. Günde 3-4 defa içilir. ABD’de sıklıkla uygulanan yöntemde, bir mendil veya tülbent sirkeye batırılıp, bileklerin iç tarafına yerleştirilir ve bir bantla sabitlenir.
BRONŞİT
En iyi sonucu mürver meyvesi sirkesi veriyor gibi görünse de normal sirke de iyi sonuçlar vermektedir. Ballı sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı sirke eklenir, ihtiyaca göre günde üç kez veya daha fazla tüketilir.
BULAŞICI HASTALIKLAR
-Bir tatlı kaşığı saf sirkeyi (sirke özü) aynı miktarda balla karıştırıp gün içinde iki defa çiğnemek sizi salgınlardan koruyacaktır. Eğer hastalığa yakalanırsanız bu karışımı günde 3 veya 4 defa çiğneyiniz.
-3 çorba kaşığı ‘içilebilir sirkeye, biraz himalaya tuzu eklediğiniz bir kap sıcak suyun içine ekleyin. Bu karışımla gargara yapın.
-Bu sirkeyle evinizi havalandırabilirsiniz. Ayrıca sirkeyi bir mendile emdirerek gün içinde belirli zamanlarda koklayabilirsiniz
ARTERİT (İLTAHAP)
Sirke, arterit gelişimini yavaşlatabildiği gibi acılarını da dindirir. İki günde bir geleneksel sirke içeceği (1 tatlı kaşığı sirke, ılık su, 1 tatlı kaşığı bal karışımı) yeterli olacaktır. Sabırlı olun, sonuçlar genellikle birkaç hafta sonra kendisini gösterir.
KANSIZLIK
Sirke, anemiye karşı bire bir olan demir, B12 vitamini ve folik asidi, vücudun kolayca emebileceği bir formda barındırır. Sirke, çoğunlukla çok asitli olduğundan yan etkilerinden kaçınmak ve en iyi sonucu almak için günde bir defa ılık ballı suyun içine bir tatlı kaşığı elma sirkesi koyup içmek yeterlidir.
AŞIRI KANAMA
Sirkenin kan pıhtısına karşı kanı sulandırıcı özelliği ile bilinmesinin yanı sıra bununla tamamen zıt olarak aşırı kanamayı engelleyici özelliği de bulunur.
-Aşırı adet kanaması veya hemoroit kanamalarına karşı yemeklerden önce ılık ballı suya bir tatlı kaşığı sirke ekleyip içilmesi tavsiye edilir.
Burun kanamasında sirkeye batırılmış tampon uygulamak yeterlidir…
Salata ve yemeklerde -özellikle zeytinyağlılarda- sıkça kullanılan kalsiyum deposu dereotu, tam bir şifa kaynağı…
İçinde …A, C vitamini ve bol miktarda kalsiyum, demir bulunduran dereotu, keskin kokusu ve nefis tadı ile mutfağın vazgeçilmez sebzelerinden biri. Antioksidanlar ve flavonoidler gibi sağlığımıza eşsiz fayda sağlayan pek çok özelliği incecik yapraklarında barındırıyor. Dereotunun faydalarına ve besin değerine baktığımızda, devasa bir sağlık deposu olduğunun da farkına varıyoruz.
İşte dereotunun bilinmeyen faydaları;
– Mide ve bağırsak gazlarını söker.
– Anne sütünün çoğalmasına yardımcı olur.
– Sindirimi kolaylaştırır ve midenin normal çalışmasını sağlar.
– Uyku verici özelliğe sahiptir. Doğal sakinleştiricidir.
– İdrar sökücü özelliği vardır.
– Vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.
– Adet sancılarını yok eder ve hormonların düzenli çalışmasını sağlar.
– Tohumları ağızda çiğnendiği zaman ağız kokusunu yok eder.
– Diş etlerini korur ve ağzınızda hijyen sağlar.
Adamın işi varmış, Ankara’ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kim…se yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa’ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir’de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı…
Allah’a şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!
***
Kadın: Evlendiğimiz zaman, senin bütün üzüntülerini ve sorunlarını paylaşmak istiyorum…
Adam: Çok tatlısın hayatım… Ama çok şükür, benim hiçbir üzüntüm ya da sorunum yok….
