2015 Ağaç Keçi Yılı- 4 Şubatta Başlayacak…

goat1[1]

2015 Ağaç Keçi Yılı

2015 keçi yılı neler getirecek
Şanslı sayılar—2,7
Şanlı çiçek—karanfil,çuha çiçeği
Renkler—mor,yeşil,kırmızı
Olumlama—zorluklardan korkmuyorum.ben her şeyin üstesinsen gelirim.kendime güveniyorum.hayatla barış içindeyim.
4 şubatta başlayacak keçi yılı geçen sene o ağır ve zorlu etkisini hemen de geçiştirmeyecek gibi görümekte.açıkçası iyi ve kötü enerjinin çarpıştığı bu çetin sene insanlığın test edildiği keçi yılı kötünün yandığı bir etkileşim içinde olacak.kötülük çok çabuk cezalandırılacak ve adalet yerini kesinlikle bulacaktır.denetleyen kendine has bir mekanızması olacak yargılama en üst seviyede yaşanacaktır.
Yeşil ahşap koyun yılı kırmızı rengin favori olduğu bir etki altında.kırmızı yastıklar kırmızı objeler,kırmızı ortüler.güney yönüne kırmızı bir pano,çanlar.zoru başarmak için mücadele veren kazanacak, tembel ve üşengeç olan kaybedecektir,anlıyacağınız hareket zamanı.
Oksijen ve akjiğerler ön plana çıkıyor sigaradan uzaklaşmak bu yılın en faydalı hareketi olacak.doğada vakit geçirmek ağaca ve doğaya saygı size geri dönecek güzellikler

Çiftçi takvimi, ya da diğer adıyla Hsia takvimi, sadece geçen zamanı kaydeden bir araç değil, aynı zamanda oldukça güçlü bir öngörü sistemidir. “Kaderin Dört Sütunu” diye bilinen Çin astroloji yönteminde kişinin kaderi ve geleceği, doğum gününün Çin takvim formatına dönüştürülmesi ile okunur. Bu takvimin özelliği, zamanı belirten tüm birimlerin (yıl, ay, gün ve saat) beş element ile temsil edilmesidir. Evrende, herşey beş temel elementten oluşur: metal, su, ağaç, ateş ve toprak. Elementler arasındaki ilişkiler kişinin yaşamında karşılaşacağı şansı da belirler. Bu bilgiler doğrultusunda kişiler iyi şanslarını arttırabilir, kötü şanslarını ise en aza indirgeyebilirler.

Beş elementi ve aralarındaki ilişkiyi gözden geçirmek için

2015
ağaç
keçi
toprak

Çin Takviminde 2015 Keçi Yılı iki element tarafından sembolize edilir. Toprak ve üzerinde yin ağaç. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı döngüye göre ağaç toprağa hakim olur. Bu durumda birbirleri ile çatışan, yıkıcı bir ilişkiye sahiptirler. Genelde çatışan elementler huzursuzluklara işaret eder. Demek ki uluslararası çatışmalar ve gerginlikler bu sene de yakamızı bırakmayacak. Yine de geçen seneye oranla bu çatışmalar çok daha kolay çözümlenebilecek, çünkü yin ağaç elementi esnek ve uyumludur. 2014’ü temsil eden yang ağaç ise hiç eğilip bükülmeyen, kendinden ödün vermeyen, prensiplerine sıkı sıkıya bağlı, inatçı bir elementti. Yin ağaç elementi bir ağacın dallarını temsil eder. Bir çiçek gibi narin ve uyumludur. İnatçı değildir, her ortama uyum sağlar. Bu yaklaşım ile anlaşmak ve çözümlere ulaşmak çok daha kolay olur.

Politik açıdan keçi yılı

Keçi, Batı takvimine göre Temmuz ayıdır. Sıcak yaz mevsimi halen devam etmektedir. Keçinin içinde yin ateş, yin toprak ve yin ağaç elementleri saklıdır. Hiç su yoktur. Toprak kuru bir çöl toprağı gibidir. Ne kadar ilginçtir ki, Ortadoğu’nun çöllerinde vuku bulan son iki Körfez Savaşı da Keçi yıllarına denk gelmektedir. 1991’de binlerce Amerikan askeri Kuveyt’in özgürlüğü için savaşmıştı. 2003’te ise Irak’taki rejimi düşürmek için. 2015’te bir Körfez Savaşı daha çıkarsa hiç şaşırmamalı.

Gök ve yer hanelerinden oluşan Çin takvimi 60 yıllık döngülerle tekrar eder.  Yani aynı yin ağaç Keçi senesini 60 sene once 1955’te ve 120 sene once 1895’te yaşamıştık.

1955 yılı uluslararası çatışmaların son bulduğu barış, birlik ve dayanışma anlaşmalarıyla hatırlanır. 1955 Şubat’ında Türkiye, İngiltere, İran, Irak ve Pakistan arasında Bağdat Paktı kurulmuştu. Mayıs 1955’te Batı Almanya Nato’ya girdi. Aynı sene Sovyetler Birliği ile birlikte 7 komünist ülke Varşova Paktı’nı imzaladılar. Burma ve Japonya arasında barış anlaşması yapıldı. Ayrıca 1955 Şubat’ında Güneydoğu Asya Birliği kuruldu. Yine bir yin ağaç Keçi yılı olan 1895’te Çin ve Japonya arasındaki savaşa son veren Shimonoseki Barış Anlaşması imzalandı.

Tabii bu yılları sadece huzur içinde anamayız. 1955’te Güney ve Kuzey Vietnam arasında savaş başladı ve 1975’te Amerikalılar Güney Vietnam’dan çekilene kadar sürdü. 1895 Çin için karışık bir yıldı. Qing İmparatorluğu’nun Japonlar tarafından yenilmesiyle Kore ve Tayvan’ın kontrolü Japonlara geçti. Bunun için imzalanan Shimonoseki Anlaşması Çin’de çok büyük tepkilere yol açtı ve büyük protestolara neden oldu.

Çin metafiziğinde ağaç, büyüme ve hareketi temsil eder.

