


Turlar, bilgiler, önerilen yerler, söyleşiler…Site nefis tam ağzıma layık…
Bakın hak vereceksiniz…
Geçen gün 3000 çift üzerinde yapılan bir araştırma dikkatimi çekti. Araştırmanın konusu çiftlerin en çok hangi konular üzerine kavga ettiğiyle ilgiliydi. Araştırma sonuçları; ne bana, ne de birçok okuyanıma hitap etti… Ama bu arada şöyle bir şey oldu; herkes bana özelden kavga konularımız şunlar diye mesaj atmaya başladı. Bende onları derleyip kendi sonuçlarımı oluşturdum…
İlişkimiz ne zaman ciddiye dönecek?
Ne zaman evlenicez?
Nerde oturucaz?
Evi hangi renklerde döşeyeceğiz?
Kaç çocuk istiyorsun?
Çalışmamı mı istiyorsun?
Televizyonun kumandasını versene!
Gene mi bu diziyi seyredeceğiz?
Maça gitmek zorunda mısın?
Benden habersiz arkadaşlarını mı çağırdın?
Benden habersiz aileni mi çağırdın?
Yeter artık facebook’a girme !
Yeter artık bilgisayarda oyun oynama!
Arkadaşlarınla dışarı çıkamazsın!
Çok para harcıyorsun!
O kadar alışveriş yapmak zorunda mıydın?
Bu bayramda da mı evde oturucaz?
Tatile gene senin istediğin yere mi gidilecek?
O eteğin boyu kısa değil !
Tuvalet kapağını indirmeyi artık öğren !
Yatağın sol tarafına ben yatmak istiyorum !
Dişlerini fırçaladıktan sonra lavaboyu temizlemeyi unutma!
Bu akşam da mı başın ağrıyor!
Artık arkadaş gibi olduk valla!
Kalk kendi suyunu kendin al!
Çocukların ödevini de bu akşam sen yaptır!
Telefonda çok konuşuyorsun!
Çok kıskançsın!
O adam kimdi?
O kadın kimdi?
Tuvalete giderken niye telefonunu yanına alıyorsun
Sana anlattıklarımı başkalarına anlatıp durma!
Bu hafta sonu da çocukları kurslara sen götür!
Artık seni görünce heyecanlanmıyorum!
Saçımı boyattım ve farketmedin bile!
Kalk, çocuğu sen sustur!
Çok konuşuyorsun!
Futbol seyretmenden bıktım!
Hiçbir yere gitmiyoruz. Hep evde oturuyoruz!
Harcamalarına biraz dikkat et!
Gene arabayı mı çarptın!
Gene kime mesaj atıyorsun!
Telefonun şarjı niye hep bitik!
Yıldönümümüzü unuttun!
Doğum günümü unuttun!
Senden bıktım!
Dudaklarını şapırdatmadan yemek ye!
Çok pasaklısın!
Git evi topla biraz!
Dekolte giyme!
Her şet çok rutin, boğuluyor gibiyim. Çok sıkıldım!
Evet liste daha uzayıp gidiyor ama top 47 bunlar… Unutmamamız gereken; kavga etmek ilişkinin sonu değildir, hiç kavga etmemekte çok mutlu bir ilişkinin göstergesi değildir. İlişkide önemli olan; canımızı sıkan şeyleri karşı tarafa samimiyetle ve tatlılıkla aktarmak ve arkasından da herkesin kendini biraz törpülemesidir…
Sağlıcakla,
Anette İnselberg

Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormu…ş. Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.
“Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla”
O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş “Hayatım bu akşam yemekte ne var?”
Cevap yok Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış “Hayatım bu akşam yemekte ne var?”
Gene cevap yok Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Hala cevap yok
Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış
“Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Gene cevap alamamış. Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş “Hayatım bu akşam yemekte ne var?”
“Hayatım beşinci kez söylüyorum, tavuk”
OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !
kaynak: çikolata tadında hikayeler
Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında ..
O evde bir de kedi vardı.

1- İnsanları teklifsizce bir gruba eklemeyin!
2- Biriyle yazışmaya başlarken nezaket kurallarını unutmayın!
