
“Dergahdan kovulan Derviş’e bir çoban yol gösteririr.
Şu karşıdaki dağın arkasında bir şehir var. Eyvallah dedikten sonra her şey bedava.
Yalnız 3 kuralı var. 1. Yalan söylememek. 2. Kulun işine karışmamak. 3. Allah’ın işine karışmamak. Kolaymış der ve yollara düşer derviş. Şehre varır. İlk önce hamama gider ve yıkanır. Kasaya gider. Sağ elini sol göğsüne koyar ve eyvallah der. Sonra sorar “…borcum ne kadar?”
Kasadakiler “borcun yok eyvallah dedin” ya. Bu şekilde bir ay kadar geçirir. Sonra kovulan derviş evlenmek ister, bir kadın beğenir, eyvallah der ve evlendirilir. Bir gün çarşıda gezerken saçı başı açık bir kadına bağırıp, çağırır. “Niye böyle açık giyinirsin be kadın ” diye Kadın “imdat zaptiye” der ve “bu adam benim işime karıştı” diye ekler. Bunun üzerine adam 10 dayak yer. Kulun hatasını uyardığı için şikayet edilen bir de üzerine dayak yiyen derviş Allah’a “Allah’ım bu nasıl iş? Hem kulunu uyardım hem üstüne bir de dayak yedim” Der Bunu duyan bir adam ” imdat zaptiye” diye seslenir ve bu adam “Allah’ın işine karıştı” der.
Yine bunu üzerine 10 dayak daha yiyen derviş, yorgun argın evin yolunu tutar. Evde uzanmış dinlenirken arkadaşları kapıyı çalar ve av için dervişi çağırırlar. Adam bunun üzerine karısına “beyim evde yok de” der. Bunu duyan kadın “imdat zaptiye” diye bağrır ve “bu adam yalan söylüyor” diye ekler. Kovulan derviş 10 dayak daha yedikten sonra bu köyden de kovulur. ” Bu hikaye bana seminerlerde anlattığımız bir konuyu hatırlattı bana.
1. Benim sorumluluğum
2.Senin sorumluluğu
3.Allah’ın sorumluluğu
Hayat aslında ne kadar kolay onun bunun sorumluluğuna, Allah’ın işine karışmasak. Kurban rolünden bir çıksak da yaşam sorumluluğumuzu alıp, bu hayatı bir cennete çevirsek ne güzel olurdu değil mi ? Tüba Kayta
Hayat aslında ne kadar kolay onun bunun sorumluluğuna, Allah’ın işine karışmasak. Kurban rolünden bir çıksak da yaşam sorumluluğumuzu alıp, bu hayatı bir cennete çevirsek ne güzel olurdu değil mi ? Tüba Kayta









Yorum bırakın