İnsanlara karşı nazik ve sevecen ol, ne olursa olsun asla bir başka insanı kırmak için konuşma, bilinçli olarak üzmeye çalışma ve kendi acını hafifletmek için bir başkasını yaralama.
Violin & Piano – Concierto De Aranjuez
Kendini mutlu olarak tanımladığında, mutsuzlukla da tanışacaksın.
Kendini huzurlu olarak tanımladığında, huzursuzluk da sana cee yapacak.
Kendini cesur olarak tanımladığında, en sıkı korkular sana koşarak gelecek.
Kendini pozitif diye tanımladığında negatif, aydınlık diye tanımladığında da karanlıkla tanışacaksın.
Hele kendini iyi diye tanımlarsan, içindeki kötünün nasıl ortaya çıktığına şaşacaksın…
Ve ne zaman kendini tanımladığının tam da zıddıyla tanışacaksın; işte o zaman karşına iki seçecek çıkacak:
Ya benim kadar zeki bir adam, nasıl olur da böyle salaklıklar yapabilir diye kendini döveceksin içsel dünyanda.
Ya da çok uzun yıllar ve hatta belki yüz belki de binlerce yıl üstteki seçimi yaptıktan sonra, kendini olduğun gibi kabul etme olgunluğuna erişeceksin. Daha önce ham iken, pişmen için defalarca kez yaşayacaksın bu durumu ve evren de seni pişirmek için emin ol en zorlayıcı görünen ama harikulade dersleri yollayacak…
Ve ne zaman güzel olduğun kadar da çirkin, akıllı olduğun kadar aptal, aydınlık olabildiğin kadar karanlık, iyi olabildiğin kadar kötü, sakin olabildiğin kadar sinirli, pozitif olabildiğin kadar negatif olduğunu… kabulleneceksin; işte o zaman tüm zıtlıklar sen de birleşecek. Birleşecek ve birbirlerini nötrleyecek…
İşte o zaman sen kendi aslınla, tüm tanımlamaların ötesindeki gerçek Benliğinle tanışacaksın… Hiçbir kelimeyle tanımlanamayan; ama her şeyi barındıran ve kucaklayabilen o varlıkla…
İşte o zaman “Kendini Tanıma Yolculuğu”; “BENi Yaşama Yolculuğu”na dönüşmeye başlayacak…
Zıtlıkların birleşip birbirlerini nötrledikleri ve tüm tanımların ötesindeki o noktada…
Gerçek BENlik bizi işte orada bekliyor…
Sonsuz bir sabırla…
Hasan “Sonsuz” Çeliktaş

C vitamini yönünden çok zengin bir meyve olan ayva, sindirim sistemi için de çok faydalıdır.
* İshali keser, dizanteri hastalığının tedavisinde kullanılır.
* Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir, ince bağırsak iltihabını giderir.
* Şurubu ile gargara yapılırsa boğaz iltihaplarını geçirir, kanı temizler.
* Karaciğerin çalışmasını düzenler.
* Merhemi deri hastalıklarına, yanıklara ve göz iltihaplarına iyi gelir.
* Göğsü yumuşatarak öksürüğü keser, verem hastalığının tedavisinde kullanılır.
* Kadınlarda görülen akıntıyı keser. Beyaz akıntıya karşı ayva yaprağı kaynatılıp aç karnına içilmeli ve haricen yıkanılmalıdır.
* Çarpıntıyı önler.
* Basur memelerinin iltihabını kurutur.
* Kan kusmayı ve ağızdan su gelmesini engeller.
* Çekirdeği boğazdaki ağrıları, gıcık ve kızarıklıkları giderir.
* Ayva hoşafının ağız yaralarına, akciğer veremine iyi geldiğini, gece uyurken ağızdan salya gelmesini önlediğini de belirten uzmanlar Yaprağı kaynatılıp içilirse ishali keseceğini belirtmekteler.
* Ayva yaprağı kaynatılır, suyu ile gargara yapılıp, pişmiş yaprakları ile de lapa yapılıp boğaza konursa boğaz ağrısını ve şişliğini giderir.
* Burun kanamasını önlemek için buruna ayva suyu çekilmelidir.
* Ayva suyu aşırı adet kanamasını önler, bağırsak kanamalarını keser, dizanteriye karşı çok faydalıdır.
* Doğumu kolaylaştırmak için ayva suyu ve ayva çekirdeği kaynatılıp içilmelidir.
* Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse, idrar yolu iltihaplarına iyi gelir.
* Ayva suyu iştah açar, böbrek ve sidik torbası iltihaplarını iyileştirir.
* Grip ve nezle olanlar bol bol yemelidirler.
* Ayva suyu vücudu terletmek için çok etkilidir.
