MUTLAKA OKUYUN !
Hayatın %10’u , başınıza gelenlerden oluşur.
Hayatın diğer %90’ı ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla gelişir.
…
Ailenizle kahvaltı yapıyorsunuz. Kızınız, çay fincanına çarpıyor ve bir fincan çay gömleğinizin üzerine dökülüyor.
Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek:
Lanet ediyorsunuz. Çayı üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde kızınızı azarlıyorsunuz.
Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor.
Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve çay fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz. Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor.
Öfkeyle odaya gidiyorsunuz ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz.
Odadan çıktığınızda kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz.
Kızınız servisi kaçırıyor.
Eşinizin işe gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz.
Geç kaldığınız için, saatte 40 km hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 80 km hızla gidiyorsunuz.
15 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 83 milyon trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz.
Kızınız size “Hoşça kal” demeden binaya koşuyor.
İşyerinize 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz.
Gününüz korkunç bir şekilde başladı!
Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz. Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz.
Eve ulaştığınızda eşiniz ve kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.
Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak!
Neden kötü bir gün geçirdiniz?
A) Çay sebep oldu
B) Kızınız sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz
Cevap “D” şıkkı.
Çayın dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu.
Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.
90/10 Sırrını keşfedin
Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi.
Üzerinize çay döküldü.
Kızınız ağlamak üzere.
Siz nazikçe
“Tamam tatlım, bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek” diyorsunuz.
Havluyu kaptığınız gibi odaya gidiyorsunuz.
Gömleğinizi değiştirip, evrak çantasını aldıktan sonra odadan çıkıyorsunuz ve ayni anda pencereden kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz.
Kızınız geri dönüp el sallıyor. Siz ve eşiniz işe gitmek için birlikte çıkıyorsunuz.
5 dakika önce işe geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz. Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor.
Farka bakın!
İki farklı senaryo.
İkisi de ayni başladı.
İkisi de farklı bitti.
Neden?
90/10 sırrı inanılmazdır!
Çok azımız bunun farkındadır.
Sonuç?
Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve başarısından acı çekmektedir.
Bu sır nedir?
Hayatın %10’u, sizin başınıza gelenlerden oluşur.
Hayatin diğer %90’na ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla karar verilir.
İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar.
İnsanlar hasta olurlar.
Arabalar bozulurlar, uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler.
Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s.
Bu %10’luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir.
Diğer %90’lık kısım farklıdır.
Bunu siz belirlersiniz.
Nasıl?
Olaylara yaklaşımınızla!
Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.
Karı-koca sohbet ediyorlarmış….
Kadın;
-Ölürsem evlenir misin kocacım ?
-Evlenmem tabiki yapar mıyım öyle şey aşkolsun
-Evlenirsin, evlenirsin demiş kadın..…
.Adam şöyle bi düşünmüş;
-Belki evlenirim, çocuklar ortada kalmasın diye demis.
Kadın;
-Pekiiii, ona da bana yaptığın gibi mantı yaparmısın ?
Adam cevap vermiş;
-Yok yapmam… O mantı sevmiyor…
AŞK BİTİNCE
Fırat’ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine aşık olmuşlar. Delikanlı her gece Fırat’ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Gece sabaha kadar sohbet ederlermiş. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisinden müsaade isteyip,kendini Fırat’ın azgın sularına bırakır ve karşı yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş. Yine bir gece delikanlı Fırat’ı geçip sev…gilisinin yanına gitmiş. Şafak sökerken delikanlı müsaade istemek üzere kadına yaklaştığında bir şeyin farkına varmış ve kadına dikkatle bakarak;
– Senin bir gözün kör müydü! demiş. Kadın o zaman delikanlıya bakarak;
– Sen sen ol, sakın ola bugün Fırat’a girme demiş.
Delikanlı kadından ayrılmış, Fırat’a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş.
Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden, onun gücü sayesinde Fırat’ı geçermiş.
aşk tadında hikayeler
OCAK
Hırslı ve ciddi kişilik…
Öğrenmeyi ve öğretmeyi sever
İnsanların zaaflarını ortaya çıkarmayı sever
Çok eleştirir
Akıllı ve planlı programlıdır
Çok çalışır ve üretkendir
Duyarlı ve derin hisleri olan biridir
İnsani nasıl mutlu edeceğini bilir
Aşırı dikkatlidir
Bünyesi kuvvetlidir
Zor heyecanlanır
Romantiktir ama aşkını ifade etmekte zorlanır
Çocukları sever
Evcil ve sadık bir eş olur
Kolayca kıskanır
Sosyal yönden zayıftır
ŞUBAT
Somut şeylere önem verir
Değişkendir
Sessiz utangaç ve ağırkanlıdır
Kendine güveni pek yoktur
Dürüsttür
Özgürlüğüne düşkündür
Bazen saldırganlaşır
Kesin olmayan işlerden hoşlanmaz
İnatçıdır
Hayallerinin peşinden gider
Batıl inançlara eğilimlidir
MART
Çekici kişilik
Utangaç ve tutucu
Esrarengiz
Cömert ve sempatik
Rahatına düşkün
Duyarlı
Hizmet etmekten zevk alır
Kolay sinirlenmez
Güvenilir
Nezakete önem verir
İyi bir gözlemcidir
İntikamcıdır
Seyahat etmeyi sever
Dikkat çekmeyi sever
Dekorasyona meraklıdır
Tempolu müzikleri sever
Çok değişkendir
NİSAN
Aktif ve enerji doludur
Çabuk karar verip çabuk pişman olur
Şefkatlidir
Mantığını dinler
Diplomatiktir
İnsanları teselli etmeyi sever
Dostlarının sorunlarıyla yakından ilgilenir
Cesurdur
Maceraperesttir
Sevgisini ve ilgisini belli eder
Hafızası güçlüdür
Baş ve göğüs hastalıklarına eğilimlidir
MAYIS
Sert yapılı
Kolay sinirlenir
Kolay ilgi çeker
Fiziksel güzelliğe önem verir
Motivasyona ihtiyacı yoktur
Sistematik çalışır
Hayal kurmayı sever
İleri görüşlüdür
Kolay sakinleştirilir
Anlayışlıdır
Kulak ve boyun bölgesi hassastır
Edebiyat ve sanatla ilgilidir
Evde oturmayi sevmez
Çocukları pek sevmez
HAZİRAN
Aynı anda birden fazla şey düşünür
Nazik ve tatlı dillidir
Hassastır
Kararsızdır
Komik ve eğlencelidir
Konuşkandır
Kolay arkadaş edinir
Kolay incinir
Gribe yatkın bünyesi vardır
Çok inatcıdır
TEMMUZ
İyi bir sırdaştır
Anlaşılması güç biridir
Aşırı gururlu
Başkalarının düşüncelerine aşırı önem verir
Sokulgandır
Kin tutmaz
Sempatiktir
Yanlız olmayı sever
Kolay öğrenir
Arkadaş sıkıntısı çekmez
Mide sorunları olabilir
Zor ikna olur
Ağır işleri sever
AĞUSTOS
Şakalaşmayı sever
Duyarlı ve ilgilidir
Korkusuzdur
Liderlik özellikleri vardır
Ruhbilimle ilgilenir
Kolay provoke edilir
Dikkatli ve tedbirlidir
Bağımsızlığına düşkündür
Yol göstermeyi sever
Romantiktir
EYLÜL
İnsanların hatalarını yüzüne vurmayı sever
Detaylarla uğraşır
İyi bir konuşmacıdır
Sadık ve güvenilirdir
Sorumluluk almayı sever
Bilgi ve kültüre önem verir
Spor ve seyahati sever
İlişkilerinde seçicidir
Hislerini kendine saklar
EKİM
Herkesle sohbet etmeyi sever
İlgi odağı olmak ister
Yalancılığı yapmacıklığı sevmez
Arkadaşlarına çok önem verir
Çabuk kırılıp cabuk toparlanır
Kararsızdır
Duygusaldır
Kendine kolay güvenmez
Etrafından çabuk etkilenir
KASIM
Eğlenceli kişilik
İnsanları kolay etkiler
Çalışkan ve sorumluluk sahibi
Kontrolu ele almayı sever
Enerjik ve çevresini motive eden biridir
İyi bir liderdir
İçten ve yardımseverdir
Adil davranır
Sürprizleri sever
Hataları affetmez
İradesi güçlüdür
Derin duygularla sever
Herkesi oldugu gibi kabul eder
Sır saklamayı bilir
ARALIK
Sadık ve cömert
Sabırsız
Birlikte vakit geçirmesi eğlenceli kişilik
Azimli
Sosyal yönü kuvvetli
Dostlarını kendinden fazla düşünür
Kızgınlığı uzun sürmez
Sevildiğini hissetmek ister
Espri anlayışı gelişmiştir
Düşündüren Bilgilendiren
Yanlış Hayatın Peşinden Koşmayacaksın!
