Derin denizlerin sükutu büyüler beni
İçimi bir heybet hissi kaplar
Benliğimi hasret duyguları istila eder
Kalbim ürperlerle dolar
Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana
Göklerin suskunlugu da öyle
Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep
Sükut her zaman daha manalı, daha derindir
Kalbe sözden çok sükuttan manalar akar
İnsan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı
İnsanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konusacaklardı
Ve ses, sükutun heybetini bozamayacaktı
Konuştuğum zamanlar hep acze düşmüşümdür de ondan kelama sarılmışımdır
Evrendeki her varlıkta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algılamışımdır
Sözü ise ancak bir zaruret
Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım
Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum
Hayatın hiç bir kasırgası, hadiselerin hiç bir fırtınası onu dalgalandıramıyordu
O denize imrendiğim an, gözlerim şu mısralara takılmıştı:
Gittim, gittim, denizin sınır yerine vardım
Halin bana da geçsin! diye ona yalvardım
Bir çılgın vesvesede içim didiklense de,
Olaydım o cüssede, O’nun gibi susardım
Gercekten de öyle olmustu Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım
O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi Derin denizlerin işi
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli…
Şems Tebrizi
Bu yaz çok tatlı insanlarla tanıştım. Hayat dolu, bıcır bıcır insanlar. Face dünyası sayesinde arkadaşlığımız devam etti. Sohbetler aldı başını gitti. Fakat bir sorunsalımız vardı:AŞK…
Evlilik aşkı öldürüyordu ya ilişkiler…günümüzde ilişki dediğin bile zor bulunan birşey olmuştı…Aşağıda Gaye’nin satırlarında bu konuyu sorguluyoruz…Buyrun…
AŞK; Feci Şekilde Öldürüldü, Kalbim ;Hala Şokta
Oturuyoruz,başbaşa,kızkıza..Tabi ki bünyemizin kaldırabileceği miktarda..Yani yalnızca iki kız.İki minik kadın.Böyle deriz bazen kendimize utanmadan,bazen de başkaları tanımlar böyle bizi,hiç sormadan.
Dünyayı gezmeye,egolarını ezmeye,insanlığı süzmeye,kendilerini üzmeye meraklı iki kişi.
Yaşarız,aranırız,dişiyiz,süsleniriz,takı şişesinde balık oluruz.
Biz de konuşuruz.
Bir kalbin olduğunu anladığın zaman mı başlıyor aşk hikayen,yoksa başkalarının da kalbi olduğunu anladığın zaman mı?..
İnsan karşılıksız sevmek için mi,yoksa daha çok,sevilmek için mi bulaşıyor bu kirli işlere?..
Beynimizden,kalbimize giden borular hep tıkanmış ”artıklarla” ve artık , dudaklarımızdan şırıl şırıl akamıyor sevgi sözcükleri ya da sevgiye dair sözcükler.
Eskiden evlililik aşkı öldürüyordu ya şimdi galiba sevgilililik bile aşkı öldürüyor anladığımız kadarıyla.
Birilerine göre.Belki de.
Çünkü,erkeklerimiz oldu ; ”seni aslında sevmiyorum”diyen,sevgili olmak istemeyen ama elleri başkasına değemeyen..
Anlarımız oldu ; bize bitecekleri ve önemli olmadıkları hatırlatılan,ama zamanın durduğu ve hiç bitemeyen..
Talepler oldu ; bizsiz olamadıklarını yüzlerine vuran.
Biz gidemedik,gitmek istesek fırtınalar koptu..
Ve şikayetler oldu ;..
Gitmek isteyipte gidemediklerine dair.
Peki ne demiş şair?
”Aslında hiçbirşeyi kâr değil insana,
Ne gücü,ne güçsüzlüğü,ne de yüreği.
Gölgesi bir haç gölgesidir,kollarını açsa,
Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi.”
İnsan kollarını açtığında ”kutsal” bir şeye dönüşür,yüce bir şeye,..
Kollarını açan,seven,söylenen kötü sözleri duymayan,onları söyleyenlerin kalplerine yoran ve içlerinde,stratejiler yapabilecekleri savaş karargahları bulundurmayan bütün insanlar..
Biz kollarımızı açtık,onlar önce bizim avuçlarımıza(kaçamayalım diye),sonra kalplerimize çaktılar çivileri,acı kelimelerden dövdükleri.
Evlilik zaten ne ki de ; bir ilişki,bir isim bile olsa belki seni sevemem,böyle yanında olmak istemem de dediler,bir sürü insan birbirlerine.
Ve kendini öldürmekten de,yaşamaktan da korkan,..
