Mutlu bir akşam diliyorum dostlar 🙂
umarim siz de bu kedü gibi çok iyi bir haber alıp böyle havalara zıplarsiniz. 🙂
BİOENERJİ ŞİFASI
Bioenerji insan vücudunda ve canlı türlerinde var olan doğal bir enerjidir.Yaratılış dan bütün evrene ve canlılara akan hayattır. Bioenerji, vücudu bir bütün olarak ele alıp rahatsızlıkların şifasında kullanılır.Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi bir bakıma vücudun enerjisine akort ve balans ayarı yapılmasıdır.
Yaşadığımız ortamda; yüksek performans, motivasyon, konsantrasyon, yaşam sevinci ve tam sağlık için, bioenerji dengemizin mükemmel olması gerekmektedir.
Sinir sistemimiz, doğadaki enerji dengesine uyum gösterecek şekilde programlanmış olduğundan, dengenin bozulmaması için irademizin dışında reaksiyonlar gösterebilmektedir. Ne yazık ki, yaşadığımız ortam (hava kirliliği, hormonlu gıdalar, zararlı elektromanyetik dalgalar, ozon tabakasının delinmesi vs.) yaşam tarzımız (aşırı stres, dengesiz beslenme, spor yapamama) ve öfke, korku, üzüntü gibi duyguları içimizde bastırmamız, enerji dengemizi ciddi şekilde bozabilmektedir. Bu aşamada; bedenimizin dili olan ağrı, uykusuzluk, çarpıntı, terleme, daralma, sinirlilik, yorgunluk, isteksizlik, iktidarsızlık gibi şikayetler belirmeye başlar. Meydana gelen bu rahatsızlıkların ana nedeni, vücudumuzdaki bioenerji dengesinin bozulmasıdır.
Bioenerji Seansının Genel Faydaları :
1- Bağışıklık sistemini güçlendirir
2- Vücuttaki kan dolaşımını hızlandırır
3- Metobolizmayı hızlandırır
4- Kronik yorgunluğu ortadan kaldırır
5- Ruhsal dururmu düzenler
6- Her türlü ağrılarda etkilidir
Bionerji seansı sonucunda çeşitli ağrılar, kronik yorgunluk sendromu, multiple skleroz (MS), epilepsi, eklem / mafsal rahatsızlığı, beyin felci, kalp, damar tıkanıklığı, kanser, prostat, diyabet, kısmi felç, depresyon, pankreas, böbrek, bel ve boyun fıtığı, romatizma, kireçlenme, tümör, kas güçsüzlüğü, denge bozukluğu v.b. bu frekansların gerektiği gibi uygulanması sonucunda iyileştiği bildirilen rahatsızlıklar arasında yer alıyor ama bunlarla sınırlı kalmıyor.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, bazı Arap ülkeleri, Batı Avrupa Devletleri ve bilhassa İngiltere’ de bioenerji tıbbı geniş çapta hizmete girmiştir. Üniversitelerde, tıp fakültelerinde (bioenerji kürsülerinde), enstitülerde bioenerji eğitimi verilmektedir. Ayrıca dünyanın tüm uygar ülkelerinde de bioenerji tıbbına karşı ilgi artmakta, bioenerji tıbbı giderek daha iyi tanınmakta, hastalıklarla mücadelede etkin şekilde uygulanmaktadır. Artık ABD’ de ünlü cerrahlar programa koydukları çok ağır ve kritik ameliyatlardan önce, hastalarının en az bir hafta bioenerji seansı almalarını sağlamakta ; böylece yapılacak olan operasyonun GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR VÜCUTLA cereyan etmesini ve başarının garantilenmesini temin etmek yoluna gitmektedirler. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan ünlü kalp cerrahımız sayın Prof. Dr. Mehmet Öz, görev yaptığı Columbia Presbyterian Tıp Merkezi’ nde Batı tıbbıyla (Alopatiyle) Doğu tıbbını birleştirerek bioenerji ile şifada yeni bir ufuk açmıştır. (” Şifayı Yüreğinde Ara “, Altın Kitaplar, 1999) Bu kitapta Sayın Prof. Dr. Öz ABD hastanelerinde yaklaşık olarak 30.000 bioenerjistin, diğer branş hekimleriyle birlikte çalıştığını, ameliyatlara hasta başında iştirak ettiklerini bildirmektedir. Yine aynı eserde batı avrupa devletlerinde 17.000, İngiltere’ de de yaklaşık 8.000 bioenerjistin hastanelerde görev yaptıkları yazılmıştır. Böylece bioenerji ile yeni bir boyut, yeni bir ufuk açılmıştır.
Bali’nin kadim tapınaklarından, Hindistan’da Budha’nın altında aydınlandığı ağaca; Çin’in ölümsüz üstatlarından, Güney Amerika’nın şamanlarına; yaşayan kadim uygarlıklardan, binlerce yıllık gelenekleri yaşatan şifacılara; ruhunuzun en derin noktalarından, hayatınızın hiç farketmediğiniz alanlarına uzanan bir “Kendini Tanıma Yolculuğu”na hazırlanın.
Pek çok kitabın yazarı ve tanınmış bir Uzakdoğu öğretileri ustası Cem Şen’in eğitmenliğinde, derKi.com ve The Wise genel yayın yönetmeni Hasan “Sonsuz” Çeliktaş’ın eşliğinde ve 10 yılı aşkın bir süre Uzakdoğu’da yaşamış, hayatının büyük bir bölümünü egzotik ve gizemli destinasyonlarda geçirmiş olan Mural Uzel’in uzmanlığında spiritüel bir yolculuğa çıkıyoruz.
“Ruhun Kutsal Yolculuğu” adını verdiğimiz bu seyahat serisinde sırasıyla önce Bali’ye, sonra Hindistan’a, sonrasında da Çin, TransSibirya-Moğolistan ve Güney Amerika’ya gideceğiz. Daha daha sonrası mı? Henüz biz de bilemiyoruz, bakalım Ruh bizleri nerelere yollayacak…
“Ruhun Kutsal Yolculuğu”nun ilk durağı “Tanrıların Adası” Bali. Bali’ye “Tanrıların Adası” denmesinin en önemli sebebi, binlerce yıllık kadim enerjilerin, bu adada halen yaşayan bir kültür içinde varlığını hissettirmesi. Aynı zamanda belki de günümüzde yaşayan son Animist, tüm doğanın canlı olduğuna inanan toplum olması. Mısır’da görüp büyülendiğimiz Tanrılar ve tapınaklar, burada farklı ad ve biçimlerde karşımıza çıkıyorlar ve Mısır’ın aksine binlerce yıl önce terkedilmiş değiller, günlük yaşamın tam da içindeler; hem de tüm varlıklarını hissettirerek…
Tura dahil olan bazı aktiviteler:
Cem Şen tarafından öğretilecek özel enerji ve felsefe çalışmaları
• Hoşgeldiniz partisi
• Hindu Rahiplerin ekibe özel yapacağı açılış seramonisi
• Tapınak ve Çevre Gezileri
• Kintamani Yanardağ Gezisi
• Nusa Pedina Adası Tekne Gezisi
• Yerel şifacılar ile çalışmalar
• Arınma seramonileri
• Özel masaj seansı
• Yoga ve Enerji Çalışmaları
• Rahipler ile yapılacak kapanış seramonisi
• Kapanış Partisi
Daha fazla bilgi için; http://www.derki.com/ruhun-kutsal-yolculugu-bali
Malzemeler
* 1 su bardağı kalın bulgur (ince bulgurda kullanabilirsiniz )
* 1 adet domates
* 2 yemek kaşığı keten tohumu
* 2 yemek kaşığı zeytinyağı
* 1 yemek kaşığı [tag]kimyon [tag]
* 1 çay kaşığı köri
* 1 tatlı kaşığı acı pul biber
* maydanoz
Hazırlanışı
1. Bulgur bir kaba konulup üzerini bir parmak geçecek kadar sıcak su konulur.
2. Kabaran bulgura küp küp doğranan domates ilave edilir.
3. İnce ince doğranan maydanozlar ve diğer baharatlar eklenip servis edilir.
Hurma;
• Protein içerir.
• Protein, yağ ve karbonhidrat (üçünü bir arada) içeren tek meyvedir.
• Vücudun yaşlanma belirtilerini azaltır.
• Saf hurma cildi besler, hamilelik ve güneş lekelerini yok eder.
• İçerdiği demir sayesinde, kansızlığa iyi gelir.
• B1, B2 vitaminlerinin bir arada bulunmasından dolayı karaciğeri kuvvetlendirir.
• Boğaz ağrısına, öksürüğe iyi gelir.
• Kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucudur.
• İçerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik hastalıklarına karşı koruyucu özellik taşır.
Orucun hurma ile açılması halinde, oruçtan dolayı insanın üzerinde oluşan halsizliği de içerdiği şeker oranı sayesinde hemen gidermektedir.
Sadece Ramazan’da yemeyin, her zaman tüketin!
Hayrettin Mutlu Ramazan sofralarının meyvesi olarak bilinene hurma, hâlbuki her zaman tüketilmesi gereken bir yiyecek. Şeker oranı yüksek olmasına rağmen kilo aldırmayan bir yapıya sahip. Özellikle suda çözünebilir lif içeriği yüksek olması, hurmanın sindirim sistemi rahatsızlıklarını (kabızlık, gaz vb) önlemeye ve gidermeye yardımcı olduğunu ve günlük hayatın getirdiği stres ve yoğun temponun verdiği yorgunluktan kurtulmak için her gün hurma yemenizde fayda var dedi.