Bir damla iyilik…

 

 Sabah saat 10 civarında evime toplanıyorum,apartmanın giriş kapısına yapıştırılmış kağıt dikkatimi çekti,9.30’da 120 TL kaybedilmiştir,bulan olursa 76 numaraya götürsün,cüzdanımdan 120 TL çıkardım ve hemen 76 numarada oturan yaşlı kadına koştum,kadın sevinçten ağladı ama parayı almadı,oğlum bana parayla gelen altıncı kişisin sen dedi….

Bir kafeteryada çalışıyorum,hesap ödemek için sıra olmuş kişilerden en öndeki arkalardan birini göstererek onun kahvesini de ödüyorum,kendisine benim adıma iyi günler dileyin dedi,kahvesi ödenen kişiye sıra gelince çok şaşırdı ve o da arkasındakinin kahvesini ödedi,sıradakilerden yaklaşık 8-10 kişi bunu devam ettirdi…..

Ağır bir soğuk algınlığına yakalandım,çok bitkin düştüğüm için yataktan kalkacak halim kalmadı,köpeğim bana baktı baktı ve birden yerinden fırladı,geri döndüğünde dişlerinin arasında bir kemik vardı,al sana yiyecek der gibi kemiği burnumun önüne bıraktı ve patileriyle ısrarlı ısrarlı itmeye başladı…..

….Yaşamak çok güzel…
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hobileriniz Kişiğinizi Anlatıyor… İnanmıyorsanız Buyrun…

Yeni tanıştığınız birinin doktor, mühendis, öğretmen ya da fotoğrafçı olması size onun kişisel becerileri ve vasıfları hakkında az çok bilgi verir, ancak onun kişilik özelliklerine ilişkin net ipuçları edinmenizi sağlamaz.

Son yapılan araştırmalar, bir kişinin karakter özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli donenin, hobileri olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra hobi, boş vakitleri değerlendirmek için tercih edilen bir uğraş değil. Çünkü rekabetçi yapıya sahip kişiler yine rekabetçi uğraşları seçiyor.

İşte örnekler:

* Golf: Golf sporuyla ilgilenenler entellektüel, zeki, iddialı ve hırslı kişilikler olarak tanımlanıyor. Yenilikleri keşfetmeye de oldukça meraklılar

* Avcılık: Hırs ve iddia burada da karşımıza çıkıyor. Ancak bunun yanı sıra merhamet duygularının bir hayli üst seviyede olduğu gözleniyor. Kararsızlık ve duygularında çelişki yaşayan bir karakter yapısının da söz konusu olduğu söylenebilir.

* Koro solistliği: Egoist olmadıkları gibi böyle insanlardan da hoşlanmazlar. Yardımcı ve paylaşımcıdırlar.

* Dans: Dansla uğraşanlarda atak, cesur, kendinden emin, agresif ve saldırgan bir kişilik söz konusu. Kimi zaman narsizme varan bir özgüven görmekteyiz.

* Yüzme: Entellektüellik ve estetik merakı olan kişilerdir. Her daim örnek birer kişilik olmak için çabalarlar.

* Sörf: Sezgi güçleri çok güçlü insanlardır. Halk arasında altıncı his diye tabir edilen öngörüleri vardır.

* Yelken: Güvenmekte çok zorlanan bir kişilik yapısı söz konusudur. Mağrur, gururlu, onurlu ve donuk insanlar oldukları görülür.

* Paraşüt: Cesur, atak ve kendilerinden son derece emin bir yapıya sahiptirler. Aşk insanı oldukları söylenebilir. Sıra dışı olduklarının da altını çizmek gerekir.

* Tenis: Zarafet söz konusudur. Gururlu kişilerdir ve iletişimde son derece başarılı oldukları bilinir.

* Dalma: En çok boşanma yaşayan karakter yapısıdır. Ruhsal ve duygusal olarak yaralıdırlar.

* Balıkçılık: Duygusallık, tatminsizlik, içe kapanıklık ve acıma duygusunun üst seviyede olması baskın özellikleridir.

* Buz pateni: Duygularıyla hareket eden ürkek karakterlerdir..

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çinli Bilgenin Erkeklere 5 Öğüdü…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 4 Comments »

Her Zaman Kalbimizden Gelen Ve Doğru Bulduğumuz Sese Uymalıyız, Çünkü O Ses Hiçbir Zaman Yalan Söylemez.

