Sonucuna İnanamayacaksınız…

İşte Sıcak Suyun Müthiş Yararları

Zaten çoğumuz duymuşuzdur günde 2 litre su içmek çok yararlı diye.Ancak sıcak suyunda öyle faydaları varki insanı şok ediyor. Tabiki burada sıcak sudan kasıt hafif içilebilir ılık su. Bakın sıcak su içmek nelere iyi geliyormuş.

Kilo Verdirir

Güne başlarken içine biraz limon sıkılmış sıcak su içmek metobolizmanızı hızlandırarak hızla kilo vermenizi sağlar. Ayrıca gün boyunca dinç kalırsınız. Limon sıkılmış sıcak su yağ dokularınızı parçalayarak dinç ve sağlıklı bir bedene sahip olmanıza olanak verir.

Sindirimi Kolaylaştırır

Öncelikle sıcak su içmek hazmı kolaylaştırır. Soğuk su ise gıdalardaki yağı sertleştirdiği için bağırsak kenarlarında tabaka meydana getirir ve bu da kansere sebep olur.Sıcak su bu riski minimuma indirir.

Sağlıklı ve daha canlı saçlar

Yumuşak ve ışıldayan saçlara sahip olmak için sıcak su içmek şart. Sıcak su saç köklerindeki sinir uçlarına enerji gönderir ve bu sinirleri aktif hale getirir. Bu işlem natural canlılığını geri kazanmasında ve çok daha parlak görünmesinde etkilidir.

Daha hızlı kan dolaşımı ve daha sıhhatli bir sinir sistemi kazandırır

Sıcak suyun en önemli işlevlerinden biri de kaslarınızın ve sinir sisteminizin düzenli çalışması için mühim olan kan dolaşımını hızlandırmasıdır.

Yaşlanmayı geciktirir

Toksinler bizi hızla yaşlandırır. Sıcak su hücre yenilenmesini hızlandırır ve parlak,genç bir cilde sahip olmanızı sağlar.

Detoks

Sıcak su doğal bir detokstur. İçtiğinizde vucut ısınız artar ve hızla toksinleri dışarı atarsınız.

Kepeği azaltır

Sıcak suyun diğer bir faydası deriyi ve vücudu nemlendirmesi. Bu da kepeği önemli ölçüde azaltır

Burnun ve boğazınız tertemiz ve açık olur

Soğuk algınlıkları, öksürük ve boğaz ağrısı için sıcak su içmek oldukça yararlı.Balgamdan kurtulmada da işe yarıyor.

Sivilceler ve siyah noktalara elveda diyin

Derinizi ve vücudunuzu derinlemesine temizleyen sıcak su tüm leke ve sivilceleri azaltır.

Kelliği azaltır

Saç köklerinin canlılığıyla beraber saç sayısı ve uzunluğu artar.alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Zeynep’e Çok Kızdım…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yazık Lan Bunların Da Hayatını Kararttık…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Koyunlar Niye Öyle İşliyor…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Avrupa kuyruklu yıldıza iniş yaptı

Avrupa kuyruklu yıldıza iniş yaptı
Avrupa kuyruklu yıldıza iniş yaptı

Avrupa’nın uzay aracı Rosetta‘nın sondası bugün ilk kez Mars ile Jüpiter’in yörüngeleri arasındaki bir kuyruklı yıldıza iniş yaparak, 10 yıl önce başlayan görevi başarıyla sonuçlandırmış oldu.

Avrupa Uzay Ajansı‘nın (ESA) internet sitesindeki canlı yayına göre Rosetta‘nın sondası Philae Paris saati ile 16:30’dan hemen sonra başarıyla kuyruklu yıldıza iniş yaptı. İniş sinyalin ulaşmasının ardından dünyada ancak 28 dakika sonra anlaşılabildi.

ESA‘nın Almanya’nın Darmstadt şehrindeki operasyon merkezinde bulunan projenin yöneticisi Stephan Ulamec sevinçli bir şekilde “Yüzeydeyiz ve Philae bizimle konuşuyor. Kuyruklu yıldızdayız” dedi.

Mart 2004’te fırlatılan Rosetta, 6 Ağustos’tan bu yana kuyruklu yıldızın yörüngesinde dolaşarak, buz, toz ve gaz tabakalarını araştırmak suretiyle Philae’nin inmesi için elverişli bir yer arıyordu

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bunu Yapmaya Bayılırdım…

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayriye’nin Atomları…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Evrendeki tüm incinmiş kalplere şifa gönderin ki, şifa gelsin kalbinize…

KENDİNİZE ŞİFA VERİN…
Bugün değişik birşey yapın;
Bırakın sürekli insanların size yaptıkları ”kötülükleri” düşünmeyi
Ne kadar acı çektiğinizi, haksızlığa uğradığınızı düşünmeyi bırakın
Oturun ve acı vermenin aslında acı çekmekten korkmakla alakalı bir çocukluk hastalığı olduğunu idrak edin!
Hepimiz bilerek ve bilmeyerek çevremize acı verdik.
Kimbilir ne ”masumane” tavırlarla tanıdığımız tanımadığımız nice insanın hayatına dokunduk ve onların yaşamlarında farkına vardıkları varmadıkları nice olaya yol açtık!
Kalbe şifa kızarak ve küserek ve hınçlanarak ve intikam isteyerek gelmiyor, gelmeyecek…
O yüzden,
Bugün kapatın gözlerinizi ve şöyle söyleyin;
Yaşamıma dokunmuş olan ve yaşamına dokunduğum tüm insanlar,
Sizden özür dilerim
Beni affedin
Sizi Seviyorum
Ve size teşekkür ediyorum
Bu bir aptallık değil…
Bu aslında her insanın yaralarının iyileşmesi için ihtiyaç duyduğu basit bir onurlandırma…
Herkes sevilmek,
Herkes bilerek bilmeyerek incitildiğinde bir ufacık özür duyabilmek
Herkes barışmak
Ve herkes olduğu gibi kıymet verilmek istiyor!
İnsanları onurlandırın,
Varlığınızı onurlandırın,
Evrendeki tüm incinmiş kalplere şifa gönderin ki, şifa gelsin kalbinize…

Juno Yıldız Gözlemcisi

Dirseklerin Ne Güzel…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İşin Allah’a Kalmışsa Olmuş Bil…

fotoğraf

Geldin Mi Canım?

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yapılan araştırmalar, lahanayı sık yiyen kişilerde özellikle mide, kalınbağırsak, akciğer ve deri kanserlerine pek seyrek rastlandığı sonucunu ortaya koymuştur.

 

 

Bol miktarda B, C ve E vitamini ve potasyum içeren lahananın, şeker ve romatizma hastaları için de çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, bol arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizleyip cildi güzelleştirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarı attığını bildiriyor. Uzmanlar, lahananın kansızlığı giderdiğini ve kansere karşı etkili olduğunu da kaydediyor.

Uzmanlar, sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamininin, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruduğunu, oralardaki yaraların iyileşmesini sağladığını da vurgulayarak, bu sebzenin, yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabul edilen selenyumun kaynağı olduğunu hatırlatıyor

besin değerlerinin yanı sıra;

o Lahana, içerdiği antioksidan ve diğer bazı maddeleriyle bedenin hastalıklara karsı direncini artırır: Yapılan araştırmalar, lahanayı sık yiyen kişilerde özellikle mide, kalınbağırsak, akciğer ve deri kanserlerine pek seyrek rastlandığı sonucunu ortaya koymuştur.

o Lahana ayrıca içerdiği antioksidan maddeleriyle kalp hastalıklarına yakalanma, felç geçirme ve katarakt illetine tutulma rizikolarını azaltmaktadır.

o Lahananın sıkılmasıyla elde edilen suyu, Batı ülkelerinde mide ülserleri için geleneksel bir tedavi yöntemi olmuştur: Yapılan deneyler, lahana suyunun mide ülserlerini önlediğini ve iyileştirdiğini ortaya koymaktadır.

o Lahana, bedenin bağışıklık sistemini uyarmakta, bazı bakteri ve virüs türlerini yok etmektedir.

o Bedenin gelişme etkinliğini uyarıp destekleyen lahana, içerdiği zengin folik asitle kadınların spina bifida (omurganın bir yanının açık olması) hastalığına yakalanmış çocuk doğurma rizikosunu en aza indirir.

o Mayalandırılmış lahana hazımsızlığa ve gut hastalığına iyi gelir.

Bütün bu önemli etkilerinden yararlanmak için lahananın diyetimize katılması ve daha sık yenilmesi uzmanlarca öğütlenmektedir.

