Teslimiyet

Eğer yaşadığınız koşulları çekilmez ve katlanılmaz buluyorsanız üç seçeneğiniz var;   Hiçbir bahane yaratmadan ya o durumdan uzaklaşın,   Ya o durumu değiştirin, ya da olduğu gibi kabullenin!   Hayatınızda yaptığınız herhangi bir eylem, eylemsizlikten her zaman daha iyidir.
Eğer yaptığınız eylem bir hataysa en azından bir şey öğrenirsiniz ya da bir ders alırsınız ki, bu durumda o hata… olmaktan çıkar.   Eğer şu an içinde yaşadığınız koşulları değiştirebilmek için gerçekten yapabileceğiniz bir şey yoksa o zaman tüm direncinizi bırakın ve “teslim olun.”
Teslimiyet zayıflık değildir!   O yaşama ve onun getireceklerine, içinizde hiçbir çatışma olmadan güvenmektir.   Yaşadığımız bütün koşullar geçicidir, biz yaşadığımız bir drama sıkı sıkıya yapışmadığımız takdirde mutlaka değişecektir.
Evrenin ve varoluşun doğası, her durumun her koşulun geçiciliğine yakından bağlıdır. Yeter ki; yaşama güvenelim ve direnç göstermeyelim.
Sevtap Ofsal
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Geciken Farkındalıklarda Evrenin Sopasını Yediğimiz An…

Doğum tarihine göre hangi çiçeksin?

 

1 Ocak – 10 Ocak tarihlerinde doğanlar:Çiçeğiniz: Sarı gentiyan.

Sıcak yazı simgeleyen gizemli bir çiçektir. Dağ çayırlarında yetişir. Karaktere gizem katmaktadır. İçe kapanıklık ve suskunluğun nedeni basit bir çekingenlik de olabilir. Bu simgede doğan insan inatla amaçlarına ulaşır. Soğuk havalarda sağlığına dikkat etmelidir.
11 Ocak – 20 Ocak tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Deve dikeni. O hiç kimsenin dikkatini çekmez. Bu nedenle o sürekli kendi kendiyle uğraşır. Bu karakteri deve dikeninin gerçek kişiliğinin saklanmasına neden olur ve insanlar onun bir önemli özelliğini iyi kalpliliğini fark etmezler. O iyi bir dosttur ve ailesine düşkündür. Çok çalışkandır. Verilen bütün işleri yerine getirir. Ama çok çalışmak bir yana sağlığına dikkat edip, dinlenmesini de bilmelidir. Bu insanlarda hipertansiyon görülebilir.
21 Ocak – 31 Ocak tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Ölmez çiçek. Bu insan ciddi birisidir. Modayı yakından takip eder. Çekiciliği ile etrafındakileri kıskandırabilir. Enerji dolu olduğu için zorluklarla başa çıkabilir ve kötü niyetli insanlarla savaşıp onları yenebilir.
1 Şubat – 10 Şubat tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Ökse otu. Bu işaretin bayanı aşırı meraklı ve hafif hareketleri ile dikkat çeker. İnsanları baştan çıkarmak onlar için en basit iştir. Bu işaret altında doğan erkekler spor, vücut geliştirme, karate, tenisle uğraşarak popülariteye ulaşırlar. Ayrıca, bu insanlar sporla uğraştıkları için sağlıklı olur ve kolay hastalanmazlar.
11 Şubat – 19 Şubat tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Güzelavratotu. Bu işarette doğan kadınlar gerçek güzeldirler. Aynı zamanda ciddiyetlerini korurlar. Onlara yaklaşmak kolay bir iş sayılmaz. Erkekler yakışıklı olmasalar da usanmadan çalışırlar. Bu şekilde amaçlarına ulaşmasını da iyi bilirler.
20 Şubat – 28 Şubat tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Küstümotu (mimoza). Bu insanlar hassasiyetleri ile diğerlerinden seçilirler. Mimoza insanı yaptığı iş değerini bulamazsa gerçekten acı çeker. Bu insan ona verilen işi neyin pahasına olursa olsun yerine getirir. Bu yolda gerekirse kendi sağlığını feda eder. Ama sonuç olarak da bir değerlendirme, bir aferin duyma ihtiyacı hisseder. Kalp krizi ve ülser kaçınılmaz hastalıklardandır.
1 Mart – 10 Mart tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Haşhaş. Onun güzelliği herkesi büyüler. Bu insanın ağına yakalanmak kolay, ordan çıkmak oldukça zordur. Onun yolu çok engebelidir. Haşhaş insanı kendi güçlerine inanmalıdır, ancak bu şekilde başarılı olur. Et yemeklerinden uzak durması tavsiye edilir. Sebzeler onun için vitamin kaynağı ve iyi moral deposudur
11 Mart – 20 Mart tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Zambak. Zarif bir insandır. Zambak bir ay çiçeği olduğu için, sırları ancak yarım ay olduğu zaman ortaya çıkar. Her şeye rağmen Zambak nasıl mutlu olacağını iyi bilir.