Kadın: Ama daha evlenmedik ki…
***
Biri kız diğeri erkek iki genç koşarak nikah memurunun önüne gidip;
– “Bizi acele evlendirir misiniz? Çabuk ama çok çabuk” demişler.
-“Elimden geleni yaparım ama bu ne acele çocuklar?” demiş memur şaşırarak.
-“Arabayı saçma sapan bir yere bıraktık” demiş delikanlı, “Polis o civarlarda dolanıp duruyor.”
***
Bir gece genç kız evine biraz üzgün dönmüştü.
Annesine:
– Bir saat önce Hasan evlenme teklif etti, dedi.
Annesi;
– Peki neden böyle üzgün duruyorsun o zaman?
– Çünkü Ateist olduğunu itiraf etti.
Cehennemin varlığını bile inkar ediyor.
Annesi cevap verdi:
– Sen yine de evlen kızım ikimizin arasında kalsın yanıldığını ispatlarız biz ona.
***
Adam arkadaşına sormuş:
—Evlenmiyor musun?
—Şartlarımı tutarsa olur.
—Ne istiyorsun ki?
—Güzel olsun, akıllı olsun, dindar olsun, zengin olsun, kültürlü olsun, şefkatli olsun, ciddi olsun, itaatli olsun, bir de esprili olsun.
—Ama abi, demiş öteki, birden fazla evlilik yasak artık!.
***
Adam, tartışmakta olduğu karısına öfkeyle çıkışır;
—Demek ki benimle evlenmeden önce düzinelerle erkek, sana evlenme teklif etti.
Kadın tereddütsüz;
—Elbette.
Adam;
—Keşke sana evlenme teklif eden ilk sersemle evlenseydin.
Kadın, sakin bir şekilde cevap verdi;
—Ben de öyle yaptım.
***
İki eski dost yolda karşılaşmışlar. Sarılıp kucaklaştıktan sonra, biri sormuş;
-“Evlenmedin ne yapayım, hangi genç kızı anneme gösterdimse, hiç birini gözün tutmadı. Nihayet geçen yaz turnayı gözünden vurdum sandım. Çünkü kız tıpkı anneme benziyordu. Ama olmadı!”
-“Neden?”
-“Bu sefer de babam istemedi!”
***
Uzun bir zamandır görüşemeyen iki arkadaş bir gün yolda karşılaşırlar.
Birinci arkadaş;
—Duydum ki bir hostesle evleniyormuşsun, buna çok üzüldüm.
Evlenecek olan ikinci arkadaşı merakla;
– Neden üzüldün?
-Dostum bu evlilikten dolayı çok acı çekeceksin.
-Neden?
-Hostesler acımasız kadınlardır. Önce kemerleri bağlatır, sonra da bir isteğiniz var mı diye sorarlar.
***
Delikanlı evlenmeye karar vermişti, ama her dar gelirli gibi o da müthiş korku ve endişe içindeydi. “Bak sevgilim,” dedi. “Şimdiden söyleyeyim de, sonra söylemedi demeyesin. Ayda elime geçen para topu topu asgari ücret kadar. Ne bir kuruş eksik, ne de fazla. Bu kadar az bir parayla bir ay idare edebilir misin? Onu merak ediyorum…
Genç kız delikanlıya uysalca sokularak cevap verdi. “Ben idare etmesine ederim, ama sen neyle yaşayacaksın?”
***
Adam sırf karısının huysuzluğundan yeni eve taşınmış.. Aradan bir hafta geçmiş ki karısı yine yeni eviyle ilgili şikayetlerine başlamış.. “Bana bak..” demiş, “Burayı hiç sevemedim.. Banyoda perde yok. Komşular her an beni çırılçıplak görebilir..” “Merak etme..” demiş kocası,
“Eğer komşular seni o halde görürlerse hemen onlar birer perde taktırırlar!..”
***
Kadının biri kuyumcunun vitrininde harika bir pırlanta yüzük görmüş, uzunca bir süre hayranlıkla onu seyrettikten sonra içeri girip tezgâhtara “Afedersiniz..” demiş, parmağı ile vitrindeki yüzüğü göstererek “Size ufak bir kaparo bıraksam, kocam affetmem gereken bir şey yapana kadar onu kasanızda saklayabilir misiniz?”
***
Adam sabah müthiş bir baş ağrısı ile uyanmış, gözlerini zor açmış, ilk gördüğü başucunda 2 aspirin, bir bardak su.. Fırlatıp attığı tüm giysileri ütülenmiş askıda, bütün oda pırıl pırıl temizlenmiş.. Aspirinleri içerken komodinin üzerinde bir not, “Tatlım kahven ocağın üzerinde, kahvaltın hazır, ben erkenden alışverişe gidiyorum, seni seviyorum..” Mutfağa girmiş kahvaltısı ve günlük gazetesi masada..
O sırada mutfağa giren oğluna merakla sormuş “Tüm bunlar nedir? Dün gece ne oldu” diye..
“Sabahın üçünde eve sarhoş geldin baba..” demiş oğlan, “Kendinde değildin, eşyalara çarpıp kırdın.. Halıya kustun, başını kapıya çarptın..”
“Peki, bu kahvaltı, annenin bu sevgi dolu notu?”
“Haa.. O mu?” demiş oğlan, “Annem seni yatak odasına sürükledi, pantolonunu çıkartmaya çalışırken, ‘Lütfen bana dokunmayın hanımefendi’ dedin, ‘Ben evli bi adamım!’ ”
***
Doktor: Kocanızın huzura ve gerçek bir dinlenmeye ihtiyacı var.. İşte şuradakiler uyku hapları. Adamın karısı: Bunları ona günün hangi saati içireyim? Doktor: Yok, yok. Bu haplar sizin için…
***
“34 yıllık evliyim, düğün videomuzu tersten oynattıkça inanın mest oluyorum… En sevdiğim yer neresi mi?.. Karım nikah yüzüğünü parmağından çıkarıyor, nikah salonunda geri geri gidip kapıda bir arabaya binip caddelerde kaybolmuyor mu keyiften çıldırıyorum!..”
***
Karı-koca alışverişe gitmişler. Adam bir kutuda ikili paketlenmiş rakı şişelerini raftan alıp sepete koyunca “Ne yaptığını zannediyorsun?” diye atılmış karısı. Adam “Bunlarda bugün kampanya var karıcığım.. İkisi 26 liraya inmiş” diye yanıtlamış. Kadın “Yerine bırak” demiş, “Şu anda onları alamayız!..” Birkaç raf sonra bu sefer kadın raftan yüz kremi alıp sepete koyunca “Hey, ağır ol bakalım” demiş adam, “Ne aldın öyle?” Kadın “Yüz kremi” demiş “55 liraya inmiş kaçıramam, beni güzelleştiriyor.” Adam “Pöh!” demiş, “Benim rakılar da öyle.. İçince seni aynen bir fıstık gibi görüyorum, hem de yarı fiyatına!”
TEDAVİ ŞEKLİ İSE ŞÖYLEDİR: Ağrıyan yere elini koyarak Esma-ül Hüsna’yı okumaya devam etmek…
Esmaül Hüsna için “bedeni ve zihni, öfke, nefret, eleştiri, hüzün, pişmanlık, kıskançlık, korku ve günah duygusundan meydana gelen zehirleri temizleyen en etkili güçtür. Hastalık genelde bedenin herhangi bir yerinde enerjinin işlevini yapmaması sonucunda oluşur. Öfkelendiğimizde, bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir. Eğer bu zehir nötralize edilmezse bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır.İşte bu zehrin de en büyük panzehiri Esmaül Hüsna’dır” tarifini yapan yazar bazı rahatsızlıkları ve onlara iyi gelecek adları listeliyor;
İşte bazı rahatsızlıklar ve ona şifa verecek Esmaül Hünsa:
Kulak için: EsSemi
Omurga için: El Cabbar
Saç için: El Bedi’
Adaleler için: El Kavi
Kalp Kasları için: ErRezzak
Atardamarlar için: El Cabbar
Kanser için: Celle Celaluhu