Güzelliğinizin Sırrı İsminizde Gizli!..

gwyneth_paltrow

Rakamların da bir dili var. Güzelliğinize ait sırlar, isminizde gizli.

1 >> (AHÖY) 2 >> (BiPZ)   3 >> (CİR) 4 >> (ÇJS) 5 >> (DK 6 >> (ELT) 7 >> (FMU) 8 >> (GNÜ) 9 >> (OV)

İsminizdeki her harfin bir karşılığı var. İsminizi bir kağıda yazarak, yukarıdaki tablodan her harfe karşılık gelen sayıyı bulun ve bu sayıları toplayın. Eğer iki haneli bir sayı elde ederseniz, rakamları tekrar toplayarak tek haneli bir sonuca ulaşın.

Örneğin;

Z E H R A 2+6+1+3+1 =13 >>>>> 1+3=4

İşte bu sizin güzellik sırrınızın sayısı!

Aşağıdan sayınızı bulup yorumları okuyabilirsiniz.

(1) Gururlu ve Hırslı

güzellik ve sağlık sizde adeta bir takıntı halinde. Zaman zaman kendinizi etrafınızdaki insanlarla karşılaştırıyor ve kendinizde eksik bir şey bulursanız çılgına dönüyorsunuz. Oysa siz zaten etkileyici bir tipsiniz.

(2) Dengeli ve Hassas

Çok narin bir yapınız var. güzellik ve bakım sizin için çok önemli. Pastel tonlarda yapılan hafif makyajı seviyorsunuz. Ellerinize ve ayaklarınıza çok önem veriyorsunuz.

(3) Açık Sözlü ve Yaratıcı

Siz gururlu ve yaratıcısınız. Sağlıklı kalmak için elinizden geleni yaparsınız. Ancak dış görünüş ve güzellik çoğu kez ikinci plandadır. Çünkü siz sağlıklı olmayı güzel olmaya tercih eden insanlardansınız.

(4) Çalışkan ve Obur

Son derece obur olduğunuz söylenebilir. yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır.

(5) Çekici ve Lüks Tutkunu

Esnek canlı ve uyumlu bir tipsiniz. Sizin için sosyal yaşamın renkliliği çok önemli. Cekici bir görünümünüz var. Bu görünümün nedeni pahalı kozmetik ürünleri değil içinizdeki pozitif enerjinin dışa vurumudur.

(6) Zor Beğenen

Giyim ve süs eşyalarına olan düşkünlüğünüz herkes tarafından bilinir. Sizin masum ve korunmaya ihtiyaç duyan görünümünüz çoğu erkeğin başını döndürmeye yetiyor da artıyor.

(7) Bağlayıcı ve Gizemli

Siz büyülü bağlayıcı ve olağanüstü çekici bir tipsiniz. Sizinle bir kez konuşan bir daha sizi unutamaz. Çünkü siz doğal çekiciliğinizile herkesin başını döndürüyorsunuz. Sizde çok etkileyici bir hava vardır. Güzel olduğunuz kadar zarifsiniz de.

(8) Kararlı ve Güçlü

Hırslı ve güçlü bir karakteriniz var. Güzelliik konusunda hiçbir takıntınız ya da endişeniz yoktur. Siz zaten çok rahat ve kendine güvenen bir kadınsınız. Bu da erkekler tarafından takdir ediliyor.

(9) İdealist ve Asi

Siz heyecanlı ve idealist bir kadınsınız. Sizin ruh halinizi sezebilecek bir erkekle yaşantınız bir şölene dönüşebilir. Üstelik siz güzel ve sevimlisiniz. Sporu ve açık havayı çok seversiniz. Bu da size enerji ve güç veriyor ..

kAYNAK: hABERCİ bURADA

♥Üzgün bir ruh , insani mikropdan cok daha hizli öldürür♥♥

♥Üzgün bir ruh , insani mikropdan cok daha hizli öldürür♥♥

 

Kaynak : Theta Mucizesi… Bilinçaltı Terapi Tekniği

Affetmek özgürleşmektir….


Seni affediyorum demek bana yaptıklarında haklı olduğunu göstermez. Aksine ben kendimi senden ve yaşadıklarımızdan özgürleştirmek için seni affediyorum. Değerli olduğum için seni affediyorum. Her gün her saniye …bu haksızlıkları tekrar tekrar düşünerek kendime zarar vermemek, mutsuz olmamak için seni affediyorum. Affetmek seni haklı kılmaz, affetmek beni özgürleştirir. Yaşanan her ne ise içinizde sürekli bu öfkeyi, kızgınlığı, haksızlığı, kırgınlığı taşımak yalnız ve yalnız size zarar verir. İçinizdeki bu öfke giderek çığ gibi büyür ve hastalık olarak size geri döner. Bırakın karşınızdaki kendi yaptığıyla, kendi vicdanıyla baş başa kalsın, bu da O’nun sınavı. Affederek karşınızdakine değil kendinize iyilik edersiniz. Affetmek istediğiniz kişiye size yaşattığı deneyimler için teşekkür edin, kendinize bunları yaşattığınız için kendinizi de affedin, dersinizi görün, affettiğiniz kişiyi sevgiyle özgür bırakıp, yolunuza devam edin. Bunun için özel bir tekniğe ihtiyacınız yok; sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatıp, birkaç derin nefes alın ve O kişi karşınızdaymış gibi O’nunla konuşun ve O’nu affederek sevgiyle özgür bırakın ve yüklerinizden arının. Affederek hafifleyin. Affedemiyorum diyenlere; Yüce Yaradan seni bütün hatalarından, en ağır günahlarından bile affederken sen O’nun kulunu nasıl affedemezsin
Kaynak: İçerisi Nasılsa Dışarısı Öyledir…

Vücudunuzdan Toksin Atmanın Yolları

Toksinlerin solunması veya tüketimi zaman içinde kanserojen etki yaratır ve kansere karşı bünyeniz yenik düşebilir. Vücudunuzdan toksinleri atmanın pek çok yolu var.