Önceki yin ağaç keçi yıllarında yaşam tarzında yenilikler de oldu. Temmuz 1955’te ilk Disneyland Kaliforniya’da açıldı. Nisan ayında İllinois’te ilk Mc Donald’s dükkanı açıldı. Kasım ayında Alfred Nobel, her sene düzenlenen Nobel ödüllerini başlattı. 120 sene once 1895’te Amerika’da tarihteki ilk araba yarışı yapıldı.

Araba yarışı demişken 2015’in toprak elementinin çok kuru olduğuna değinmiştik. Kuru toprak yolları temsil eder. Böyle yıllarda ciddi trafik kazaları olur. Bu nedenle 2015’te tehlikeli araba kullanmaktan kaçınmak gerekir. James Dean’in öldüğü meşhur kazayı hatırlayın. 30 Eylül 1955’teydi. O da bir yin ağaç keçi yılıydı. Lady Diana 1997’de bir araba kazasında ölmüştü. Lady Diana bir yin ağaç keçi yılında doğmuştu. 11 Haziran 1955’te Le Mans araba yarışlarında 83 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

Çevre faktörü

Bu sene keçinin yarattığı kuvvetli toprak enerjisi deprem, toprak kayması, çığ, binaların çökmesi gibi toprak felaketlerine sebep olabilr. Japonya’daki korkunç 311 depremi 2011’de bir öküz günü ve keçi saatinde olmuştu. Bu sene hiç su elementi olmadığı için toprak çok kurudur. Bu da orman yangınlarına, tayfun, hortum ve ani iklim değişikliklerine neden olabilir. Keçi burcu hiç su barındırmadığından “ağacın mezarıdır”, bu da bitki ve ağaçlara iyi gelmez. Bu nedenle küresel ısınmaya bağlı olarak gelişen iklim değişiklikleri artacak ve derinleşecektir. 2015’te yeni çevre felaketlerine şahit olabiliriz. Tabii ki nükleer felaketleri, hava ve su kirlenmesi ile birlikte ciddi bir çevre tahribatını da gözardı edemeyiz.

Çin takvminin 60 yıllık döngülere tekrarlandığını söylemiştik. Slovenya ve Amerika’da 1895’te çok büyük depremler oldu. Ayrıca 1955’te Kaliforniya’da, Mısır’da, Çin’de de ciddi depremler yaşandı. 1955 Ağustos’unda Diane Kasırgası Amerika’nın kuzeydoğusunda 200’den fazla kişinin yaşamına maloldu. Eylül’deki Hilda Kasırgası ise Meksika’da 200 kadar kişinin ölümüne sebep oldu.

Sağlıkla ilgili

Yin ağaç elementi insan vücudunda boyun, sırt, omuriliği ve  karaciğeri temsil eder. Yin ağaç bir çiçeğe ya da ağaç dalına benzetilir. Hassastır, kolay bükülür ve kırılır. Yin ağaç insanları kolayca yaralanırlar. Özellikle de boyun, sırt ve küçük kemikleri hassastır. Örneğin kemik erimesinden şikayetçi olan Nicole Kidman bir yin ağaç insanıdır ve göğüs kafesini kırmıştır. Madonna ise 2005’te tam da yaşgününde attan düşerek omurgasını kırmıştır. Bu sene suyun olmaması ağaç için sağlıklı değildir. Bu yüzden kemiklerimizde sorunlar yaşayabiliriz. Kalsiyum, magnezyum ve Omega 3 ile kendimizi güçlendirmeliyiz.

Çin tıbbında toprak elementi mide, pankreası, kas ve dokuları temsil eder. Kanser hastalığı toprak elementinin dengeden çıkmasıyla oluşur. Bu sene keçi burcu, öküz ve köpek burcu ile birleştiğinde kuvvetli bir “toprak cezası” oluşturur ve bu da kanser,  obezite, şeker gibi hastalıkların artmasına sebep olur.  Mide ve pankreas hastalıklarına da sıkça rastlayabiliriz. 2015 yılında hiç su elementi olmadığından böbreklerimiz ve bağışıklık sistemimiz zayıflar. Bol anti oksidan ve Omega 3 alarak hücrelerimizi korumalı ve vücudumuzdaki su oranını arttırmalıyız.

Fazla karbonhidrat ve şekerli yiyecekleri tercih etmemeliyiz. Bunu söylemişken ilginç bir nokta gözümüze çarpıyor. Fast food devi Mc Donald’s ilk dükkanını 1955’te bir yin ağaç keçi yılında açmıştır. Bunun sonucunda 60 yıldır halk sağlığı üzerinde ciddi bir gerileme olmuştur. Bir başka ilginç nokta da Mc. Donald’s burgerlerinde çoğunlukla öküz eti kullanması. Öküz ve bu senenin ve 1955’in  sembolü keçi ise  tam zıt pozisyondalar.

Steve Jobs örneğini verecek olursak… Steve Jobs bir zayıf ateş insanı. Tablosunda çok miktarda toprak elementi var. 2004’te pankreas kanseri teşhisi kondu. Ancak kanser muhtemelen 2003’te keçi senesinde başlamıştı.

Yin ağaç insanları uyumlu, çok yönlü ve becerikli

Ağaç elementi nezaketi temsil eder. Ağaç insanları dürüst ve prensiplerine bağlı kişilerdir. Yang ağaç insanları daha inatçıdır. Yin ağaç ise yumuşak ve esnektir. Çevrelerine ve şartlara kolayca uyum sağlarlar ve hedeflerine ulaşmak için değişik yollar seçebilirler. Güvenilir dostlardır. Ancak uzun vadede başarılı olmak için prensiplerini arka plana atabilirler.

Yin ağaç insanlarının el becerileri gelişmiştir. Müzik aletleri çalmada, dikiş dikme gibi el becerilerinde üstlerine yoktur. Bu nedenle aralarından çok sanatçı ve modacı çıkar. Örneğin Nicole Kidman, Madonna,  Coco Chanel, Yves Saint Laurent yin ağaç gününde doğan sanatçılardan bazılarıdır. Yin ağaç ünlüleri arasında Prenses Diana’yı, Julia Roberts’ı, Sheryl Sandberg’I, Prens Williams’ı, John Travolta’yı, Mick Jagger’ı, John Lennon’ı, Hugh Jackman’ı, Malaia’yı sayabiliriz.

Yin ağaç insanına iyi bir örnek Mick Jagger’dır. Son 50 yılın en başarılı rock sanatçılarındandır. 1967’de uyuştucu bulundurmaktan hapse girmişti. Şimdi 70’ine yaklaşmasına rağmen sağlıklı, enerjik bir vücuda sahip. Bunu da disiplinli yoga, bale ve fiziksel egzersizlere ve vejeterjan beslenmeye borçlu. 1960’larda büyük bir rock yıldızı olmasına rağmen London School of Economics’de okulunu bitirdi. İşte bu çok yönlülük, esneklik ve uyum ruhu, onu bu yaşta genç ve başarılı kılıyor. Yin ağaç insanları agresif değildirler. Uzlaşmacı ve fedakar bir yapıya sahiptirler. Bu nedenle de 2015 agresif hareketlerden kaçınılan ve uzlaşmak için en iyi çözümlerin arandığı bir yıl olacaktır. Uluslararası zıtlıkları, politik çatışmaları çözmek için çok daha iyi bir sene olacaktır.

Ağaç, bahar mevsimidir ve büyümeyi, gelişmeyi temsil eder. Ayrıca nezaketi, prensipleri ve bütünlüğü de. Bütün bu iyi özelliklerin yanısıra ağaç insanlarının toprak elementine hakim olma ayrıcalığı vardır. Toprak onlar için para elementidir. Çin astrolojisinin 12 burcundan sadece toprak 4 kez tekrarlanmaktadır. Diğer 4 element sadece ikişer kez tekrarlanır. Böylece ağaç insanlarının para ile karşılaşma, zengin olma şansı diğer insanlara göre iki kat daha fazladır.  Toprak elementi gayrımenkul ve evleri temsil ettiğinden gayrımenkul devlerinin ve toprak zenginlerinin çoğu ağaç insanlarıdır. Örneğin Hong Kong’daki Li Ka Shing yang ağaç günü doğmuştur ve astroloji tablosunda birçok toprak elementi vardır.

Yin ağaç insanları ise kendilerini daha çok sanat alanında gösterirler. Yin ağaç kadınları çok hoş ve çekicidirler. Erkeklere birer çiçek kadar zarif gelirler. Sanki bir ağaca sarılan sarmaşık misali güçlü erkeklerin tercihlerini oluştururlar. Her alanda olduğu gibi özellikle de sanat alanında çok yönlü ve çok yaratıcı olurlar.

Yin ağaç insanına en iyi örneklerden biri Coco Chanel’dir. 19 Ağustos 1883’te doğmuştur. Astroloji tablosunda birçok metal elementi vardır. Bu elementler onun çevresini saran ve ona yardımcı olan erkekleri temsil eder. Çünkü metal elementi onun için erkek ve koruyucu melek anlamına gelir. Fakir bir aileye doğmuş, annesini 12 yaşında kaybetmiştir. Bir yetimhanede yetişirken dikiş dikmeyi öğrenmiştir.  Terzihanede çalışmasının yanısıra bir kabarede şarkı söyleyip dansetmektedir. Kendisine destek olan erkeklerle birkaç ilişkisi olmuştur. Bunların arasında Kaptan Arthur Edward, “Boy Capel” diye adı geçen sevgilisi ona çok yakın olmuş ve ilk mağazalarını o finanse etmiştir.

Chanel yaratıcılığı, kararlılığı, azmi ve enerjisi ile çok başarılı olmuş. Bu başarıda sadık erkek arkadaşlarının da desteğini almıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerle ilişkisi olduğuna dair söylentiler çıkmış ama daha sonra Winston Churchill’in yardımlarıyla temize çıkmıştır. Başarılı hayatı yin ağaç kadınının pozitif yanlarını gösterir. Sanatçı, yaratıcı, çok yönlü, esnek ve şartlara uyum sağlayan, erkekler için cazip ve çekici.

Çin tarihindeki ünlü yin ağaç kadınlarından biri de Chimg Hanedanlığındaki İmparatoriçe Dowager’dır. 29 Kasım 1834’te fare saatinde doğmuştur. Yin ağaç keçi yılı, yin ağaç öküz günü, ateş fare saatinde doğmuştur. Astrolojisi bir yin ağaç insanı için çok asil kabul edilir, çünkü özellikle doğduğu saat bir yin ağaç insanı için hem zeka, hem de koruyucu melek elementidir.

Hong Kong’da şimdiki Baş sekreter Carrie Lam de yin ağaç gününde doğdu. Hong Kong’daki öğrenci protestoların yarattığı karmaşada büyük cesaret ve güçlü bir duruş sergiledi.

2015’te iyi sektörler

Ekonomiye gelince ateş elementi borsaları hareketlendiren itici güçtür. 5 element insanların ruh halini etkiler. Genel olarak ateş neşe, su korku, toprak meditasyon/düşünce, metal üzüntü, ağaç öfkedir. Ateş genelde insanlara optimist bir ruh hali verir ve piyasaları canlandırır. 2006 ve 2007’de olduğu gibi. 2008’le birlikte gelen su elementi insanlarda korku yarattı. Özellikle Amerika’daki durgunluk ve piyasalardaki olumsuz gelişmeler dengesizliğe yol açtı ve bu durum Amerika ve Avrupa’da 2013 senesine kadar devam etti. Amerikan ekonomisi 2013 yılan yılında olumlu gelişmeler kaydetti. 2014’te de Amerika ve Avrupa’da ekonomik iyileştirmeler kendini gösterdi. 2015’te bu iyiye gidiş devam edecek ve özellikle bahar ve yaz aylarında borsalar ve finans piyasaları çok canlı olacak. Bu sene ateşin gücü ve suyun hiç olmaması ekonomi için iyi. 2015 ve 2016’da ağaç ve ateş elementlerinin varlığı ekonomiyi canlı tutacak.

Ağaç keçi yılı, ağaç elementine ait sektörleri destekliyor. Toprak, ağaç elementi için para demek. Matbaa, kağıt, tekstil, kitap, yayıncılık, medya, yiyecek ve tüketim malları, dekorasyon ve çevre sektörleri ağaç elementine giriyor.

İkinci iyi sektör metal elementine ait. Metal elementi, ağaca hakim olur. Ağaç, metal için para demek. Metal elementine ait endüstriler bankacılık, yüksek teknoloji, bilgisayar, makine sanayileri, otomotiv sanayi, mühendislik, mücevherat.

Ateş elementine ait sektörler için de iyi bir sene sayılır. Çünkü ateş toprak üretir. Yani toprak elementi ateş için verimlilik demektir. Ateş sektörünü temsil eden alanlar hava yolları, eğlence, restaurant, enerji, spor, finans, petrol…İlk yarıda biraz durgunluk olabilir, çünkü ağaç ateş için fren gibidir.

Bu sene toprak elementi o kadar iyi değil. Çünkü toprak senesinde toprak sektöründe sahneye birçok rakip geliyor ve karları düşürüyor. Toprak sektörü için para elementi su ve bu sene hiç yok. Toprak sektörleri inşaat, gayrımenkul, tarım, sigorta, kimya, yiyecek gibi…

En zor aylar Temmuz, Ekim ve Ocak’tır. Sırasıyla keçi, kopek ve öküz aylarına denk geliyor.

Keçi ile keçi ve öküz burcu birbirine zıt

Keçi yılında doğanlar bu sene ile zıtlık içindeler. Astoloji tablolarında bir de köpek ve öküz burcu varsa ve toprak elementi onlara iyi gelen bir element değilse problemlerle karşılaşabilirler. Sağlıklarına ve toprakla ilgili olabilecek problemlere dikkat etmeliler.

Öküz senesinde doğmuş insanlar da bu sene zıtlık içindeler. Onlar için çok hareketli bir sene olacaktır. Çok seyahat edebilirler. Ev, iş değiştiriyor olabilirler. Bu değişiklikleri yapmak iyidir. Kendileri bir değişiklik yapmazsa evren onlara zorla yaptıracaktır. Çok riskli sporlardan kaçınmalılar. Örneğin araba yarışı, paraşütle atlama, uçak kullanma vs. gibi.  Bir at burcu sembolü taşımak onları keçinin etkilerinden koruyacaktır. Ayrıca öküz yılında doğanlar güneybatıya gitmekten kaçınmalılar, çünkü güneybatı bu sene “Grand Duke” yönü.

Öküz, keçi ve köpek birleştiklerinde çok kuvvetli bir toprak cezası oluşturuyorlar. Bu ceza sinsi bir tehlike demektir. Endişe, huzursuzluk ve toprakla ilgili kötü şansa işaret eder. Bu etkiler, sıkıntıları ve engelleri beraberinde getirir, ilişkileri ve sağlığı etkileyebilir. 2015’te toprak cezasından etkilenecek kişiler arasında Arnold Schwarzenegger, Julia Roberts, Madonna, Bill Clinton, Donald Trump, Angela Merkel, Kim Jong Un, David Cameron, Janet Yellen de var. Bu sene ne kadar çok dünya lideri ve ünlü kişi tehdit altında. Bu cezalar ciddi ve tehlikelidir. En azından bir at sembolü takarak keçi yılında koruma sağlayabilirler.

Özet olarak keçi, köpek ve öküz burçlarında olanlar birer at sembolü bulundurmalılar. Bu zıtlıklar sadece doğduğunuz senenin burcu ile sınırlı değil. Doğduğunuz ay, gün ve saatin de burçları var. Onlar da zıt olabilir. Bunun için tüm doğum tarihinizi Çin takvimine çevirmelisiniz. Örneğin öküz yılında doğanlar var. Barak Obama, Sergey Brin ve Google’dan Larry Page, Pricilla Chan, Bernard Arnault gibi… Ya da öküz gününde doğanlar var, Joe Biden, Recep Tayyip Erdogan, Kadir Topbaş gibi. Gün hanesinde zıtlık olduğunda bu insan ilişkilerine ve ailede problemlere işaret eder. Özellikle de eşlerle ya da karşı cinsle ilgili problemlere yöneliktir.

Bu senenin iyi burçları at, domuz ve tavşan. 

Fare burcundakiler bu sene romantik bir sene yaşayacaklar. Çok sosyal ve aşk ilişkilerinde hareketli bir sene onları bekliyor. Yılan burcundakiler için seyahat yılı. Bol bol seyahat edecekler, hareketli bir sene olacak.

Yang ağaç, yang metal ve yang toprak senesinde ya da gününde doğanlar için keçi “koruyucu melek” demektir. Yani doğum yılı 0, 4 ve 8’le biten kişiler için. Örneğin 1950, 1960,  1970, 1980, 1990, 1954, 64,84, ve 1958, 68, 78, 88 gibi…..Koruyucu melek bizim için işleri kolaylaştıran, ihtiyaçlarımızı karşılayan, bize yardımcı olan kişilerdir.

At burcu yin ağaç yılında doğanlar için akademik yıldızdır. Bebek doğumları için at günü, Hazirana denk gelen at ayını, öğle vaktini temsil eden at saatlerini seçmek iyi olur. Ayrıca maymun ayı olan Ağustos ve Fare ayı olan Aralığı seçerseniz yin ağaç bebekleri için koruyucu meleği temsil ederler.

 

8.Periyod çocukları etkiliyor.

Feng Shui’deki Uçan Yıldızlar teorisine göre 2004-2024 yılları arasında 8. Periyoddayız. 8 dağ trigramını, çocukları ve gençleri temsil ediyor. 2004’te 8. Periyoda girdiğimizden beri çocuklara yöenlik birçok felaket yaşandı. En son olay Güney Koe’de bir feribotta bir sürü okul çocuğunun hayatını kaybetmesiydi. Hong Kong’da öğrenciler ayaklandı. Periyod 8’de merkezde çozuklar olduğu için bu devrede onlar maalesef etkileniyorlar. Çocukların iyiliğine ve güvenliğine özellikle dikkat etmeli bu dönem.

2015’te Feng Shui enerjileri

Feng Shui enerjileri de yıldan yıla değişmekte. Onun için sene başlarında iyi ve kötü enerjilerin ev ve ofislerimizin önemli bir yerine gelip gelmediğine dikkat etmeliyiz.  Öncelikle olumsuz etkilere önlem alınması, daha sonra iyi alanlara daha rahat odaklanmamızı sağlar. Bu sene kazaları, belaları temsil eden “5 yıldızı”, batıda.  Olumsuz etkilerini hafifletmek için evinizin batısına mutlaka metal bir rüzgar çanı asmak gerekir. En kötü aylar Nisan, Haziran, Temmuz ve Ocak 2016. Hastalıkları temsil eden “2 yıldızı”, güneydoğuda. Olumsuz etkilerinden kaçınmak için birbirine bağlı 6 metal para asmak güçlü bir sembol oluşturur.

Bu seneyi temsil eden enerji “Grand Duke” güneybatıda. Bu alanda “Grand Duke”u rahatsız edecek faaliyetlerden kaçınmalı. Örneğin giriş kapınız ya da ön cepheniz Grand Duke alanında ise bu sene tadilat işlerine girişmeyin. İşyerinizde otururken yüzünüzü “Grand Duke” yönüne çevirmeniz ona karşı kafa tuttuğunuz anlamına gelir. Ancak sırtınızı verirseniz senenin enerjisini de arkanıza destek almış olursunuz.  Bu sene sırtınızı batıya vererek oturmanızı önermeyiz. Çünkü bu yönde “Üç ölümcül güç” var. Kuzeydoğu ise “Yıkım pozisyonu”, Grand Duke’un tam ters istikameti oluyor. Bu alanda da oturmayınız. Kavga ve hırsızlıkları tetikleyen yıkıcı “3 yıldızı” bu sene evlerin merkezinde. Olumsuz etkilerini hafifletmek için kırmızı bir obje kullanın. Kırmızı bir lamba, örtü, yastık, dosya, kitap olabilir. Skandalları temsil eden “7 yıldızı” ise bu sene güneyde. Geleneksel çözüm şeffaf bir vazo içine 3 bambu dalı koymaktır.

Artık çoktandır 7.periyoddan 8’e geçtiğimiz için 7 olumsuz etkilerini fazlasıyla gösteriyor. MH17’de trajik etkisini hep beraber yaşadık. O yüzden 7 yıldızına çözüm üretmek çok önemli.

2015’te merkezde olan 3 yıldızı deprem/kasırga trigramını temsil ediyor. Bu nedenle de 2015’te depremler olabilir. Etkilenecek alanlar ise orta ve batı alanlar. İçinde orta kelimesi geçen her ülke etkilenebilir. Örneğin Orta Asya, Orta Doğu ve memleketlerin merkezinde bulunan şehriler.

Gelgelelim bereket ve aşk enerjilerine… Bu sene bereket, kuzeyde kapısı olanlardan yana. Kuzey alanınız açık ve aktif yerlere denk geliyorsa, örneğin salonunuz gibi, bereket enerjileriniz canlı olacak demektir. Sınavlara hazırlananlar, akademik çalışmalar yapanlar, müsabakalara katılanlar doğunun enerjisinden faydalanabilirler.  Eğer bu alanda yatak ya da çalışma odaları varsa ilerleme kaydettiklerini görebilirler.Çiftler romantik bir ilişki arayışında olanlar, bebek yapmak isteyenler, bu sene yaratıcı ve aşk dolu enerjiler evin güneybatısı ve kuzeybatısında. Umarız bu alan bir tuvalet ya da depoya denk gelmiyordur.

Hepinize huzur dolu, sağlıklı, bereketli bir sene dileriz.

bu yazının başı kadınlar güzeldir sitesinden geri kalanı  esrakoyuncu.com adresinden alınmıştır

Musa Dede İle Balat Derviş Baba Kahvehanesi’nde Tasavvuf Sohbeti

 

21 OCAK ÇARŞAMBA 14:00-16:00

Musa Dede İle Balat Derviş Baba Kahvehanesi’nde Tasavvuf Sohbeti

Kendini tanıma ve gerçekleştirme yolunda bir talebenin adımları..

Buluşma Yeri : Derviş Baba Deliler, Abdallar, Meczuplar, Aşıklar Kahvehanesi

Kürkçü Çeşmesi Sok. No:10 Balat

Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yenin….

imagesDJ4TZH6U

_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Adamın biri Afrika´da safariye çıkarken, yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.

– Şimdi başım dertte, diye düşünmüş köpekcik . . .
Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.

Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş:
– Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış:
– Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım, diye düşünmüş leopar…

Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş, bildiklerini kullanarak bundan sonra kendisini leopardan kurtaracağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna, “atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” demiş.
Az önceki yerde bekleyen minik köpek, bakmış kızgın leopar sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.Ne yapacağını düşünürken, kaçmaya da kalkmamış.
Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş.

Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşarak leopara duyurmuş:
“Şu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok ! ”
DİPLOMASİ DENEN ŞEY BU…

Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yenin….

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Neşeli Bir Sap…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çöp Kamyonu Kanunu

 “Çöp Kamyonu Kanunu” Hepimiz gün içinde ve hayatımız boyunca içi çöp dolu insanlarla karşılaşabiliyoruz. Peki nasıl koruyacağız kendimizi? Nasıl çöplerden uzak durabileceğiz?

 

   “Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. 

   Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı. 

   Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.” 

  Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi. 

   Kadın: “Çöp Kamyonu Kanunu?” diye sordu, anlamamıştı.

   Şoför açıkladı: “Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için dua edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”(Alıntı)

Evet bu şoför gerçek bir bilge… İşte başarılı bir insan… Başarılı olan insan her koşulda çöp kamyonlarının ya da hayatta karşılaştığı tüm zorluklara gülümseyebilen insandır.

Yaşadığımız olumsuzluklarla dünyanın bizim gülümsememizi çalmasına izin vermeyelim; biz gülümseyelim ki dünya değişsin.

Hayat çok kısa ve tekrarı yok… Pişmanlıklarla yatağa yatmak veya uyanmak için zamanımız yok; Bize iyi davrananlara iyi davranıp sevmek, kötü davrananlar içinde dua etmek bizim en güzel tutumumuzdur kendimiz ve etrafımız için…

Yılmaz Güneyin çok güzel deyişi ile noktalayalım sohbetimizi; Gülümseyelim, çöp kamyonlarına ve hayata….

 

   “Gülümsüyorum. Çünkü: biliyorum ki gülümsemek; dostlarıma karşı sunduğum en iyi ikram, düşmanlarıma karşı en asil darbedir!” (Yılmaz Güney )

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Asla bilmeyenle tartışma.

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.

” Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.

Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.

Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.

İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”

– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Gene Aradan Fingirdeyecek Makarnayı Buldu Deyyuslar…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hele Şükür Delirebildin Ayfer…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Parmaklarınızı kıtlatmayın!

Parmak kıtlatmanın yan etkileri üzerine yapılan araştırmadan çıkan sonuçlar bu tür alışkanlığı olanlar için uyarı niteliğinde. Çünkü araştırmaya göre bu alışkanlık, eklemleri zedeleyerek kalıcı hasara yol açabiliyor.

The Journal of Manipulative and Physiological Therapeutics’da yayımlanan parmak kıtlatması araştırmasını değerlendiren Fizyoterapist Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, bu alışkanlığın ciddi olumsuz sonuçlar doğurabildiğini söyledi.

Araştırmada parmaklarını kıtlatan (çıtlatan) 300 kişinin eklemlerindeki harabiyetin incelendiğini söyleyen Şenbursa, “Eklemi kıtlatmayı alışkanlık haline getirenlerde yumuşak dokuda zedelenme, kavrama kuvvetinde azalma gibi sonuçlar tespit edildi. Harabiyet eklemi çevrelen bağları hızlı ve tekrarlı bir şekilde gerilmesinin sonucudur. Profesyonel beyzbol atıcılarında da benzer yaralanmalar görülmektedir ancak yaralanmalar daha ciddi seviyededir ve atış için kullanılan koldaki daha fazla eklemi etkiler” dedi.

BALONCUKLAR PATLAR VE EKLEMLERİMİZDEN SES GELİR
Şenbursa, parmakları birleştirip dışarıya doğru büküldüğünde eklemlerden sesler gelirken, eklem içinde olup bitenleri şöyle anlattı: “Eklemler iki kemiğin birleşim yerinde bulunur, yumuşak doku ve bağlar tarafından çevrelenir. Vücudumuzdaki bütün eklemlerde sinoviyal sıvı da denilen kalın, berrak eklem sıvısı vardır. Eklemlerinizi kıtlatmak için parmaklarınızı esnettiğinizde, eklemdeki kemikleri birbirinden ayırmış olursunuz. Böylece eklemi çevreleyen yumuşak doku kapsülü de esner. Kapsülün esnemesiyle eklem içindeki hacmi artırırsınız. Bir fizik kuralı olarak ‘hacim artarsa, basınç azalır’. Eklem sıvısının basıncı düştüğünde sıvı içinde çözünmüş halde bulunan gazlar baloncuk haline gelir. Eklem yeterince esnediğinde kapsüldeki basınç düşer ve baloncuklar patlar. Bu patlama eklemlerinizden sesler gelmesine neden olur. Gazların sıvıda tekrar çözünmesi 25-30 dakika sürer ve bu süre içinde eklemlerden ses gelmez. Gazlar çözündüğünde eklemleriniz tekrar kıtlatılabilecek hale gelir.”

KITLATINCA RAHATLIYORUZ AMA…
Fizyoterapist Şenbursa, eklemleri kıtlattıktan sonra insanların rahatlama hissetmelerinin sebebini ise, “Eklemlerden ‘çıt’ sesinin alınmasından sonra eklem hareketinin arttığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Eklem manipüle edildiğinde eklemdeki hareketi algılayan reseptörler uyarılır ve eklemi çevreleyen kaslar gevşer. Eklemleri kıtlattıktan sonra insanların rahatlama hissetmelerinin sebebi budur” diye açıkladı.

alıntı

YUMURTA

Öldüğünde evine gidiyordun.

Bir araba kazasıydı. Özellikle dikkat edilecek bir şey yok ama ölümcüldü.
Arkanda eşini ve iki çocuğunu bıraktın. Acısız bir ölümdü. İlkyardım görevlileri seni kurtarmak için ellerinden geleni yaptılar ama faydasızdı. İnan bana, vücudun tamamen parçalanmıştı.

Ve işte benimle tanıştın.

“Ne…Ne oldu?” diye sordun. “Neredeyim?”
“Öldün” dedim, gerçeği söyleyerek. Yumuşak sözlere gerek yok.

“Kamyon… patinaj yapan bir kamyon vardı…”
“Öyle” dedim.

“Ben..Ben öldüm mü?”
“Öyle. Ama o kadar üzülme. Herkes ölür.” Dedim.

Etrafa bakındın. Hiçbir şey yoktu. Sadece sen ve ben. “Bu yer de ne?” diye sordun. “Ahiret mi?”
“Fazlası ya da azı.” Dedim.

“Sen tanrı mısın?” diye sordun.
“Öyle” diye cevapladım. “Ben Tanrı’yım.”

“Çocuklarım..karım,” dedin.
“Nolmuş onlara?”

“İyi olacaklar mı?”
“İşte görmek istediğim bu,” dedim. “Az önce öldün ve tek derdin ailen. Bulunduğun yerde bu iyi bir şey.”

Bana büyülenmiş bir şekilde baktın. Sana göre, Tanrı gibi görünmüyordum. Tıpkı öylesine bir adam gibiydim. Ya da belki bir kadın. Belirsiz bir otorite figürü belki de. İlkokul öğretmeni gibi güçlü birisi.

“Üzülme,” dedim “İyi olacaklar. Çocukların seni her yönden mükemmel biri olarak hatırlayacaklar. Seni küçümseyecek kadar büyümemişlerdi. Karın dışarıda ağlayacak, ama gizlice rahatlayacak. Adil olmak gerekirse, evliliğin çöküyordu. Teselli istersen, rahatladığı için epey suçluluk duyacak.”

“Oh,” dedin. “Peki şimdi ne olacak? Cennete ya da cehenneme falan mı gideceğim?”
“İkisine de değil,” dedim. “reenkarne olacaksın.”

“Ha,” dedin. “demek ki Hindular haklıymış.”
“Tüm dinler kendi açılarından haklılar,” dedim. “Benimle birlikte yürü.”

