Hey! Güzel İnsan, Merhaba;

Duydum ki kendini yine bırakmışsın; hayatında ki güzelliklere karşı…
SİL o hayatındaki karanlıkları.
Aydınlık yarınlar için;
Değişim vakti.
Hazırlan!
Öncelikle saatine bir bak.
Ömründen bir gün daha geçiyor.
Fark ettin mi?
Bir gün daha ömründen gidiyor
Artık durdur geçen zamanı.
Bu cansız bedenini canlandırmanın zamanı geldi.
Yetmez mi üzüldüğün?
Artık silkelenmenin vakti geldi.
Sana sesleniyorum.
Bakar mısın?
Gülümse lütfen
Kendini değerli hisset.
Çünkü “sen” değerlisin.
Bugünü ve yarını güzel yapmak hatta ona değer katmak senin elinde.
Unutma; yeter ki kendi pozitif enerjine inan.
Çünkü “sen” başarabilirsin.
Yeter ki kendi yüreğinde sahip olduğun güce inan..!
Hey !
Güzel İnsan bu okuduğu paylaş,paylaş ki herkes okusun

alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: , . Leave a Comment »

Öksürük için Noktalarla Masaj…

Japonlar kırılan eşyalarını tamir ederken, kopan veya kırılan parçanın yerini altınla doldururlarmış…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ödev: Kadın Ruhundan Anlamak Ne Demektir?

50 DEN SONRA NELER YAPILMALI.


50’lerden itibaren bırakmanız gereken 10 şey”

Hayat çok kısa. Ya da çok uzun. Nereden baktığınıza bağlı.
Ama logaritmik bir ilerleyişi olduğu kesin.
Yani yaşamın çocukluk-gençlik döneminde yılların araları çok çok uzun ama yaşlandıkça feci kısalıyor. 6 yaşla 10 yaş arasında neredeyse asırlar varken, 45 ile 49 arası bir göz kırpmalık mesafe sanki.
O yüzden de ilerleyen yaşlarda hayat daha kıymetli geliyor hepimize. Acayip uçucu olduğu için.
Yabancı bir internet sitesinde “50’lerden itibaren bırakmanız gereken 10 şey” konulu bir yazı görünce, ilgilendim haliyle. Ve sizlerle de paylaşmak istedim.
1… Eski eşinizden ya da sevgilinizden nefret etmeyi bırakın.
Nefret insanı sinsi sinsi kemiren bir duygudur. Son günlerin moda deyimiyle “affetmeyi öğrenin”. Affedemiyorsanız, en azından “kayıtsız kalın”.
2… Dedikoduyu ve başkaları hakkında kötü konuşmayı bırakın.
Artık lisede değilsiniz. Dedikodu sizin için enerji ve zaman kaybından başka bir şey değil.
3… Minnet duymama huyunuzu bırakın.
Size iyi davrananları değil, kötü davrananları önemseme ve sürekli bunları gündemde tutma huyunuzu bir tarafa bırakın. Kızınızın ya da oğlunuzun doğum gününe, nişanına, nikahına kimlerin gelmediğine değil, kimlerin “geldiğine” odaklanın. Size kazık atanları değil, hoşluk yapanları “parlatın”.
4… “Ümitsiz vaka” arkadaşları bırakın.
Herkeste vardır öyle bir ya da iki arkadaş. Sürekli bir takım dertlere batıp çıkarlar ve her battıklarında size koşup saatlerce kafanızı ütülerler. Ama söylediğiniz hiçbir lafı da iplemezler. Ayrıca, siz zor durumda kaldığınızda nedense hiç ortalarda görünmezler. Gençken tamam da, 50 yaşından sonra kıymetli vaktinizi böyle boş işlerle harcamayın.
5… Karmaşayı bir tarafa bırakın.
İnsan 50 yaşına yaklaşırken, neyin değerli neyin daha az değerli olduğunu az buçuk anlıyor. Aile, gerçek arkadaş(lar), dost(lar) ve sizin için gerçekten anlamı olan bir “iş”. Gerisi hakikaten kuru gürültü. Dolaplar dolusu giysiye ve elli tane ayakkabıya da ihtiyacınız yok, laf olsun torba dolsun misali sosyal aktivitelere de. Ve ruhunuzu öldüren bir işe de.
6… Kafası karışıklığı iyi bir şey sanmayı bırakın.
“Karmaşık insanlar” ilginçtir. Ezbere konuşmazlar, her davranışlarının bir nedeni vardır. Bilgileri süs gibi durmaz üstlerinde, içselleştirmişlerdir. Onlar sayesinde yeni bakış açıları keşfederiz, zenginleşiriz. Ama “kafası karışık insanlar” ilginç değildir. Hayatı çorbaya çevirmekten başka işe yaramazlar.
7… Daha fazlasını istemeyi bırakın.
Mutlu insanların ortak sırrı, ellerinde olanın kıymetini bilmeleridir. Elindekinin kıymetini bilmiyorsan, daha fazlasını istemenin bir anlamı yok, çünkü o da seni mutlu etmeyecek. Daha da fazlasını isteyeceksin.
8… Şu fazlalık 10 kiloyu bırakın.
40’ların sonundasınız ve 5-10 kilo fazlanız var… Derhal o kiloları bir yerlerde bırakın. Yürüyüşte, yüzmede, spor salonunda… Fark etmez. Sorun “estetik” değil, sağlık. Fazla her kilo 50’lerden itibaren sağlık açısından bir tehdit çünkü.
9… Her şeye evet demeyi bırakın.
Kimsenin kalbini kırmamak ya da sevimli görünmek adına, olur olmaz her isteğe “evet” demeyi bırakın. Sizi zorlayacak, size ters gelen, sizi gerecek hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Hele 50 yaşından sonra!
10… Yaşlılıkla ilgili klişe düşünceleri bir tarafa bırakın.
Nasıl bir orta yaş ve yaşlılık dönemi geçireceğinize kendiniz karar verin. Canınız istiyorsa ve paranız varsa Küba seyahatine 60 yaşında da gidersiniz, sörf yapmaya 50 yaşında da başlarsınız, kime ne?

Neslihan Acu

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . 4 Comments »

Yummyyyy:)))

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

KAN GURUPLARINA GÖRE BESLENME;

AB KAN GRUBU; Et ve tahıl yiyebilir.Tahin yememeli, çekirdek, yerfıstıgı, susam yememelidir.En uzun yaşayan kan grubudur.
B KAN GRUBU; Tavuk eti yememelidir.Susam zararlıdır.
O KAN GRUBU ;süt ürünleri ve buğday ürünleri yememelidir.İlk yaratılan kan gurubudur.Avlanarak beslendikleri için et yedikleri zaman daha sağlıklı olurlar.
A KAN GRUBU; et ürünlerinden ve etten kaçınmalıdırlar.İkinci yaratılan kan grubudur.Yerleşik düzene geçip tarımla uğraşmaya başlandıgı için, sebze meyve ve özellikle doğal buğday ve buğday ürünleri şifadır A kan grubuna

Rh+ve Rh- arasındaki farkı sormuşunuz.Pozitif herşeye karşı daha dirençlidir.

Kaynak: 2014 bilge hoca ders notları

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

AKLINIZA GELMEYEN BİR ŞEYİ ANINDA HATIRLAMAK İÇİN

‘Afgan kızı’nın son hali… Günün Fotosu… 25/02/2015

'Afgan kızı'nın son hali

1985 yılında fotoğrafçı Steve McCury tarafından çekilen ve National Geopraphic dergisine kapak olan ünlü “Afgan kızı” Şerbet Gula’nın üçüncü kez çekilmiş fotoğrafı yayınlandı

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ve bir kadin, ‘Bize acidan bahset’ dedi.

AA8pUqB[1]

Ve o cevap verdi:

‘Aciniz, anlayisinizi saklayan kabugun kirilisidir.

Nasil bir meyvenin çekirdegi, kalbi Günes’i görebilsin diye
kabugunu kirmak zorundaysa, siz de aciyi bilmelisiniz.

Ve eger kalbinizi, yasaminizin günlük mucizelerini
hayranlikla izlemek üzere açarsaniz, acinizin, nesenizden
hiç de daha az harikulade olmadigini göreceksiniz;

Ve kirlarinizin üstünden mevsimlerin geçisini kabul ettiginiz gibi,
ayni dogallikla, kalbinizin mevsimlerini de onayliyacaksiniz.

Ve kederinizin kisini da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.

Acilarinizin çogu sizin tarafindan seçilmistir.

Aciniz, aslinda içinizdeki doktorun, hasta yaninizi
iyilestirmek için sundugu ‘aci’ ilaçtir.

Doktorunuza güvenin ve verdigi ilaci sessizce ve sakince için;

Çünkü size sert ve hasin de gelse, onun elleri ‘Görülmeyen’in sefkatli elleri tarafindan yönlendirilir.

Ve size ilaci sundugu kadeh dudaklarinizi yaksa da,
O’nun kutsal gözyaslariyla islanmis kilden yapilmistir.’
Halil Cibran

Kimseye Bir Zararım Yok…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Nerdesin Sen Şükrü?

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Fırın Sütlaç Tarifi İçin Malzemeler

Sütlaç Tarifi

  • 4 su bardağı süt,
  • 1 su bardağı tozşeker,
  • 2 yemek kaşığı nişasta,
  • 1/2 su bardağı pirinç,
  • 1 buçuk su bardağı su,
  • 1 parça damla sakızı,
  • 1 adet yumurta sarısı.

Fırın Sütlaç Yapılışı

Pirinci yıkayıp süzelim. Tencerede birbuçuk su bardağı su ile birlikte iyice yumuşayana dek arada karıştırarak haşlayalım.
Koyulaşırsa daha fazla su ilave edelim.
Süt, toz şeker, bir parça toz şeker ile dövülmüş çamsakızını ayrı bir tencereye koyup kaynatalım.
Pirinçleri haşladıktan sonra tahta kaşığın tersiyle veya büyük bir çatalla pirinç tanelerini biraz ezelim.
Sütlü karışımımız kaynayınca üzerine haşlanmış pirinci ekleyip karıştıralım.

Nişastayı ve yumurta sarısını birazcık su ile birlikte pürüzsüz olana kadar karıştıralım.
Azar azar dökerek sütlü karışıma yedirelim.
Bir taşım miktarı daha kaynattıktan sonra ocaktan alalım ve güveçlere paylaştıralım.

Dilerseniz yüksek ısıdaki fırında, içi yarısına kadar su dolu olan ısıya dayanıklı tepsiye sütlaçları koyup, üstleri kızarana dek fırınlayabilirsiniz.
Ya da fırınlamadan sütlaçlar soğuduktan sonra tarçın ya da dövülmüş fındık serpip servis yapabilirsiniz.

Migren Bitkisel Tedavi

 images[5]

MİGREN TEDAVİSİNDE BİTKİLERİN YERİ NEDİR?

Yoğurtotu:

Lenf bezi rahatsızlıklarına ve bitkinlik hallerine karşı etkili, sinir sistemini destekleyerek yatıştırıcı etkiye sahiptir. Diüretik etkisiyle vücuttan toksin atılımını yardımcıdır.

Mercanköşk:

Antiviral ve antienflamatuvar etkisiyle üst solunum yollarını rahatlatarak beyne oksijen akışını arttırır.

Antibakteriyal, antifungal, antiparaziter, antikanserojen ve antioksidan etkileri bulunmaktadır.

Öksürük, bronşiyal mukus tabakasının enflamasyonunda ve ekspektoran olarak; gastrointestinal rahatsızlıklarda, barsak gazlarına bağlı şişkinliklerde, safra kesesi salgısını ve sindirimini uyarmak için, iştah artırıcı, antispazmodik ajan olarak, idrar yolları rahatsızlıklarında, diüretik ve sedatif olarak kullanılmaktadır.

Mayıs Papatyası:

Öksürük, bronşit, soğuk algınlığı, ateş, deri, ağız ve farenks enflamasyonları, yara ve yanık tedavisinde kullanılır.

Üst solunum yollarını rahatlatan etkisiyle beyne oksijen akışını arttırır.

Civanperçemi:

Migren ataklarının neden olduğu düşük kan basıncının normal değerlerine ulaşmasına yardımcıdır.

Kaynak: FFD ve PDR monografları

kaynakhekimzade

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »