-Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu….
-Geçen karşılaştık suyla.
-Çok uğraştım konuşturamadım.
-Ben, tam giderken ” Dur !” dedi ..su.
-Durdum!
” Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!
Kitap, vucudumuzun en büyük düşmanının asit olduğunu belirtiyor.
Vücüdumuzda asit, ya içtiğimiz-yediklerimizden yada strese bağlı kendiliğinden oluşuyor.
Vücut, asidin zararını engellemek için kalkan görevi gören yağa ihtiyaç duyuyor. Vucudumuzda asit çoğaldıkça daha çok yağa ihtiyaç duyuyoruz ve daha çok yağ aldıkça da daha da şişmanlıyoruz.
Sağlıklı, enerjik, genç yaşamanın temeli, vucudumuzu yıpratan, enerjimizi çalan, şişmanlatan, yaşlandıran en büyük düşmanımız olan asidi, vucudumuzdan en kısa zamanda uzaklaştırmak.
Bunun için de alkalik derecesi yüksek gıda ve içecekleri içmemizi öneriyor kitap.
Kimya-biyoloji dersinden hatırlayacağınız üzere, bir gıdanın asidite-alkalik derecesini pH derecesi belirliyor.
0-14 arasında değişen pH, 7 de nötr, 7 den küçük 0(sıfır) a ne kadar yakınsa, gıda o derece asidik, 7 den büyük 14 e ne kadar yakınsa, o derece alkalik.
Alıntı
Bazen bir rengi seyretmek ve ona odaklanmak ihtiyacı hissederiz, bu her zaman ayni renk değildir, çoğu zaman enerjisini depolamak istediğimiz renk, adeta herhangi bir gıda türüne ihtiyaç duyduğumuz zamanlardaki gibi bizi çekebilir.
Ona uzun süre bakmak ferahlatıcı olacaktır. Ruhsal ve bedensel olarak renklerin sağaltıcı, şifa gücü, insan üzerinde etkin kılınabilir. Her bir renk, zaman zaman yararlı ya da zararlı kuvvete sahiptir. Dolayısı ile bize olumlu gelebilecek renkleri, giysi ve dekorasyon seçiminde bilinçli kullanmak önemlidir.
Her renk, kendine has bir frekansla titreşiyor, vücudumuzdaki organların da belirli frekanslarda titreştiği göz önüne alınarak, belli renklerin kullanımı ile bedende rahatsızlık hissedilen bölgelere enerjisini iletip, hastalıklarda tedaviye yardımcı olunabileceği düşünülmüş.
Renklerle tedavi, yüzyıllardır uygulanılmış ezoterik bir bilgi. Rutin günlük renk terapisini kendi başına uygulamak için, öncelikle ruhsal huzur veren turkuaz rengini zihin gözü ile canlandırmaya çalışmanız önerilir. Transa girildiğinde, tüm renkleri sırayla takip eden ve altın rengine dek uzanan bir tayf görme çalışması gibi terapiler de yapılabilir.
Kromoterapi, yardımcı renk tedavisinin çalışması; belli organlarımızı yöneten 7 enerji merkezinin; yani Chakra (şakra) ların, 7 renge karşılık gelen renk titreşimleri hastalıklarla azaldığında; bazı renklere olan ihtiyaçlarının fazlalaştığı mantığına dayanır.
Hastalıklarda bu ihtiyacı dengelemek adına yapılabilecek yardımcı tedavi, duruma uygun rengi, ışık halinde vücuda vermektir. Bunun yanında, belirlenen renkte taş taşımak, kıyafetler ve ortamı renklerle düzenlemek olumlu sonuçlar verebilir. Bazen bir fon veya objeye bakarak veya renkli bir kumaşı yüze kapatıp, gözler açık dinlenmekle ya da uygun renge boyanmış ampullerin kullanımı ile terapi sağlanabilir. Hangi renge ihtiyacımız varsa, o renkte meyve sebze bulabiliriz. Bunları yemek, suyunu içmek tedavinin diğer tamamlayıcı unsurlarındandır.
Bu tedaviye örnek bir renk verip sarıyı inceleyelim; sarı, 3. çakra ile ilgilidir, bu çakra, bağımsızlık ve kişisel gücü belirler. Sindirim sistemi, karaciğer, böbrekler, kan ve pankreas etkilediği alanlar. Bu bölgelerde sorun olursa, sarıya gerek duyulabilir. Güneş ışığında durmak, altın veya benzer renk taşlar takmak, sarı giysi ve çarşaflar, sarı ışıklı bir lambayı ilgili çakra bölgesine yönelterek beklemek, bu renk çiçekler almak, mısır, muz, greyfurt, limon gibi sarı bitkilerden faydalanmak iyi gelebilir. Bu renkle sindirim sorunları, kaşıntı, egzema, mesane sorunları, bayılma, gaz birikimi, karaciğer, pankreas, safra kesesi sorunları, şeker hastalığı, kramplar gibi hastalıklarda tıbbı desteğin yanında rahatlatıcı bir terapi uygulanılabilir.
Hangi durumlarda hangi renklerin kullanılacağı, çakralarla ilişkili organların ve o çakraya karşılık gelen rengin belirlenmesi ile bulunuyor.
7 ana çakra ve renkleri
Muladhara Çakra: “Temel” anlamındadır. Omurga ile bağlantı yeri kuyruk sokumu kemiğidir, rengi kırmızıdır.
Svadhisthana Çakra: Üreme organları üzerinde bulunur. Anlamı “Benliğin Mekanı”, rengi turuncudur, idare ettiği iç salgı bezi yumurtalıklardır.
Manipura Çakra: “Pırlantalar Şehri” rengi sarı, yönettiği iç salgı bezleri adrenallardır.
Anahata Çakra: “Çalınmamış” anlamındadır, kalbe yakındır, kardiak sinirağını idare eder, rengi yeşildir.
Vişuddha Çakra: Anlamı “saf”, rengi mavi, yeri gırtlak bölgesindedir, işitme duyusu, tiroid bezleri, ses tellerini yönetir.
Ajna Çakra: “Sınırsız Güç” alında ve kaşların arasındadır, rengi mavidir, epifiz bezine bağlıdır, durugörü verir, uyarılması şuur açılımı sağlar.
Sahasrara Çakra: “Bin Taç Yapraklı” anlamındadır, tüm çakraları koordine eden mega-merkezdir, başın üstündedir. Hipofizi yönetir, rengi beyazdır. Soma Merkezi: Tali çakradır, alnın ortasındadır ve rengi mordur.
Sevdiğimiz renklerin, kişiliğe dair ipucu verdiği düşünülür. Ancak, bir renge takıntımız ve sürekli onu kullanma eğilimimiz varsa şu sonuçlar biraz daha geçerli olabilir.
Kırmızı: agresif ve ateşli. Sarı: kimliği karışık ama uyumlu.
Pembe: gösterişi seven, karşı cinsten gizlice nefret eden, aldatmayı seven.
Mor: entelektüel, kontrollü, görünüşüne önem veren, hareketli. Siyah: uyumsuzluğu seven, cesur, bağımsız.
Yeşil: aldatmayı sevmeyen, sevecen, müşfik.
Turuncu: hayal gücü geniş, egoistliği ağır basan.
Kahverengi: sıcak, derin, romantik, tartışmalarda ağır sözler kullanabilir.
Gri: kararsızlık, soğukkanlılık, tarafsızlık.
Mavi: hassas duyarlı, iyi bir eş.
Beyaz: tutucu, korunmayı sever görünen, ancak baskın kişilik.
Gizemciler tarafından, insanda hakim ilkeleri sembolize eden renklere önem verilmiş, buna göre de; Spiritüel Ruh: Sarı. Hayvani Nefis: Kırmızı. Hayat İlkesi (Prana): Turuncu. Can: Yeşil. Aura (canlıların bedenlerinden yayılan ışınım, bir tür elektromanyetik alan): Mavi. Ruhsal Akıl: Leylak. Eterik duble-Astral Eş: Mor renklerde belirlenmiştir.
Enerjinizle en doğru iletişimi kurabilen renklerin aydınlığında ve esen kalın.
Ferda Ercan Uyulan.
Okültizmveenerji Kitap.
1) Size basit agrilar ve sizilarla ilgili basit bir SIFA TEKNIGI onermek istiyoruz. Bu sifa teknigi ikinci ve ucuncu ATLANTIS donemlerinde, SIFA TAPINAKLARINDA uygulanan EN BASIT SIFA TEKNIKLERI arasinda yer almaktaydi.
Bedeninizin herhangi bir yerinde olan AGRI-SIZI, kendisini nerede ifade ediyorsa (ornegin bel agriniz var ama kalcalariniza, bacaklariniza vuruyor ) o bolgeye (kalcaniza, bacaklariniza);
A) TEMIZ
B) OLABILDIGINCE BASINCLI
C) NE SICAK NE SOGUK, SICAGA CALAN ILIK
D) DELIKLI BIR ILETICIDEN, BOL SU DOKUN, UYGULAYIN.
BU SU, O BOLGEYE SANKI TIRTIKLI BIR ALETLE DOKUNULUYORMUS HISSI VERECEKTIR. Bedeniniz istedigi surece suyu uygulayin, bedeniniz size yeter dediginde uygulamayi kesin. Basincli suyun etkisi (esasen SU BILINCLI, CANLI, SIFALANDIRICI BIR OLGU oldugundan) kendisini bir ila uc uygulamada gosterecektir. Ancak,
E) UYGULAMAYA GUVENEREK YAPIN.
2) Kendinizi sikintili, tatsiz, depresif, uzgun, mutsuz hissettiginiz zamanlar, kendi ozel mekâninizda, (size ait bir oda da, salonda) MUMLAR yakin. Yakacaginiz mumlar;
A) SEFFAF-BEYAZ
B) KOKUSUZ olsun.
Sayi konusunda comert olun, sure konusunda da.
Neden bircok dini mekân da (kiliseler, havralar, budist tapinaklari vs) MUM yakilir dusundunuz mu? Mum alevi NEGATIF enerji toplayicisidir. Ayni anda POZITIF enerjinin de toplanmasi ve odaklanmasina hizmet eder.
Ayrica mum alevi istenmeyecek bazi ENERJETIK OLUSUMLARI VE NUVELERINI de ETKISIZLESTIRMEKTEDIR.
Kendinize mumlu, romantik zamanlar tanimak SIZLERI rahatlatacaktir.
3) Ozellikle kendi kendinizle ve bizlerle bas basa kalmak istediginiz de ayrica TUTSU yakmanizi da oneririz. KOKULARIN VE DUMANIN islev ve onemi sizler icin bilinmeyen bir alan. Ozellikle SANDAL AGACI tutsusunun koku ve dumani, sizin MEDITATIF bir hale girmenize, gevsemenize yardimci olacaktir. Ama bunun yani sira sivrisineklerin KOKU VE DUMAN sevmemesi gibi, sizlerin MANYETIK ALANINIZDAN beslenen bazi ENERJETIK OLUSUMLAR VE NUVELER DE, TUTSU KOKUSU VE DUMANINI SEVMEMEKTEDIRLER.
kAYNAK:ŞİFA ÇEMBERİ