Boşluk boyunca ilerlerken takip ettin. “Nereye gidiyoruz?”
“Aslında hiçbir yere,” dedim. “Sadece konuşurken yürümek güzel oluyor.”

“O zaman anlamı ne?” diye sordun. “Tekrar doğduğumda sadece boş bir levha olacağım öyle değil mi? Bir bebek. Yani bütün tecrübelerimin ve bu hayatta yaptığım hiçbir şeyin önemi kalmayacak.”
“O kadar da değil!” dedim. “Geçmiş hayatlarındaki tecrübe ve bilgilerin tamamen içinde. Sadece şu an onları hatırlamıyorsun.”

Durdum ve seni omzundan tuttum. “Ruhun hayal edebileceğinden çok daha muhteşem, güzel ve büyük. Bir insan zihni yalnızca ufak bir parça sen içerir.

Sanki elini sıcaklığını ölçmek için soktuğun bir bardak su gibi. Küçük bir parçanı bir kaba koyuyorsun ve eğer açabilirsen tüm tecrübelerini kazanıyorsun.

“Son 48 yıldır bir insanın içindeydin, yani daha uçsuz bilincini tam olarak keşfedemedin. Eğer burada çok fazla takılırsak, her şeyi hatırlamaya başlarsın. Tabi bunu her yaşamın arasında yapmanın bir anlamı yok.”

“Daha önce kaç kez reenkarne oldum?”
“Çok kez. Çok çok kez.” Dedim. “şimdi M.S. 540 civarında Çinli bir köylü kız olacaksın.”

“Bekle, ne?” diye kekeledin. “beni zamanda geriye mi gönderiyorsun?”
“Sanırım teknik olarak evet. Bildiğin zaman yalnızca sizin evreninizde var. Benim geldiğim yerde işler biraz daha farklı.”

“Sen nereden geldin?” dedin.
“Ah, tabi”açıkladım “ben bir yerden geldim. Başka bir yerden. Ve orada benim gibi başkaları da var. Orada neler olduğunu merak ettiğini biliyorum. Ama dürüstçe söylemek gerekirse bunu anlayacağını sanmıyorum.”

“Hmm.” Dedin ve biraz duraksadın. “Ama bekle. Eğer zamanda başka başka yerlere reenkarne olursam o zaman kendimle karşılaşabilirim.”
“Tabi. Her zaman olur. Ama her iki hayat da sadece kendi ömürlerini fark edebilirler. Ne olduğunu anlamazsın.”

“O zaman bütün bunların anlamı ne?”
“Cidden?” diye sordum. “Cidden mi? Bana hayatın anlamını mı soruyorsun? Bu biraz klişe değil mi sence de?”

“Elbette anlaşılabilir bir soru,” diye inat ettin.
Gözlerine baktım. “Hayatın anlamı ve bütün bu evreni yaratmam senin olgulaşman içindi.”

“İnsanoğlunu mu kastediyorsun? Olgunlaşmamızı mı istedin?”
“Hayır, sadece sen. Bütün bu evreni sadece senin için yaptım. Her yaşamda daha da bilgili, olgun ve büyük bir zeka haline geliyorsun.”

“Sadece ben mi? Peki ya diğer herkes?”
“Başka kimse yok,” dedim. “Bu evrende sadece sen ve ben varız.”

Bana boş boş bakmaya başladın. “Ama dünyadaki bütün o insanlar…”
“Hepsi sensin. Senin farklı vücut bulmuş hallerin.”

“Bekle. Ben herkes miyim!?”
“Şimdi anlıyorsun, “ dedim ve sırtına tebrik eder gibi vurdum.

“Yaşamış her insan ben miydim?”
“Ya da yaşamış her şey, evet.”

“Ben Abraham Lincoln müyüm?”
“Ve John Wilkes Booth’sun da,” diye ekledim.

“Hitler ben miyim?” dedin dehşetle.
“Ve onun öldürdüğü milyonlar da sensin.”

“Ben İsa mıyım?”
“Ve onu takip eden herkes.”

Sessizliğe gömüldün.
“Ne zaman birini öldürsen. “ dedim, “kendini öldürüyordun. Yaptığın her iyiliği kendine yapıyordun. Herhangi bir insan tarafından tadımlanmış her iyilik ya da kötülük, senin tarafından tadımlanmıştı.”

Uzun bir süre düşündün.
“Neden?” diye sordun. “Neden bütün bunları yaptın?”
“Çünkü bir gün, tıpkı benim gibi olacaksın. Çünkü bu sensin. Benim türümdensin. Sen benim çocuğumsun.”

“Vay,” dedin inanmayarak. “Yani bir tanrı mıyım?”
“Hayır, henüz değil. Daha bir ceninsin. Hala büyüyorsun. Tüm zamanlar boyunca varolan tüm insan hayatlarını yaşadığında doğmak için yeteri kadar büyümüş olacaksın.”

“Yani tüm evren,” dedin. “sadece…”
“Bir yumurta,” diye cevapladım. “Şimdi diğer hayatına geçmenin zamanı.”

Ve seni yolcu ettim.

Andy Weir
Çeviri: Amras Ringeril

Nezaketle Dünyayı Yerinden Oynatabilirsiniz…

SAĞLIKLI BİR RUH İÇİN!

Doç. Dr. Şafak Nakajima

Migren, yüksek tansiyon, astım, fibromiyalji, kolit, mide / barsak ülserlerinden, kalp, kanser, sık sık enfeksiyonlara yakalanmaya kadar varan sayısız hastalığın ortaya çıkmasında, ruhsal sorunların büyük rolü olduğunu biliyor musunuz?

Araştırmalar, bedensel hastalıklarla polikliniklere başvuranların %85’inde yakınmaların, psikolojik nedenlerden kaynaklandığını gösteriyor.

Ruh sağlığını korumak, sadece yaşam memnuniyetini arttırmakla kalmıyor, aynı zamanda bedensel sağlığın da iyi olmasını sağlıyor.

Peki ruh sağlığınızı korumak için neler yapabilirsiniz?

• Öncelikle kendinizi tanıyın ve duygularınızı yönetmeyi öğrenin!

Kendilerini tanımayan insanlar, eş, meslek, yaşam çevresi seçiminde hatalar yapar! Bu yanlış seçimler, onlara mutsuzluk getirir.

