
SEVGİLİSİ OLANIN,
OLMAYANIN,
OLUP DA YOK GİBİ OLANIN,
YOK DA VAR GİBİ OLANIN,
OLMAYIP ÇOK İSTEYENİN,
OLUYO DA NOOLUYO DİYENİN,
OLDUĞU İÇİN ÇOK MUTLU OLANIN,
OLMADIĞI İÇİN ÇOK MUTLU OLANIN,
ON”SUZ OLAMAYANIN,
ONUN”LA HİÇ OLAMAYANIN,
HERŞEYE RAĞMEN YÜREĞİNDE HER DAİM AŞK OLANIN
O ZAMAN, KISACASI HERKESİN, HEPİMİZİN SEVGİ GÜNÜ KUTLU OLSUUN:)

Birisi ile savaşmak çok tehlikelidir çünkü düşmanına benzersin.Küçük istavrit yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye..
Önce müthiş bir acı duydu dudağında
Gümbür gümbür oldu yüreği
Sonra hızla çekildi yukarıya
aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü
neye benzerdi acep gökyüzü
bir yanda büyük bir merak
bir yanda ölüm korkusu..
ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu
küçük istavrit anladı, yolun sonu..
Koca denizlere sığmazdı yüreği
Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende
cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci..
İnsanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi,
yalanarak baktı gözünün içine,
yavaşça karardı dünya başı da dönüyordu.
son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı
bir de , yeşil yosunu..
işte tam o anda eğilip aldım onu..!
yürüdüm deniz kenarına
bir öpücük kondurdum başına
iki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle saldım denizin sularına..
bir an öylece bakakaldı.!
sonra sevinçle dibe daldı gitti, tüm kederimi söküp atarak
teşekkürü de ihmal etmemişti
birkaç değerli pulunu, elime avuçlarıma bırakarak…
balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme sorar gibiydiler, neden yaptın bunu niye…,
“bir gün” dedim “bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz,
son ana kadar hep bir umudum olsun diye.”
Namık Kemal
Facebook ortamında tanışıp, hiç görmeden, duymadan, dokunmadan sadece yazıyla hissederek kurulan arkadaşlıklar, dostluklar, sevgili olma hali; samimi-gerçekse bence çok değerli… 21.yüzyıl, insanlar arasında telepati çağı olmalı… Ne kadar gerçek-samimi olduğunu da insanlar belirleyecek… 🙂
Zeynep Şennur
Aşağıda hazırlamış olduğum soruları önce okuyun. Sonra her biri için gözlerinizi kapatıp, derin nefes alış verişleri uygulayarak en samimi cevapları vermeye çalışın. Bu testi cevapladıktan sonra sorular üzerinde tekrar çalıştığınızda farklı cevaplara ulaşacağınızı ve düşüncelerinizde farklı bir bakış açısı geliştiğini göreceksiniz..
Mustafa Kartal
Dilin Kesip Biçtiğini, Dikemez Hiçbir Terzi…!!!

Bir tek insanın bize ”iyi ki varsın” demesi, var olduğumuz için mutlu olmamızı sağlar
Konfüçyüs, insanlara bir şey öğretmenin en iyi yolunun örneklerle göstermek olduğunu biliyordu.
Sınıfın karşısına geçti. Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.
Diğer elinde bir elma vardı. Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içine bıraktı, vazoyu yere koydu ve şöyle dedi: “Elmayı vazodan çıkarmayı başaran, elmayı yiyebilir.” Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor, ama başaramıyordu. “Elimi çıkaramıyorum!” Konfüçyüs, “Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır” dedi.
Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda zorunlu olarak bıraktı. Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu. “Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı?” Konfüçyüs, vazoyu yerden alıp ters çevirdi. Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit bir şeydi ki bu! Konfüçyüs, “Fakat bu, göründüğü kadar basit değil” dedi.
Elmayı havada tutuyordu konuşurken. “Bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek zordur, beceri gerektirir ve benliğinize karşı kazanılmış bir zaferdir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız.
Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekârlığı hemen durdurmalısınız. İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz…♥..

MECNUN: Ben seni yüzyıllara yazdım Leyla, Sevgililer Günü de neymiş?!…
Bulent Akyurek