21 Mart – 31 Mart tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Yüksükotu. Bu işaretin sarı ve solgun çiçeklerine rağmen, bu işareti taşıyan insanlar kararlı bir kişiliğe sahiptirler. Kafaları bir makine kadar hızlı ve dakik çalışır. Yaşamın en zor dönemlerinde bile hızlı bir çözüm bulmak onlar için zor değildir. Hiçbir zaman kendilerini kaybetmezler. Bir az sinirlidirler. Baş ağrıları çekebilirler.
1 Nisan – 10 Nisan tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Manolya. Dürüsttür, her zaman birinci olma isteği en belirgin özelliğidir. Sosyal ilişkilerinde başarılı sayılmaz. Çünkü insanların tavsiye ve önerilerine asla kulak asmaz.

11 Nisan – 20 Nisan tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Ortanca. O iyi kalplidir, cömerttir. Bazen fazla iyi davranır, elinde ne varsa hepsini çevresindekilere vermeye çalışır. Bu huyu bazen yakınları tarafından iyi karşılanmaz.
21 Nisan – 30 Nisan tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Dahlia. O azamici bir kişilik taşımaktadır ve bu huyu amaçlarına ulaşmakta onu engelleyebilir. Dahlia insanı başkalarından çok kendine ve kendi gücüne güvenmelidir. Bu durum sadece iş için değil, özel hayatında da geçerli olabilir.
1 Mayıs – 10 Mayıs tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: İnci çiçeği. Cömert ve iyi kalplidir. Menfaatçi insanlar tarafından acımasızca kullanılmaya yatkındır. İnci çiçeği kadınına iyi bir koruyucu gerekebilir. İş konusunda bu insanlar fazla sorunlar yaşamamaktadırlar. Ani değişiklikler sinirlerini olumsuz etkileyebilir.  
11 Mayıs – 21 Mayıs tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Semiz otu. Kolay güvenemeyen, tehlikelerden sakınan, her zaman darbe bekleyen, hatta sevdiği insana karşı bile dikkatli ve tedbirli olan bir insandır.
22 Mayıs – 31 Mayıs tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Papatya. Bu gelenekseldir: seviyor-sevmiyor. İnsanlar tarafından zor anlaşılsa da onları kendine çekmeyi başarmıştır. Güzel bir dış görünüşe sahip olmalarına rağmen bu insanlar, yaşamlarını rekabet uğruna masa başında geçirmeye hazırdırlar. İş tutkularının nedeni spora olan merakları da olabilir.
1 Haziran – 11 Haziran tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Çançiçeği. Sabit karakterlidir. Her hangi bir değişiklik onu korkutabilir, üzebilir. İyi bir aile ve iyi bir iş sahibi olursa bu kişiliği yüzünden fazla zarar görmez. En sevdiği ulaşım aracı, örneğin iş gezileri için tercih edebileceği araç trendir. Uçak mı? Asla!
12 Haziran – 21 Haziran tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Krizantem. Sakin ve sessizdir, evde oturmayı sever, tedbirlidir, gözlemcidir. Olaylarda dedikoduculuk rolünü üstlenmeye bayılır. Amaçlarına ulaşır.

22 Haziran – 1 Temmuz tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Lale. Lale erkeği şüphesiz Don Juan’dır. Hiçbir şeyi umursamaz. Lale kadını enerjiktir. Kendine güveni sonsuzdur. Bu kadınların eşleri mutsuz olurlar.
2 Temmuz – 12 Temmuz tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Nilüfer. Su, hava ve toprak – üçü bir arada. Çok değişken bir kişiliğe sahiptir. Yaşam onun için kolaydır. Zorlukların üstesinden gelir. Sıkıntılarından çabuk kurtulabilir.
13 Temmuz – 23 Temmuz tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Menekşe. Herkesin gözleri onun üzerindedir. Genelde gölgede saklanır. Ama gerekirse güneşe çıkar ve ihtiyacı olan şeyi elde eder. Hafife alınmamalıdır!
24 Temmuz – 2 Ağustos tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Yaban gülü. Dikenlidir. Çıplak elle tutulamaz. Tabii bu dikenler onun iyi korunmasını sağlar. Kendini iyi savunur ve koşullara ayak uydurmasını bilir.

3 Ağustos – 12 Ağustos tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Ay çiçeği. Kendi yerini güneşin altında bulmuştur. Başarılar onun gözlerini kapatamaz.

13 Ağustos – 23 Ağustos tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Gül. Çiçeklerin kralıdır. Başka insanlar her zaman gül insanını kıskanırlar. Onun aleyhine entrikalar düzenlenir, onu yerinden koparmak için planlar yapılır, komplolar kurulur. Gül hatalı değildir. Ama bütün zamanlarda kendi erişilmezliğini korumak güçtür. Sağlığına dikkat etmeli ve fazla yorulmamalıdır.
24 Ağustos – 2 Eylül tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Hezaren (delphinium). Kendine sert davranır, yabancılara ise tolerans tanır. Çok zeki olduğu söylenemez. Bu nedenle zorluklarla karşılaşabilir. Kendine uzatılan yardım elini kabul etmelidir.

3 Eylül – 11 Eylül tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Karanfil. Karanfil insanı çok sabit fikirlidir. Çevresindekiler bundan rahatsızlık duyabilirler. Ama o yenilmezdir, her zaman doğru yolu seçer ve inatla yolunda durmaya devam eder.
12 Eylül – 22 Eylül tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Saray patı (aster). Saray patı sonbaharın hüzün ve kederini kapatmaya çalışır. Saray patı insanı etrafına neşe saçar. Maalesef bazen insanları neşelendirmekle gecikir. Bu insanlar iyi yönetici olabilirler.
23 Eylül – 3 Ekim tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Funda.

Bu insanlar zarafetleri ile dikkat çekerler. Onlar işlerinde uzmandırlar. Kendi altın ellerinin değerini bilirler. Funda iyi bir dosttur. Arkadaşını kötü günde yalnız bırakmaz.

4 Ekim – 13 Ekim tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Kamelya (Japon gülü). Hoş bir dış görünüşe sahiptir. Sakin ama korkusuzdur. Hareketlerinde çocuksuluk sezinlenir. Sanata yatkınlıkları vardır.
14 Ekim – 23 Ekim tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Leylak. Leylak şafağın, tazeliğin, gençliğin simgesidir. Çalışkan bir insan olan Leylak başkalarına da yardım etmekten zevk alır. Kıskanç iş arkadaşların dikkate almamalıdır.
24 Ekim – 2 Kasım tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Freesia. Korkusuz, inatçı kişilikleri bazen zarar verebilir. Bu işaretin insanları çok sevimli ve sempatik olurlar. Bu sayede işlerinde de ilerleme gösterirler. Bir az diplomatik davranmalıdırlar.
3 Kasım – 12 Kasım tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Orkide insanı gizemli ve anlaşılmaz kişiliği ile dikkat çeker. Şüphecidirler. Çevrelerindeki insanlara karşı dikkatli yaklaşırlar. Sabırla, çalışarak istediklerini adım adım elde ederler.
13 Kasım – 22 Kasım tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Peony. Peony insanı sağlığı için endişelenmeyebilir. Her koşula dayanıklıdır. Tabii işinde çok çalıştığı zamanlarda ara vermeli, dinlenmelidir. Bir az daha tutumlu olmalıdır. Ve planlarında savurgan davranmamayı öğrenmelidir.
23 Kasım – 2 Aralık tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Glayöl (Gladiolus). Glayöl insanı özel yetenekleri ile diğerlerinden farklı olmasa da, çok çalışkan ve başarılıdır. İyi yönetilirse çok şey elde edebilir. Ancak kendini övmekten hoşlanır.
3 Aralık – 12 Aralık tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Keklik otu. Sıcağın sembolüdür. Tazeliği ve rüzgarı sever. Dikkat merkezinde olmaya bayılır. Maymun iştahlılığı ile bazen sınırları geçebilir. İşte bir eleştiri alırsa hemen savunmaya geçer ve sıyrılmayı başarır.
13 Aralık – 22 Aralık tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Lotus. Temizlik sembolüdür. Asya insanları için çok şey ifade eder. Buralarda sadece egzotik açıdan değerlendirilir. Lotus insanı zevklidir, amaçlarına kolay ulaşır. İnsanlarla ilişkilerinde daha esnek davranmalıdır.
23 Aralık – 31 Aralık tarihlerinde doğanlar: Çiçeğiniz: Akça. Bu işaret altında doğan insanlar iyi arkadaş, dost olurlar. Güvenilirdirler. Sakin ve öfkelenmeyen kişilikleri var. Onları kızdırmak zordur.

alıntı

Hah! Okundu!

10384126_10152733861843865_1226424112403955077_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Evlendikten Sonra Kendini Çok Saldın Zeliha…

1.Kendimizi ne kadar seviyoruz? 2. Kendimizi ne kadar sayıyoruz? 3. Kendimize ne kadar değer veriyoruz?

 

Özgüven Meselesi “Ben değerliyim, ben yeterliyim”

 

Ben Kimim? Beni ben yapan özelliklerim neler?

Tüm bu özelliklerim ile kendimden memnun muyum?

– / –

  1. Kendimizi ne kadar seviyoruz? 2. Kendimizi ne kadar sayıyoruz? 3. Kendimize ne kadar değer veriyoruz?

Bu üç soruya birle on arasında not verin. Sonuçtan memnun musunuz?

Sonucu değiştirmek için geç değil…

Değerli ve yeterli olmak için “Kendine güven duymak” gerekiyor. Kendine güven duymak, hayatta yaşanılan olaylarla baş etmektir. Kendine güven, hayata karşı yapıcı ve olumlu bir bakış açısını ve kendi gücüne inanmayı gerektirir. Dış etken ve dış çevre onaylarından değil, kişinin kendi yeterlilik ve değerlilik (özsaygı) duygularıyla gelişmelidir. Bugün üzerinde en çok durmamız gereken kavram özsaygıdır. Özsaygı, kişinin kendini tanıması, kendini ve sınırlarını olduğu gibi kabul etmesi ve bundan hoşnut olmasıyla ilgilidir. Özsaygı, kişinin kendisiyle barışıklığından beslenir.

Günlük yaşamda “özgüven” olarak sıklıkla kullandığımız kendine güven tek başına yeterli değildir. Kişinin kendisini tanıması (özsaygı) değer vermesi (öz değer), kendini kontrol edebilmesi (öz denetim) ve etkin yönetmesi (öz disiplin) kişiyi yaşamda mutlu, huzurlu kılar.

Kendine güven duyan insanları anlatırken sadece özgüven ve başarı kelimeleri ile anlatmak eksik kalmaktadır, “her zaman başarılıdır” tanımı yerine, “ne istediğini bilir, kendisine ve çevresine saygısı ve sevgisi vardır, yaşadığı olumsuzluklara rağmen ayakta kalır, kendisine ve çevresine saygı ve sevgisini yitirmez” tanımları daha uygundur.

Gerçek özgüven, yere hiç düşmemek değil, düştüğümüz yerden kendi gücümüzle kalkıp yola devam edebilme gücümüzdür.

Kendine güvenen insan; • Olumlu düşünür, yapıcıdır, • Sürekli iletişim içindedir, eleştiriye açıktır, etkilidir, • Alçak gönüllüdür(ukala değil), doğal ve içtendir, • Duygusal zekası gelişmiştir, esnek ve uyumludur, • Sürekli öğrenir ve değişime açıktır, • Risk alır, elinden gelenin en iyisini yapar, • Sorumluluk alır, cesaretlidir, yeniliğe açıktır, • Kararlıdır (inatçı değil), dengeli ve ölçülüdür, • Endişe duyarak kendini sabote etmez, • Ahlaki ilkeleri vardır ve adildir, • Huzurludur, sevgisini gösterir, • Açık, samimi, dürüst ve doğrudandır, • Kendisini ve duygularını açıkça ortaya koyar, • Gerektiği yerde kendini över(başkalarını küçümsemez ve suçlamaz) • Başkalarının olumlu yönlerini de görür ve ifade eder, • İşbirliği yapmayı bilir, kendi haklarını korur, başkalarının hak ve duygularını da hesaba katar, • Konuşurken doğrudan göz iletişimi kurar, • Beden duruşu diktir, jest ve mimiklerini kullanır, • Dik bir beden duruşunu sahip olurlar, • Sesi işitilir ve açıktır, düzgün ve akıcı bir konuşması vardır,

  • Seçimlerini yaparken ve kararlarını verirken kendi yetenekleri ve gücü doğrultusunda hareket eder…

Kaynak

Özgüven-Nil Gün/Saim Koç

Bana Böyle Davrananı Anında Bırakırım… Burçların Ayrılık Sebepleri…İnanılmaz Ama Doğru…

Koç

Her dediğini yapmanız size sahip olduğunu, avucunda olduğunuzu düşündürmeniz, başkalarıyla ilgilendiğinizi fark ettirmeniz, kıskançlığınız, sahiplenmeniz, bıkması için yeterlidir

Boğa

Zor ayrılır. Seksüel isteksizliğiniz, finansal güvensizlikleriniz, maddi kararlarınızın sık sık yanlış çıkması, birikim sağlamamanız, çok harcamanız geleceğe dönük düşünememeniz ve davranamamanız, doğru ve dürüst olmayan tutumlarınız ayrılmak istemesi için yeterli.

İkizler

Korumacı, sahiplenici ve kıskanç olmanız yeterli. Bir dakikada unutur!

Yengeç

Kaçarsanız kovalar, kovalarsanız kaçar. Düş kırıklığına uğratmanız, incitmeniz, düşündüğü gibi biri olmadığınızı belli etmeniz, eleştirel, şefkatsiz, hırçın tavırlarınız onun kızgınlıklarını körükler ve kendisini anında soğumuş hisseder

Aslan

Gururunu zedelemeniz, hatalarından bahsetmeniz, eleştirmeniz, onu desteklememeniz, takdir etmemeniz çekip gitmesine sebep olur ve bir daha da kolay kolay geri dönmez.

Başak

Dikkatli, özenli, akıllı ve sevecen olmamanız yeterli. Entellektüel birikiminiz ve kültürel yeterliliğiniz de yoksa çok çabuk kaybedersiniz. Geri dönmez, ancak kalbinizi de kırmaz.

Terazi

Modern, popüler, bakımlı ve saygın olmamanız yeterlidir. Nezaketini bozmamak için konuşmadan terk edecektir.

Akrep

Kontrolü ya ona bırakmalısınız ya da elinizden bir saniye bile bırakmamalısınız. Kontrolü kaybetme duygusunu yaşaması ayrılmak ve sizi acılar içinde bırakmak için yeterlidir.

Yay

Gezmekten hoşlanmamanız, başka kültürlere ilgi duymamanız ve akıllı biri olmadığınızı fark ettirmeniz yeterlidir. Buna ego katliamını da eklerseniz, her zamanki hızıyla Yay uzaklaşacaktır.

Oğlak

En zor ayrılan burçtur. Eğer sizi yeterince benimsemişse! Ailesi hakkında olumsuz konuşmalarınız, maddi güvenliğini zora sokmanız, işinde desteklememeniz, finansal konularda savruk ve düşüncesiz davranmanız yeterlidir. Elbette hepsi bir arada olmak koşuluyla!

Kova

Onu istemediğinizi belli etmeniz, bunu söylemeniz veya hissettirmeniz yeterli. Bunlar yoksa kısıtlamanız, hesap sormanız, müdahale etmeniz, arkadaşlıklarına karışmanız ağır sözlerle terk edilmenize rahatlıkla sebep olur

Balık

Aldatmak için sebebe gereksinimi yoktur. Çünkü sebepleri her an değişebilir. Ayrılmak için de! Duygusal dünyasını azıcık sarsacak herhangi bir somut olay yeterlidir. Gerçek sebep kendi çıkarına daha uygun bir durum yakalamış olmasıdır!
alıntı

Ben iyiyi hakediyorum ve bulacağım…

Bedensel hastalıklar sadece mikrop, virüs ve bakteri den oluşmuyor. Bunu tıp da söylüyor, artık biliniyor. Eğer ruhunuza da en az bedeninize gösterdiğiniz kadar özen göstermezseniz, bedeniniz zayıf yerlerini çoğaltır. Üzüldüğünüzde, rahatsızlıklarınızın midenizin ağrımasından, tansiyonunuzun düşmesinden de öteye gitmesini istemiyorsanız ruhunuzun da sesini dinlemeniz gerekiyor…

 Çocukluğunuzdan beri her şey belleğinize yazıldı. Bunlar kendinize olan inançlarınızı da sınırladı. Size sürekli “aptal tembel” diyen bir annenin ruhunuzda yaptığı damgayı görüyor musunuz?: Yeterince iyi değilim, yapamam! Ya, size her kızdığında “seni bırakıp gideceğim başkasının çocuğu ol” diyen bir anne, sizde terk edilmek ve önemsenmemek korkusunu yerleştiren kişi olmasın? Çocukluğunuzda edindiğiniz kalıp inançları “bu sahiden doğru mu?” diye yeniden gözden geçirin.
Ben hayata acı çekmek için gelmişim, kader bana hiç gülmez, beni kimse sevmez ki, insanların hepsi nankördür, hep benim yüzümden, ben önemli değilim, çok güçsüzüm… Bunları çoğaltmak mümkün. Zihninizi de evde temizlik yapar gibi temizleyebilirsiniz. Zihniniz, içinden neler geçtiğini bir tek sizin bildiğiniz bir odadır. Orayı arındırıp olumlu mesajları sürekli tekrarlayarak ve değişmek istediğinizi yineleyerek tertemiz yapabilirsiniz “ben iyiyi hakediyorum ve bulacağım” inancına dönüşecektir. Sadece birkaç gece tekrarlayın bakın neler değişecek yaşamınızda.  L.HAY
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yüz Çizgileri Hastalıklar Hakkında Kabaca Neler Söylüyor?

Kop.yz%20okuma[1]
Çin’de yüz okuma tezinin sahibi M.Ö. 3.asırda yaşadığı sanılan filozof Gui-Gu Tze’nin Xiang Bian Wei Mang isimli kitabı bugün de basılmakta ve fizyonomi öğrenci…leri tarafından üzerinde çalışılmaktadır.  Çinliler yüzyıllardır yüz okuma sanatını kullanarak detaylı karakter analizleri yapıyor ve pek çok hastalığı teşhis edebiliyorlar. Çin yüz okuma sisteminde yüz Yin-Yang’ın Taoist teorilerine göre 108 temel bölgeye ayrılıyor ve bu bölgelerin her biri vücudumuzdaki organların karşılığı oluyor. Yüz bölgelerindeki biçimlenmeler, renk ve doku değişimleri ise karşılık geldikleri organların ne kadar sağlıklı olduklarına dair ipuçları veriyor. Böylece kişilerin mevcut ve gelecekteki sağlık durumlarına göre değerlendirmeler yapılıp tedavi yöntemleri önerilebiliyor.
Yüz Çizgileri Hastalıklar Hakkında Kabaca Neler Söylüyor?
Böbrek: Çok fazla çalışıyor, az uyuyor, yüksek miktarda kahve içiyor ve fazla sorumluluk yükleniyorsanız gözlerinizin altındaki yarım ay şeklindeki böbrek/karaciğer bölgesine bakın. Eğer bu bölge şişik ve mora çalan bir renkteyse bu çok çalıştığınız, adrenalinizi tükettiğiniz, yağlı yemekler yediğiniz ve sıvı dengenizin bozulduğu anlamına geliyor. Kulaklarınız deri renginizden daha koyu ve kırmızı renkteyse şayet, bu durum da çok enerji harcadığınız anlamına geliyor.
Gözlerinizin iç köşesi çukurlaşmış ve koyu mavimsi bir renk almışsa aynı tanılar yapılabilir.
Karaciğer: Yüzünüzdeki böbrek/karaciğer bölgesi koyu kahverengiyse ve bulanık bir görüntü arz ediyorsa, karaciğerinizin işlevi yavaşlıyor demektir. Bunun sebebi gerginlik, stres, öfke, yağlı yemekler veya alkol olabilir. Eğer bu görüntüye başınızın yan bölgesini kaplayan bir acı, çenede gerilme, kaşlar arasında uzunlamasına iki çizgi de eşlik ediyorsa, yağ ve hormonal dengeniz bozulmuş olabilir. Yağ miktarını azaltmaya bakmalısınız.
Kaşlarınızın arasındaki iki çizgi, çengel şeklinde daha küçük iki çizgiyle tamamlanıyorsa, safra kesenizde bazı problemler baş gösterebilir. Aman dikkat! Alnınızdaki benekler veya çizgiler ise yağlı besinler veya aşırı süt ürünü tükettiğiniz anlamına geliyor.
Mide ve Bağırsaklar: Ağız bölgesi, mide ve bağırsakların enerjisini gösterir. Yüzün aşağı bölgesi de karın bölgesine ilişkin işaretler verir. Beyaz noktalar veya deri altında kabarcık hissi ya da deri de oluşan lekeler bir tür mantar hastalığı olan maya enfeksiyonu, fazla şeker veya süt ürünleri kullanımına işaret eder.
Çeneniz kırmızı ve şişkinse bu, organlarınızda yapısal bir zayıflık veya karın bölgenizde bir sıkışıklık olduğu anlamına geliyor.
Alt dudağınız dışarıya çıkık duruyorsa kalın bağırsağın aşağı kesiminde uyuşukluk ve işlev yavaşlaması var demektir.
Üst dudağınız çatlak, kırmızı ve köşede noktalar varsa bu, midenizdeki asitlenme, yanlış diyet nedeniyle de midenizde yanma olduğu anlamına gelir.
Gözlerinizin iç tarafından yanaklarınıza doğru inen çizgiler başka bir bağırsak problemine işaret eder.
Ağız çevresinde sarı renk çizgi veya dudakların renksiz oluşu sindirim enerjisinin zayıf olduğu, beslenme şeklinin değiştirilmesi gerektiği anlamına gelir.
Yeşil renk, karaciğerin ana problem olduğu, çok ince dudaklar ise çalışma delisi bir karakteri gösterir.
Akciğer: Burun delikleri etrafında ve yanakların alt kısmında kırmızılık ve şişkinlik, akciğerlerde rahatsızlık ve balgam oluşumuna işarettir. Eğer bu bölge aniden kızarır ve kurursa, bronşit rahatsızlıkları her an baş gösterebilir demektir.
Enerji ve Canlılık: Çin tedavisinde kaşlar yaratıcılık yeteneğini, zihinsel becerileri ve enerji düzeyini gösterir. Ayrıca diğer insanlarla, ailemizle ve toplumla nasıl iletişime geçtiğimizin de alameti olabilir. Kalınlık ve genişlik arttıkça bu, kişinin daha güçlü, hırslı, iradeli, direşken ve aktif olduğunu gösterir. İnce kaşlar ise hassasiyet, sağlık açısından da kırılganlık göstergesidir.
Farklı yönlerde çıkan kaşlar huzursuz ve aceleci, odaklanmak için diğerlerinin yardımına ihtiyaç duyan bir yapıyı işaret eder.
İnce ve sivri kaşlılar ise yenilikçi, iradeli, bağımsız, öncü ve üstünlük kaygısı, en iyi olma kaygısı güden insanlardır. Hilal şeklindeki kaşlara sahip olanlar karar verirken sezgilerine dayanan ve diğerleriyle çalışmayı seven kişiliklerdir. Kaşları kenarlara geldikçe dağılan kişiler de tiroit bezlerinde problem olabilir.

Günümüzde renklerin yaygın anlamları:

 

Farklı ülkelerde aynı renge tam tersi anlamlar yüklenebiliyor.

Kırmızı:  canlılık, dinamizm, ataklık, azim, aşk, cinsellik, ihtiras, güç ve kararlılık

Sarı: neşe, zekâ, incelik ve pratiklik, pırıltı, zenginlik ve huzur

Mavi: sonsuzluk, özgürlük, rahatlık, hayal gücü ve öncü

Beyaz: saflık, temizlik, barış, istikrar

Siyah: güç, tutku, gizem, asalet, koruyucu ve çoğu ülkede matem

Yeşil: doğa, huzur, büyüme, hareket, sağlık ve canlanma

Mor: asalet, bilgelik, lüks, başarı ihtişam ve itibar

Pembe: neşe, güven ve rahatlık, sevgi ve başarı

Turuncu: neşe, hız, ucuz, canlı, yapıcı,

Lacivert: sonsuzluk, otorite ve verimlilik

Kahverengi: toprak ve doğallık, doğurganlık

Gri: alçak gönüllülük, denge, açıklık ve şefkat

Bugün kullandığımız temel renkler ile başlayan renklerin zenginliği, insanların hayal gücü ile artmaya devam ediyor.

Evrende var olan her şeyin bir rengi var. Bugüne dek kaç renkle tanıştınız? Kaç mavi, kaç sarı, kaç kırmızı, kaç beyaz?

Kaç tane mavi tanımlayabiliyorsunuz?

Tanımlayabildiğiniz kadar tonu var her rengin.

kaynak: martı dergisi