Ruhsal gelişim programlarına katılmak ve insan psikolojisi ile ilgili akılcı ve bilimsel kitaplar okumak sizi geliştirir ve ruh sağlığınızı korumanıza yardımcı olur.

• Çoğu insan ya geçmişte yaşar, depresif hisseder veya geleceğe odaklanır, endişelenir.

Oysa yaşanan tek gerçeklik, içinde bulunduğumuz andır. Geçmiş, gelip gitmiştir, gelecekse belirsizdir.

Yaşanan ana odaklanmayı öğrenmek için, bilinçli farkındalık ve meditasyon yöntemlerinden yararlanabilirsiniz!

• Olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını, olumlu olanlarla değiştirin!

II. Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında kalan ve tüm ailesini kaybeden, ‘’İnsanın Anlam Arayışı’’ kitabının yazarı Dr. Viktor E. Frankle şöyle der:

‘’Bir uyaranla, ona verdiğimiz yanıt arasında bir boşluk vardır. O boşlukta, vereceğimiz yanıtı belirleriz. O boşlukta bizim özgürlüğümüz yatar.’’

O boşluğu iyi kullanın! Düşüncesizce davranmamayı öğrenin!
Düzenli günlükler tutarak, düşünce ve davranış akışınızı düzenleyin.

• Yediklerinize ve içtiklerinize dikkat edin!

Beyniniz ve bedeniniz, yediklerinizin ve içtiklerinizin ürünüdür!
Sağlıksız beslenme, toksik maddelerin tüketimi (asitli içecekler, alkol, sigara, madde, vb), sağlıklı bir ruh halini engeller.Beden sağlığınıza önem verin!

• İyi uyuyun!

Beyin ve beden, uyku sırasında kendisini yeniler! Stres, endişe ve depresyonda, uykusuzluk çok önemli bir etmendir.

• Zamanınızı iyi değerlendirin!

Çoğu insan günümüzde serbest zamanlarını, açık havada bedensel aktiviteler yapmak yerine, bilgisayar başında zaman öldürerek geçiriyor.

Ailenizle ve dostlarınızla kaliteli zaman geçirin!

Günlük yarım saatlik bir yürüyüş size, hem metabolizmanızı hızlandırma, hem de gereksiz bilgi bombardımanı ile yorulan beyninizi biraz olsun dinlendirme şansı verecektir.

• Yaşamınızı anlamlı kılın!

Günümüz insanı, can sıkıntısı ile keder arasında sıkışmış durumda. Yaşamlar ve ilişkiler giderek derinliğini kaybediyor.

Güç, para, iktidar hırsı, madde kullanımı, çılgınca alışveriş, aşksız cinsellik, estetik operasyonlar, vs. ruhun kara deliklerini doldurmaya yetmiyor.

İnsanlığa ve dünyaya doğrudan katkı sunan bazı meslekler, sahiplerine bu duyguyu yaşatabiliyor.

Sorumluluk duygusu gelişmiş, bakabileceği sayıda çocuk yapan, onu topluma bir değer olarak katan ebeveynler de anlamlı yaşıyor.

İçinde yaşadığı toplumu, politikacıların insaflarına terk etmeyen, elini taşın altına koyup, haksızlık ve sorumsuzluklara başkaldıran, dünyayı daha yaşanılası bir yer kılmaya çalışan insanlar anlamlı yaşıyor.

Sürekli yakınmak yerine, toplumsal ve siyasi sorumluluklar üstlenin!

Görme özürlülere kitap okumaktan, kimsesiz hastaların ziyaretlerine, ailesiz çocuklara bakım desteği sunmaktan, yetişkinlere okuma-yazma öğretmeye kadar sayısız gönüllü hizmet, kendi dar ve bencil sınırlarımızı aşıp dünyaya katkı sunmamızın güzel yolları.

• Stres kontrolünde etkin yöntemlerden yararlanın!

Doğa yürüyüşleri, yararlı kitaplar okumak, meditasyon yapmak, günlük tutmak, komedi filmleri izlemek, hayvan beslemek gibi aktivitelerin hepsi, antidepresan ilaçlardan daha etkili ve üstelik zarar vermeyen seçenekler arasında.

Doğal tedaviler konusunda, www.safaknakajima.com adresli web sitemden yararlanabilirsiniz!

• ‘’İnsanın cehennemi, başka insanlardır’’ der, ünlü Fransız yazar ve varoluşçu felsefeci Jean-Paul Sartre.

Sürekli hayattan ve her şeyden yakınan, bencil, kaba, düşüncesiz, her şeye küsen, alınan, surat asan, olay çıkaran, aşırı kıskanç ve saldırgan insanlarla yaşamak, dünyayı cehenneme çevirir.

Bu tür bir insan olmaktan kaçınmak ve böyle insanlardan mümkün olduğunca uzak durmak, uzak duramadığınız takdirde onlarla daha iyi iletişim yollarını öğrenmek, kendinizi iyi hissetmeniz için çok büyük önem taşıyor.

Ve minik ama çok etkili davranışları yaşamınıza yerleştirin:

• Gülümseyin!

Sadece ailenizdeki bireylere ve arkadaşlarınıza değil, göz göze geldiğiniz insanlara da gülümseyin! Telefonda konuşurken gülümsemek bile, karşı tarafın kendisini çok daha iyi hissetmesini ve size daha güzel yanıt vermesini sağlayacaktır.

• ‘’Lütfen’’ demeyi ve teşekkür etmeyi unutmayın! En küçük hizmet için bile!

• Özür dileyin! En küçük kusurunuz için bile!

• Soğuk ve mesafeli olmak yerine, içten ve coşkulu olun! Sevginizi sarılarak, dokunarak göstermekten kaçınmayın. Dostluk ve sevgiyle dokunmak, güven vericidir.

Bu listeye daha pek çok şey eklememiz elbette mümkün!

Şimdi lütfen bu maddeleri tek tek gözden geçirin ve bugünden itibaren ruh sağlığınız için yaşamınızda bir şeyleri değiştirmeye başlayın!

Sağlıklı bir yeni yıl dileğiyle!

Bugün Ne Olacaksın?

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »