1-‘ “Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.” ”
2. ”Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler.”
3. “Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını fark edemiyorum. Bazen suratıma garip bakıyorlar, o zaman uyanır gibi oluyorum.”
4. ”Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.”
6. ”Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek.”
7. “Bir şey daha var; küçük şeker portakalı fidanını hemen kesmeyecekler, kesildiğinde de sen çok uzaklarda olacaksın, fark etmeyeceksin bile.”
Hıçkırarak bacaklarına sarıldım .
“Bu artık bir şeye yaramaz, baba; hiçbir şeye yaramaz…”
Benimkiler gibi yaşlarla dolan gözlerine bakarak bir ölü gibi mırıldandım:
“Onu kestiler bile, baba; benim küçük şeker portakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor.”
8. ”Sessizlik içindeydi her yer, ölümün kadifeden ayakları gezinir gibi. Ve ben, yaşamaya hükümlüydüm; yaşamaya!”
9. + Nen var Zeze?
– Hiç. Şarkı söylüyordum.
+ Şarkı mı söylüyordun?
– Evet.
+ Öyleyse ben sağır olmalıyım.
“İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.”
10. “Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur.”
11. ”Adamcağız kollarını açtı, beni göğsünde sevgiyle sıktı. ‘Ağlama yavrum!’ dedi. ‘Hep böyle duygulu bir çocuk olarak kalacaksın, pek çok ağlama fırsatı bulacaksın hayatta.’ ”
12. “İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin.”
13. ”Hayata uzaktan bakarak ilgisizliğimde yitip gitmiş gibiydim.”
14. ”- Xururuca!
– Ağlamak kötü bir şey mi?
+ Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?
– Bilmiyorum, bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes…”









Yorum bırakın