Başlayıpta bitemeyen cümlelerin arafında yaşayan kayıp ilişkiler kirletti hep evreni.
Elif,bir söz buldu bir kitaptan,neymiş efendim ; ”Ona,onsuz da yaşayabileceğini göster,aşık olur.” demiş cariyerinin biri.Sevindik,neye bilmem?
Böyle böyle ; binlerce sayfa karıştırdık,bir sürü filmi birbiriyle yarıştırdık,sağanak yağmurlarımıza karşı sığınaklar yaptık tarihten ve edebiyattan.Derme,çatma..
En son,Simone de Beauvoir’ın eteklerinin altına sığındık,saklambaç oynuyoruz,
Belki de,bizi aramayan insanlarla.
Gaye Ertürk
(Anette’cim,senin için elimi mürekkebe buladım :))
Malzemeler
2 demet kara lahana
2 orta boy patates 2 orta boy soğan
1 yemek kaşığı salça
1 kase pirinç
1/2 kase bulgur
tuz, kırmızı biber, pul biber
Hazırlanışı
Kaynamış tuzlu suda lahanaları yumuşayana kadar haşlayın ve süzgece alın. Tencereye yağ koyarak pembeleşinceye kadar soğanı kavurun(tercihe göre kıyma isteniyorsa burada ilave etmelisiniz.) küçük küçük doğranmış patatesleri, salçayı, baharatları ve yarım litre suyu ekleyin. Kaynamaya başladığında pirinç ve bulguru ilave ederek suyunu çekinceye kadar kısık ateşte tutun( çok pişmesine gerek yoktur).
Hazırladığımız iç biraz soğuduğunda dolmalar sarılarak tencereye sıralanır. üzerine bir miktar sıvı yağ eklenir ve dolmaların üzerine çıkacak kadar su eklenir ve kısık ateşte pişirilir.
Zaman |
30 Ekim Cumartesi, 19:00 – 07 Kasım, 21:00
|
---|---|
|
|
Yer | Taksim / Harbiye |
|
|
Oluşturan: | |
|
|
Daha Fazla Bilgi |
KURS BİLGİLERİ
Tai Chi Chuan’daki gizemli hareketlerin zerafet ve akıcılığının altında inanılmaz detaylar ve içsel mekanikler yatmaktadır. Bu nedenle “TEMEL BECERİLER” olarak adlandırılan içsel mekanik ve detayları bilmeden Tai Chi formlarını yapmak, anlamsız bir dizi hareket yapmaktan çok da farklı olmayacaktır. Master Wu, işte tam da bu nedenle öğrenci “TEMEL BECERİLER” olarak adlandırılan detayları iyice öğrenmeden formları gös…termemektedir. 42 saatlik derslerimiz esnasında öncelikle Dantien, Song Kua, Silk Reeling, Dantien ve Silk Reelingin ilişkisi, Chinin bedende akışı, gevşeme, içsel chinin açılıp kapanışı gibi kavramları uygulamalı olarak öğrenip, ardından bu kavramların üzerine oturtulmuş bir şekilde 13 formluk bir tai chi serisini öğreneceğiz. Böylece, Tai Chi Chuanın temel kurallarını uygulamalı olarak anlamış olacağız. Tai Chi dönüşleri nasıldır? Tai Chi’de nasıl hareket edilir? 3 rotasyon ekseni nerelerdedir? Hareketlerin yörüngesi nedir? Denge hakimiyeti nasıl sağlanır? Nasıl gevşenir ve statik hale gelinir? |
Kleopatra adasına tekneyle ulaşabiliyorsunuz. Adanın karşı yakasında her daim bekleyen tekneler var. Sezonunda daha yoğun olan bu tekne seferleri, sezon düştükçe paralel olarak azalıyor. Kleopatra adası hem denizi ve kumu hem barındırdığı antik kentiyle çok güzel bir yer.
Kleopatra adasına varınca önce antik kenti ziyaret etmek istiyorum. Agorayı, tiyatroyu görmek istiyorum. Hem antik kent adanın biraz iç tarafına denk geliyor. Biraz yürüyüş yapıp, terleyip arkasından o pırıp pırıl suya girmek daha cazip geliyor. Antik kente doğru giderken tarifi zor bir manzaraya şahitlik yapıyorum. Orada o manzaranın karşısında duruyorum. Ne ileri ne geri gidesim kalıyor. Sadece orada olmak istiyorum. O manzaranın karşısında yaşamak istiyorum bir süre. Bakın bakalım manzaraya…Haksız mıyım yani ?
Bir süre sonra yola deviyorum ve antik şehre varıyorum. Doyasıya geziyorum eski anıların arasında. Tiyatroda biraz daha uzun kalıyorum.