Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır.
Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü, hoşgörü doğanın ilk yasasıdır”
”Eğer Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma.
Voltaire
Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır.
Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü, hoşgörü doğanın ilk yasasıdır”
”Eğer Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma.
Voltaire
Facebook hayatımıza gireli herhalde yedi-sekiz sene kadar olmuştur. İlk gördüğümde hemen etkisine kapılmış ve bir sürü arkadaşımla tekrar bağlantı kurmanın heyecanını yaşamıştım. Ortaokul arkadaşları, ilkokul arkadaşları, mahalle arkadaşları derken bayağı insanla tekrar görüşmeye başladım. Hatta bir ilkokul arkadaşım, eski iş yerimden biriyle evli çıkınca çok şaşırmıştım. “Dünya ne kadar küçükmüş” diye söylenmiş ve onu daha da küçük hale getiren facebook’a içimden teşekkür etmiştim.
Arkasından bloğumda,dergilerde ve gazetelerde yazılarımın çıkmasıyla sayfam iyice kalabalıklaşmaya başladı. Beni izleyenlerle çok güzel bir bağ kurmaya başladım. Yeri geldi ben onlara moral verdim, yeri geldi onlar bana moral verdi. Merak ettiklerimizi paylaştık, birbirimizden destek aldık, motive olduk. Fakat gel zaman git zaman facebook da dikenlerini göstermeye başladı. Musallat olanlar, dikkat çekmek için abuk sabuk yorum yapanlar, engellesen bile sahte hesaplarla geri dönenler, dürtenler derken durum giderek can sıkıcı bir hal almaya başladı.
Bunun üzerine ben de arkadaşlarla bu konu hakkında yazışmaya başladım. Meğerse sadece ben değil bir sürü kişinin başına benzer olaylar geliyormuş. Eski sevgilisinden “illallah” diyenler mi, “ben evliyim bana mesaj atma kardeşim” diyenler mi, “boyun kadar çocuğum var beni rahat bırak” diyenler mi, duvarını kapatanlar mı, “dürtmeyin kardeşim” diye açık açık bağıranlar mı ne isterseniz var bir durum ortaya çıkmış.
Kız bulmak için bazıları o kadar yüzsüz oluyor ki dürtüyor senden bakıyor cevap gelmiyor tekrar dürtüyor, arkasından mesaj atıyor “ben seni dürttüm, sen de beni dürtsene” diye. “Ya sabır” diye engelliyorsun. En kötüsü de bu asılanları, platonik aşkını ilan edenleri engelliyorsun, sahte hesaplarla tekrar geri geliyorlar. Belli ki amacına ulaşamayacağını anlamış bari rahatsız edeyim mantığında…
Ya kardeşim madem kız bulmak istiyorsunuz bunun için kurulmuş arkadaşlık siteleri var, onlara neden gitmiyorsunuz? İnsanların huzurunu niye kaçırıyorsunuz öyle değil mi ama…
Zaten artık bu konuda öyle uzman oldum ki, asılma emaresi gösterenleri, abuk sabuk yorum yapanları, dürtenleri, başkalarını rahatsız etmiş olanları direk engelliyorum. Bunlara çare buldum da şu sürekli sahte hesapla gelenlere çözüm bulamadım. Aslında çözümü buldum da bunu ben değil facebook yapmalı. Her hesabı bir cep telefonuna ya da bir IP adresine bağlasalar otomatikman sahte hesap işi azalmış olacak. Biz de bu kız bulmak için musallat olanlardan kurtulmuş olacağız. Valla bu adamlar insanı netten soğutuyorlar. Yalan mı?
En son Pınar Altuğ feryat ediyordu “adam üç gündür gel evlenelim” diye sayısız mesaj atıyormuş. Doğrudur. Atıyordur. Laf da dinlemiyordur. Allah sabır versin diyorum valla kendisine. Çünkü bu mesajların tek yaptığı insanı çileden çıkarmak…
Hayır bir de anlamadığım bu kız bulmak isteyenler böyle yaparak kız bulacaklarını falan mı düşünüyorlar. Buradan sesleniyorum onlara. Bu iş böyle olmaz kardeşim. Paşa paşa bu iş için kurulmuş sitelere git, iki taraf da aranıyor olsun. Bak o zaman şansın da fazla olur. Ne böyle azarlanırsın, ne de engellenirsin. Yalan mı arkadaşlar. Biraz da siz konuşun valla. Ben burnuma kadar dolmuş durumdayım artık.
Sağlıcakla,
Bir gazeteci yaşlı çifte şöyle sordu. 65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’ndan Gençlik İksiriAvrupa ve Amerika’da 2-9 yaş çocuklara Tanrı’ya ilişkin düşüncelerini sormuşlar.
1) Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur. Seni seven Eric –5 yaşında- Not: Noel Baba’nın olmadığını biliyorum.
2) Canım canım Tanrı, Astronotları öyle yukari firlatip firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N’olur onların bizim evin çatısına düşmelerine izin verme. Dostun Norman –4.5 yaşında-
3) Sevgili Tanrım, insanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun? Jane –6 yaşında-
4) Sevgili Tanrı, Lütfen bana bir midilli gönder. Senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın. Bruce –4 yaşında-
5) Sevgili Tanrı, Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canını yakma. Sevgilerle. Martin –5 yaşında-
6) Sevgili Tanrı, Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yaptı ki ödüm koptu. N’olur söyle ona bi’ daha öyle yapmasın. Ellen –3 yaşynda-
7) Sevgili Tanrı, Sahiden var mısın? Bazıları buna inanmıyor: Eğer varsan gecikmeden bir şeyler yapmanda fayda var. Harriet Ann –6 yaşında-
8) Sevgili Tanrı, Eğer hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanın ne yararı var? Mark –8 yaşında-
9) Tanrı’cım, Üst kattakiler durmadan bağıra çağıra kavga ediyorlar. Bence yalnızca çok iyi arkadaşların evlenmesine izin vermelisin. Nan –5 yaşında-
10) Sevgili Tanrım, Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın? J.B. –7 yaşında-
11) Tanrım, Insanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin. Audrey –8 yaşında-
12) Sevgili Tanrı, Sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacık bir şaka bile yapsam yiyorum fırçayı. Jodie –6.5 yaşında-
13) Sevgili Tanrı, Bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar. Teddy –9 yaşında-
14) Sevgili Tanrı, Bende senin dışında bütün liderlerin resmi var. Norman –6 yaşında-
15) Tanrım, Şişman olunca kimse senin arkadaşın olmak istemiyor. Billy Jean –9 yaşında-
16) Sevgili Tanrım, Oğlanlar kızlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama gene de dürüst olmaya çalış. Sylvia –5 yaşında-
17) Sevgili Tanrı, Kitabını okudum ve beğendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklına? John –8 yaşında-
18) Sevgili Tanrı, Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu? Norman –4 yaşında-
19) Tanrım, İncil’de neden hiç karının adi geçmiyor? Yoksa İncil’i yazarken daha evlenmemiş miydiniz? Larry –6 yaşında-
20) Sevgili Tanrım, Tamam incil’de öbür yanağını çevir dedin biliyorum; ama kardeşim gözüme vurunca ne yapacağım? Sevgiler, Teresa –5 yaşında-
21) Sevgili Tanrı, Tanry oldugunu nasıl bilebildin? Charlene –3 yaşında-
22) Sevgili Tanrı, Senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı? Tommy –4 yaşında-
23) Sevgili Tanrım, Eger Tanrı ben olsaydım bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma. Michelle –6 yaşında-