Eğer Budha’nın sözlerini okursak çok ilham alırız, Lao Tzu’nun sözleri de çok ilham vericidir. Ancak bu büyük insanların tamamı, “bir gerçeği” fark etmişlerdir. Bu gerçeğe ulaştıktan sonra bize, bu gerçeği bir takım kurallar ve anlayışlar çerçevesinde aktarmışlardır.
Fakat bizler bütün bu kuralların içsel anlamlarını bilmeden şekilde kaybolur gidersek o zaman şefkatli olmak bir hapishanedir, öfkelenmemek bir hapishanedir, tatlı sözlü olmak bir hapishanedir. Eğer yöntemini bilmiyorsan öfkelenmemek yalnızca bir laftır, şefkat yalnızca bir laftır. Sadece damarımıza basılıncaya kadar iyi olur, damarımıza basıldığı anda deliririz. Bana iyi davranıldığı sürece iyi davranmayı başarmak kolaydır.
Lafta iyi kalpli, eleştirmeyici, şefkatli, öfkesiz olmak kolaydır; O yüzden aman dikkat … Lafta ne olduğumuzun bir önemi yok… Önemli olan bu öğretilerin içine girebilmek ve uygulamaya , öğrenmeye çalışmaktır… Anlamadığımız, içini dolduramadığımız herşey bizim hapishanemizdir…
Cem Şen



Çevrendeki olaylara ve akışa uyum göstermek zorundasın. Su içicem diye çağlayanlarda beklersen zarar görürsün…
Unutma! Daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca!…
Bir yuzme havuzunun kenarinda otururken avuclarindan birisini biraz su ile doldurdu ve bana uzatip sunu soyledi: “Elimde tuttugum bu suyu goruyor musun? Bu “sevgi”yi sembolize ediyor.

Telgraf uzun mesafe iletisiminde en hizli yol oldugu zamanlarda, genc bir adam Mors Alfabesi operatoru olmak icin is basvurusunda bulundu.![9454615_erd483%20(8)[1]](https://anetteinselberg.files.wordpress.com/2011/09/9454615_erd4832081.jpg?w=780)