Boş Hayaller Kurmayacaksın!..
Ummakla, dilemekle olmuyor, ayağa kalkacaksın!
Her şeyden önce farkına varacaksın!…
Hangi öğretiye inanırsan inan, üstün körü anlamayacaksın.
Bir bilgiyi gerçekten hayatında uygulayamıyorsan, o bilgiye sahip olduğun
yanılgısına kapılmışsın demektir.
Kendini kandırmayacaksın!
Gerçekleri anlayacak, sonu her ne olursa olsun kabul edeceksin.
Bazen bildiklerin, öğrendiklerinin acı verir.
Onu da yaşayacaksın.
Önce kendinin, ne olduğunun, nelere sahip olduğunun, gücünün, yeteneklerinin,
bu hayata neden geldiğinin farkına varacaksın.
Hayatını, gereksiz şeyler uğruna harcamayacaksın.
Kalbinde yaşadığın her duyguyu aşk sanıp, peşinden çöllere düşmeyeceksin.
Aşkın adını ağzına almadan önce, uzun uzun düşüneceksin.
Yüreğinle yüzleşeceksin.
Sevgiyi, tutkuyu, şehveti, alışkanlığı, çekimi, aşkı birbirinden ayırt edeceksin.
Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin senden daha önemli olduğunu düşünmeyeceksin.
Bedenine, ruhuna, aklına sahip çıkacaksın.
Hak etmeyenin ardından yas tutup, bunu da aşka bağlayıp, aşkın şanını kirletmeyeceksin.
Kendini tanıyacaksın, hem de çok iyi tanıyacaksın!
Kimleri, neden ve niçin seçtiğini bileceksin.
İnsanız hepimiz, elbette zayıflıklarımız, düşkünlüklerimiz, saflıklarımız
var
Ancak kendi huylarını, eksiklerini iyi tahlil edeceksin.
Ardından gözyaşı döktüğünün adını doğru koyacaksın!
Yıllar süren yaslar yaşayıp, unutamadığını iddia edeceğine,
Neden hayatına başlayamadığını çözeceksin.
Korkularınla yüzleşeceksin.
Yattığın yerden, kurduğun hayale uygun bir beyaz atlı prens
beklemeyeceksin.
Aklın çalışacak, elin ekmek tutacak,
Kimseye boyun eğmeden yaşamanın lezzetini bileceksin.
İster kocan olsun, ister oğlun, ister anan, ister baban,
Kimsenin sevgisiyle hükmünü birbirine karıştırmayacaksın.
Ezilen, zavallı, akılsız olmak kazandırır gibi dursa da,
Sonunda mutlak kaybettirir; bunu unutmayacaksın!
Başkalarına değil, kendi gücüne inanacaksın.
Birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmazsın,
Bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin;
Kimseye dayanmayacaksın!
Dünya da sensin, evren de!
Kendini geliştireceksin. Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın.
Ruhunu da, aklını da bedenin gibi besleyeceksin.
Önce sen büyük olacaksın, farkında olacaksın,
Sonra dünyanın zevklerinin, aşkın, hayatın tadını çıkaracaksın.
Emanet hayatlara tutunup, ömrünü harcamayacaksın.
Ne olmasını bekliyorsan,
sen öyle oturdukça, olmayacak.
Boşuna hayal kurmayacaksın!
Candan Ünal
(A)
A harfi alfabedeki diğer harflerden farklı bir konumdadır. Onlardan daha enerjik, fevri ve lider… İ…smi A harfiyle başlayan insanlar kendilerinden emindirler ve başkalarından akıl almak yerine kendi bildiklerini okurlar. Mantıkları ön plandadır; otoriter tavırları onları doğuştan lider yapar.
İsminin baş harfi A ile başlayanlar ya da isminin içinde birden fazla A bulunanlar bu özellikleri yoğun bir şekilde içlerinde barındırırlar. Hızlı hareket etmeleri ve meydan okuyan halleri onları ele verir. Hayal kırıklığına uğramaktan nefret ederler ve böyle bir durumda çabuk sinirlenirler.
(B)
Hassas, kırılgan ve içe dönük… İsim başı olduğu zaman sonraki harflere tüm enerjisini verir. İsmi B harfiyle başlayanların sezgileri oldukça kuvvetlidir. Huzur ve uyum tek amaçlarıdır. Bulunduğu ortamda barış olmasını isterler. Arkadaş canlısı, ev hayatını seven, sempatik bu insanlar ağır hareket ederler. Fakat attıkları adımlar güvenilir ve sağlamdır.
İsminin son harfinde “b” olanlar genellikle başladıkları işleri geç bitirirler. Fakat mutlaka en iyi işi çıkarmış olurlar. Güzelliklere ve sevilmeye düşkündürler.
(C)
Aynı anda birkaç işle uğraşan, dikkatleri çabuk dağılan ve sıkılan, canlı ve neşeli insanlar. İsmi C ile başlayan insanlar yaratıcı özellikleri gelişmiş, eğlenceli ve iletişimi kuvvetli insanlardır. Özellikle el becerileri çok kuvvetlidir.
Yarım daire andıran bu harfin insanları kendilerini zaman zaman eksik hissederler ve diğer yarılarını bulmaya çalışırlar. Bu da onları sürekli bir arayışa iter. Değişim onlar için kaçınılmazdır. Sabırsız olmaları en büyük eksikleridir. İsmi “c” ile bitenler başladıkları işleri bitirmekte zorlanırlar çünkü çabuk sıkılırlar. Yarım bırakma huyları çok fazladır.
(Ç)
Enerjisi yüksek bir harftir ve Ç harfi insanlarının en büyük özellikleri sabit fikirli olmalarıdır. İnatçıdırlar, kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanırlar. Oldukça zekidirler ve çabuk olgunlaşırlar.
Hedefleri daima yüksektir. Amaçlarına ulaşmak için, değer verdikleri insanlardan yardım istemekten çekinmezler. Ama kendileri zaten başlı başına bilgi küpüdürler. Her konuda söyleyecekleri bir şeyleri vardır.
(D)
Evrenden aldığı enerjiyi sadece kendisine kullanan D harfi insanları, oldukça yardımseverdirler. Numerolajik olarak 4 rakamına denk geldiği için D harfi, dengeyi ifade eder. Aynı zamanda Ay’ın etkisindedirler ve bu gezegenin enerjisini taşırlar. Bu yüzden duygusal durumları çabuk değişir ve aile hayatına düşkündürler.
Sevgi ve şefkat onlar için önemli kavramlardır. İnatçı olmaları ise onların en kötü özelliğidir. Bildiklerinden şaşmazlar ve iletişime kendilerini kapatırlar.
(E)
Sıcak kalpli, sevgiden beslenen ve şefkatli insanlar. E harfi insanı enerjisi çabuk tükendiği için atak olmaz. Ama özgürlüğüne aşırı derecede düşkündür. Bu yüzden kimi zaman asi tavırlar sergileyebilir. Bu harf Merkür ve İkizler burcu etkisinde olduğu için, iletişim ve zeka en belirgin özelliğidir.
Hayal güçleri o kadar kuvvetlidir ki, bazen gerçekle düşü birbirine karıştırır. Sevinç ve üzüntü onlarda aynı anda yaşanır. Zorlayıcı bir kişiliğe sahiptirler. Fırsatlara hemen atlayıp, aceleci tavırları yüzünden yanlış yapabilirler.
(F)
F harfi ona gelen enerjiyi geri çevirir. İsminde F harfi olanlar sorumluluk sahibi, yardımsever, sakin ve yaratıcı insanlardır. Depresyon ve melankoliye meyilli olsalar da, genellikle idealleri uğruna yılmadan mücadele ederler. Aşkta ise romantik ve baskıcıdırlar. Yönlendirmeyi severler.
Numerolojik karşılığı 6 olduğu için bu harfin insanları aşkı temsil eder. Güneş gibidirler; etrafa ışık saçarlar. Fakat bazen yakıcı olabilirler, her an patlamaya meyillidirler.