Dikkat: Lahana tüm Turpgiller gibi bedenin iyot emilimini azaltır. Haftada 2-3 kezden çok lahana yiyen kişiler, iyotlu besin ya da iyotlu tuz almayı ihmal etmemelidir, özellikle içme suyunun az iyot içerdiği yörelerde durum böyledir.

OLMAYACAK ŞEYLERE KİM SÖYLERSE SÖYLESİN İNANMA”

MESNEVİ’DEN KUŞUN ÜÇ ÖĞÜDÜ

BİR ZAVALLI KUŞ,,hile ile,tuzak ile yakalanmıştı.Kendini yakalayan kişiye dedi ki:

-Ey efendi!sen hayatında pek çok sığır ve koyun yemişsin,ve pek çok deve kurban

etmişsindir.Sen onların etleriyle bile doymamışken,benimle hiç doymazsın!

Beni serbest bırak,sana üç öğüt vereyim.Vereyim de bil bakalım ben aptal mıyım yoksa akıllı mı?

Birinciyi elinde iken,ikinciyi uçup çatının üzerine konduğumda,üçüncüyü de şu

ağacın üzerinde söyleyeceğim.

Öğüdümü dinlersen mesut olursun.

Avcı kuşa inandı,biraz da merakından teklifi kabul etti.

Kuş,elindeyken vereceğim öğüt şudur dedi:

“OLMAYACAK ŞEYLERE KİM SÖYLERSE SÖYLESİN İNANMA”

Avcı onu bıraktı,evin çatısına uçan kuş oradan ikinciyi söyledi :

“GEÇMİŞ GİTMİŞ,ELİNDEN ÇIKMIŞ BİRŞEY İÇİN ÜZÜLME,SENDEN

GİDENİN ARKASINDAN HASRET ÇEKME”

Kuş oradan ağacın üzerine uçtu ve üçüncü öğüdü söylemeden önce :

-İçimde on dirhem ağırlığında çok kıymetli ve eşi bulunmaz bir inci vardı..O inci seni

de çoluk çocuğunu da servete kavuştururdu.,fakat kısmetin değilmiş ki kaçırdın.Dedi.

Avcı bu sözleri duyunca gebe kadının doğum sırasındaki bağırması gibi bağırıp

dövünmeye başladı.

Kuş,
ben sana,,”sakın elinden kaçan -gelip geçen bir şey için üzülme ,gam çekme

demedim mi”,dedi.

-Madem ki inci gitti,,niye dövünüp duruyorsun?Sana söyledikleri anlamadın mı?

-Ayrıca ilk öğütte, “ olmayacak bir şeye kim söylerse söylesin inanma” dememiş

miydim?

A benim aslanım,ben kendim,üç dirhem gelmez bir kuşken,içimde on dirhemlik inci

ne arar?

Adam biraz kendine gelir gibi oldu.

-peki üçüncüyü söyle o zaman,dedi

KUŞ:

Verdiğim şu iki öğüdü tuttun da üçüncüyü mü istiyorsun?

-UYKUYA DALMIŞ BİR KİŞİYE ÖĞÜT VERMEK,ÇORAK YERE TOHUM

EKMEKTEN FARKSIZDIR, dedi ve uçtu gitti.

El ve duruş şekliniz sizi ele veriyor.

 

 

 

 

İnsanların düşünce ve duygularını elleri ve ayaklarının hareketleri ele veriyor. Bilimin yıllardır yaptığı çalışmalar bunun en büyük kanıtı.

AÇIK ELLER: Karşınızdaki insanın elleri açık duruyorsa yani avuçları gözüküyorsa, onun olduğu gibi görünmekten hoşlanan, pek birşey gizlemeyen, sır saklamasını da bilmeyen biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu insan ayrıca cömert sayılabilir. Hele avucu gözüken ellerin parmakları da açıksa yani parmaklar arasında açıklık varsa bu insan son derece cömert olacaktır…

ELLERİN YERİ: İncelemekte olduğunuz kişi ellerini nereye koyacağını bilememektedir. Bu elin sahibi çekingen, içine kapanık, toplum ilişkilerinde pek başarılı olamayan, çabuk tepki gösteren, kendine pek de güvenmeyen biri olabilir

CANLI ELLER: Eller sakin duruyor fakat her an harekete geçecek gibi görünüyorsa; yani parmaklarda, avuçta bir gerginlik varsa iyi sayılır. Bu ellerin sahibi akılcı, kararlı, yaşamı seven, zekasından kolaylıkla yararlanabilen biri olabilir. Fakat ortada hiç neden yokken sıkılmışsa, yani yumruk halini almışsa karşısında son derece kararlı, bildiğinden şaşmayacak biri var demektir.

CANSIZ ELLER: Bazen ellerin adeta sarktıklarını görürsünüz. Ellerin sahibi onları unutmuş gibi davranmaktadır. Bu tip elleri gördüğünüzde sahibinin dalgın, iyi düşünmeyen, kendi başına karar veremeyen, iradeden yoksun biri olduğunu söyleyebilirsiniz…

YARI AÇIK ELLER: Yarı açık veya yarı kapalı eller daima en iyi sayılanlardır. Bu elde parmaklar hafifçe içeriye doğru bükülmüştür, fakat parmaklar avucu kapatmamaktadır. Yani avuçlar gözükmemektedir. Bu elin sahibi gerektiğinde sır saklayabilen, akılcı duygularla kafa arasında denge kurabilen, parayı da uygun şekilde harcayabilen biri olabilir. Kendisi ne cimridir ne de yeterince cömerttir…

KAPALI ELLER: Otururken avuçları gözükmeyen, yani yumruk yapılmış ellerin sahibinin her şeyi gizlemeye meraklı, duygu ve düşüncelerini kendisine saklayan, gizlilik içinde hareket etmeyi seven, paraya da büyük önem veren birisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu insandan para almak hemen hemen olanaksızdır

Yürürken elleri açık ve kolları hızla sallanan kimseler genellikle iyi niyetlidirler. Onlar hareket halinde olmayı isterler.

Bazı insanlar yürürken ellerini önde kavuştururlar. Bu tipler duygulara kapılmayı istemeyen, sakin, kendinden emin kimseler olabilirler…

Yine bazı tipler bir kolu dirsekten kıvırıp vücuda dayarlarken diğerini de yanda sallarlar. Bu insanların kendilerine güvendiklerini ve başkalarını da yönetmeye hevesli olduklarını bilmelisiniz…

Yürürken ellerini arkaya kenetleyenler, kendine güvenen, daima haklı olduğuna inanan ve bazen de üstün olduklarını sanan kimselerdir.

 

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ZENCEFİL,BAL VE LİMONLU GRİP ŞURUBU TARİFİ

ARTIK SOGUK ALĞINLIĞINA SON !
Gribal hastalık ve öksürük tedavisinde…

ZENCEFİLLİ BALLI LİMON ŞURUBU
Malzemeler:
1 adet orta boy kavanozun yarısını dolduracak kadar taze zencefil
1 limon (dilimlenmiş)
yeteri kadar bal

Hazırlanışı:

Zencefilin kabuklarını soyun ve incecik (jülyen doğrama) dilimleyin. Kavanoza yerleştirin ve limonları da ilave edin. Üzerine balı ekleyin. Kapağını sıkıca kapatın ve buzdolabına kaldırın.
Kullanırken; bir çay bardağına 1 dilim limon, zencefil şurubundan bir ya da iki yemek kaşığı koyun ve üzerine sıcak su ekleyerek karıştırıp için.
Sıcak olarak içtiğiniz gibi aynı miktardaki karışıma soğuk su ya da soda ekleyerek de içebilirsiniz.
Karışım buzdolabında 2-3 ay bekleyebilir.

Sonbaharla birlikte gribal hastalıklarda evlerin baş köşesine yerleşmeye başladı bile. Ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı derken ardından gelen öksürüğü kesmek en uzun süreçtir. Hazırlayacağınız şurubu soğuk algınlığına yakalanmadan önce çay gibi ailece günde bir fincan içebilirseniz koruyucu özelliğinden yararlanır, sonrasında ise öksürüğe karşı doğal tedavi olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca araç tutmasından ya da mide üşütmelerinden kaynaklanan bulantılara karşı da çok etkili. Hepimiz için, özellikle de çocuklarımız için
hastalıklardan uzak sağlıklı bir kış geçirmek dileğiyle…
Lütfen paylaşalım , bilgi paylaştıkça büyür.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »