

Kansere karşı koruyucudur. Damar sertliğini ve tıkanmalarını engeller. İdrar söktürüc…üdür.
Cildi güzelleştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Göz sağlığı için hayati önem taşır.
Vücuda alınan ağır metaller, zehirli bileşikler, radyasyon ve bazı ilaçların yarattığı toksinlere karşı koruma sağlar.
Yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarının (Alzheimer) önlenmesinde olumlu etkisi olduğu kanıtlanmıştır.
Tahinde çok miktarda bulunan E vitamini ile tüm bu yararları da vücudumuza kazandırabiliriz.
E vitamini çok güçlü bir antioksidandır. Vücuda enerji verir. Seks hormonlarının oluşmasına yardımcıdır.
İki çorba kaşığı tahinde yaklaşık yarım kilo biftekteki kadar protein vardır.
Kendine has özel bir kokusu olan tahin, suyla temas etmedikçe uzun zaman bozulmadan saklanabilir.
Safra taşlarının düşürülmesinde, nefes darlığı ve bronşite faydalı olduğu bilinmektedir.
Anne sütünü arıtıcı özelliği bulunmaktadır. Çocukların beyin ve zeka gelişiminde etkilidir.
Kemik gelişiminde, yapısında bulunan bazı maddeler nedeniyle oldukça faydalıdır.
Tek başına tadı hoş gelmese de, pekmezle karıştırmak suretiyle hem daha faydalı olur, hem lezzetli.
karşı vücuda direnç kazandıran bir besinden bahsedeceğiz: Tahin
Tahin (tahan) susamın ezilerek ve çeşitli işlemlere tabi tutularak akıcı yağ gibi bir hale gelmiş şeklidir.
E, C ve B vitaminleri açısından zengindir. Hücre yapısının bozulmasını engeller. Yaraların iyileşmesini hızlandırır.
kAYNAK:şİFALI ELLER

Bitkinin tümü şifalıdır. Vitaminler (A, B Kompeks, C ve D), triterpenler, carotin, flavon ve mineraller (demir, çinko ve bol miktarda potasyum), uçucu yağ, fructose, inulin ve cholin içerirler. İdrar söktürücü, safra salgılarını arttırıcı, karaciğeri güçlendirici, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını destekleyici ve antiromatizmal etkileri vardır. Kökleri antiviral, iştah açıcı, safra kesesi ve karaciğer fonksiyonlarını destekleyici ve sindirime yardımcı özellikler taşırken, yapraklarının idrar arttırıcı ve böbrek fonksiyonlarını destekleyici, çiçeklerinin ise antioksidan ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri vardır.
Karahindiba, çiğ yenildiğinde veya kurutulup çay biçiminde kullanıldığında, kan temizleyici, sindirim kolaylaştırıcı, ter ve idrar söktürücü ve canlandırıcı etkilere sahiptir
. Pankreas üzerine olumlu etkisi vardır ve böbreklerin çalışmasında aktif rol oynar.
Karahindiba kanı inceltir ve kanın koyu olması halinde başarıyla kullanılabilir.
Ergenlik sivilceleri ısırgan otunun ve karahindibanın kan temizleyici özelliklerini sayesinde iyileştirilebilirler. Karahindiba, öncelikle böbreklerin ve karaciğerin fonksiyonlarını destekleyici bir bitkidir. Potasyum kaybına yol açmayan bir idrar söktürücüdür.
Katılgan dokuyu (bağdoku) olumlu etkileyerek, yeterli oranda kanın tüm hücrelere ulaşabilmesine yardımcı olur. Güçsüz ve bitkin kişilere güç kazandırır. Karahindiba, içerdiği mineral tuzların yanı sıra, metabolizma hastalıklarına karşı çok önemli maddeleri de içerir.
Sarılık ve dalak hastalıklarında da karahindiba başarıyla kullanılabilir.
Kan temizleyici etkisi sayesinde, romatizma ve gut hastalıklarında da yardımcı olabilir. Romatizma ve gut hastaları, ilkbahar ve sonbaharda 2-4 haftalık bir kür uygulayabilirler.
Kara Hindiba, safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında oldukça yardımcıdır.
Karaciğeri en olumlu etkileyebilen bitkilerden biridir.
Günde taze olarak yenilen 5-6 çiçek sapı, kronik karaciğer iltihaplarında ve karaciğer yağlanmasında iyileşme sağlayabilir.
Taze çiçek sapları karaciğer ve safrakesesinin çalışmalarını düzenler. Bu saplar şeker hastalığına da iyi gelebilir.
Şeker hastalarıbu saplardan günde 10 tane kadar, bitki çiçekli olduğu sürece yiyebilirler. Saplar çiçekleri ile birlikte yıkandıktan sonra çiçekler koparılır ve saplar yavaş yavaş çiğnenerek yenir. Bunlar acımsı, gevrek ve suludur ve kıvırcık salatanın tadını andırırlar. Sık sık hastalanan ve kendilerini kötü hisseden kişiler, 14 günlük bir karahindiba çiçek sapı kürü uygulayabilirler. Bu kürün etkisi sizi şaşırtacaktır.
Ama bu saplar daha başka hastalıklarda da yardımcı olurlar. Deri kaşıntılarını, egzamaları ve temriyeleri iyileştirebilirler. Mide sıvılarını düzene sokar ve mideyi atık maddelerden temizler. Eğer taze çiçek sapı kürü 4 hafta sürdürülecek olursa, beze şişkinlikleri de iyileşebilirler.
Her yıl ilkbaharda, karahindiba çiçeklerinden, çok lezzetli sağlığa yararlı bir pekmez yapılabilir (Referans1: M.Treben). Bu değerli bitki eskiden beri çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen ne yazık ki, pek çok kişi tarafından tanınmaz ve zararlı bir ot olarak bilinir!
KULLANIM BİÇİMLERİ :
ÇAY HAZIRLAMAK :
YAPRAK VE SAPLAR : Birtatlı kaşığı dolusu kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, bir su bardağı sıcak su ile 5-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 defa aç karına veya öğün aralarında tatlandırılmadan içilir.
KÖKLER : 1-2 tatlı kaşığı ince kıyılmış dolusu kök, bir bardak soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, birkaç dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak çay tatlandırılmadan aç karına içilir.
BİTKİ SALATASI : Bitki ayıklanıp yıkandıktan sonra, bir süre sirkeli suda bekletilir. Bütün veya doğranmış yapraklar, üstüne limon ve zeytinyağı eklenerek yenir. Tadı hafif acımsıdır, fakat rahatsız edici değildir. Her ilkbaharda bitkinin tümü taze toplanarak ve haşlanmış patates ve yumurta ile karıştırılarak güzel bir salata da hazırlanabilir.
ÇİÇEK SAPLARI : Çiçekleriyle birlikte yıkanan karahindiba sapları, çiçeklerinden ayrılarak, günde 5-10 tane taze olarak yenebilir.
bitkisel-tedavi.com

Klasik: Tercihiniz klasik ayakkabıdan yanaysa gelenekçi bir karaktere sahip olduğunuzu bilmelisiniz. Aile bağlarınız çok güçlü. Her zaman sade, derli toplu ve şık görüntünüzle dikkat çekmek istersiniz. Planlısınız. Sizin için moda değil, sadelik önemli.
Trend çılgını: Sezonun trendlerinden yüksek topuklu loafer’lar, renk bloklu platform ayakkabılar sizin gibi trend çılgınları için. Çünkü dikkat çekmeyi seviyor ve herkesten farklı olmak istiyorsunuz. Bunu da başarıyorsunuz doğrusu.
Asi: Kuralları önemsemeyen, asi bir yapıya sahipsiniz. Modaya takılıp kalmıyorsunuz. Giyimde cesur bir tarzınız var. Yaşamın diğer alanlarında da kurallar sizi etkilemiyor. Günün getirdiği gibi yaşamayı seviyor, yarını planlamıyorsunuz.
Etnik: Uzakdoğu felsefesi sizi doğuya çekiyor. Biraz etnik, biraz yenilikçi bir yapıya sahipsiniz. Farklı kültürler, seyahatlerinize yön veriyor. Hep arayış içindesiniz. Bulduğunuz anda da ona tüm gücünüzle sarılıyorsunuz.
Özgür: Özgür yaşamayı seviyorsunuz. Sorgulanmaya ve eleştirilmeye de hiç tahammülünüz yok. Bu tercihiniz, ayakkabınıza da yansıyor. Babet tarzı ayakkabıları her zaman ve her yerde giyebilirsiniz. Belki de bulunduğunuz yerden kolay kaçmak için!
Rahatına düşkün: Yüksek topuklar size göre değil. Bu sezonun kolejli stili, size yeni bir rahatlık kapısı açacak. Güzel giyinmeyi severken rahat olmaya da özen gösteriyorsunuz. Sizin şiarınız, şık ve rahat! Yoksa biraz da tembel misiniz?
Seksi: İçinizdeki seksapeli dışarı vurmak istiyorsunuz. Aslında bunu başarıyorsunuz da. Sizin için seksi görünmek önemli ve erkekleri cezbetmenin tek yolu. Bunun için de pırıltıları, hayvan desenleri tercih ediyorsunuz. Sezon trendleri tam olarak size hitap ediyor.
Dikkat çekici: Girdiğiniz ortamda herkesin size bakması ruhunuzu okşuyor. Kendinize güveniyor, bunu başkalarının da takdir etmesini bekliyorsunuz. Topluluk içinde ‘tek’ olmak en büyük arzunuz. Seçtiğiniz ayakkabı da bu ruh durumunun yansıması.
Romantik: İflah olmaz bir romantiksiniz. Hep romantik ilişkiler arıyor, bulduğunuzda da adeta kendinizi kaybediyorsunuz. Duygularınıza yenik düştüğünüz bile oluyor. Sizin renk skalanızda, neredeyse sadece pastel tonlar var.
Yenilikçi: Yaratıcı, çağdaş, çevresine ilham veren bir tipsiniz. Hiç bir kıyafeti olduğu gibi kullanmıyor, mutlaka kendi imzanızı bir yerine atıyorsunuz. Geçmiş sizin için geçmiştir, hep önünüze bakıyorsunuz. Yeni çıkan her şey ilgi odağınız olabiliyor
alıntı

Burçlar kadar renklerin de kişilik yapınızı, fiziksel ve ruhsal özelliklerinizi gözler önüne serdiğini biliyor muydunuz? Aşk renginizi bulmanın yolları ve partnerinizle birlikte romantik ortamlar yaratabilmenin ipuçları için yazımızın devamını okuyun.
Kırmızı: Yeni aşka açıklar
Aşkın ve arzunun rengidir. Mutluluğu temsil eder ve kişinin iştahını açar. En uyarıcı renk olarak kabul edildiği için insanların üzerinde canlandırıcı, kışkırtıcı ve heyecan verici bir etki yaratır. Aşk rengi kırmızı olanların; kendine güvenen, coşkulu, bazen de kontrolsüz bir yapıları vardır. İhtiraslı bir aşkla bağlanırlar. Ancak her zaman yeni bir aşk için hazırlardır.
Yeşil: İstikrar önemlidir
Güven veren bir renktir. Yatak odası için rahatlatıcıdır. Yeşil üretkenliği artırır. Yeşil alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır. Sakinleştirici etkisinin yanı sıra, dostluk, şefkat ve ümit duygularına olumlu etkisi vardır. Aşk rengi yeşil olanların; durgun, dengeli ve istikrara önem veren bir yapıları vardır. Aşkta özgürlük ve doyumsuzluk ararlar.
Mavi: Tutkulu yaşarlar
Sakinlik simgesidir. Dinlendirici ve serinletici etkisi vardır. Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır. Nazar boncuğu o yüzden mavidir. Aşk rengi mavi olanlar için; güven ve sadakat hayatlarının vazgeçilmez unsurlarıdır. Tutkulu bir aşk yaşarlar. Başarıyı temsil etmelerine rağmen, en ufak bir şüphe ve güvensizlik, aşk hayatında başarısızlığın kapılarını aralar.
Pembe: Sevginin simgesidir
İnsanları rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Pembe çocuk rengidir aynı zamanda. Şefkat, aşk ve sevgi duygularının harekete geçmesinde etkilidir. Uyum, neşe, şirinliğin ve sevginin simgesidir. Aşk rengi pembe olanların; heyecan dolu ve eğlenceli bir aşk hayatları vardır. Sevdiklerine yoğun sevgi ve şefkat gösterilerinde bulunurlar.
Turuncu: Hassastırlar
Neşenin, bilgeliğin ve dostluğun rengi olarak tanımlanır. Turuncu sosyalleşmeyi ve yardımlaşmayı arttırır. Aşk rengi turuncu olanların; duygusal, hassas ve yapıcı bir yapısı vardır. Canlı, yaratıcı bir aşk yaşarlar. Yaratıcı özellikleri sayesinde sevgililerini birbirinden ilginç sürprizlerle şaşırtabilirler. Ayrıca çok hareketli oldukları için, gezmeyi çok severler.
Mor: İkizlerini ararlar
Hafızayı tazeleyici bir etkisi olduğu düşünülür. Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih, yüksek sınıfların, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Aşk rengi mor olanların; asilliği ve fazileti ön plana çıkaran, hayal dünyası zengin, sanata düşkün bir yapıları vardır. Mor rengi sevenler aşkta ruh ikizlerini ararlar.
Kaynak: Yazarcafe

AMERİKALI psikoterapi uzmanı Dr. Jane Greer, soyunma biçimiyle insanın kişiliği arasında çok güçlü bir bağ bulunduğunu belirtti. Dr. Greer, insanların “altı ayrı biçimde” elbise çıkardıklarını
Belirterek şunları söyledi:
1- DOST CANLISI Elbiseleriniz çıkarıp her yere atıyorsanız “dost canlısı” birisiniz. Başkaları sizin dağınık ve pasaklı olduğunuzu düşünebilir. Ama gerçekte, başkalarına fazla aldırmama yolunu tercih ediyorsunuz.
2- GÜVENİLİR BİRİ Giysilerinizi çıkarıp hemen derli toplu olarak yerlerine koyuyorsunuz. Çıkardığınız her şeyin konacağı bir yer var. Bu tür insanlar, yaşamın sorunlarını çözmenin en iyi yolunun “hiç sorun yaratmamak” olduğunu düşünüyorlar. Güvenilir birisiniz ve çevreye dikkat vermeyi biliyorsunuz.
3-DERİN DÜŞÜNEN Gömleğinizi çıkardınız ve bir süre yarı çıplak evde dolaşıyorsunuz. Pantolon çıkarmanız 10 ya da 15 dakika sonra geliyor. Zaman sizin için çok fazla önemli değil. Boş zamanları ve derin konuları düşünmeyi seviyorsunuz. Ama aceleye gelemiyorsunuz.
4-TUTKULU VE NEŞELİ Giysilerinizi “süper bir hızla” çıkarıyorsunuz. Bu tür insanlar, genelde stresli oluyor. Ancak aynı kişiler tutkulu ve neşeli de olabiliyor.
5- ROMANTİKLER Saatinizi, kolyenizi ve bileziğinizi her şeyden önce çıkarıyorsunuz. Duygu yüklüsünüz, romantiksiniz, düşüncelisiniz ve iyi arkadaşlıklar kurabiliyorsunuz.
6- MACERACILAR Elbise çıkarırken belli bir rutini izlemiyorsunuz. Ya da her gün farklı bir yöntemi denemekten hoşlanıyorsunuz. Bu kişiler “oldukça maceracı” ve risk alabiliyorlar. Sosyal ortamlara iyi uyum sağlıyorlar, farklı aktivitelerden zevk duyuyorlar.
Kaynak: blogcu solace

Güzel bir yaz günü deniz kenarında olduğunuzu hayal edin. Bütün bir yılın yorgunluğu denize ayaklarınızı soktuğunuz andan itibaren uçup gitmeye başlar. Denizin iyot kokusunu içinize çektiğinizde bir ohhh dersiniz. Sanki burnunuz açılmış daha fazla oksijen vücudunuzda dolaşmaya başlamıştır.
O denizden hiç çıkmak istemezsiniz. Keşke her gün hava sıcak olsa ve her gün bu keyfi alma imkanım olsa diye aklınızdan geçirirsiniz. Yaşamanın keyfine varırsınız ve kendinizi yeniden keşfedersiniz. Birden, sırtınızdaki yüklerden kurtulduğunuzu ve gençleştiğinizi hissedersiniz. Çocuklar gibi denizin içinde su ile dans edersiniz.
Sizce bu rahatlamanın arkasında neyin etkisi var? Hiç düşündünüz mü?
İnsan vücudunun yaklaşık yüzde yetmişini oluşturan suyun mucizevi bir arındırma gücü vardır.
Özellikle tuzlu su insanı negatif enerjilerden temizler, rahatlatır, yükleri hafifletir. Tuzlu su aslında çok eski zamanlardan beri arındırma, şifalandırma, temizleme ve enerjisel akışı sağlama aracı olarak kullanılmıştır. Hristiyanlıkta Vaftiz töreninin ana amacı da yeniden doğma ve ruhu ve bedeni arındırmaktır. Vaftiz olunan kişi suyun altına batırılıp çıkarılır, böylece arınmış olarak yeniden doğar.
Ruh ve beden bir bütündür. İnsanın ruhuna iyi gelen bir şey bedenine de iyi gelir. Tam tersi de doğrudur. İnsanın bedene iyi gelen her şey ruhunu da mutlu eder. Haksızlığa uğramak, affedememek, aldatılmak, kalbinizin kırılması, yaptığınız fedakarlıkların bir çırpıda yok sayılması, düşünce hareket ve özgürlüğünüzün kısıtlanması, yaptırımlar, endişeler ve korkular; sürekli olarak hem beyninizi meşgul eder hem de ruhunuzu acıtır. Ruh acı çekiyor ise eğer bedeniniz de acı çekmeye başlar. Bu acı geniş anlamda düşünülebilir. Çeşitli hastalıklar, enerjisizlik, hayattan keyif alamama, kısırlık, cinsel isteksizlik, akneler, kafa bel sırt bacak ağrıları, panik atak, çeşitli sendromlar; ruhunuzun bir şekilde negatif enerjilerden, blokajlardan veya tıkanıklıklardan kurtulmak için bir sinema perdesi gibi size aktarmış olduğu mesajlardır.
İçinizdeki çocuğu dinlediğinizde, ruhunuzun ya da bedeninizin ihtiyacı olan şeyleri yaptığınızda, kendinize kaliteli zaman yaşattığınızda ruh ve beden hızla şifalanır ve dengeye gelir.
Tuzlu suyun negatif enerjileri ruhtan ve bedenden arındırma gücü vardır. Bu sebeple deniz kenarında, denize temas eden insanlar bu imkanları olmayanlara oranla daha rahat ve daha enerjiktirler.
Günlük hayatta rahatlıkla yapabileceğimiz kolay uygulamalar ile evinizde veya bulunduğunuz ortamlarda, tuzlu su kullanarak o ortamlardaki negatif enerjilerden arınmak mümkündür.
Örneğin iki litre alabilen bir cam kavanoz içine bir avuç kaya tuzu veya himalaya tuzu atıp bulunduğunuz ortama koyduğunuzda, tuzlu su negatif enerjileri içine toplar ve orada hapseder böylelikle ortamın enerjisini arındırır. Enerji terapileri veya meditasyonu sıkça uygulamayan yerlerde 5 gün ila 7 gün de bir tuzlu suyu lavaboya veya evin dışına dökerek yenilenmesi gerekir. Meditasyon, yoga, reiki gibi enerji terapileri ile uğraşan kişilerin bulunduğu ortamlarda suyu 2 günde bir değiştirmekte fayda vardır.
İşten geldiğinizde ellerinizi yıkadıktan sonra tuzlu su ile ya da tuz sabunu ile yıkamanız negatif enerjileri üzerinizden alacaktır.
Ayağınızı bir leğenin içine hazırlamış olduğunuz (koyabileceğiniz derecedeki) sıcak suyun içine biraz tuz eritip on dakika kadar koyarsanız günün bütün yükünü atmış, rahatlamış ve enerji dolmuş olursunuz.
Banyo küvetini doldururken içerisine bir miktar Himalaya tuzu atmak veya duş alırken tuz sabunu ile vücudunuzu temizlemek ve sonra durulamak tüm negatif enerjileri üzerinizden alıp götürecektir. Aynı zamanda enerji alanınızı güçlendirerek auranıza koruma sağlayacaktır.
“Kendime bir iyilik yapıp değerimin farkına varmayı seçiyorum.
Ben değerliyim.
Ben güçlüyüm.
Ben iyi bir insanım.
Hayatımda mutlu olmak, ilerleyebilmek, başarılı olmak ve her şeyden keyif almak için tüm çapalarımdan şu anda kurtuluyorum.
Beni engelleyen, beni ağırlaştıran, beni yorgun ve güçsüz yapan tüm çapalar ile ve benim üzerime yapışmış tüm negatif enerjiler ile bağlantılarımı şu anda kesip atıyorum. Bu enerjileri, çapaları ve blokajları Evrene serbest bırakıyorum.
Kendimi, ruhumu ve bedenimi, arındırmaya niyet ediyorum.
İlahi şifa enerjisi ile kendimi şifalandırıyorum.
Sağlıklı, mutlu, keyif içinde, enerjik ve sevgi içinde yaşamaya hazırım ve bunu hakkediyorum… “
Sevgiyle… Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com

Yaratılan canlı veya cansız herşey yoğunlaşmış bir enerjidir.
Her varlığın fizik formu dışında bulunan bir de enerji (eterik) alanı ve kendine özgün titreşimi vardır.
Bundan dolayı herşeyde olduğu gibi Evlerimizde, yaşadığımız mekanlarda da var olan herşeyin yaydığı bir enerji ve titreşimi vardır.
Bu enerji bizim Bilincimizin, Bilinçaltımızın, ruhsal , zihinsel, duygusal ve bedensel bütünlüğümüzün de bir yansımasıdır.
Yaşadığımız Alanların veya Evlerimizin Negatif Enerji Yüklü olduğunu nasıl anlarız ?
Yaşanılan mekanda sürekli tartışma varsa, Sürekli kavga edilen bir ortam ise bu yerlere girdiğimizde kasvet , mutsuzluk, huzursuzluk, keyifsizlik, enerjimizin düşmesi (uyku hali) gibi hissiyatların yaşanması,
Yaşanılan Mekanda sürekli geçmişe yönelik olumsuz hatıraları canlandırmak, konuşmak , zihinsel karışıklık , Depresyon hissi , üşengeçlik (içinden birşey yapmak gelmemesi ya da parmağımı bile kıpırdatmak istemiyorum hissi) , karamsarlık, öfke, sürekli vesvese ve endişe hissi, Uyku probelmelerinin yaşanması,
Kişinin Maddi sorunlarının sürekli devam etmesi evde bereketin olmama hissi.
Yeni bir eve taşınıldığında ya da yeni bir çalışma alanına taşınıldığında daha önce orada yaşayanların bıraktığı negatif enerjilerin etkileri,
Mekan içinde çok fazla elektronik aletin çalışması , radyasyon yüklenmesi,
Mekan içinde sigara ve benzeri maddelerin tüketilmesi,
Mekan’da yaşanılan hırsızlık ve benzeri şiddet olayının etkisinin hissedilmesi veya sürekli hatırlanması,
Mekan’a alınan 2. el mobilyaların önceki sahiplerinden taşıdığı negatif enerjiler.
Mekan’da enerjinin dağılmasını engelleyen çok tıkış tıkış eşyanın bulunması ve atılması gereken eşyaların saklanarak enerjiyi sıkıştırması ve kalabalık yaratması.
Mekan’da yaşanılan ağır hastalıklar, ölüm ve acı dolu Terk edişlerin bıraktığı negatif enerjiler,
Ev Temizliğinin uzun süre ihmal edilmesi,
gibi durumlarda Evlerimizde Negatif Enerji Temizliği yapmamız kesinlikle gereklidir.
Evlerimizde Negatif Enerji Temizliğini Nasıl Yaparız ?
* Adaçayı , Tütsü yakmak çok etkili olmakla birlikte benim bizzat denediğim ve yaydığı pozitif enerjinin muazzamlığına hayran olduğum tek bitki KATIR TIRNAĞI’dır.
Bir kabın içersine itinayla sevgiyle kurutulmuş Katır Tırnağı otunu tutuşturup yakarak sonra tütecek şekilde bırakarak evinizin içinde BEDENLİ VEYA BEDENSİZ TÜM NEGATİF ENERJİLERİN EVİMLE OLAN BAĞIMI KESEREK İPTAL EDİYORUM diyerek tüm evinizi dolaşın. Bu arada Bildiğiniz duaları (ayetel kürsi gibi) okuyabilirsiniz.
*Ateş “en iyi” temizleyicilerden biridir. Yukarıda Katır Tırnağı otu ile uygulamayı yaptıktan sonra sağ elinize bir MUM (beyaz) alarak aynı uygulamayı aynı olumlama ve dualar ile bir kez de mum ile yapın.
*Evi temizlemekte ve negatif enerjiyi kırmakta en etkili yöntemlerden biri de Herşeyi gerçekten çok iyi bilen Atalarımızın yöntemidir. Yani Sirkeli Su ile tüm evin zeminini ayrıca dış kapı girişini , duvar kirişlerini sirkeli su ile mutlaka silin temizleyin.
*Minik kapların içine koyarak oturma alanınız ve yatak odalarınıza koyacağınız Tuz’un negatif enerjiyi sünger gibi çekme özelliği vardır. Evinizdeki duruma göre 2-3 günde bir veya hafta da ya da 10 günde bir lavobaya dökerek sürekli yenileyin.
*Lavanta Yağının yaydığı pozitif enerji çok yüksektir. Bu yağı bileklerinizin iç tarafına sürerek eterik bedeninizi kuvvetlendirmekte kullanabileceğiniz gibi, evinizin duvar kirişlerine kapılarına bir damla sürerek eviniz içindeki enerjiyi de çok rahat pozitif yönde koruyabilirsiniz.
*Yaşam alanınızın pozitif enerjiye dönüştüğünü hissettiğinizde bu enerjiyi korumak için yaşam alanınıza Kristal Kuars Taş koyabilirsiniz. Yalnız bu taş mevcut enerjiyi korur. Eğer evinizde negatif bir durum olduğunu sezerseniz bu taşı 24 saat su da ya da toprağa koyarak bekletip topraklayın evinizi temizleyin ve sonra tekrar taşı statik bir alan yaratması için tekrar kullanabilirsiniz. Ayrıca yatak odasında Ametist taşı bulundurmak da sizin rahat uyumanızı sağlayabilir..
*Evinizde varsa zararlı haşereler (özellikle mutfakta) hemen temizletmelisiniz (organik öldürmeyen böcek kaçıran ilaçlar var mesela bunları kullanabilirsiniz) bunlarda geldikleri geçtikleri yerden taşıdıkları enerji ile negatifi tetikler.
*Evinizde kullanmadığınız “Lazım olur belki” diyerek yıllardır biriktirdiğiniz tüm eski enerjileri yani eşyaları ihtiyacı olan birine verin ya da çöpe atın. Evinizde hareket alanı bırakın ve evinizin düzenli olmasına dikkat edin. Dağınıklık enerjiyi keserek takıldığı yerde birikmesine yol açar.
*Selvi ağacı dalından çalı çırpıyı süpürge kullanır gibi evinizi yerden 10 – 15 cm yüksekten açık pencereden veya kapıdan dışarıya doğru süpürmek çok etkilidir. Ayrıca mekanın güneş enerjisi görmesi çok önemlidir. Eğer mümkün değilse doğala yakın çok iyi bir aydınlatma yapılması gerekir ve sık sık havalandırılmalıdır.
Yattığınız yatağın altını ıvır zıvırla, kullanmadığınız eşyalarla doldurmayacaksınız ve sık sık tozunu alacaksınız. Gece boyunca yatağın altından o enerjiler gelip sizi rahatsız edebilir…
*Evinizde dinleyeciğiniz klasik müzikler (Mozart, Vivaldi gibi) titreşiminizi yükseltecektir. (Her ne dinlerseniz dinleyin acıklı. içli, ağlatan müziklerden uzak durmanızı nacizane tavsiye ederim)
*Evinize geldiğinizde üzerinizdeki kıyafetleri hemen dolabınıza asmak yerine önce “silkeleyerek” en az 2 saat balkona asarak havalandırmak dışarıdaki negatif enerjinin evinize statik konuma geçmesini önleyecektir.
*Bulunduğunuz mekanda Mum yakmak ayrıca radyosyana karşı kaktüs bulundurmak da sizi rahatlatacaktır..
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım tüm uygulamaları yaptıktan sonra en önemli durumun sizin kendi pozitif ruh haliniz ve hayata bakış açınız olduğunu unutmamanız gerekir. Siz kendi ruhsal temizliğinizi yaptığınızda artık bu tarz temizliklere de daha az ihtiyaç duyar hale geleceksiniz..
Yaradana teslim olmayı, Değişimi (yeni enerjiyi) sevgiyle kabul etmeyi ve Yaradanın Işığını keşfederek hem kendimizi hem de çevremizi aydınlatmasını sevgiyle onaylıyoruz
Bütünün ve Hepimizin Hayrına OLsun.. Yolumuz IŞIK OLsun , Yolumuz SEVGİ OLsun.. Evrenin Tüm Mucizeleri ve Tüm güzel sürprizleri hayatımıza aksın.. ve de öyle..
Alev Cedimağar
Şifa ve Yaşam Terapisti