 

 

Konserve gıdalar

Konserve yiyecekler vücudunuzda serbest radikallerin üretimini arttırır ve antioksidan rezervlerini tüketebilir.

 

Plastik şişeler

Su içmek sağlığınız için iyidir ancak plastik şişelerden su içmeyin. Plastik şişeler BPA içerir.

 

Makyaj malzemeleri

Siz güzel görünmek peşindesiniz ancak makyaj malzemelerinin içinde zarar verici pek çok madde var. Makyaj malzemesi, alırken seçici davranın.

 

Abur cubur

Obezite başta olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açana abur cubur yeme alışkanlığınızdan vazgeçin.

 

Ev temizliği

Pek çok temizlik ürünü dioksin içerir. Bu da bağışıklık sistemi üstünde etkilidir. Evde temizlik ürünleri kullanırken dikkatli olun.

 

Diş sağlığı

Dişlerde dolgu yaptırırken civa dolgu kullanmaması konusunda diş hekiminizi uyarın. Cıva dolgular gelecekte otoimmün ve nörolojik sorunlara neden olabilir.

 

Sağlıklı gıdalar

Greyfurt, soğan, sarımsak ve sebzeler detoks etkisine sahiptir. Karaciğer dostu bu gıdaları beslenme planınızda bulundurun.

 

Protein tüketin

Tavuk, fasulye ve yumurta gibi protein yönünden zengin gıdalar tüketin.

 

Mangal etler

Direkt olarak ateşle temas eden etleri detoks yapmak istediğiniz süre boyunca tüketmeyin. Bu tür pişirme yöntemi, serbest radikallerin artmasına neden olur.

 

Gereksiz ilaç kullanmayın

İlaçların aşırı veya gereksiz kullanımı karaciğere ve böbreklere zarar verebilir. Doktor tarafından verilmemiş ilaçları kafanıza göre almayın.
Stres zararlıdır

Aşırı stres, zihin ve beden için zararlıdır. Vücudunuzdaki kortizol düzeyini arttırır.

 

Alerjiler

Gıda alerjilerinizi ve bağırsak sorunlarınızı bilin. Bu sorunlar toksik davranış yaratabilirler. Vücudunuzda karaciğerin fonksiyonları yavaşlayabilir.

 

Fazla kilolarınızdan kurtulun

Vücudunuzda biriken yağlar sağlığınız için uygun değildir. Bir an önce kilo verin.

 

Fiziksel aktivite

Fiziksel aktivite vücudunuzdaki toksinleri yakmaya yardımcı olur. Aerobik, dans, kardiyo gibi sportif aktivitelerin yanı sıra günlük yaşantınızda da hareketli olun.

 

Nefes egzersizleri

Nefes egzersizleri, meditasyon veya yoga, vücuttan toksin atmak için mükemmeldir.

 

Toksinlerden kurtulmak

Kabızlık gibi bağırsak sorunları toksinlerin devridaim etmesine neden olur. Bağırsak sorunlarından kurtulun.
Zihninizi özgür bırakın

Olumsuz düşünceler, vücudunuzda toksin oluşmasında etkilidir. Zihninizi özgür bırakın ve pozitif olana odaklanın.

 

İyi uyuyun

Her gün 7-8 saat net uyku uyuyun. Vücudunuz gençleşir ve detoks yeteneği kazanır.

 

Antioksidan tespiti

Detoks için en iyi yol, göz alıcı parlak renkli meyve ve sebzelere el atmaktır. Bu teknikle vücuttaki zararlı maddeleri atmak için karaciğeri aktive etmiş olursunuz.

 

Bitki çayları

Yeşil çay, papatya çayı gibi bitki çayları vücudunuzdan toksinleri atmada yardımcıdır.

Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.

Zaman ve geçip giden Hayat üzerine düşündürücü bir hikaye…

***

Genç adam yoğun iş temposundan iyice bunalmıştı. Vakit akşama yaklaşıyordu; ama mesai kavramına çok yabancı olduğu için evine ne zaman gideceği belli değildi.

 

Başını iki elinin arasına aldı, gözlerini sıkıca kapadı. Çok para kazanıyordu, yöneticiydi. Birçok insanın imrenerek baktığı bir konumdaydı. Ama yaşadığı hayatı, hayat olarak görmüyordu. “Bu ne biçim hayat böyle!” diye söylendi kendi kendine.
Hafta sonları dahi evine gidemiyordu. Toplantılar, iş seyahatleri, yazışmalar ve koşuşturmacayla geçen bir hayat. Ailesine vakit ayıramıyordu. Pek çok yakın dostunun adını dahi unutmuştu.
Bu karamsarlık içinde kıvranırken, birden çekmecesindeki küçük radyosu aklına geldi. Radyoyu açtı. Yayınlanan müzik parçası ile biraz rahatladığını hissetti.
Müziğin ardından yaşlı bir adamın konuşmasıyla gayri ihtiyari radyoyu kapatmak istedi. Ama birden durdu.

İlginç bir teoriden bahsedeceğini söylüyordu adam. “BİN MİSKET TEORİSİNİ”ni anlatacaktı.
Merakla dinlemeye başladı:
Birgün oturdum ve biraz aritmetik yaptım. Ortalama bir kişinin yetmiş beş yaşına kadar yaşadığını varsayalım. Biliyorum, bazıları daha çok, bazıları daha az yaşar.
Ama biz yetmiş beş yıl yaşadığını düşünelim. Bir yılda 52 hafta olduğu için, 75’i 52 ile çarptım ve ortalama ömre sahip bir insanın tüm hayatında yaşadığı cumartesi sabah sayısı olarak 3900 rakamına ulaştım.
Şimdi beni iyi dinleyin. En önemli kısmına geliyorum. Bütün bunları ayrıntılı olarak düşünmeye elli beş yaşında başlamıştım. Yaptığım hesaba göre bu yaşa kadar 2180’in üzerinde cumartesi yaşamıştım ve eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam, yaşayacağım cumartesi sayısı sadece bin adet olacaktı.
Bir oyuncak dükkanına gittim ve elindeki tüm misketleri aldım. 1000 adet misketi bir araya getirmek için üç tane daha oyuncakçı dükkanını ziyaret ettim. Bunları eve getirdim ve atölyedeki radyomun yanında duran büyük, şeffaf bir kavanozun içine hepsini doldurdum.
O günden sonra, her cumartesi kavanozdan bir tane aldım. Misketlerin azaldığını gördükçe, hayatımdaki önemli şeyleri daha fazla DÜŞÜNMEye başladım. Anladım ki, dünyadaki zamanımın akıp gittiğini görmek kadar önceliklerimi düzene koymama hiçbir şey yardım edemez.”
Yaşlı adamın anlatıkları o kadar etkiliydi ki, genç iş adamı adeta dünyadan kopmuş, radyoya kilitlenmişti.
Yaşlı adam şu cümlelerle konuşmasını tamamladı:
“Programı kapatmadan önce şimdi size son bişey anlatacağım. Bu sabah kavanozun içindeki son misketi de aldım. Eğer önümüzdeki cumartesiye kadar yaşarsam, bana biraz daha zaman verilmiş olacak. Unutmayın, hepinizin kullanabileceği en önemli şey, biraz daha fazla zamandır.
***
Bundan 20 yıl sonra, YAPTIKLARIN için değil, YAPAMADIKLARIN için üzüleceksin.
Halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç.
Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet.

Artık Bekarlık Alışkanlıklarını Bırak…

Japonlar Sevişebilen Robot Yapmış…

Red rocks / Kirmizi kayalar (Arizona)…Günün Fotosu…21/03/2014

Başak Burcundaki Dolunay’ın Burçlara Göre Etkileri…

Pencerede Oturan Kadın - Anonim

 

Bu Dolunay’da ”KONFOR ALANIMIZ”ın bizim için bir rahatsızlık kaynağına dönüştüğüne şahit olabiliriz ve ”BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM?” diyerek kendimizi sorgulamak ihtiyacını duymamız mümkündür.

  • Kaçındığımız ya da akıl etmediğimiz soruları sormak,
  • Boşladığımız hesapları ele almak, açıkları bulmak ve kapatmak,
  • Ummadığımız yerlerden ve beklemediğimiz insanlar tarafından sorgulanmak ve sınırlanmak,
  • Kendimize veya başkalarına ”tölerans” gösterdiğimiz alanlarda biraz daha hassas ve kuralcı olmak,
  • Hayatımıza, ilişkilerimize, bize sunulan konfor alanlarını hatta bedenimizi kullanma biçimimize bir çeki düzen vermek,
  • Yetkilerimiz, sorumluluklarımız ve önceliklerimiz konusunda yeniden düşünmek,
  • Kendimize ve başkalarına haksızlık ettiğimiz, alanımıza tecavüz edilmesine izin verdiğimiz ya da başkalarının etki ve yetkilerine haksızca müdahale ettiğimiz konularda, tutum değişikliği yapmak,

bu DOLUNAY sürecinde üzerinde çalışacağımız temel konulardır!

BURÇ ve YÜKSELEN BURÇ’a göre etkilere gelince;

KOÇ ve Yükselen KOÇ: Bu Dolunay, üstünüze bir ”kaygı” gölgesi düşürebilir… Birlikte çalıştığınız ya da aynı ortamı paylaştığınız insanlar tarafından yok sayılmaktan, güvenilmemekten veya geçmişinizde oluşturduğunuz imaj nedeniyle ön yargıyla karşılanmaktan endişe edebilirsiniz. Ya da siz eski deneyimlerinizden hareketle etrafınızdakilere kuşkucu ve eleştirel yaklaşmak ve onları yargılamak eğilimine girebilirsiniz. Bu durumda içinizdeki savaşçı ”herkese gününü göstermek” arzusuyla ayağa kalkabilir 🙂 Ama unutmayın ki, herkes incinir ve incitilebilir… Yanlış anlaşılan ya da yargılan siz olduğunuzda, acı sözler ve sert ataklardan çok, işbirliğine açık, eleştirileri ciddiye alan ve ”kim olduğunuzu” icraatiniz ile gösteren bir yaklaşım, yolunuzun açılmasını sağlayacaktır. Etrafınızdakilerin yetersizliği ise sizi kaygılandıran, o zaman da yıkıcı olmak yerine özenle öğreten ve birlikte hareketi teşvik eden yaklaşımlar sergilemek, sizi güvenilen bir lidere dönüştürecek ve elinizi kuvvetlendirecektir.

BOĞA ve Yükselen BOĞA: Bu Dolunay, size yeni işbirlikleri için fırsatlar getirebilir. Sosyal etkinliğinizi arttırmak, varlığınızı hissettirmek, yeteneklerinizi sergilemek konusunda, tanıdığınız kişilerden destek almanız mümkün olabilir. Böyle önerilerle karşılaştığınızda, ”fırsatın” üstüne atlamadan bir durun! Sizin başınıza ne gelmişse, ”cömert” görünen teklifler yüzünden düştüğünüz durumlar sayesinde gelmiştir… Ne beklendiğini ve ne sunabileceğinizi iyice bir kurala, kayıda bağlamadan ”HE” demeyin 😉 Yoksa gümüş tabakla ikram edileni iyi kullanayım derken, kullanılan durumuna düşebilirsiniz. Eğer bir ”talep” ise önünüze çıkan fırsat, o zaman da yapabilirlikleriniz ve yetkinlikleriniz konusunda  ”haddi aşmamaya” dikkat etmeniz yerinde olur. Zira saygınlık, ”sınırları zorlayarak” değil, ”yaptığının hakkını vererek”kazanılır! Unutmayın; ”Hiçbir şey size ya da bir başkasına ait değildir! Her şey hakkını vererek kullananlara emanet edilir…”

İKİZLER ve Yükselen İKİZLER: Bu Dolunay, size yeni iş fırsatları ya da yaptığınız iş konusunda parlama imkanı getirebilir. Ancak başta pek hoşunuza giden bu yüklü ajanda ile çalışırken, gündelik düzeninizi, aile ilişkilerinizi, ya da sağlığınızı ihmal etmeye de kalkmayın sakın!  Zira düzenli, titiz ve ılımlı olmak, kişisel ihtiyaçlarınız ve işinizin talepleri arasındaki dengeyi korumak, size başarıyı getirecektir. Maddi olanaklarınızı genişletmek ya da kendinizden duyduğunuz hoşnutluğu arttıracak onay ve övgüler almak adına, sınırı aşar ve ürküttüğü kurbağaya değmeyecek uğraşlar yüzünden kendinizi helak ederseniz, su taşıdığınız kovanın altının delik olduğunu geç fark edebilir… Sizin için daha değerli olan öncelikleri tehlikeye atabilirsiniz! Hırslı değil, insaflı, sakin ve dikkatli olmak, hem olanaklarınızı genişletmenizi hem de uzun vadede daha kazançlı olmanızı sağlayacaktır.

YENGEÇ ve Yükselen YENGEÇ: Bu Dolunay, size etrafınızda olup biteni dikkatle inceleme ve insanlara karşı temkinli hatta katı olma eğilimi getirebilir. Güven duyma, ikna edilme ihtiyacınız yüksek, beklentileriniz kapsamlıdır… Sezgileriniz ise size her şeyi oluruna bırakmamanız, çekildiğiniz yere gitmemeniz, size zorlayıcı taleplerle gelen insanlara ya da hayatınızı etkileyen yol arkadaşlıklarına, kendi önceliklerinizi dikkate alarak yaklaşmanız gerektiğini söylemektedir! Orta yolu bulmak için; hayallerinizin  ve beklentilerinizin basiretinizi susturmasına, kaybetme ya da zarar görme korkularınızın da  sizi adım atamaz hale getirmesine izin vermeyin. En önemlisi; inisiyatifi hep karşınızdakine bırakıp, sonra da kıyasıya sonuçları eleştiren ve kendinizi sürekli mağdur durumunda görüp avutulmayı ve onarılmayı bekleyen insan rolüne sığınmayın. Unutmayın! İpleri karşınızdakinin eline  verirken, ya da kendinizi koşullara teslim ederken, siz de kendinizce bir ”fayda-zarar” hesabı ve bir ‘seçim” yapmıştınız…

ASLAN ve Yükselen ASLAN: Bu Dolunay, hayatınıza değer kattığını düşündüğünüz nesnelere, insanlara ya da düşüncelere, hatta sizi değerli kılan niteliklere, yeteneklere ve yaptığınız işlere ”sorgulayıcı” yaklaşmak, değer verdiklerinize ve sizi değerli kılanlara yaklaşma biçiminizi, sahip olduğunuz maddi ve manevi kaynakları kullanma şeklinizi ”elden geçirmek” için uygun bir zaman olabilir. Neyi neden istediğinizi, neyi almaya ve kullanmaya hakkınız olduğunu, neyi ne kadar değerlendirebildiğinizi, hangi konularda haddi aşmaya meyilli olduğunuzu, neyi abarttığınızı ve neyi ihmal ettiğinizi İYİCE bir düşünün! Siz asla şanssız olmadınız… Aksine istediğinizi almaya öyle alıştınız ki, çoğu kez elinizde olanlara özenle yaklaşmaya ve iyi değerlendirmeye fazla gayret göstermediniz. Ama bu Dolunay size, hayatınıza çeki düzen vermeniz, görevlerinize, hizmet verdiğiniz ve destek aldığınız insanlara daha özenli yaklaşmanız, günlük akışınızı ve bedeninizle ilişkinizi yeniden düzenlemeniz konusunda uyaracaktır. Kulak verin…

BAŞAK ve Yükselen BAŞAK: Bu Dolunay, size ”kendinizi” sorgulattıracak! Son yıllar size ummadığınız değişimler, hatta kayıplar getirdi… Ve siz parlamanızı sağlayacak bazı fırsatları pek de iyi değerlendiremediniz. Sebebi de çoğunlukla iletişim ve işbirliği konusunda ”bir felaket” olmanızdı! Sakın ne kadar fedakar olduğunuzla ilgili dramatik nutuklarınızı ezberden okumaya başlamayın… Siz bir insana yardım ederken bile ”tek kişilik dev kadro” modundasınız :))) Kendi önceliklerinizi o kadar önemsiyor ve kendinizi önemsetmeyi o kadar dert ediyorsunuz ki, sizin için ”önemli” olan insanların bile ”gerçekte” kim oldukları ve ne düşündükleri önemini yitiriyor! Siz onları kendinizce ”iyi ya da kötü” bir yere koyup öyle muamele ediyorsunuz… Mesele sizin doğrularınızın kabul edilmesi ya da sizin ”vazgeçilmez” varlığınızın baş tacı edilmesi olunca, pohpohlanıp kullanılmaya bir Aslandan daha açık ve küsüp kin bağlamaya bir Akrepten daha yatkın oluyorsunuz. İnsanların sizin için ne düşündüğünü AŞIRI önemsiyor ve onların da sizin düşüncelerinizi ÇOK önemsemesini istiyorsunuz! Doğru bildiğinizi söyleyip ya da yapıp efendice yürümek ve kalanı zamanın ellerine bırakmak yerine, sizin verdiğiniz ayardan çıkılmamasını ”gurur” meselesi haline getirmek ”önemsizlik korkunuzu” besliyor. Ve bu Dolunay’da insanlar için önemli olmaktan, ya da onlara önem vermekten ne anladığınızı enine boyuna gözden geçiriyorsunuz. KOLAY GELSİN 🙂

TERAZİ ve Yükselen TERAZİ: Bu Dolunay, size ”korkularınızı” sorgulattıracak! Değer verdiklerinizi ya da elde ettiklerinizi kaybetmek size göre değil ama bir şeyleri kaybetmemek adına kişisel değerlerinizi ve önceliklerinizi tehlikeye atmak da size göre değil :))) Bu ikilemler sizi geriyor… Zaten ne zamandır ”parlamaktan ve şımartılmaktan” anladığınız şeyler sizden çok uzak… Ve şimdi ne zamandır kapınıza uğramamış türden bir fırsat önünüzde duruyor. Hayatınıza çeki düzen vermeyi her zamankinden çok istiyor ve BU KEZ her şeyin ”tam istediğiniz gibi” olmasını garantiye almaya çalışıyorsunuz.  İşte tam burada DURUN! Şu taşikardik hali, şu mükemmeliyetçi dırdırlanmaları bir yana bırakın :))) Hayat hiç bir zaman TAM istediğiniz gibi olmayacak… Bu kez kaygılarınızı, detaylı taleplerinizi bir yana itip, GEREKENİ yapan siz olacaksınız. O zaman daha fazlasını istemeye hakkınız ve daha fazlasını yapmaya cesaretiniz de olacak 🙂

AKREP ve Yükselen AKREP: Bu Dolunay, size ”risk iştahınızı” sorgulattıracak! Aşık olmak, mutlu olmak, heyecan duymak, iş güç anlamında kanınızı daha hızlı akıtan ”yepisyeni bişiler” yapmak, yaşadığınızı fark etmek istiyorsunuz 🙂 Ama geçtiğiniz yollar size kendinizi ”kontrol” etmeniz gerektiğini de öğretti… Raconu çizdireli, façayı bozduralı çok oldu :)))) Artık ne siz kendinize eskisi kadar güveniyorsunuz, ne de insanların size sonsuz güveni var. Ve bildik hataları tekrarlamaktan, eski günahların mumunu tutuşturmaktan korkuyorsunuz. Hani tek kelimeyle ”yoğurdu bile üfleyesiniz” var.Aslında siz uçurumla şeytan arasına sıkıştığınızda hep ”ben şeytana pabucunu ters giydiririm” deyip anlaşma yapar ve bir şekilde yakayı sıyırmayı umardınız… O zaman bu defa yapmadığınızı yapıp, uçurumu denemekte fayda var! Ama bir farkla… PARAŞÜT AÇARAK 🙂 ”Paraşüt nedir?” derseniz, size ”kendinize dürüst olmak ve kolaya kaçmamak” derim. Zira insan hem kendini, hem de etrafındakileri ”sert düşüşlerden” korumak istiyorsa, yapabileceği en iyi şey neleri kaybetmeye hazır olduğu ve neleri ASLA feda etmeyeceği hakkında gayet net olmaktır!

YAY ve Yükselen YAY: Bu Dolunay, size ”inisiyatif alma” becerinizi sorgulattıracak! Her rüzgarda yeni bir rotaya yelken açmaya heves eden Yaylara bir şeyler oldu… Kafalarını evlerinden, düşüncelerini geçmiş deneyimlerinden ve temkinli olma arzusunu yüreklerinden çıkaramaz bir haldeler… Yay olalı Yay bu kadar Yengeçleşmemiştir desem yeri var :))) Güvenli seçimler yapmak, kendi yağınızla kavrulmak, eski hesaplarını kapamadan yeni hesaplar açmamak elbette yanlış değil… Ama sorumluluk almaktan bu kadar korkmak, elinizi hiç bir şeye sürmeyi istememek de neyin nesi? Çok mu baskı altındasınız… Hımmm! O zaman üzerinizde yük oluşturan ASIL MESELEYİ tanımlayın bakalım. Neymiş… Demek BEKLENTİLER… Hımmm :))) Kimbilir belki de güvende kalmanın yolu, sürekli yüksekte kalmaya çalışmak yerine, kanatlarınızın genişliği ve yüreğinizin kaygıları hakkında hem kendinize, hem de başkalarına dürüst olmaktır. Ne iseniz o olun! Ve o zaman daha fazla kabul görüp, girdiğiniz yerde daha rahat edeceğinizden de emin olun 🙂

OĞLAK ve Yükselen OĞLAK: Bu Dolunay, size ”inançlarınızı” sorgulattıracak! Atıp tutuyorsunuz, esip yağıyorsunuz da… Kendi söylediklerinizi ne kadar yapıyorsunuz? Biliyoruz… Pek popülersiniz :))) Ama meydan size kaldı diye, kuralları kendinize göre esnetemez, ”Ben böyle yaptım oldu!” modeli davranıp, ondan sonra da içi rahat bir şekilde uykuya yatamazsınız. Ayrıca siz pek akıllı geçinirsiniz ama özünüzde hem biraz saf ve hem de fazlasıyla işgüzarsınız 😉 Fırsatları elbette değerlendirin ve faydalı olabileceğiniz durumlardan elbette kaçınmayın. Ama karşınıza çıkan insanlara, önünüze konan tekliflere ”Benden Birşey İstendi!” gayretiyle değil, ”Bu Benim Vicdanıma ve Yoluma Uyuyor mu?” düşüncesiyle bakın… O zaman, karşınızdakilere güvenip güvenmemenizin, ya da onların size güvenmiş ve bir talepte bulunmuş olmasının bir önemi kalmaz! İnsanın en önemli vazifesi ”EMANETE” sahip çıkmaktır. Sizi özünüzden uzaklaştırıp, yolunuzdan kopartacak görevleri fark etmek için, Merkez’e danışın… Cevap mutlaka gelecektir 🙂

KOVA ve Yükselen KOVA: Bu Dolunay, sizi ”Karanlık Yanınızla” yüzleştirecek! Siz oldunuz olalı ”Adalet Savaşçısı” rolüne pek bi bayılırsınız… ”İnsan Asla!” ve ”İnsan Daima!” ile başlayan yargı cümleleri kurmayı da pek seversiniz. Ama bu defa masanın öbür tarafına siz oturacaksınız… Gizli bahçeye giren, yasak meyvaya bakan, elini gizleyip blöf yapan, hakkınız olmayan ya da tam anlamıyla uygun olmayana meyil duyan siz olacaksınız 🙂 Üstelik nefsiniz sizi adamakıllı zorlayacak… Zira ”çok da uygun olmayan” ganimet, tam önünüzde duracak. Kaçamak bir keyif, kıskançlık, intikam, inat uğruna girilen bir mücadele, gerçekten ihtiyacınız olmayan bir şey için yapılan bir harcama veya yapılan bir girişim, ya da kaybetme korkusu yüzünden hırsla sarıldığınız ve sahiplenmeyi biraz abarttığınız imkan ile sınanacaksınız. Size kendini harca ya da göz göre göre harcat diyen yok! Ama ”değerli’ olduğunuzu hissetmek için, hakkınız ya da haddiniz olmayan işlere de bulaşmayın… Zira bu ihtiras tramvayı devresi geçtikten sonra, kendinize olan saygınız kadar ve toplum önündeki saygınlık ve güvenirliğinizi de tehlikeye attığınızı fark edebilirsiniz…

BALIK ve Yükselen BALIK: Bu Dolunay, dikkatinizi ”ilişkilerinize” çekecek! Kalıcı sonuçlar getirecek kararlar almanızı gerektiren bir devreye giriyorsunuz. Fırsatlar var mı var… Adı ister aşk olsun, ister evlilik, ister bir ortaklık veya hizmet kontratı, ister bir proje… Ortada elinizi ayağınızı başka insanlara bağlamanızı gerektirecek bir şeyler var. Ama siz güvenip güvenmemekte kaygılısınız! Mesele var olan ilişkilerinizin gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmeye ihtiyaç gösteren yanların ortaya dökülmesi de olabilir… Sizin bütün derdiniz kendinizi korumak ve bütün suçu da karşınızdakilerde aramaya pek yatkınsınız! Ama, asıl sıkıntı kişilerden kaynaklanmıyor olabilir. Ortadaki kontratın doğası hakkındaki algı ve beklentilerinizin gerçeğe uymaması ya da sizin bu kontratla ilgili tutumunuzun yanıltıcı olması daha büyük bir ihtimal! Kandırılan değil, kendinizi veya karşınızdakini kandıran olma ihtimalinizi göz ardı etmeyin. Aslında güvenmeniz gereken tek insan var o da KENDİNİZ! Kendinize güvenirseniz, durumu olduğu gibi görmekten ve uygun olan adımları atmaktan da kaçmazsınız.

Kaynak: Juno Astroloji

Dengeyi Korumak Şart!

nner Balance - Anonymous Project

 

Jüpiter – Uranüs – Pluto arasındaki T-kare’nin etkilerini bir süredir yaşıyoruz… Kişisel ve sosyal düzlemde meydana gelen ”beklenmedik” gelişmeler, bizi hazırlıksız yakalıyor ve sonuç olarak bizi ”iç çatışmalarımızı” fark etmek ve çözümlemek zorunda bırakan, dış çatışmaların orta yerinde bırakıyor!

Bağışlayıcı, birleştirici, şefkatli ve bazen de fazlasıyla kabullenici olma eğilimimiz ile ”ya hep ya hiç” diyerek rest çekme, engelleri yıkarak yol açma, ayrık otu kalmasın diye koca bahçeyi kökten sökme eğilimimiz arasında, sert salınımlar yaşıyabiliyoruz 😉

Ve bugün AY’ın Terazi’ye geçmesi ile birlikte – dün gece tam halini alan DOLUNAY’ın oluşum sürecinde tavan yapan – gerilimlere başka bir açıdan yaklaşma şansımız olacak!

AMA BİRAZ GAYRET ŞART… Zira bizi ılımlı olmaya yönlendiren oluşum ”boru değil” anlı şanlı bir BÜYÜK KARE 🙂

Öncü burçlara yerleşen BÜYÜK KARE’ler kaçınılmaz bir durumun içinde kalmanın verdiği ”çaresizlikle” öğretirler derslerini!

Birbiri ile amansız bir çatışma içinde olan dört bileşen vardır. Ve bu bileşenlerin her biri, hem dış baskıya direnecek kadar kuvvetli hem de kendi iç eğilimlerini baskılayacak kadar kontrollü olmak suretiyle, uygun olan ölçüyü bulmak zorundadır. Zira taraflardan birinin zayıf düşmesi ya da ağır basmaya kalkması, sistemin bütünlüğünü bozar. Ne de olsa KARE eş kenarlı bir şekildir 🙂

Kareninin bileşenlerinden biri Yengeçteki Jüpiter… BU KAREYE ÖZGÜ DERSİ;

Korumak istediğimiz bir şeye – insan, ilişki, statü, amaç – kıyamadığımız için, kendimizden aşırı derecede, ya da bizim sınırlarımızı zorlayan bir şekilde vermeyi seçebiliriz örneğin… Ama bu durum talepkarlığı hadsizliğe çevirir ve bizim varolmak için ihtiyaç duyduğumuz minimum koşulları da ortadan kaldırırsa, hem biz tükeniriz, hem de ısrarlı vericiliğimiz ya da hoşgörümüzle ayakta tutmaya çalıştığımız ”hal” çöküşe geçer! Demek ki sabrımıza, kabulleniciliğimize, vericiliğimize bir sınır koyarak, hem kendimizi korumalı, hem de sınır tanımayan bileşene bu tavrının kendisine de zarar vereceğini, bir adım geri çekilmeyi, yerini haddini bilmesinin iyi olacağını fark ettirmeliyiz!

İkinci bileşen Oğlak’taki Pluto… BU KAREYE ÖZGÜ DERSİ;

Bazen de, bir durumu bitirmek ya da kökten değiştirmek gerektiğini düşünürüz. Ayağımıza bağ olan, ilerlememizi durduran, bizi istediğimizden alakoyanları elimizin tersiyle, çizmemizin topuğu ile, yumruğumuzun gücü ile yıkıp geçmek isteriz! Kendimizde bu yıkımı yapma hakkını görürüz… Zira bize göre ”gerekli” olanın elde edilmesi ya da varlığının korunması buna bağlıdır. Ama hiç bir varlık diğerlerinden bağımsız değildir… Evrenin öyle bir sistemi vardır ki, bazen bize göre zararlı olan bir bileşen dahi, bir başka tehditi ortadan kaldırmaya yaradığı için, tamamen ortadan kalkmamak zorundadır… Dolayısıyla, bizim için gerekli olan bazı değişimleri dahi büyük bir yıkım harekatı ile değil, düzen içinde yürütülen ustalıklı bir çaba ile gerçekleştirmemiz gerekir. Arzumuza gem vurmalı, öfkemize set çekmeli, gücümüze had çizmeli… Haklı iken haksız, güçlü iken çaresiz hale düşmemeliyiz!

Üçüncü bileşen Koçtaki Uranüs… BU KAREYE ÖZGÜ DERSİ;

Uranüs evrensel bir ŞAKA’dır 🙂 Beklenmeyen bir olay vuku bularak, dengelerin sarsar… Kemikleşmiş inatların, köhneleşmiş fikirlerin, işe yaramaz hale gelmiş tutumların, bir anda kırılmasını sağlar!  Bazen biz bilerek ya da bilmeyerek bir gözü karalık eder, kimsenin denemediğini dener, kimsenin akıl edip ya da cesaret edip söyleyemediğini söyler, bir görüntüyü tersine çevirip kafaları karıştırır, yani hiç bir şeyin sanıldığı gibi olması gerekmediğini ortaya koyan bir hareket çekeriz! Böyle hareketler, RAĞMEN yapılan girişimlerdir… Neye rağmen mi? Popülerliğimize, alışıldık görüntümüze, korumaya çalıştığımız bir düzene halel getirme riskine rağmen… Onay alma, sevilme, sahip çıkılma arzumuza rağmen… Uygunsuz bulunma ihtimaline rağmen… Bazen de bir haber, bir olay, ya da bir insan çıkar karşımıza ve bizim üstümüzde bu etkiyi yapar! Ve biz bu durumdan hiç hazzetmeyişimize, hatta zarar gördüğümüzü düşünmemize rağmen, bir uykudan UYANIRIZ!

SON bileşen Terazi’deki AY… BU KAREYE ÖZGÜ DERSİ;

Son bileşen, bu dörtlünün en zayıf halkası gibi durmakta değil mi… Yani ne de olsa bir Jüpiter, bir Pluto, bir Uranüs’ün yanında AY ne ki… Ağır Abiler meclisine yolu düşmüş bir kız çocuğu :))) Ama evrenin sistemi bir kelebek kanadının harekete geçirdiği domino taşları ile büyük değişimlerin gerçekleşmesine izin verecek kadar, hassastır. Ve unutmayın ki işleri karıştıran, mühendislik harikası sistemleri çaresiz bırakan hep duygular yani AY olmuştur! Terazi’deki AY, düzeni bozmaktan yana değil, DENGEYİ BULMAK’tan yanadır. Hırs, şefkat, cüretkarlık, tepkisellik, çekimserlik, koruma güdüsü, sahiplenme arzusu gibi duyguların her biri aşırıya kaçtığı zaman YIKICI olabilirler. Duyguyu dengelemek dış bileşenlerle değil İÇ KONTROL aracılığıyla sağlanır. Dolayısıyla, dıştaki aşırılıklardan korunmanın, herkesi  ve herşeyi yerli yerine koymanın, büyük resmi görmenin, etrafımızdaki aşırı unsurları yatıştırmanın ve aklı selime çekmenin, ya da onlara sınır koymanın ve güvenli bir mesafe almanın yolu, sadece İÇ DENGEYİ KORUMAK’tan geçer. Başımıza, üstümüze, karşımıza ne gelirse gelsin; sakin, adil, sabırlı ama kararlı olduğumuzda hem korunur ve korur, hem garip bir güce sahip olur, hem beklenmedik olayların etkilerine aşırı tepkiler vermeyerek daha anlamlı bir duruş edinir, hem de kendimize yakıştırmadığımız bir şeye dönüşmekten kurtulmuş oluruz! ANCAK KÜÇÜK ve ESNEK OLANLAR, EN GÜÇLÜ FIRTINALARDAN BİLE SAĞ ÇIKARLAR 🙂 Ve herkesin akl-ı selimi kaybettiği durumlarda, iyi bir zamanlama ve sade bir hamle ile, Ağır Abileri de dengede kalmaya zorlayabilirler…

UNUTMAYIN; bir gülüş, bir nazik söz, bir susuş, ya da yapma hakkına sahip olduğumuz tek bir TERCİH asla kurulamaz sanılan dengeyi sağlayabilir!

”Bir fısıltıyla eritiyorsun herkesi, sen alabildiğine serin kalırken!” SMOOTH – Santana featuring Rob Thomas :)))

alıntı: Juno astrology

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Bazen nedenini algılayamadığımız şeyle olur hayatta…..

 

Bazen nedenini algılayamadığımız şeyle olur hayatta…..
Bazen de üzülürüz görüntüde olanlara…..
Acele etmeyin kararlarda…….. ne oluyorsa olsun, bil ki hayrına……
Komiktir dünya…. :-)))))
Sen eğlen, gül, yaşa……
Unutma, hediye paketlerin var bu yolda…….
Güller açsın yolunda, dikenlerinden sevgim korur seni, yanındayım, sakın aldanma………

Bilge Çelik

Genç Ve Sağlıklı Ve Mutlu Yaşam Kılavuzu…

*Baktığın her şeyi iyi gör, gözlerin ışıldasın… yoksa bakma be gülüm :-))))

* Yarım kalmış işlerle yaşama…..

*İkna olmadan evet deme…..

* Yüzünde kırışıklar olmasın istiyorsaaaaannn…… her zaman ki tavsiyem bol kahkaha……

* Veeee belki de en büyük sır, hayatla aşk, aşığım ben, hayatımdaki her şeye…

* Neşeli ol, ağırlaşma, hafifle…. asma suratını öyle her şeye…. ciddiyet asık suratla orantılı değil, kasma, takılma, geç gülüm geç….

* Su için bol bol…. ancak lıkır lıkır değiiiiiiiil !!!!!!
yudum yudum içilir su….. her yudumu gezdirin ağzınızda…. hayal gücünüz de devrede olsun….. iyileştiğinizi, gençleştiğinizi, yenilendiğinizi,……… hayal edin………

*Savulun geçmişin köstebekleri….

*Süpeeeersiniz bugün biliyorum…. :-))))) çünkü bir çok nedeniniz var süper olmak için……..:-))))

*mutsuz insan seli içinde, sen, irade kullan mutlu olmak için….. iyi bak kendine, özenle, saygıyla, minnetle…..

*Yaşadığım sürece her günüm kutlu benim … :-))))

Öksürüğe İyi Gelen Bitkisel Kür…

Öksürüğe İyi Gelen Bitkisel Kürler

 

Her sebepten ve her hastalıktan kaynaklı olarak ortaya çıkan semptomlardan en bilindik ve yaygın olanı öksürüktür. Öksürük için şişe şişe şurup içmenize ya da başka ilaçlar kullanmanıza gerek yok birkaç kür sayesinde öksürüğünüzden kurtulabilirsiniz. Uyguladığınız kürler sonucunda herhangi bir iyileşme gözlemlemiyorsanız mutlaka ciddi bir hastalığınız var demektir. Bu nedenle doktora görünmelisiniz. Öksürük için uygulanabilecek bazı bitkisel kürler;

Elma kürü;

  • 1 adet kabukları soyulmuş elma,
  •  2-3 adet elma çekirdeği
  • 1 tutam ıhlamur
  • 1-2 adet karanfil
  • 1 adet tarçın kabuğu
  • 1 dilim limon
  • 1 yemek kaşığı bal
  • 1 litre su

Tüm malzemeleri balı dahil etmeden kaynatıp ardından bal katarak tatlandırarak…

Bulutlar Üstünde…

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Hata yapmak, aldanmak, başarısız olmak, kaybetmek, yenilmek de hakkımızdır tıpkı diğerleri gibi.

 

Mükemmelliyetçilik zihnin oluşturduğu bir başka tuzak…

Hata yapmak, aldanmak, başarısız olmak, kaybetmek, yenilmek de hakkımızdır tıpkı diğerleri gibi.

İnsanız sonuçta, önemli olan hatayı görmek, dersini almak, kendini affetmek ve yola devam etmek…

Filiz Eroğlu