* Ayva böbrek zafiyetine, karaciğer zafiyetine, mide bulantısına, deniz tutmasına, mide gevşemesi ve mide düşmesine, midenin kuvvetlenmesine çok faydalıdır.
* Pişirilmiş ayva mide zafiyetine iyi gelir.
* Ayva suyu vesveseye ve mide ülserine iyi gelmekte, dimağı kuvvetlendirmektedir.
* Göz beyazı, göz kapak ve kirpiklerinin iltihaplanmasında ayva yaprağı kaynatılıp soğutulduktan sonra gözler günde birkaç kez yıkanır.
* Ayva meyvesi üzerindeki tüyler kanayan yere konursa kanamayı durdurur.
* Ağız içi yaraları ve boğaz iltihapları için kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurup gargara olarak kullanılırsa şifa verir.
Ayvanın Zararları,Ayvanın Zararı
* Ayvanın çiğ yenmesi pek tavsiye edilmez. Reçel veya kompostosu tercih edilmelidir.
* Kabızlık ÇEkenler için yenilmesi önerilmez.
* Yüksek Tansiyon hastalarının ayva yemesi sakıncalıdır.
Döktüğüm yaşları bağışlıyorum.
Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum.
İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum.
İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum.
Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.
Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum.
Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.
Ölen umutları bağışlıyorum.
Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.
Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.
Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.
Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum.
İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.
Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum.
Paulo Coelho / Elif
Sabahın saat 7’si… Yataktayım… Bir karasinek musallat oldu başıma. Ama öyle böyle değil. Sürekli konuyor, sürekli konuyor. Sinir oldum. Kulağıma konuyor, tokatı koyuyorum, kaçıyor. Kafama konuyor, bir daha gömüyorum, kaçıyor. Uyandım. İyice çıktım çileden. Yorganı tepeme çektim, oda da çok sıcak. Uyuyamadım… Kafamı çıkardığım anda başlıyor konmaya. Bizim kediyi çektim yanıma. Normalde her türlü sineği böceği yer, ama oralı bile olmadı. Bu arada sineği avlayacağım derken, kendimi dövüp duruyorum… Ne yapacam, ne yapacam… Derken birden aklıma bunun yine evrensel bir senaryo olabileceği geldi. Seni rahatsız eden düşünceler de bu şekildedir ya. Sinek gibi konar kafana, vurup öldürmeye çalışırsın ama kendini dövdüğünle kalırsın. Bir yandan da provakatif tarafı vardır sineğin, seni uykundan uyandırır. Aslında kalk yapman gereken şeyler var der belki de… Bunları düşünürken birden üzerimde gerilim yaratan bir duruma Reiki yollamaya başladım. Hani sineğin kendisine değil ama. Sinek gitsin, uzaklaşsın diye değil. Bambaşka bir konuya yönlendirdim dikkatimi. Hiç alakasız… Ve bingo, sinek kayboldu… Ben sineğin gitmesini hedeflememiştim, sadece dikkatimi ondan alıp başka yere verdim ve Reiki yollamaya başladım o kadar… Şöyle aradan yarım saat geçti. Reiki’yi kestim. Baktım gene geldi kondu kafama… Yine Reiki yapmaya başladım ve yine yok oldu…
“Millet sinekten yağ çıkartmaya çalışır, sen de sinekten mesaj mı çıkartıyorsun, Hasan” diyeceksiniz de evet! Mesaj alındı. Hayatınızdaki hele ki sorun olarak nitelendirdiğiniz bir şeye dikkatinizi yöneltiyorsanız, özellikle de gitsin bitsin hatta defolsun diye, maalesef sinek gibi kafanıza konup duracak ve sizi çıldırtacak. Ama dikkatinizi başka yöne verdiğinizde, hele ki enerjinizi değiştirecek bir şeyler yapıyorsanız; bir bakmışsınız ki sorun saydığınız şey ortadan kalkmış ve siz fark etmemişsiniz bile… Hani küçükken ağzımızı yaktığımızda geçsin geçsin diye ağlardık, ama o bir türlü geçmezdi; ama ne zaman unuturduk, başka bir şeye dalardık; acı kendiliğinden geçerdi de ağzımızın yandığını bile unuturduk… İşte böyle bir şey…
Eyvallah sana karasinek…
Hasan Sonsuz Çeliktaş
Sabahtan oğlene kadar ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler ve hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyor.
Daha sonra Saraya meyve ve sebze getiren bir köylü çıkageldi.
Sırtında taşıdığı küfeyi yere indirerek iki eli ile kayaya sarıldı. Ikına sıkına itmeye başladı.
Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekmeyi başardı.
Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı.. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde..
“Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
“Her engel, yaşam koşullarınızı iyileştirmenizi sağlayacak bir fırsattır..”