Aşk’ta Mutluluğun Anahtarı Nedir?

iliski[1]

Tabi ki anahtar falan bilmiyorum ama çevremdeki pek çok çifti gözlemleyip şu sonuca vardım, eğer iki tarafta ilişkiyi yürütmek istiyorsa ilişki yürüyor, yoksa gözünün üstünde kaş var mevzusu bile ayrılığa sebep oluyor.

Eski evliliklere bakıyorum, daha çok davulun bile dengi dengine dediğimiz,- ailelerin onayıyla gerçekleştirilen, maddi olarak, kültür olarak, köken olarak çok yakın kişilerin- birleşmeler yapılıyormuş. Eh o zamanalar boşanmada çok ayıp sayıldığından, kadın kendi ayakları üzerinde durmadığından ve erkeğin aldatması-erkeğin elinin kiri- olağan sayıldığından, evlilikler kırk sene, elli sene sürebiliyormuş.

Günümüz dünyasında ise, işler o kadar karışık ki. Kadın daha özgür, (çalışıyor, aldatılmaya karşı kocasını kapının önüne koyabiliyor), erkek tamamen özgür. Eskisi gibi;  kağıt üzerinde süper olan; çiftlerin evlilikleri içler acısı. Tam tersi; bu ikisi mi hayatta olmaz dediğin kişilerin evlilikleri, düşe kalka da olsa gidi gidiveriyor. Eskilerin konuşulması ayıp konusu; çiftler arası tutku, şimdilerde gündem başı…

Sürekli zıt karakterli kişilerin bir araya geldiğini görüp, evren niye böyle yapıyor diye düşünüyorum. Sanırım iki aşırı ucu da dengelemek için diye bir teorim var bu günlerde… Birisi temizse; öbürü pasaklı… Birisi bonkör, öbürü cimri, birisi evde oturmaktan hoşlanıyor, diğeri gezmekten. Tanrım ev sürekli savaş alanı… Eğer aralarında o tutku olmasa, o kalp çarpıntısı olmasa; iki tarafı da bağlasan beraber durmazlar… Ama mecbur duruyorlar ve törpülene, törpülene dengeyi buluyorlar.

Belki de bugünlerde öğrenmemiz gereken şudur; karşı tarafı olduğu gibi kabul etmek, uyumlanmak, onu dinlemek, saygı göstermek, hoş görülü olmak ve istediğim kişi budur diyebilmek. İyisiyle, kötüsüyle budur be kardeşim diyebilmek. Sonra da gözünü kapayıp yola beraber devam etmek…

Hepimize o kalp çarpıntısını bulmak ve devamını getirecek cesarete sahip olmak nasip olsun…

Sağlıcakla,

Yorum bırakın