(G – Ğ)
Etrafı sarıp sarmalayan enerjileri ile mükemmeliyetçi ve titizdirler. Onlar için her şey tam olmalı. Detaycı oldukları kadar araştırmaya da yatkındırlar. Başkalarının düşüncelerini oldukça önemserler. “Başkaları ne der” diye düşünmeden edemezler.
Hayalperest olmaları, yaratıcı fikirler üretmelerini sağlar. Ya çok tembel olurlar ya da çok çalışkan… Hayatın zorluklarından korkmazlar.
(H)
H harfi insanları işkolik ve başarı odaklı insanlardır. Numerolijide 8 rakamına tekabül ettiği için, yaratıcı ve güçlü oldukları gözlenir. Zaten ilk bakışta onların ne kadar sağlam ve güçlü bir karaktere sahip olduklarını anlayabilirsiniz.
Para kazanmak, servet sahibi olmak en büyük arzularıdır. Daima önde olmayı isterler. Zaten disiplinli yapıları onları zirveye kolayca taşır.
(I-İ)
Sevgi hayatlarında en önemli şeydir. Beğenilmek ve takdir edilmek isterler. Venüs tarafından yönetilen I-İ harfi insanları aşkı arzularlar ve fiziksel temas kurarak iletişimi sağlarlar. Sezgileri ise oldukça kuvvetlidir.
Her konuda bir denge ve adalet arayan bu insanlar merhametli yönleriyle tanınırlar. Duygusal iniş çıkışları ise onları moral olarak yıkabilir. Kalpleri dolu olduğu sürece hayatlarındaki her şeyi yoluna koyabilirler.
(J)
Enerjiyi sürekli alan ve dağıtan J harfi, 1 rakamı ile temsil edilir. Bu da onu lider ve öncü yapar. Alfabenin en güçlü harflerindendir. İyi bir oyuncudurlar, kontrol etmeyi severler ve kendilerine çok güvenirler.
Vizyon sahibi, atılgan ve cesur J harfi insanları Jüpiter tarafından yönetilirler. Bu da onlara iyimser bir hava katar. İnsanlara yol göstermeleri ve onları eğitmeleri en sık yaptıkları şeydir.
(K)
Onun için alfabenin kariyer yapan harfidir desek yeridir. Başarılıdırlar, saygı görmeye ihtiyaçları vardır. sıra dışı düşünceleri onları uçlarda yaşayan insanlar haline getirir. Mahremiyet ise en önem verdikleri konudur. Kendine ait sırları vardır.
Eğer içindeki potansiyeli dışarı aktaramazsa, utangaç ve içedönük bir karaktere bürünürler. Ayrıca toplumdan memnun olmayan ve tatminsiz biri haline de gelebilirler.
(L)
Venüs’ün sevgisini içinde barındıran L harfi insanı, adeta bir sanatçı gibi duyarlı ve ahenklidir. Kendilerini çok iyi ifade ederler. Sosyalleşmek onlar için önemlidir. Kalabalık ortamlarda bulunmayı ve kendilerini göstermeyi severler.
İnsancıl yanları her zaman ağır basar. Haksızlıklar karşısında direnirler. Aşka aşık oldukları kadar, romantiktirler. Ara sıra sakarlıklar yapabilirler. Görünmez kazalar hep onları bulur.
(M)
Evrenden aldığı enerji çok iyi dağıtır. Gezegeni Ay, rakamı ise 4’tür. Manevi yönü güçlü, sabit, sağlamcı ve güvenilirdir. Doğuştan anaçtır. Sevdikleri için yapmayacağı şey yoktur. Onlar için işkolik diyebiliriz. Kendilerine güveni tamdır, başaramayacağı şey yok gibidir.
Ticari zekaları gelişmiştir. Parayı nereden kazanacaklarını çok iyi bilirler. Sürekli hareket halinde olmak isterler. Aşkta ise oldukça hassas ve duygusal bir yapıdadırlar.
(N)
Toplum kurallarına uymakta zorlanan, farklı düşünceleri olan insanlardır. Merkür tarafından yönetildiği için hızlı hareket eder, hızlı düşünür ve hayal gücünü pratiğe dökebilirler. Mükemmele ulaşma amacındadırlar.
Duyguları çabuk değişir, sık sık aşık olabilirler. Utangaç tavırlarına bakarak onların içe dönük olduğunu düşünebilirsiniz fakat göründükleri gibi değildirler. Aşkta tutkulu ve eleştirel bir yapıdadırlar. Eleştirmeye bayılırlar.
(O – Ö)
Dışarıdan aldığı enerjiyi içinde saklar, dışarıya kapalıdır. Bu da onu biraz bencil gösterir. Fazla duygusal oldukları için kıskançlığa da yatkındırlar. Sevdiklerini çok sahiplenirler. Ama yine kendi istekleri ağır basar. Empati yetenekleri pek gelişmemiştir.
İnatçılıkları bazen insanları sinirlendirecek noktaya ulaşır. Başarılı olmayı dilerler. Azimle çalışırlar ve istediklerini elde ederler. İnsanların hayranlıklarını kazanmak isterler ve pohpohlanmak hoşlarına gider.
(P)
Kendine güveni tam olan P harfi insanı mesafeli ve gizemlidir. Çevresinde gelişen olayları takip etse de, eğer kendi işine engel oluyorsa ilgilenmekten vaz geçer. Kimi zaman bencil tavırlar sergileyebilir. “Benim” dediği her şey onun için değerli ve özeldir.
Numerolojik değeri 7 olan bu harf, gücü temsil eder. Kendinden emin olduğu için toplum içinde lider olmak ister. Sevgilisini de toplum içinde saygı gören, kendine bakan, güzel insanlardan seçer.
(R)
Evrenden aldığı enerjiyi kendine çeken R harfi, 9 rakamıyla özdeştirilir. İnsancıl yönleri ağır basar. Barıştan yanadırlar. Mantıklı hareket etmeleri az hata yapmalarını sağlar. Pratik zekalıdırlar, hızlı hareket ederler. Fakat bazen o kadar çok şey düşünürler ki, sonunda karar vermekte zorlanırlar.
Olumsuz özelliklerinin başında aniden öfkelenmeleri gelebilir. Fakat saman alevi gibidir bu sinir; çabuk söner. Kimi zaman hoşgörüsüz hareketlerde bulunabilirler. Güçlü ve saygın insanlardan hoşlanırlar. Güzellikten ziyade, zeka onlar için daha önemlidir.
(S – Ş)
Satürn tarafından yönetilen S-Ş harfi insanı, güçlü ve sağlam yapısıyla tanınır. Mücadele etmekten çekinmez ve zorluklar karşısında çabuk yılmaz. Üretken olduğu için el attığı her işte farklılık yaratır. Toplum tarafından bilinmek, tanınmak ister.
Karizmatik yapısı, sıcakkanlı davranışları onu sempatik bir hale getirir. Duygusaldırlar, kırılmaktan korkarlar. Karar alma aşamasında zorlanabilir, ani tepkiler vermeye meyillidirler. Para kazanmakta ise doğal bir yetenekleri vardır.
(T)
Neptün etkisindeki T harfi insanları hayalperest yönleriyle tanınırlar. Bazı şeyleri iç dünyalarında yaşamak onlara daha kolay gelir. Bir yandan şefkatli ve duyarlı iken, tanımadığı insanlara karşı mesafeli ve soğuk olabilir.
Hassas olması, çabuk kırılmasına neden olur. Herkesin lafını kafaya takabilir. Manevi yönü çok gelişmiştir. Zaman zaman yaşadığı hayal kırıklıkları iş hayatına da yansır. Dış etkenlere oldukça açıktırlar.
(U-Ü)
Alfabenin son sesli harflerinden U-Ü nün yönetici gezegeni Jüpiter’dir. Elementlerinde ateş olması bu kişilerin tutkulu ve şanslı olduğunun işaretidir. Yetenekli ve sezgileri kuvvetlidir. İç seslerine güvenirler. Sabırlı ve paylaşımcı özellikleri ağır basar.
İsminin ilk harfi U-Ü olan kişilerin öne çıkan olumsuz yönü, bireysel kararlar alması olduğu gibi kararlarından tereddüt yaşamalarıdır.
(V)
V harfi 4 rakamıyla temsil edilir. Birleştirme, başlangıçları ifade eder. Yönetici Gezegeni Uranüs’ün etkisiyle başkaldırma ve kendi bildiği yolda hareket etme isteğini içinde barındıran kişilerdir. Bir sonraki hamlesi tahmin edilemeyen şaşırtıcı kişilikleri vardır.
İsminin ilk harfi V olanlar kimi zaman acımasız tavırlar gösterebilirler. Bireysel davranmaktan hoşlanırlar. Yeniliklere karşı duyarlı ve isteklidirler.
Y alfabenin son harflerinden olup numerolojik değeri 7’dir. Gizemleri ve sırları temsil eder. Bağımsızlıklarına önem verirler. Baskı altında yaşamak onlara göre değil, kısıtlamaya gelemezler. Düşüncelerini ifade etme teknikleri ile öne çıkarlar.
Hafızaları kuvvetlidir. Kolay kolay unutmak bir kenara yıllar üstesinden geçmiş olsa bile dün yaşanmış gibi net bir şekilde anlatırlar. Depresif yönleri ağır basar.
(Z)
Alfabenin son harfi olan Z gücün harfe olan yansımasıdır. Kuvveti ve sağlamlığı simgeleyen Z harfini isminde barındıran kişiler hedeflerine bağlı, inançlı kişiliğe sahiptirler. Aşka aşıktırlar, acı çekeceklerini bilseler de aşık olmaya devam ederler.
Z harfi samimi ve hareketiyle hayatın pozitif yanını aktarır. Beklentileri yüksek, duyarlı insanlardır. Naifliğin yanı sıra pratikliği ile şaşırtıcı özellikleri vardır. Neptün’ün etkisinde oldukları için hayal kurmayı severler ve gizemli taraflarıyla ön plana çıkarlar..
Alıntı
Hayatta isteklerimizi gerçekleştirirken, elimizdekinin de farkında olmamız gerektiğini anlatan güzel bir hikaye.
Zamanın birinde filanca dağın ardındaki küçük bir köyde yaşlı bir adam yaşarmış. Bu adamın bir oğlu olmuş. Gel zaman git zaman çocuk büyüyüp de delikanlı çağına gelince hayatı düşünmeye ve her şeye kafa yormaya başlamış. “Baba” demiş bir gün, “Hayatın anlamı nedir acaba?” Bunu duyan babası oğlunu karşısına alıp “eğer hayatın anlamını merak ediyorsan hazırlan, yola çık. Filanca dağın ardındaki filanca köyü geç, karşına çıkan filanca tepenin ardında yaşayan yaşlı mı yaşlı bir keşiş vardır. Onu bul ve hayatın sırrını öğrenmek istediğini söyle” der. Çocuk ertesi gün hazırlanır ve çıkar yola. Dere tepe, gece gündüz yürür. Bazen bir ağaç gölgesinde dinlenir bazen bir dere kenarında soluklanır. Haftalarca süren çetin bir yolculuktan sonra filanca tepeye ulaşır. Tepenin kenarında küçük bir köy vardır. Sorar soruşturur, keşişin nerede yaşadığını öğrenir. Tepenin ardındaki evde yaşayan keşişe ulaşmak için bir gün daha yol alır. Nihayet tepeyi aştığında karşısında kocaman bir bahçe içinde kocaman bir ev görür. Derme çatma bir yer beklerken böyle bir yerle karşılaşmak şaşırtır çocuğu. “Herhalde burası değil der” içinden ama içeride sorabileceğim birilerini bulabilirim belki. Hızlıca evin bahçe kapısından içeri girerken bekçi yanaşır yanına, “hayırdır” diye sorar. Çocuk kendisini babasının yolladığını ve ihtiyar keşişi görmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine bekçi ona yukarı çıktığı zaman keşişi görebileceğini söyler. Çocuk şaşkınlık içinde evden içeri girip merdivenleri çıkarken düşünür, nasıl bir keşiştir bu da böyle.
Derken karşısında yaşından oldukça genç görünen, gülümseyen bir adam görür. “Ben ihtiyar keşişi arıyordum” der ona da. Adam gülümseyerek ona bakar ve “aradığın kişi benim” der. Çocuk gittikçe artan şaşkınlık içinde kekeleyerek kim olduğunu ve babasının onu neden buraya yolladığını söyler. Bunu duyan adam “peki” der “ama önce sen biraz git dolaş. İki saat sonra tekrar burada buluşalım.” Çocuk tam arkasını dönüp çıkacakken “bir dakika” diye seslenir. “Ama bunları da yanına almalısın” diyerek çocuğun eline içi zeytinyağı dolu bir tahta kaşık tutuşturur. “Ne yaparsan yap sakın kaşıktaki zeytinyağını dökeyim deme” diye de ekler.
Etrafına bakmayı sakın unutma!
Elinde kaşıkla etrafı dolaşan çocuk pür dikkat zeytinyağını dökmemek için uğraşırken iki saati sağ salim nasıl atlatacağını düşünmeye başlar. Kolay değil, onca zaman boyunca bir damla dahi dökmemesi gerekiyordur zeytinyağından…
Dakikalar dakikaları kovalar ve nihayet çocuk iki saatin sonunda adamı bulur aynı yerde. “Dökmeden getirdim zeytinyağını” der adama. Adam gülümseyerek bakar çocuğa, “peki” der “bahçemizi nasıl buldun, dünyanın en güzel çiçekleri yetişir orada.” Çocuk şaşırır. “Ben görmedim ne yazık ki onları” der. “Peki” der yaşlı adam, “ya bahçedeki dünyanın en güzel kadınlarını da mı görmedin?” Hayır anlamında başını sallar çocuk. “Ya ziyafet sofrasındaki yemekler? Onları tatmadın mı? Dünyanın en lezzetli yemekleri ve şarapları vardır” sofrada. Çocuk üzüntüyle kafasını önüne eğer. “Hayır” der sessizce. “O halde dünyanın türlü köşelerinden toplanmış en nadide sanat eserlerini de görmedin sen.” Çocuğun sesi iyice cılızlaşmıştır. “Hayır” der kendisinin dahi duyamayacağı bir sesle.
Bunun üzerine yaşlı adam ona bakar şefkatle ve der ki “şimdi yeniden git, bunları da görmeyi unutma. İki saat sonra seni bekliyorum burada.” Çocuk elinde zeytinyağı dolu kaşıkla uzaklaşır oradan. Bahçeye çıkar. Birden gözlerine inanamaz. Rengarenk ve birbirinden güzel çiçeklerle doludur bahçe. “Ne güzellik” diye içine çeker havayı. Neşe içinde koklayarak yürürken bahçede az ileride uçuşan bembeyaz tüllerden elbiseler giymiş olan adeta meleğe benzeyen kadınları görür, şaşkınlıkla onlara bakarken Allah nasıl güzel yaratıyor her şeyi diye düşünür. Bahçede biraz vakit geçirdikten sonra acıktığını hisseder, eve girer ve az ötedeki ziyafet sofrasını fark eder. Hızlıca gider masanın yanına ve birbirinden harika görünen yemeklerde, meyvelerden tatmaya başlar. Hayatımda böyle lezzetli, şeyler yememiştim daha önce diye düşünürken etraftaki olağanüstü tablolar ve heykeller dikkatini çeker. Büyük bir özen ve titizlikle yapılmış bu eserleri incelerken dünyanın en lezzetli şarabından da yudumlamayı unutmaz bu arada. İnsanoğlu neler yapabiliyor diye düşünür içinden.
Derken sürenin dolduğunu ve zamanın geldiğini fark eder. Hızla yukarı çıkarak yaşlı adamı bulur ve başlar heyecanla gördüklerini anlatmaya. Bahçedeki olağanüstü çiçeklerden, inanılmaz güzel kadınlardan, yediği harika yemeklerden ve meyvelerden, gördüğü sanat eserlerinden bahsetmeye başlar. O heyecanla anlattıkça adam gülümsemeye devam eder.
Çocuk heyecan içinde gördüklerini anlatmayı bitirince adam kaşığı işaret eder ve sorar “kaşıktaki zeytinyağı nerede peki?” Zavallı çocuk kaşığa bakınca içindeki zeytinyağını dökmüş olduğunu fark eder. Üzüntüyle adama bakar.
Bunun üzerine yaşlı adam elini çocuğun başına koyar şefkatle ve konuşmaya başlar. “İşte hayatın en büyük sırrı budur evlat. Dünyanın tüm güzelliklerini görmek ama bunu yaparken de kaşığımızın içindeki zeytinyağını unutmamaktır…”
Sınanmadığın bir günahın masumu sanmayasın kendini!
Rûmi