Siz hiç içinize yolculuk yaptınız mı, gözbebeklerinizin derinliğine. ..Yapmadıysanız bilemezsiniz, onun sizi bulunduğunuz yerden alıp nerelere götüreceğini…
Duyarsızsanız yaşama, insanlara, doğaya, var olan her şeye, sadece dilinizdeyse sevgi, saygı; yolculuk dehşet verici, olabilir. Bir kozmik oyundur oynanan çıldırtabilir sizi. Amacı size sizi göstermek ve sizi geleceğinizin karanlığından kurtarmaktır.
Bilin ki bulduğunuz o hareketsiz, derin, korkutucu karanlık değişecek. Önce titreşecek, sonra renkler, ışıklar belirecek… Sonra tüm dünyanız aydınlanacak… Yeter ki içinize bakın ve kendinizi kabullenin… Gerisi kendiliğinden gelecektir…
Tasasız bir hayat mı?
Yoksa talihsiz olaylar karşısında moral gücümüzü korumak mı?
Hayaller kurup mutluluğu bulacağımız günü beklemek mi?
… Yoksa küçük şeylerden güzellikler süzmek mi?
Hayatı sürekli sorgulamak mı?
Yoksa olduğu gibi kabullenmek mi?
Bütün özlemlere kavuşmak mı?
Özlemenin içindeki gizli mutluluğu keşfedebilmek mi?
Her dilediğimize sahip olmak mı?
Yoksa sahip olduklarımızla yetinmek mi?
Sahi neydi mutluluk can
“Önce kendine karşı dürüst ol.Önce kendini besleyemezsen ve kendine yardım edemezsen, baskalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin..!”
Hayatınızda hiçbir zaman emin olmadığımız olaylar için kimseyi suçlamayın !
Bu resmi çizen AlbrechtDurer isimli 1471-1528 yılları arasında yaşamış bir ressam. 18 çocuklu bir ailenin resimle ilgilenen 2 erkek çocuğundan biri. İki kardeşin de resme karşı olağanüstü bir ilgileri ve yetenekleri var. Her ikisi de sanat okuluna gidip büyük bir ressam olma hayali kuruyorlar. Aile ise bu durum karşısında çaresiz. Madencilik yaparak geçinmeye çalışıyorlar ve karınlarını zor doyurabilmekteler.
Bu durum karşısında iki kardeş kendi aralarında kura çekmeye ve sanat okuluna gitmesine geride kalanın daha çok çalışıp diğer kardeşi okutması yönünde bir karar alıyorlar.
Albert ve Albrecht arasındaki bu kurada okula giden dönüşte diğer kardeşi okuması için okula gönderecek ve kendisi de madende çalışacaktı. Kurayı kazanan Albrecht okula gider ve bütün öğretim görevlilerini kendine hayran bırakarak çok büyük başarılar elde eder. Okulu birincilikle bitirdiğinde yöredeki bütün okullarda ismi bilinmektedir. Eve büyük bir gururla döner.
Ailesi Albrecht onuruna güzel bir yemek verir.Kendisini öven konuşmalardan sonra Albrecht söz alır ve kendisine bu başarıları yaşatan kardeşine teşekkür eder. Simdi sıranın kardeşinde olduğunu ve okumaya göndereceği kardeşi için madende çalışmaktan büyük gurur duyacağını söyler.Kardeşinin yanıtı ise; “İmkansız sevgili kardeşim” seklindedir. “Seni okulda okutabilmek için çalıştığım senelerde bütün parmaklarım madende defalarca kirildi ve değil kalem tutmak senin şerefine su şarap kadehini bile zor tutuyorum”. Kardeşinin durumuna hakikaten üzülen Albrecht ise kendisini dünyanın en ünlü ressamları arasına sokan o ellerin kardeşinin ellerinin resmini çizer.
Gördüğünüz bütün dünyanın ‘Praying Hands’ (Dua eden eller) olarak bildiği esas ismi ‘Hands’ (Eller) olan resim Albrecht Durer’in kardeşinin elleridir.
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin ! İşte o zaman kusursuz olursun”. HZ MEVLANA
Insanlar soyledi diye inanmayin, simdiye kadar hep oyleydi diye inanmayin, baska insanlar inaniyor diye inanmayin. Inceleyin ve kendiniz deneyin.
Buda