Bulutlar gelir ve giderler; ancak gökyüzü hep baki kalır…!

 

 

 

Bulutlar gelir ve giderler; ancak gökyüzü hep baki kalır…!

Osho

Doğum Tarihinize Göre Hangi yemeksiniz ?


Ocak 1 – 9 ~ Musakka

Ocak 10 – 24 ~ Kuru Ustu Pilav

Ocak 25 – 31 ~ İmam Bayıldı

Şubat 1 – 5 ~ Kokareç

$ubat 6 – 14 ~ İşkembe

$ubat 5 – 21 ~ Köfte

$ubat 22 – 28 ~ Tantuni

Mart 1 – 12 ~ Suşi

Mart 13 – 15 ~ İmam Bayıldı

Mart 16 – 23 ~ Kuru Ustu Pilav

Mart 24 – 31 ~ Kokareç

Nisan 1 – 3 ~ İmam Bayıldı

Nisan 4 – 14 ~ Tantuni

Nisan 15 – 26 ~Kuru Ustu Pilav

Nisan 27 – 30 ~ Köfte

Mayıs 1 – 13 ~ Suşi

Mayıs 14 – 21 ~ İşkembe

Mayıs 22 – 31 ~ İmam Bayıldı

Haziran 1 – 3 ~ Kuru Ustu Pilav

Haziran 4 – 14 ~ Köfte

Haziran 15 – 20 ~ Musakka

Haziran 21 -24 ~ Suşi

Haziran 25 – 30 ~ Kokareç

Temmuz 1 – 9 ~ Kuru Ustu Pilav

Temmuz 10 – 15 ~ Musakka

Temmuz 16 – 26 ~ İşkembe

Temmuz 27 – 31 ~ Kokareç

Agustos 1 – 15 ~ Suşi

Agustos 16 – 25 ~ Kuru Ustu Pilav

Agustos 26 – 31 ~ Köfte

Eylul 1 – 14 ~ İşkembe

Eylul 15 – 27~ Kokareç

Eylul 28 – 30~ Musakka

Ekim 1 – 15 ~ Suşi

Ekim 16 – 27 ~ Köfte

Ekim 28 – 31 ~ Tantuni

Kasim 1 – 16 ~ İmam Bayıldı

Kasim 17 -30 ~ Kokareç

Aralik 1 – 16 ~ Musakka

Aralik 17 – 25 ~ Suşi

Aralik 26 – 31 ~ İşkembe
Musakka çekici ve popülersiniz.. Kolayca arkadaş edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin tavırlarınızla grup icinde liderlige yakışıyorsunuz.
Kokareç  Utangac ve sevimlisiniz. Tanımadıgınız insanlarla konuşmayi sevmez ama arkadaşlarinizla herşeyi paylaşabilirsiniz. Arkadaş seciminde oldukca dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.
Suşi Yerinde duramayan birisiniz.Cok arkadaşiniz var ve sosyal yaşaminiz cok renkli. Dedikoduyu biraz seviyorsunuz. Sizi tanıyan sizin gibi biri daha olmadıgını duşunuyor. Dikkat cekmeyi cok seviyorsunuz.
Tantuni Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasıl davranacagınız pek belli olmuyor. Cogu şeyden ilk sizin haberiniz oluyor bu yüzden cok ilgi gorüyorsunuz.
Kuru üstü Pilav Sessiz sakin ama cok zekisiniz. Dost canlısı, sevilmeyi bekleyen tavırlarınız ilgi cekiyor. Kucuk bir arkadaş grubu size yetiyor. Fazla populer olmasaniz da yakınlarının el ustunde tuttugu birisiniz
İmam Bayıldı Siz lider olmak icin dogmuşsunuz. Sozunu dinleten, dedigini yaptıran birisiniz. Kararlı tavırlarınız cevrenizdekileri etkiliyor. Insanlarin arkadaş olmak isteyebilicegi birisiniz.
Köfte Uyumlu, sıcakkanlı birisiniz. Size nasil davranılmasını istiyorsanız siz de herkese oyle davranıyorsunuz. Sadık ve durustsunuz, yapmacık insanlara ve dedikoduya karşisınız.
İşkembe Cok hassas ve narinsiniz. Kolay aşik oluyorsunuz. Ne cok utangac ne cok girişkensiniz. Arkadaş grubunuzda kırılmaması icin kollanan birisiniz.

 

Alıntı

Bahtsız Prens:)

Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakışıklı bir prens yaşarmış…

Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü kalpli cadının lanetine uğramış ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yıl sadece 1 kelime konuşabiliyormuş…

Mesela prens 2 kelime söyleyeceği zaman bir yıl boyunca susuyor, böylece ertesi yıl da 2 kelime söyleme hakkı oluyormuş…

Bir gün bu yakışıklı ama talihsiz prens dere kenarında otururken, bir de bakmış karşıda küçük bir kulübe ve kulübenin bahçesinde muhteşem bir kız.

Saçları altından daha sarı, gözleri gökyüzünden daha mavi, dudakları kirazdan daha kırmızıymış. Prens bu güzelliği görünce aklı başından gitmiş, o anda vurulmuş.. Ve 2 yıl boyunca konuşmamaya karar vermiş, 2 yıl sonunda kıza çok güzelsiniz diyebilmek için….

Ama 2 yılın dolduğu gün prensin içindeki bu ateş daha da büyümüş ve kıza size aşık oldum demek için yanıp tutuşur olmuş…

Böylece ÇOK + GÜZELSİNİZ + SİZE + AŞIK + OLDUM toplam 5 kelimeyi söyleyebilmek için, geçen 2 yılın ardından 3 yıl daha konuşmamayı göze almış…

Ve 5 yılın sonunda prens konuşmak için hazır olduğu sırada, birden bu muhteşem güzel ve zarif kızla evlenmeyi, onu sarayının prensesi yapmayı ne kadar istediğini fark etmiş…

Böylece ÇOK + GÜZELSİNİZ + SİZE + AŞIK + OLDUM + BENİMLE + EVLENİR MİSİNİZ toplam 7 kelime söyleyebilmek, için 5 yılın ardından 2 yıl daha sabretmeye karar vermiş…

Ve prens bu platonik duygularla 7 koskoca yılı tamamladığı gün, artık dünyanın en heyecanlı ve en mutlu erkeği olarak kızın yaşadığı kulübeye koşmuş…

Kız yine kulübenin bahçesinde oturuyormuş ve bir kitap okuyormuş… Prens elindeki bir tek kırmızı gülü kıza uzatmış ve sormuş:

ÇOK GÜZELSİNİZ, SİZE AŞIK OLDUM, BENİMLE EVLENİR MİSİNİZ?

Kız başını kaldırıp prense bakmış… Kulaklarını örten altın sarısı saçlarını geriye atmış… Ve prense şöyle demiş:

– PARDON?..

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Ben Gerçekçiyim; Bu Dünyada Beyaz Atlı Prensler Olmadığını Biliyorum…

Her anın hakkını verelim, ne de olsa hayat bize bahşedilmiş en büyük armağan…

 

 

Her anın hakkını verelim, ne de olsa hayat bize bahşedilmiş en büyük armağan…

Anette

Hocam, Sevgilimi Terketmek İstiyorum…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: , . Leave a Comment »

Ne olduğumu bıraktığımda, neysem o olabilirim.

Ne olduğumu bıraktığımda, neysem o olabilirim.

Lao Tzu

Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük  bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması  halidir, karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.  Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak  tehlikelidir ve insani huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol  biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe  ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.

Lao Tzu

Saymadım, sayamadım sensiz geçen yılları…

Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını. Kendini yaşatıncaya kadar yapışıp kalır.

Çünkü hayat, onu erken anladığını sananlardan çok fena alır öcünü. Bir şeyi vaktinde yaşamadan geçersen, çok sonra, seni rezil etme pahasına, sana yaşatır o eksik bıraktığın bölümü. Âşık mı olmadın on altı yaşında? Gelir seni kırk beşinde bulur, en olmaz zamanda. Maceraya mı çıkmadın yirminde? Sürükleye sürükleye götürür seni otuz beşinde. Yırtık kot, yer bezinden hallice bir kazak giyip, nasıl gö…ründüğüne aldırmadan geçiremedinse öğrencilik yıllarını mesela, elli yaşında, artık kalabalıkların gözleri seni hiç de öyle görmeyi beklemezken, sana giydirir o kot pantolonu. Hayatı sakın erkenden yaşama, sonradan çok fena komik eder adamı. Serserilik ederek geçirmeli insan serserilik edilecek yaşları. Zira atlayıp geçtiğin ne varsa dönüp dolaşıp bulur insanın yakasını. Kendini yaşatıncaya kadar yapışıp kalır.
Ece Temelkuran

YÜREKLİ OLMAK YA DA OLMAMAK…

 
Ne güzel şeydir, inanmak ve inandığını yaşamak.
Zor olan, sorgulayarak inanmak, inandıklarını sorgulayabilmektir.
Kolaydır, kazananın yanında olmak; zor olan kaybedeni ayağa kaldırmaktır.
Kolaydır, “Hocanın gittiği yoldan” gitmek, zor olan, hocayı sorgulayabilmektir.
Kolaydır, başkalarının düşlerini yaşamak, Zor olansa düş kurabilmektir.
Ve düşlerinin peşinden gitmek…
…“İmaj” yapmak kolaydır, zor olan “olduğun gibi görünmek ya da göründüğün gibi olabilmektir”.
“Böyle gelip, böyle gitmesi” kolaydır, zor olan “tekere çomak sokmaktır”.
Bir adam düşünür, milyonlar peşinden gider.
Kolaydır, “milyonların içinde bir” olmak; zor olansa “milyonda bir” olabilmektir.
Birkaç kitap, birkaç makale ile okul kantinlerinde, kahve köşelerinde atılan birkaç nutuğun peşinden gitmek kolaydır.
Gayret ve mesai ister kütüphanelere gömülmek,
Yürek ister, kendi tezini yazmak…
“Bilgi sahibi olmadan, fikir beyan etmek” kolaydır. Zor olansa “fikir sahibi” olmaktır.
“Top yekun” reddetmek kolaydır, Zor olansa nüansları yakalayabilmektir.
“Homojen” olmak kolaydır; kolayda, yok olup gitmek,
Zor olansa “heterojen” yapının içinde var olabilmektir.
Sorgulamak yürek ister, kendi hayatının koçu olmak, kendin ve başkaları için düşünmek, düşündüğünü söylemek ve inandığını yaşamak, yürek ister.
Sadece kendin için değil, herkes için adaleti aramak, yürek ister.
“Kendin için istediğini herkes için istemek, Kendine yapılmasını istemediğini de başkasına yapmamak” yürek ister
Alıntı

Ne hoş bir güzelliği vardır, Hafif adımlarla, ezmeden, dikkatli hareketlerle, kırmadan bu dünyadan GÜLÜMSEYEREK ve GÜLÜMSETEREK geçenlerin…

 

 

Ne hoş bir güzelliği vardır, Hafif adımlarla, ezmeden, dikkatli hareketlerle, kırmadan bu dünyadan GÜLÜMSEYEREK ve GÜLÜMSETEREK geçenlerin…

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen, ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan, bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan;
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen;
Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen, ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen; ve kaybedip yeniden başlayabilir ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen ve kendinde ‘dayan’ diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası sen bir İNSAN olursun oğlum…
Rudyard KIPLING