
1-İnsan beyninin ayaktayken ve açık havadayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir.Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız,
”volta atmayı”deneyebilirsiniz.
2-Yürüyerek kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor.Önemli kararlarınızı açık havada,kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz ?
3-Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor.Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
4-Zihinsel jimnastik/antrenman yapın.Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.
5-Rutinden kurtulun. Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.
6-Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin.
7.Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.
8-Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekaya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
9-Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.
10-Bir konu hakkında düşünürken,nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek,beyin ve düşünce kapasitesini arttırır.
11-İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein’in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.
12-Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.
13-Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
14-Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.
15-Beynin en tehlikeli yanı ”ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır.Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir.Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile,bunu gerçekleştirmek için çalışır.Topluluk önünde konuşma yaparken ”acaba heyecanlanır mıyım ?” diye düşünürseniz,heyecanlanırsınız.
16-Beyni yoran monotonluktur.Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirebilirsiniz.
17-Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince,bu bilgilerden birini atar. Buna ”sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz ”servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken ”kafadan” değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kağıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
(ALINTI : Genç Beyin Sayfası
MİDE SORUNLARININ ARKASINDAKİ PROBLEM NEDİR?
Yenilen besinlerin içeriye kabulünün öncelikli organı midedir. Mide, dışarıdan gelen tüm etkileri alır ve sindirebildiklerini kabul eder. Kabul edebilmek, açıklık, pasiflik ve fedakarlık gerektirir. Bu nitelikleriyle mide, dişi kutbu temsil eder. eril (erkeğe ait) prensip hareketlilik ve ışıldamak (ateş elementi) ile özdeşleşirken, dişi prensip, kabul etmenin, fedakarlığın, etkilenebilirliğin temsilcisidir (su elementi). Bu prensip dişi kutba ait duyarlılığın ve hissetme yeteneğinin dünyasıdır. İnsan hissetme işlevini bilinçdışına itmeye çalışırsa, bu işlevler bedensel boyutta ortaya çıkarlar. Böylece, mide, fiziksel besinlerin yanısıra ruhsal duyguları da kabul etmek ve sindirmek zorunda kalır. Böylece aşkın yolu mideden geçer.
Midenin alma ve kabul etme görevlerine ilaveten sahip olduğu bu kez eril kutba ait bir işlevi daha vardır: Üretim ve mide asitlerinin salgılanması. Asitler yakalar, parçalar, yakar ve eritir; açıkça saldırgandır. Eğer insan birşeylere kızar, fakat bu kızgınlıkla bilinçli olarak başedemezse, ya da bu kızgınlığı bir saldırganlığa dönüştüremezse bu hisler mide ekşimesi olarak cisimleşir. Mide ekşimesinin nedeni, saldırgan mide asitlerinin fazla miktarda üretilmesidir. Maddesel boyuttaki bu tepkinin esas hedefi, maddesel olmayan hislerin işlenmesi ve sindirilmesidir. Bilincin yapamadığını beden telafi etmeye çalışır. Mide asiti yukarı doğru yükselir, çünkü kendini ifade etmek istemektedir. Bu noktada mide hastalanır.
Alıntı: Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur, Mozaik