Her Zaman Kalbimizden Gelen Ve Doğru Bulduğumuz Sese Uymalıyız, Çünkü O Ses Hiçbir Zaman Yalan Söylemez. Tolstoy.

Kısa bir süre bu masaya oturun ve sadece düşünün; yaptıklarınız, yapacaklarınız…

Kısa bir süre bu  masaya oturun ve sadece düşünün; yaptıklarınız, yapacaklarınız…

ve size yapılanlar ile ilgili sadece düşünün.

Sesssizliğe karışan içinizin sesini dinleyin.

Sizin için doğru olan neyse bu noktadan itibaren adım atabilirsiniz…
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Farklı Bakış Açısı Kazanmak!

Dr. Paul Ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara şu olayı okur: “Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer ya da kişi kavramı yok.

Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de b…akım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor.

Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor.

Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir sebep yokken sinirleniyor.Biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor.” Bu olayı okuduktan sonra, Ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar.

Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylerler.

Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar. Daha sonra Ruskin hastanın fotoğrafını dolaştırmaya başlar. Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır…

Dr. Ruskin, Amerikan Tıp Birliği Dergisindeki makalesinde, gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır.
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Vakit Ayır…

Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır.

Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır.

 Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır…

Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir.

Sevmeye vakit ayır; Sevme yaşamı tatlı kılandır.

Anlaşmaya vakit ayır; Anlaşma hoşgörünün anahtarıdır.

Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir.

Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır.

İşini yapmaya vakit ayır; İş, huzurun kaynağıdır.

Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yaşam pastasının kremasıdır
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Erken Yargı…

“ Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş.

İlk oğlan Kışın gitmiş, İkincisi İlkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne gördüklerini s…ormuş. İlk Oğlan Ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söyledi.

İkinci oğlan Hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı dedi.

Üçüncü oğlan başka fikirdeydi. Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemişti.

Sonuncu Oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtti. Yaşlı Adam Oğullarına hepsinin haklı olduğunu söyledi.Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti.

Onlara bir Ağacı veya bir İnsanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalıştı.Ya da neye sahip olup olmadıklarını …..

Gerçekleri ancak sonunda 4 mevsimi gördükten sonra görürsünüz . Eğer kışın vazgeçersen, İlkbaharın nimetinden olursun, Yazın Güzelliğinden ve Sonbaharın bütünlüğünden de…

Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin. Hayatınızı bir mevsim yüzünden yargılamayın…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sevmek bir eli tutar gibi yapıp bırakmaksa …………. TUTMAYACAKSIN …!!

Sevmek bir eli tutar gibi yapıp bırakmaksa …………. TUTMAYACAKSIN …!!

Sevmek ilk yol ayrımında ayrılmaksa ………………… YÜRÜMEYECEKSİN …

Sevmek taşıyamayacağın yüreğe gönül vermekse … KALKIŞMAYACAKSIN …!!

Sevmek başka yüreklerde teselli bulmaksa …………. SAHİPLENMEYECEKSİN …!!

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Mavi Kuş Testi…

Soru;Bir gün bir mavi kuş aniden camınızdan içeri giriyor ve dışarıya çıkamıyor. Bu yolunu şaşırmış kuşta sizi çeken bir şey var ve onu beslemeye karar veriyorsunuz. Ama ertesi gün kuşun rengi sizi şaşkınlığa düşürerek maviden sarıya dönüşüyor! Üçüncü gün sabahında parlak bir kırmızı ve dördüncü gün tamamen siyah oluyor. Beşinci gün uyandığınızda kuşun rengi nedir.

Cevaplar:

1. Renk değştirmiyor  siyah kalıyor

2. İlk rengi olan maviye dönüyor

3.Beyaz oluyor

4.Altın rengi oluyor

Uçup odanıza giren kuş, iyi bir şans sembolü gibi görünmektedir. Ama aniden renk değiştirerek bu mutluluğun uzun sürmeyeceği konusunda endişelenmenize neden olur. Bu duruma vereceğiniz tepki gerçek hayattaki zorluklara ve belirsizliklere vereceğiniz tepkileri gösterir.

Cevabınızda kuşun siyah olduğunu söylediniz.

Kuşun renk değiştirmediğini siyah kaldığını söyleyenler karamsarlardır;

Durum bir kez kötüye gidince bir daha asla düzelmeyeceğini mi düşünüyorsunuz.? Belki de şöyle düşünmek daha iyi gelebilir; Eğer bu en kötü durumsa o zaman işler daha kötüye gidemez. Unutmayın, hiç dinmeyen yağmur yoktur ve en karanık gecenin sabahında bile mutlaka güneş doğar.

Cevabınızda kuşun yeniden mavi olduğunu söylediniz.

Kuşun yeniden maviye döndüğünü söyleyenler iyimserlerdir;

Hayatın iyi ve kötünün bir karışımı olduğuna inanıyorsunuz ve gerçekle savaşmakla bir şey elde edilemeyeceğini biliyorsunuz. Şanssızlığı soğukkanlılıkla kabulleniyorsunuz ve olayları strese ya da endişeye kapılmadan kendi akışına bırakıyorsunuz. Bu da size şanssızlığın dalgalarında sürüklenmek yerine onlarla birlikte yol almayı sağlıyor.

Cevabınızda kuşun beyaz olduğunu söylediniz.

Kuşun beyaza döndüğünü söyleyenler baskı altında sakin ve kararlı davranabilenlerdir;

En kötü zamanlarda bile kaygılanmakla ya da kararsızlıkla zaman kaybetmiyorsunuz. Eğer durum çok kötüleşirse o zaman gereksiz bir üzüntünün bataklığna kapılmadan kayıplarınızı bir kenara atıp, amacınız için kendinize bir yol seçiyorsunuz. Bu iradeli tutumunuz, işlerin hep yolunda gitmesini sağlıyor

Kuşun altın rengine döndüğünü söyleyenler korkusuzlardır;

Siz baskının anlamını bilmiyorsunuz. Size göre her durum bir fırsat. Napolyon ile kıyaslanabilirsiniz., demiş ki, “İmkansız: bu sözcük fransızca değildir” Ancak sonsuz güveninizin sizi gafil avlamasına izin vermeyin. Korkusuz ile çılgın arasındaki çizgi çok belirgin değildir.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Aşk, nefsine hakim olan yiğitlerin işidir…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Biz Çiçeği :Ubuntu

 Biz Çiçeği :Ubuntu

insanların birbirlerine bağlılık ve ilişkilerine odaklanan etik ya da hümanist bir felsefedir. Sözcük Güney Afrika’daki Bantu dilleri’nden gelmektedir.

Ubuntu klasik bir Afrika anlayışı olarak görülmektedir; “Ben, ben olduğum için sen, sensin”

Desmont Tutu, Ubuntu kavramını şöyle açıklar; “Ubuntu’ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zülüme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder.”

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kızılderililerin şeref yasaları..

 

 1 – Dua etmek için güneşle birlikte kalk. Tek başına dua et, sık sık dua et. Büyük Ruh dinler, eğer sen sadece konuşursan. …

 2 – Yollarında kaybolmuş olanlara karşı anlayışlı ol. Cehalet, kibir, öfke, kıskançlık ve açgözlülük, kayıp bir ruhtan kaynaklanır. Rehberlik bulmaları için dua et.

3 – Kendini, kendi kendine araştır, keşfet. Başkalarının senin yolunu senin için belirlemelerine izin verme. O senin, sadece senin yolundur. Diğerleri o yolu seninle birlikte yürüyebilirler, fakat hiç kimse o yolu senin için yürüyemez.

4 – Misafirlerine evinde saygıyla davran. Onlara en iyi yiyeceklerini ver, en iyi yatağı ver ve onlara saygı ve onurla muamele et.

5 – Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da bir kültürden olsun, senin olmayan şeyi alma. O ne kazanılmıştır, ne de verilmiştir. Senin değildir.

6 – Yeryüzü üzerindeki her şeye saygılı ol – ister insan, ister bitki olsun.

7 – Diğer insanların düşüncelerini, isteklerini ve sözcüklerini onurlandır. Başka birinin sözünü asla kesme, alay etme ya da taklidini yapma. Herkese kişisel ifadeleri için izin ver. 8 – Başkalarına asla kötü bir şekilde konuşma. Evrene bıraktığın negatif enerji, sana katlanmış olarak geri döner.

 9 – Herkes hatalar yapar. Ve tüm hatalar bağışlanabilir.

10 – Kötü düşünceler zihinsel, bedensel ve ruhsal hastalıklara neden olur. İyimser ol.

11 – Doğa bizim için değildir, o bizim bir parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.

12 – Çocuklar geleceğimizin tohumlarıdır. Onların yüreklerine sevgi ek ve bilgelik ve hayatın dersleriyle sula. Onlar büyürken, onlara büyümeleri için yer bırak.

13 – Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Verdiğin acının zehiri sana geri döner.

 14 – Her zaman dürüst ol.

15 – Kendini dengede tut. Senin Zihinsel ben ‘in, Ruhsal ben ‘in, Duygusal ben ‘in ve Fiziksel ben ‘in – hepsinin güçlü, saf ve sağlıklı olmaya gereksinimi var. Zihnini güçlendirmek için bedenini çalıştır. Duygusal rahatsızlıkları iyileştirmek için ruhsallıkta büyü.

16 – Kim olacağını ve nasıl davranacağını belirlerken bilinçli kararlar ver. Kendi eylemlerinin sorumluluğunu üzerine al.

 17 – Başkalarının mahremiyetine ve kişisel yerlerine saygılı ol. Başkalarının kişisel eşyalarına dokunma – özellikle kutsal ve dini eşyalarına. Bu yasaktır.

18 – Önce kendine karşı dürüst ol. Önce kendini besleyemezsen ve kendine yardım edemezsen, başkalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin.

19 – Başkalarının dini inançlarına saygı göster. Kendi inancını başkalarına kabul ettirmeye çalışma.

20 – İyi talihini başkaları ile paylaş.
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yaşamının bugününde inanıyorum ki Tanrı şunu bilmeni istiyor:

Yaşamının bugününde inanıyorum ki Tanrı şunu bilmeni istiyor:

 

Sen Tanrı’nın lekesiz bir çocuğusun, tüm masumiyetinle çok güzelsin ve bu ne yapmış olursan ol yine de senin için geçerlidir.

 

Muhteşemliğini, olduğun kişinin harikalığını senden alabilecek hiçbir  suç işleyemezsin. Aramızda bir kez bile yolundan sapmamış, birine ihanet  etmemiş, aptalca davranmamış, baştan çıkmamış, bağımlılığa düşmemiş ya  da yoksunluk çekmemiş biri var mı ki?

 

Hepimiz insanız ve bizi  Tanrı’nın gözünde mükemmel yapan şey de bu. Gerçekten. Olduğumuz gibi.  Kuralları çiğnediği için dayak yeyip yemeyeceğini merak ederek titreyen  dudaklarla bir yetişkine bakan 3 yaşındaki çocuklar gibi…

 

3  yaşındaki çocuk bütün masumiyeti ile çok güzeldir. Kar tanesi kadar  saftır ve onda henüz tamamen anlaşılmamış ve davranışlarında tam olarak  özümsenmemiş bir şeyler vardır. Bu normaldir. Davranışlarımızı, “kötü”  olmak için yapmayız. Aslında hiçbirimiz kötü değiliz.

 

Sadece bazen hata yaparız. Ve Tanrı bizi yine de sever: sınırsızca, tam olarak ve sonsuza dek.

 

Olduğumuz gibi.

 

Bu arada…bu özel hatırlatmanın sana neden bugün geldiğini zaten biliyorsun. / Neale Donald Walsch

 

On this day of your life, I believe God wants you to know…

 

…that you are a pure child of God, beautiful in your innocence — and

That this is true no matter what you may have done.

 

There is no offense you could ever commit that can rob you of your

magnificence, or of the wonder of who you are. Yet who

among us hasn’t fallen from the path, betrayed another, acted

unwisely, fallen prey to temptation, given in to a craving or addiction?

 

All of us are human. And in God’s eyes that makes us perfect.

Really. Just the way we are. Like 3-year-olds, looking anxiously

up at some elder, wondering with quivering lips whether we’ll get

a spanking for breaking the rules…

 

The 3-year-old is beautiful in her innocence. He is pure as snow,

and there is simply something that has not been totally understood,

or fully integrated into behavior yet. It’s okay. We don’t mean to

be “bad.” And in truth, we aren’t. Not a one of us.

 

We’re simply, sometimes, mistaken. And God loves us anyway.

Immensely. Completely. Eternally.

 

Just   as    we    are.

 

Oh, and by the way, …you already know

the reason that this particular reminder

came to you today…/ Neale Donald Walsch

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İnsanları tanımak, denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »