“Her şeyin bir mevsimi var… Arama zamanı ve kaybetme zamanı, koruma zamanı ve bırakma zamanı.”
(Ecclesiastes 3:1, 6)
Karaçay Türkleri’nden araştırmacı Sofi Tram-Semen, 20 yıllık çalışma sonucunda yüzlerce yıl önce Nart-Karaçaylar’a ait 36 burçluk sistemi belirledi.
“Ben kesinlikle ne astrologum, ne falcıyım, ne de büyücüyüm. Sadece bu kültürde bulunan öğeleri ortaya koymaya çalıştım” diyen araştırmacı Tram-Semen, babası Karaçay’ın halk şairi İsmail Semenov’un başladığı çalışmayı sürdürerek kaleme aldığı “Türk Astrolojisi” adlı dört ciltlik kitapta, eski Türk burç sistemini ortaya koydu.
Nart boyu Hunlar-Karaçaylar’ın eski astrolojisinde 36 burçlu yıldız çizelgesi, 12 gezegen ve 36 yıldız grubunun bulunduğunu ifade eden Tram-Semen, NTV’ye şunları söyledi: “Bu bilgilerin Hun halkının bir bölümünde korunması, milattan önce Hunlar’da bu ilmin gelişmiş olduğunu ispatlamaktadır. Hatta bu hayvan yıllarıyla ilgili şakalar bile bugün hala korunmakta, zaman zaman dile getirilmektedir” dedi.
“Türk Astrolojisi” adlı kitaba göre bu 36 burç ve bazı genel özellikleri ise şöyle:
* Toruk (21-31 Mart): İdare sahibi, gururlu, lider, işini hayatı gibi sever, yönetici.
* Hımmıy (1-10 Nisan): İyimser, idealist, romantik, yaratıcı, hayallerinin gerçekleşmesi için ömür boyu çalışır.
* Huttus (11-20 Nisan): Hassas, mantıklı, dürüst, şerefli, adaletli, yönetici, kıskanç, önde olmayı seven.
* Hunta (21-30 Nisan): İnatçı, duygusal, kırgın, yaratıcı. İyimserlik ve karamsarlık aynı anda gözlenir.
* Çolpancı (1-10 Mayıs): Duygu tutsağı, önsezi yeteneği olan, dayanıklı, çocuk ruhlu, sadık, temiz kalpli.
* Kölköl (11-21 Mayıs): Enerji dolu, devamlı bilgi isteyen, aşkta şahane, önder, kahraman.
* Çamay (22-31 Mayıs): Fantezisi zengin, temiz ahlaklı, idealist, söz, yazı ve fikirde önder, çok taraflı, yetenekli.
* Küylü (1-10 Haziran): Düzeni sever, gururlu, kaderci, planlı, ağzı sıkı, yalanı ve ihaneti kabul etmez.
* Kuşmuş (11-21 Haziran): mantıklı, parlak, iyimser, gösterişçi, eleştirel, kaderci, mistik konulara meraklı, sanat ve edebiyata ilgi duyar.
* Sezgek (22-30 Haziran): Mızmız, tatlı dilli, içine kapanık, inatçı, intikamcı, yetenekli, önsezisi kuvvetli, yaratıcı.
* Kuşdüger (1-11 Temmuz): Duygularını mantıktan önde tutan, çocuk ruhlu, dengesiz, tembel, kararsız, karamsar, yetenekli.
* Gondaray (12-22 Temmuz): Hayalci, hafızası kuvvetli, geçmişe özlem duyan, his dünyası zengin, dürüst, müziği ve siyaseti seven.
* Ötgür (23-31 Temmuz): Gururlu, zeki, maddi problemleri büyüten, çekici.
* Küsümmü (1-12 Ağustos): İyi arkadaş, dedikoducu, önder, bir numara olmayı seven, maceracı.
* Künlü (13-23 Ağustos): Duygusal, hassas, gururlu, maceracı.
* Sınçıma (24 Ağustos-1 Eylül): Ekonomi, sanat ve edebiyata yetenekli, dürüst, insancıl, yaratıcı, otoriter.
