Bir ormanda iki ormancı ağaç kesiyormuş. Birinci ormancı sabah erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağacı kesip hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyunca, dinlenmek için ve öğle yemeği için kendine vakit ayırmıyormuş. Akşamları da ormancı arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıp evine daha geç gidiyormuş. ikinci ormancı ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca kim daha fazla ağaç kesecek bakalım demişler, bu yoğunlukta çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: ikinci ormancı çok daha fazla ağaç kesmiş. En çok ağacı kendinin kestiğini sanan birinci ormancı çok şaşırmış:
– Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken ağaç kesmeye başladım, senden daha geç evime döndüm. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Nasıl daha başarılı oldun, sırrın nedir?
İkinci ormancı tebessümle yanıt vermiş:
– Bir sırrım yok. Sen durup dinlenmeden çalışırken ben birkaç ağaç kestikten sonra hem dinleniyordum hem de baltamı biliyordum. Keskin baltamla, daha az çabayla, daha çok ağaç kestim.
Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif birbakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba harcamaktır. Bu zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için bir koşuldur.
15 September 2018 at 09:53
Reblogged this on thesunrise133 and commented:
Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif birbakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba harcamaktır. Bu zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için bir koşuldur.
15 September 2018 at 09:55
Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif birbakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba harcamaktır. Bu zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için bir koşuldur.