Evde Bunaldım…Dışarı Çıkayım Da İki İnsan Göreyim…

Siz Hangi Burçsunuz? Size Uyuyor Mu?

DUYGUSAL ZEKAMIZI GELİŞTİRMENİN 5 PRATİK YOLU


Duygusal zeka kavramı; anlama, yönetme, kendi duygularını etkili ifade edebilme, diğerleriyle olumlu bağlar kurabilme becerisi olarak ifade ediliyor.
Duygusal zeka, insanlarla ilişkilerimizin… sürdürülmesinde ve sağlamlaştırılmasında önemli rol oynuyor. O halde, duygusal zekamızı (emotional intelligence – EQ) nasıl geliştirebiliriz? Bunun için 5 pratik yol var:
1. Olumsuz duygularımızla baş edebilme becerisi kazanma: Gelişmiş bir duygusal zeka, yapabilirliklerimizi kısıtlayan belli duygularla baş etmemize yarar sağlar. Herhangi bir olay karşısındaki düşüncelerimiz, o olay karşısında hissettiklerimizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bu yüzünden duygularımızı yönetmeden bir adım önce durumlar hakkındaki düşüncelerimizi, yorumlarımızı irdelememiz yerinde olacaktır.
2. Baskı altında sakin kalabilmeyi başarma: Hepimiz belli ölçüde stres altındayız. Stresle başa çıkabildiğimiz ölçüde de başarılı kalırız. Nasıl mı? Baskı altındayken, birine kızdığınızda veya üzüldüğünüzde vereceğiniz tepkilerden önce derin bir nefes alıp belli bir süre düşünmek olaylara farklı açılardan  bakmanıza yardımcı olacaktır. Sizi zorlayan ortamlardan bir süre uzaklaşmak, yüzünüze su çarpmak, temiz havada belli bir süre vakit geçirmek kaygınızı azaltacaktır. Kendinizi korkmuş, depresif,umutsuz hissettiğiniz anlarda egzersiz yapmak oldukça iyi gelecektir. Kendinizi yeniden şarj olmuş gibi hissedeceksiniz.
3. Sosyal mesajları (ipuçlarını) yakalayabilme becerisi kazanma: Duygusal zekası gelişmiş olan insanlar, diğerlerinin duygusal, fiziksel veya sözel ifadelerini daha kolay algılayabilirler. Sözlü ve sözsüz ipuçlarını daha kolay fark edebilirler. Örneğin, aramamıza geri dönmeyen bir arkadaşımız için “artık beni sevmiyor,istemiyor” demeden önce meşgul olabilme ihtimalini aklımıza getirmemiz gerekir.
4.Gerekli olduğunda zor duyguların arkasında durabilme ve bunları ifade edebilme becerisi kazanma: Herkesin kendine ait sınırları bulunur ve bu sınırlar ilişkilerimize yön verir. Her zaman bu sınırları ifade edebilmek kolay olmamaktadır. Burada da bir formül işimizi kolaylaştırabilir. “Böyle bir durumda, sen şöyle yaptığında ben bunu hissediyorum/hissettim.”   “Dün gece yemekte sen benimle dalga geçtiğinde çok incindim.” Oldukça net bir ifade oluyor, öyle değil mi?
5. Yakın, kişisel ilişkilerimizde duygularımızı açıkça ifade edebilme becerisi kazanma: “İnsan kalbi, başka bir kalbe cevap vermediğinde çürür.” -Pearl Buck Uygun ve yakın ilişkilerde romantik duyguların ifade edilmesi oldukça önemlidir. Herkesin bildiği ama söylemeyi unuttuğu bir kaç cümle. “Nasılsın?”, “Nasıl hissediyorsun?”, “Seni seviyorum.”, “Seni önemsiyorum.”, “Benimle zaman geçirdiğin için çok mutlu oldum.”, “Özür dilerim.” ve daha milyonlarcası… Sadece sözle söylemek de gerekmez. Göz kontağı kurmak, gülümsemek, kolunu omzuna koymak, kolunu sıvazlamak da yakın ilişkilerde oldukça etkili olmaktadır. Bunları da çeşitlendirebilmek elinizde.
Kaynak: Psychology Today

İnsanların negatif duygu ve düşünceleri kendi bedenlerinin 15 metreetrafına dek yayılıyormuş.

 
İnsanların negatif duygu ve düşünceleri kendi bedenlerinin 15 metre etrafına dek yayılıyormuş. Düşünün kalabalık ve mutsuz şehirlerdeki negatif enerji bulutlarının kuvvetini…
O yüzden belki de insanlardan uzak tenha ve doğa içinde daha kolay şifalanıp arınıyoruz demek ki…
Alıntı:
Messages From God and the Ascended Masters
Judith A. Beals

Evde Tüp Bitince Sucuklar Nasıl PİŞİRİLİR?

İşler kötü gittiğinde, ki bazen gidecektir,

İşler kötü gittiğinde, ki bazen gidecektir,
Tırmandığınız yol size çok dik geldiğinde,
Elinizdeki para az, borçlarınız çok olduğunda,

Gülümsemek isteyip, iç çektiğinizde,
Biraz daha endişe, sizi daha da kötü yaptığında,
Gerekirse dinlenin, ama vazgeçmeyin.
Hayatın dönemeçleri olduğunu
Öğreniriz hepimizin zamanla,
Ve birçok başarısızlık tersine döner,
Sonuna kadar dayanıp, kazandığınızda;
Vazgeçmeyin adımlarınız ne kadar ağırlaşsa da,
Esecek bir rüzgarla başarıya ulaşabilirsiniz.
Tersine döndürülmüş başarısızlıktır, başarı,
Gümüşe çalan şüphe bulutlarının altında,
Anlayamazsınız hedefinize ne kadar yakın olduğunuzu,
Çok uzak gibi görünürken, hemen yanı başınızda olabilir;
Öyleyse, devam edin mücadeleye, en kötü anınızda,
İşler kötü gidiyor gibi göründüğünde,
Vazgeçmemelisiniz…!
____ C. W. Longeneck

Düşünen Adam…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: , . Leave a Comment »

Kimsenin Hayatı Mükemmel Değil…Sadece Bazıları Sorunlarla Nasıl Başedeceğini Çok İyi Biliyor…

DÜNYANA IŞIK VER

Etrafındaki her şeye ve herkese ışık ver. Bil ki o ışık, senin dünyana da yansıyacak.

Elinde ışığın sihirli değneği var. Onu ışık yaymak için kullan. Sen etrafına, dünyana ışık yaydıkça, senin yaşamın da ışıldayacak.
Bırak bu ışık, yüreğindeki sevgiyle birleşsin, büyüsün. Sonra da bu güzel ışığı, dünyandaki, etrafındaki her şeyi aydınlatmak için kullan.
Bırak elindeki ışık, dokunduğun her yeri ve ulaşabildiğin herkesi aydınlatsın. Baktığın herkesin yüreğine, senin yüreğindeki ışığın tohumu ekilsin.
Sen ışıksın. Bunu yaptığında kendin olacaksın.
Sevgiler, Meleklerle Yasamak

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Her insan, üzerinde insanlara özgü bütün niteliklerin tohumlarınıtaşır. ”

”İnsanlar ırmaklara benzer. Su her tarafta sudur. Özellikleri aktığı yere ve zamana göre değişir. Bazen genişler, bazen daralır. Bazen parlak, bazen bulanık olur. Bazen ılık, bazen soğuktur. Her insan, üzerinde insanlara özgü bütün niteliklerin tohumlarını taşır. ”

Lev N. Tolstoy,

Meditasyon Yaparken Ellerimizi Niye Kavuştururuz?

Fotoğraf

Çünkü evren ellerimizin arasındadır…Ondan…

”Türümüzün bir özelliği bu. Bir yandan beş para etmeyen şeylere dünyanın parasını verir, bir yandan da maddi değeri yok diye dünyanın en güzel şeylerinin bedava olduğunun farkına varmaz ya da küçümseriz.”

”Türümüzün bir özelliği bu. Bir yandan beş para etmeyen şeylere dünyanın parasını verir, bir yandan da maddi değeri yok diye dünyanın en güzel şeylerinin bedava olduğunun farkına varmaz ya da küçümseriz.”

Gündüz Vassaf,  Cennetin Dibi

Oh Be! Dışarıya Çıkıp Oynamak Ne Güzelmiş…

Peşin Hüküm…İbret alınacak bir hikaye..!


Genç adam evinin alt katında marangozluk yapıyordu. Kapı ve pencere konusunda uzmandı. Fakat plâstik pencereler yaygınlaşınca ahşap olanlara rağbet azaldı.
Bu yüzden işler iyi gitmiyordu. Üstelik de çocuklar…ı büyümüş biri hariç okula başlamıştı. Masrafları artınca yanındaki kalfasına yol verdi. İşe biraz daha erken koyulur yardımcıya ayırdığı parayı çocukların harçlığına katardı.
Adam bir gün çalışırken elektrik kesildi. Ve uzun süre beklediği halde gelmedi. Aksi gibi o akşam üzeri teslim etmesi gereken birkaç pencere vardı. Boş kalmayı sevmezdi. Planyayı yağladı talaşları süpürdü. Biraz dinlenmek için eve çıkarken sigortaya göz attı. Eğer yanılmıyorsa bu iş normal değildi. Biri gelip sigortayı kapatmış olmalıydı.
Şalteri kaldırınca atölye aydınlandı. Tahminleri doğru çıkmıştı ama bu işe bir anlam veremiyordu. Şaka dese böyle bir şaka yapılmazdı. Kendisini kıskanacak bir düşmanı da yoktu.
İşe koyulduğunda yine aynı şey oldu. Ama bu sefer suçluyu görmüştü. Oğlu evden atölyeye bağlanan merdiveni sessizce inmiş ve sigortayı kapattığı sırada babasını karşısında bulmuştu.
Adam on yaşına gelmiş bir çocuğun böyle bir haylazlığını affedemezdi. Bütün günü onun yüzünden mahvolmuştu. Bir kere yapmış olsa ses çıkartmazdı. Ama tekrarlaması hangi yönden bakılırsa bakılsın büyük hataydı. Saçlarından yakalayıp sıkı bir tokat attı. Herşey onun iyiliği içindi. Belki vurduğu tokat serseri olmasını engellerdi.
Adam oğlunun gözyaşlarını görmezden geldi ve eve çıktıktan sonra eşine dert yanarak:
– Bu çocuğun okulda kimlerle düşüp kalktığını bilmemiz lazım!.. dedi. Eğer serbest bırakırsak başımıza büyük dertler açacak!..
Adam bir süre düşündü. Sonunda da en kolay yolu buldu. Oğlunun hiç aksatmadan tuttuğu günlüğünde arkadaşlarına ait ip ucu olmalıydı. Eşi istemese de ona kulak asmadı ve çocuğunun günlüğünü okumaya başladı.
Oğlu en son sayfada:
“Bu gece kötü bir rüya gördüm!..” yazmıştı. “Atölyede çalışırken babamı elektrik çarpıyordu. Allah’ım onu koru!.. Ben elimden geleni yapacağım!..”

Bazen doğru yönde atılan tek bir küçük adım yaşamanızda en büyük adım olarak sonuçlanır…