3- Dürtmek de ne demek?! Bu ne münasebetsizce bir il…etişim kurma biçimi?!
4- Mankenlik ya da dizi oyunucusu ajansına başvuru fotoğrafı gibi fotoğraflarınızı yayınlamayın!
5- Deniz ve havuz fotoğrafı diye kendinizi teşhir etmeyin!
6- Değişik ruh hallerine kendinizi kaptırıp mesajlar atmayın. kimse sizi çekmek zorunda değil.
7- Güvenlik cahili olmayın! Her türlü bilginizi paylaşmayın!
8- Yediğinizi, içtiğinizi görgüsüzce fotoğraflamayın. Hakkınızda basit bir yargı oluşturuyorsunuz…
9- Mıç mıç ilişki yaşayanların balayında otel odasının fotoğraflarını görmek zorunda da değil kimse. Ayrıca 2 gün sonra o ilişki bitince siz ne duruma düşeceksiniz?
10- “Facebook nikahı” diye bir nikah türü yok. “İlişkisi var” yazarken ya da yazdırırken geleceğinizi düşünün!
11- “Klavye delikanlılığı” tabiriyle, insanların siyasi, kültürel veya dini fikirlerine saldırıda bulunmayın!
12- Paylaşımlarınızda cinsiyetçi bir dil ayrımına gitmeyin. “Erkkeeekk” ya da “Kadın gibisin” türünde mesela…
13- Komplekslerinizi sergilemeyin. Paylaşımlarınızı en az iki kere düşünerek yapın:)
14- Kültürlü insan portresi çizeyim derken, cehaletinizi ortaya dökmeyin:)
15- “Trafik canavarı” gibi, siz de “facebook canavarı” olmayın!
16- Kopyala / yapıştır şiirlerden bıktık.
17- “Özlü sözler” gittikçe daha fazla kamyon arkası ya da minibüs yazılarına dönüştü.
18- Birlikte otoğraf çektirdiğiniz insanları izinsiz etiketlemeyin! Her anını sizin gibi facebook üzerinden paylaşmaya meraklı değildir belki de!
19- Dini duyguları, hastalık gibi olayları kendi reytinginize alet etmeyin! Utanç verici bir duruma düşüyorsunuz!
20- “Bu yazıyı paylaşırsanız üç gün içinde başınız göğe erecek, ama paylaşmazsanız cin çarpmışa dönersiniz” gibi, batıl inançlarınıza engel olamayıp paylaştığınız şeylerle başkalarını ne derece rahatsız edebileceğinizi biraz düşünün! Paylaşım kirliliği!
21- Hastalık bilgilerinizi, hastane görüntülerinizi paylaşmayın. İnsanlardan bu görüntüleriniz aracılığıyla ilgi dilenmeyin. Aciz ve acınası istekler bunlar. “Yarın ameliyat olacağım, dualarınızı eksik etmeyin”, ya da, “Sayfamda 3000 arkadaşım var, kimse ziyaretime gelmedi” gibi durumunuzu paylaşmak da ne demek? Dostunuz, yakınınız zaten Facebooktan yanınızda olsa ne olacak
kaynak: yediveren yayınları

Bir parça muz kabuğunun iç tarafı ile 2 dakika dişlerinizi ve etrafını ovun, kabuğun içindeki potasyum, magnezyum ve manganez gibi mineralleri diş …içine emer ve onları beyazlatır..
İçermekte olduğu küçük çekirdekler nedeniyle “berry” (dutumsu meyveler) sınıfından olan muzun, zehirli sarmaşık ve böcek ısırıkları yaralarını söndürmekten tutun siğilleri iyileştirmeye kadar pek çok faydasının olduğu aklınıza gelir miydi?
kadingozu muz1 300×300 Aklınıza gelir miydi?Bu tür ufak tefek cilt sorunları dışında ayrıca günde 3 adet muz tüketmenin inme riskini %21 azalttığını biliyor muydunuz? 2011’de Amerikan Kardiyoloji Dergisi’nde yayınlanan bir makaleye göre bu sayede yılda 1.155.000 inmeye bağlı ölüm engellenebilmektedir. Muzun içeriğindeki mucize madde olan potasyum, kan basıncını azaltarak inme riskini azaltmaktadır.