* Atçak (2-13 Eylül): Fiziği düzgün, iyimser, depresyona yatkın, iradeli, şanslı, gururlu, hassas, gelenekçi.
* Kıllı (14-23 Eylül): Otoriter, gururlu, sabit fikirli, sert, zeki, duygusal, aşk hayatında utangaç, çekingen, yazarlığa yatkın.
* Canakkı (24 Eylül-3 Ekim): Nazik, hassas, sorumluluk ve vicdan sahibi, dürüst, kompleksli, gösterişçi, hayalci, dekoratörlüğe ve dikişe meraklı.
* Ban (4-12 Ekim): Duygusal, düzenli, enerji, kaderci, hümanist.
* Cemiş (13-23 Ekim): İyimser, dürüst, ahlaklı, mantıklı, eleştirel, altıncı hissi kuvvetli, şanslı, önder, filozof.
* Batık (24 Ekim-1 Kasım): Özgürlüğüne düşkün, diktatör, muammalı ruhlu, iki kutuplu, cesur, gaddar, mükemmel arkadaş, çekici, önder.
* Hırtlı (2-12 Kasım): Kararlı, gururlu, savaşçı, spora ve sanata düşkün.
* Tutamış (13-22 Kasım): Muhafazakar, fedakar, idealist, çapkın, çift karakterli, pragmatik.
* Uslu (23 Kasım-2 Aralık): Objektif, ilime meraklı, dengeli, hoşgörülü.
* Kutas (3-12 Aralık): Yetenekli, dengesiz, mistik, düşüncesiz, kararlı, anlaşılmaz, nazik, hassas, gururlu, kıskanç.
* Tusanak (13-21 Aralık): Güçlü karakterli, endişeli, şüpheli, şanslı, emir vermeyi seven, hareketli, tutumlu, gaddar.
* Tutar (22 Aralık-1 Ocak): İradeli, çalışkan, kahraman. Arkadaşı az olur, zaman zaman yersiz küser, hayatının son kısmında rahat eder.
* Beçel (2-12 Ocak): Kırgın, kızgın, ısrarlı, öfkeli, intikamcı, karamsar.
* Pırsıuay (13-20 Ocak): Mantıklı, eleştirel, tartışmayı seven, duygusal, sadık, özgür düşünceli, gururlu. Uzun yaşar.
* Balauz (21 Ocak-1 Şubat): Gaddar, deha, önder, müzik ve dansa yetenekli.
* Cantay (2-10 Şubat): Titiz, realist, estetiğe meraklı, astronomiye ilgili, yenilikleri sever, kimi zaman hareketli, kimi zaman rahatına düşkündür.
* Ergür (11-18 Şubat): Duygusal, hayalci, önder, ufku açık, mistik konulara meraklı, karamsar, yaratıcı.
* Sönegey (18-28 (29) Şubat): Şair, sanatçı, dengesiz, çekici, kararsız, aşk hayatı hareketli, kurnaz, nazik, duygusal.
* Cannan (1-9 Mart): İyi yürekli, baskıcı, tatlı dilli, zarif, idealist, otoriter, hüzünlü, hayalci.
* Şatık (10-20 Mart): Huzursuz, gururlu, sanatçı, özgür, depresyona ve sinir hastalıklarına yatkın.
Kaynak: Gazetesiz
Sevgili kadınlar hayatınız boyunca iki kelime etmek istemediğiniz bazı hem cinslerinizle mucizevi bir soru sayesinde saatlerce konuşabilirsiniz. “Burcun Ne???” Kadınlar birbirine bu si…hirli kelimeyi söylediği anda o sohbet akmaz, adeta çağlar…
Bugün sizlere (özellikle erkeklere) kadınların burçları hakkında bazı hayati bilgiler vericem. Sonra da çıkarın kalem, kağıtlarınızı sözlü yapıcam.
Koç: Çok bilirler, yok yok tam olmadı, herşeyi onlar bilirler.”Yardımcı olur musun”cümlesi koçun yazılımında yoktur. Koç kadını Survivor Taner gibi her maceraya tek başına dalar. Baskın karakterlidir, erkeğe sözünü geçirmek ister ama sözünü geçirdiği erkeğe de saygı duymaz. Uzaklara gitmek ister, gitti mi de fazla açılmışız diye dönmek ister. İnsanın; -Ablacım ne istiyosun Allahınsen, diyesi gelir koça. Dedikodu yapamaz, kopya çekemez, hız limiti 75 se 60 la gider, kurallara bağlıdır, yalana ve disiplinsizliğe toleransı sıfırdır, bir de söz verip yapmadınız mı terlikle kovalar vallahi. Spiritüel aleme meraklıdır, gönül rahatlığıyla yanlarında ruh çağırıbilirsiniz, içlerinde bir tavernacı yaşar, sabaha kadar birlikte eğlenebilirsiniz.
Boğa: Vee karşınızda aforizma tanrıçası, dolaylı anlatım kraliçesi boğa. Ya arkadaş bir kere de doğrudan seni seviyorum, sana çok bozuğum filan desene, varsa yoksa alıntı. Boğa kadınına; “Hayatım nereye gidiyosun?” diye sorsanız. -Nereye gideceğini bilen için tüm dünya kenara çekilir. diye cevap verir. Yahu eltime gidiyorum desene, net olsana gözünü sevdiğim. Duygusal anlamda kendini net ifade edemese de, iş hayatında ne istediğini bilen ender burçlardandır boğa. Kafasına koyduğu herşeyi yapar, yeter ki istesin ama aşık oldu mu bütün planları şaşar, hemen ev terliklerini, alt aşortmanını giyip dolma sarmaya başlar. Fakaaat, verdiği değeri sizden göremiyorsa Uçan Adam Sabri gibi Alllaaaah diye kaçın, çünkü tersi boktur caarrt diye bırakır sizi.
İkizler: İki değil 10 kadın yaşar içinde, en tekinsiz burçtur, gülüp eğlenirken Medyum Memiş gibi zumzuğu ağzınıza çakabilir. Gönlünü hoş tutan erkekleri bünyesi reddeder, onu kanırtan, sinir hastası eden adamlara aşık olur. Konuşkan ve eğlencelidir, seyahate bayılır. İkizler kadınıyla yemeğe giderseniz 3 saatten önce yemeğinizin gelmemesi garantidir. -Tavuk var mı var, -makarna var mı var -ben lüfer aliym o zaman, diye sipariş verir. Bir mekanda bir yemek geri gönderiliyorsa arkasındaki kadın muhakkak ikizler burcudur. Yaşını göstermeyen narin ve zarif bir yapıları vardır, en geç yaşlanan burç ikizlerdir. Herkese şarladıkları, içlerinde bişey tutmadıkları için yaşlanmamaları doğaldır. Ohh iyi yapıyolar valla biz tuttuk da noolduu ayynen devam.
Yengeç: Güçlü görünmeye çalışıp bunu başaramayan tek burçtur. Bir yengeçle sohbet ederken bir şeylerin ılık ılık aktığını hissedersiniz, evet evet akan beyninizdir. İlişkiler hakkında hiç durmadan 72 saat konuşabilirler. Sizi asla dinlemeyip, en iyi dinliyo taklidi yapan burçtur. Siz ne anlatırsanız anlatın kafasında tavşanlar zıplar. Kazara arayıp, yarın dünyanın sonu geliyomuş deseniz, demek o yüzden benden ayrıldı yoksa bana hayatta kıyamaz olur yorumu. Yengeç için kainattaki herşey kendisi ve sevgilisi ile ilgilidir. Tam bir sabah insanıdır yengeç, sabah 5 de bile kalksa mutlu ve neşeli uyanır. Samimi ve komiktir, insan 1 gün bile görmezse özler yengeci, duygusallığını zekası ve fırlamalığıyla kapatır. Çok eleştiriye ve ihmal edilmeye gelemez aman.
Aslan: Mor dağların prensesi gibi salınır etrafta. Göz süze süze ağzını büze büze konuşur. Lükse şaşaaya düşkündür, mümkün olsa totosunu dolarla avroyla siler. Arkadaşlarını aşırı sahiplenir, mazallah arkadaşının sevgilisini bir kızla görse, yemez içmez; “hayırdırrr canımm!” mesajıyla yetiştirir hemen. Pozitif bilimlerden hazzetmez, hangi bölümü bitirirse bitirsin, hep yanlış bölümde okuduğunu düşünür. Bıraksalar, bütün aslanlar ressam, müzisyen, reklamcı olur. Çok duyarlı ve akıllıdır ama sıkıntıya gelemez. Güvenilirdir, kesseler sırrınızı söylemez. Kendiyle o kadar meşguldür ki, dünya yanıyo deseniz koşarken hangi parfümü sıksam diye düşünür. Nerde olmaz bir adam var, git ara bul getir saçlarını yol getir psikozuyla sevgili seçer, sonra da sabırla adam olmasını bekler. En hızlı laf sokan burçtur, mermi manyağı yapar sizi dikkaat.
Başak: Gözünde hep bir melankoli vardır, tıpkı acıların kadını Bergen gibi. Huzursuzdur, rahatın en çabuk battığı burçtur. Çok belli etmese de dedikoduyu sever. Arkadaş canlısıdır. Sabırlıdır, taşı ortadan yaran bi sabrı vardır. Duygularını çok belli etmez, osuruğu kokmaz. Her zaman bir tarzı vardır, en olmadık kıyafetler başağa yakışır. Üniversitede ideal ev arakadaşıdır, titiz ve düzenlidir, tuvaleti cifler, banyoyu ovar, hayatta işten kaçmaz. Ön planda olmayı sevmeyen ender burçlardandır. Şeytan ayrıntıda değil başakta gizlidir. Detaycıdır, kurduğunuz cümleden cımbızla bir kelimeyi seçer, ondan alınacak bir anlam çıkarır, hiç zaman kaybetmeden küser, siz daha noolduğunu anlamadan arkasını dönüp gider. Küstürmeyin, huyuna gidin, düşünerek konuşun, nefesinizi tutarak cevap verin, hadi canım başınız ağrımasın.
Terazi: Rahibe Teressa ile Lady Gaga arasında bi yerdedir. Çok pis aşık olur, çok çabuk unutur. Ruh hali değişkendir, evlenip çocuk mu yapsa, albüm yapıp stadyum konserlerine mi çıksa karar veremez. Stratejiktir, insani ilişkileri kuvvetlidir. Bir günlük seyahate bile 4 bavulla gider. Terazi kadınının ruhunda fırtınalar bile kopsa suratındaki ifade hep Mona Lisa’dır. İsterse güzel yemek yapar ama isterse. Ev işine, yemeğe, ortodontiye eli yatkındır. Üşengeçtir, sevgililerini hep yakın çevresinden seçer, aşık oldu mu da kendinden geçer. Bir yerde belirsizlik varsa terazinin tansiyonu düşer. Tez canlıdır terazi, onun için herşey net olmalıdır. Aşık mısın, diil misin? Efendi misin, p*ç misin? Arkadaş mısın, sevgili misin? net ol net der. Bu burcun kadınına yapılacak en büyük iyilik onu oyalamamaktır. Çünkü oyalanırsa sizi kabak gibi oyar.
Akrep: Ne okursa okusun, sonunda hep bildiğini okur. Havalıdır, antin kuntine bayılır. Artizdir, herkesle samimi olmaz, Etme çocukla sohbet küstürürsün, silme götünü camla kestirirsin’dir hayat mottosu. Evin Ana gibi anaçtır. Hastaya şifa, dertliye deva, açlara çorba dağıtır. Bi kendine hayrı yoktur. Habire kendini eleştirir. Haset değildir ama kıskançtır. Favori içeceği diet coladır. Bazen siyah, bazen beyaz ister ama herşeyi tutkuyla ister. Uçlarda yaşar, bazen o kadar uçlarda yaşar ki telefonu çekmez. Kafası attı mı atarlanır, o anaç toprak ana birden alayına isyan inadına Bayhan’a dönüşür. O yüzden kızdırmamaya gayret edin. Bir de psişiktir ki owww, daha fikir senin aklına düşmeden, anlar hinliğini cinliğini gözünden. Parasının hesabını bilir, genellikle tek başına gezer, yalanınızı yakalarsa kafanızı tombi gibi ezer.
Yay: Allah’ın sopası yoktur, yay burcu kadını vardır. Güvenini kıranı, hevesini kaçıranı affetmez, yıl sonu elinde koçan biriken trafik polisi gibi yapıştırır cezayı. Mağrurdur burnu düşse acaba ne düştü diye eğilip bakmaz. Herşeyi analiz eder, “sen aslında öyle dedin ama başka birşey demek istedin” diye cümleye başladı mı kaçın. Sevdiği adamı mutluluktan havalara uçurur ama adam dengesizlik yaparsa tutmayı unutur. Hiçbir zaman çok zengin olamaz, ayda 1 trilyon da kazansa ay sonuna kadar saça saça bitirir. Ruh hali değişkendir, Walt Disney’den Murat Kekilli’ye dönüşebilir bir anda. Öğrenmeyi sever. Hep bir şeylere başlar; spora, latin dansına, diyete, güreşe ama sonunu getiremez. En başarılı olduğu alan işidir, kahkaha attığı zaman da baya dişidir. Yay burcu kadını vefalıdır kolay kolay kimseyi harcamaz, aptal yerine kondumu da adamın götünü keser acımaz.
Oğlak: İçinde bir Güngör Bayrak yaşar, york düşesi, buckingham kontesidir adeta. Temkinli ve kuşkucudur, siz birşey anlatırken gözlerini kısarak bakmasının sebebi budur. Oğlak kadını asildir ölçülüdür, senin benim gibi ağzından salya saçarak gülmez, insan gibi güler ve hemen toparlanır. İş hayatında dikkatlidir, kolay kolay yanlış yapmaz. Herkesle samimi olmaz, çabuk ısınıp, soğumaz ama hayatına aldığı insanları da yarı yolda bırakmaz. Bu burcun insanı genç yaşlarda kimlik bunalımına girer, sonra çıkar. Bazen insana cinnet geçirtecek kadar gerçekçidir. 10 yıl sonra seninle Toskanada ki bağımızda şarap yudumlıycaz deseniz, önce Beylikdüzündeki evin taksidini bitir de sonra içeriz şarabı diyip, tokadı çarpar. VII. Henry’nin torunu olduğu için, sinirlenince salon kadını çizgisini bozmaz, sümüğünü çeke çeke bi kenarda ağlar. Cahille sohbeti en hızlı kesen burçtur, ağlatmayın, gebertirim.
Kova: Dedikoduya bayılır gıybeti içine sokup mıncırır. İçinde hep bir dahi yaşadığını düşünür ama tarihte bir icadına rastlanmamıştır. Zekasına aşıktır, egosu yüksektir. Bu tatlı egosunun yanında bir de mütevazı olsaymış tam süper olurmuş ama olamamış kısmet. Arkadaşlarını çok sever, ne sevmesi delirir, aklını çıldırır arkadaş diye. Bağlılık sever, bağımlılıktan tiksinir. İlişkilerde erkek gibidir, yönetir, kontrol eder, müdahele eder, az daha sıksa p..pisi çıkacaktır. Düğün dansını bile erkeğin yönetmesine izin vermez, illa domine edecek. Kültürlüdür ama fazla bilgi kalbe zarar diye; müzeden çıkıp kermese, Verdi’nin operasından, Ferdi Tayfur konserine gidebilir. Magazine aşinadır, bıraksalar, 2. Sayfa programını rahatlıkla sunabilir. İnanılmaz komik ve pratiktir. Üşenmese dünyayı ele geçirir ama yatarken makyajını silmeye üşenen insan dünyayı mı ele geçirecek Allahınsen:)
Balık: İbrahim Tatlıses gibi çabuk ağlar, neye ağladığını asla bilemezsiniz. Pencere buğulansa duygulanıp ağlayabilir. Dünyada sadece kendisinin anlayabileceği esprileri vardır. Her ilişkisine, son ilişkisiymiş gibi başlar, kendini inandırır, ayrılınca da aman boşver ya zaten şizofrendi der geçer. Hayalperesttir, ama romantik salya aşık değildir, sevgilisi şiir okurken dayanamayıp adamın ağzına gülebilir. Küçük şeylerden mutlu olsa da, ota boka morali bozulabilir. Bu kadar duygusal olmasına rağmen, zorluklar karşısında inanılmaz güçlüdür. İdeal mesleği kadılıktır, asla hak yemez, estetiğe düşkündür üzerinde tarçın yoksa sahlep bile içmez. Sonda söylenecek şeyi başta söylediği için her kavgada haksız duruma düşer, sonra da bütün dünya bana karşı diye ağlaya ağlaya gözleri şişer. Geneli iyi yemek yapar, ideal eş ve anne adayıdır. Bünyeleri görücü usulü ile evlenmeye yatkındır.
Öğrendik ki…
Bir tek insanın bize ”iyi ki varsın” demesi varolduğumuz
için mutlu olmamızı sağlar….
Öğrendik ki….…
Kibar olmak haklı olmaktan daha önemlidir.
Öğrendik ki….
Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasada hepimiz
çılgınlıklarımızı paylaşacak birini arıyoruz….
Öğrendik ki….
Bazen tek ihtiyacımız olan bir el ve bizi anlayacak bir
yürektir…..
Öğrendik ki….
Parayla ”klas insan” olunmuyor….
Öğrendik ki….
Gün içinde başımıza gelen küçücük şeyler gün sonunda koca bir
mutluluğa dönüşüyor….
Öğrendik ki….
İnkar edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğini
kaybetmiyor….
Öğrendik ki….
Biriyle dalaştığımızda tek başardığımız onun bize daha çok zarar
vermesini sağlamaktır….
Öğrendik ki….
Her yarayı saran zaman değil sevgidir….
Öğrendik ki….
Çabuk olgunlaşmak için zeki insanlardan çevre edinmek
gerekir…..
Öğrendik ki…
Karşılaştığımız herkes bir gülüşümüzü hak eder…..
Öğrendik ki….
Hiç kimse mükemmel değildir….
Öğrendik ki….
Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz….
Öğrendik ki….
Gülümsemek daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava
yoludur….
Öğrendik ki….
Hepimiz zirvede olmak istesek de asıl keyif oraya tırmanırken
yaşadıklarımızdır….
Öğrendik ki….
Zamanımız ne kadar azsa yapacak işler o kadar çoktur….
Öğrendik ki….
BİRİNİ NE KADAR ÇOK SEVERSEK HAYAT ONU BİZDEN O KADAR ÇABUK
ALIYOR…..
Can Dündar….
OSHO
SORU: 2 kere 2 kaç eder
KOÇ: Bana bunlarla gelmeyin!
BOĞA: Immm cevap 4 olmalı… Evet yani dört demek uygun olur.
İKİZLER: Nasıl yani… Excel kullanmayacakmıyız? Pöhhh
YENGEÇ: Bu şekilde üstüme gelmeniz beni çok kırdı Ben üniversite mezunuyum diyorum… Bana inanmıyor musunuz?
ASLAN: Bu mudur? Al…ay mı ediyorsunuz siz benimle.
BAŞAK: Dört
TERAZİ: Çifte nikah :)))
AKREP: Nasıl şeyttirelim arzu edersiniz
YAY: Ya çok komiksiniz gerçekten! Artık modern firmalarda EQ ‘ya bakılıyor… Bu kadar çağ dışı bir zihniyetle işim olmaz desemm
OĞLAK: Ondalık sistemde 4 demek doğru olur… Farklı bir modüler sistem kullanıyorsanız önceden belirtin.
KOVA: Yaa.. demek eğitim sistemi bu kadar bozuldu ha! Yani bu kadar düştü işe giriş seviyesi öyle mi… Vah ki ne vah!
BALIK: Ben gözleme dayalı bir pozisyon düşünüyorum… Muhasebe elemanı mı şaapıyorsunuz… Hımm
Birisiyle karşılaştığınızda kendinizle karşılaşırsınız aslında.
Benliğiniz, size kendisini takdim eder.
Karsınızda duran kişi sizin bir suretinizdir.
O kişiyi karsınıza çıkaran bir peri vardır İçinizde.
Pek çok formlarda belirirsiniz kendi önünüzde; lakin bunların hepsi sizin kendi yansımalarınızdır.
Bu yansımalar hakkında ne hissederseniz hissedin sizin bir yanınızı ortaya …koyar onlar.
Bu size uzak göründüğü denli, ürkünç de gelir.
Korkunç canavarları kendi kendinize davet ettiğinize inanamazsınız.
Güzelliği ve güzel ruhları da kendinizin davet ettiğine inanamazsınız.
Her halükarda sizin bir yönünüz, sizin bazı düşünceleriniz, önünüzde ortaya çıkmaktadır.
Karşılaşan kişi de, bu şekilde ortaya çıkan kişi de bunu bilmeyebilir.
Ancak, burada görünmez bir işbirliği vardır.
Bir gün karsınıza perişan bir dilenci çıkabilir, ya da varlıklı bir işadamı,
ağlayan bir çocuk, acelesi olan bir insan, bir adam ya da bir kadın,
yaşlı veya genç; bunların hepsi sizsiniz.
Mümkün olan her nevi kombinasyon sizsiniz.
Zaten sizin kendiniz oldukları için bu kişiliklerin hepsini gayet iyi tanırsınız.
Sizden bir parçadır onlar, sizin bir yanınızdır.
Onların hepsi sizsiniz.
Tüm bunlara yoldaki sarhoş bir adamı da ilave edebiliriz,
ona karsı ya bir empati besler ya da onu suçlarsınız;
zira içinizdeki bir şeylerin tezahürüdür o adam.
Polisleri ve hırsızları görürsünüz; çünkü siz hem yakalayan, hem de yakalanansınız.
Hem iyi çocuk, hem de kötü çocuksunuz.
Bilinen her nevi kılığa girmiştiniz.
Buna rağmen kendinizi kandıramazsınız.
Önünüzde duran yabancılar değildir bunlar. Onları teşhis etmek istemeyebilirsiniz.
Lakin her halükarda onların her biri sizsiniz.
Bir konsere gittiğinizde hayatınızda yarattığınız harikulade bir müziğe tanıklık edersiniz.
Bir futbol maçına gittiğinizde oyuncuların hepsi sizsinizdir aslında;
ev sahibi takım ya da konuk takım, kaybeden ya da kazanan, faul yapan ya da faul yapılan.
Karakterleri belirler ve rol dağılımını yaparsınız.
Hem yönetmen hem de yapımcısınızdır.
Hain kişi ve de meleksinizdir.
Tüm rolleri oynarsınız. Hainlerin ve meleklerin ne olduğunu bilirsiniz.
Onların adımlarıyla yürümektesiniz.
Karsınızda tezahür eden herkes sizin konuğunuzdur.
Onları davet etmiş olduğunuzu hatırlamayabilirsiniz,
fakat onların varlığını inkâr da edemezsiniz.
Belki de davetiyenizi çok uzun zaman önce yazmıştınız ve onlara bugün ulaşmıştı o.
Belki de istemediğiniz bir şey için uzun uzun düşünmüş ve onu kendinize çağırmıştınız.
Bu, bir hak etme meselesi değildir.
Suçlama ya da pişman olma meselesi değildir;
lakin bu bir mesuliyet halidir.
Hayal mahsulü ortaya çıkan bir hata da yapılmış olsa,
örneğin bir kişiliğin yanlış tasavvur edilmesi gibi, fark etmez.
Artık sorumluluk sizdedir.
Peronda duran sizsiniz.
Hangi trene bineceğiniz size bağlıdır.
Binebilir ve tekrar inebilirsiniz.
İteklenip sıkıştırılabilirsiniz.
Orada olan sizsiniz.
Oraya nasıl gitmiş olduğunuz, çözümleyeceğiniz bir mesele değildir.
Oraya gitmişsinizdir.
Kâinatın reaktörü ve dinamosusunuz.
Onun ekseni ve merkezisiniz.
Surecin kendisisiniz ve süreci işleyensiniz ve de neticesiniz.
Nesne ve öznesiniz.
Geçişli ve geçişsiz fiillerin kendisisiniz.
Özel isimlersiniz, cins isimlersiniz.
Bunun iyi tarafı, istediğiniz her şey olabileceğiniz
ve istediğiniz herkesle bir arada olabileceğinizdir.
Mevcut dünya sizin yaratınızdır…