İSTANBUL – Her kitabıyla okuru ayrı meselelerin, mesellerin ve hikayelerin içinde gezdiren, ustalıklı dili ve yarattığı atmosferle Türkçe edebiyatta özgün bir yer edinen İhsan Oktay Anar, bu kez Yedinci Gün romanıyla okur karşısında.
Anar, her kitabında olduğu gibi Yedinci Gün’de de insanın en ilkel ve en asil yanını incelikle ele alıyor ve düşle gerçeğin birbirine dönüştüğü bir hikayeyle kendi zamanını ustalıkla yaratmayı başarıyor.
Okurlar, Yedinci Gün’de bilinen zamanların bilinmeyen anlarına İhsan Oktay Anar’ın zengin kalemi ve eşsiz düş gücüyle yolculuk edecek.
<img src="https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc6/c0.0.320.320/p403x403/250763_425714857448805_1357028709_n.jpg" alt="Fotoğraf: Seviyor sevmiyor
Seviyor sevmiyor… :)))” width=”403″ height=”303″ />
Malzeme:
* Soya kıymalı hazır mantı
* Sızma zeytinyağı ya da
hindistancevizi yağı
* Kırmızı pul
biber
Hazırlanışı:
* Bolca su kaynatılır. Soya etli hazır
mantı suya atılır ve 8 dakika kadar haşlanır.
* Sızma zeytinyağı ya da
organik hindistancevizi yağı ateşte eritilir, içine kırmızı pul biber katılıp
hafifçe kızdırılır.
* Mantı kevgirler sudan alınıp tabağa konur ve üzerine
biberli yağ dökülerek servis edilir.
Neden Bu
Tarif?
Soya gibi bir çözüm varken mantı da sorun olmuyor
tabiî. Bu durumda soya etli hazır mantı veganlar ve hatta vegan olmayanlar için
bile güzel bir çözüm. Basit, doyurucu ve çok zevkli bir
yemek.
Benim Tavsiyem:
Soya etli kuru
mantıyı ben çok fazla haşlamıyorum. Genelde sekiz dakikada hazır
oluyor.
Kaynak:blok vaganizm
“Sevgili Günlük;
Bugün hayatımda korkmadığım kadar çok korktum. Şimdi sana, apartmanın önündeki boş araziden yazıyorum. Bu gece burada yatacağız.
Gece anneannem sarsarak uyandırdı beni. Işıklar yanmıyordu. Ağabeyim sağa sola koşuyor, hadi çıkalım diye bağırıyordu. Birçok eşya yerdeydi. Pencereden gözüken Marmara Denizi’ne baktığımda, çok korktum. Denizin üstü aydınlıktı ve pembe bulutlar kaplamıştı. En sonunda dışarıdaki boş araziye çıktık. Sokaktaki tüm apartmanlardan inenler oradaydı. Çok kalabalıktı. Kimi iç çamaşırlarıyla, kimi bulduğunu üstüne geçirmiş bir şekilde dışarı atmıştı kendini. Anneanneme bir sandalye gelmiş, ona oturuyordu. Bende ona sarıldım ve kucağına oturdum. Neler olduğuna dair hiçbir şey anlamadım. Anneannem “Zelzele” diyordu. O neydi ki?”
öyle bir hafta olsun ki şans yakanızı bırakmasın..
öyle bir hafta olsun ki bolluk ve bereket evinize aksın.
öyle bir hafta olsun ki sevgi denizinden çıkamayasınız..
öyle bir hafta olsun ki mutluluktan havalara uçunuz,
öyle bir hafta olsun ki sevdiklerinizle doyasıya beraber olunuz…