Ayrıca Meniere Hastalığı adı verilen kulak kaynaklı bir baş dönmesi hastalığında da özellikle atak dönemlerinde muz tüketilmesi, atak şiddetini ve süresini azaltmaktadır.
Muzu ister yiyin, ister kabuklarını ya da meyvesini cildinize sürün, muzdan vazgeçmeyin. Aşağıda muzun kullanıldığı 10 tane basit tedavi yöntemi göreceksiniz.
1. Muz kabuğu ve meyvesi doğal antibiyotik etkilidir. Geceleri yatmadan önce yüzünüzü temizledikten sonra sivilcelerin üzerine muz kabuğunu sürtüp sabah kalkıp yıkadığınızda farkı göreceksiniz.
2. Zehirli sarmaşığa mı sürtündünüz? Ya da sivrisinek mi ısırdı? Hemen bir muz alın, meyvesini yiyin, kabuğunu ısırılan yere sürün, kaşıntınızı ve kızarıklığı hemen aldığını göreceksiniz. Hatta bunu zehirli sarmaşık yarasına günde 2-3 kez sürmeniz daha etkili olacaktır.
3. Dr. Mehmet Öz’den size pratik bir çözüm: Derinize saplanan kıymığı çıkarmak için boşuna iğne-cımbız aramayın. Hafif kararmış muz kabuğundan ufak bir parçayı kıymık batan yere, meyveye temas eden kısmı deriye temas eder şekilde gece boyunca bantlarsanız , ertesi gün uyandığınızda muzun içeriğindeki enzimlerin deriyi hafif soyarak kıymığı deri yüzeyine taşıdığını görebilirsiniz.
4. Kıymıktaki gibi birkaç hafta boyunca her gün siğil alanının üzerine aynı şekilde bir uygulama yaparsanız, siğillerde de oldukça etkili olmaktadır.
5. sabahları mideniz kötü kalktınız, hemen 1 bardak ballı muzlu milkshake hazırlayın kendinize veya zencefil-çilek-muzu yoğurtla birlikte blenderdan geçirip yiyebilirsiniz.
6. Amerikan Kadın Doğum Uzmanları Derneği, sabah bulantısı olan hamile kadınlara BRAT diyeti önermektedir. (BRAT=Banana, rice, applesauce, toast yani muz, pirinç, elma püresi ve kızarmış ekmek)
7. Büyük boy bir muzun 105 cal gibi düşük bir kalori değeri olması, özellikle Japonya’da ünlenen “Sabahları Muz Diyeti” fikrini ortaya çıkarmıştır. Muzun içeriğindeki potasyum vücuttaki ödemi azaltmakta ve bu sayede kilo kaybı sağlamaktadır. Ayrıca bol lifli olduğu için kişiyi uzun süre tok tutar, glisemik indeksi düşük olduğu için de kanda ani şeker yükselmesine yol açmaz.
8. Kuru cilt ve kırışıklıklarda muz maskesi oldukça etkili doğal bir nemlendiricidir. Olgun bir muzu ezip 1 adet yumurta sarısı ve 1 yemek kaşığı krema ile karıştırdıktan sonra yüzünüze sürüp 15 dakika bekleyiniz. Sonrasında ılık su ile yıkayınız. Ayrıca bu formül sertleşmiş, kuru ellerin yumuşatılmasında da yardımcıdır.
9. Spor veya uzun süreli yürüyüş öncesinde kişiye hızlı enerji sağlayan bir meyvedir muz. Hatta spor sonrası da kişiyi rahatlatır.
10. “Soyulabilir uyku hapı” terimini hak eden muz, triptofan maddesinden zengindir ve Duke North Carolina’daki Durham Diyet ve Fitness Merkezi’nden beslenme uzmanı Elisabetta Politi’ye göre triptofan beyindeki ve kandaki serotonin miktarını arttırarak kişinin rahatlamasını sağlamaktadır. Belki de muzun sarı parlak bir bakış açısından gülümseyen şekli de bu yüzdendir!!!