
Ruhsal aydınlanma, her örnekte bir kavrayış ânı olsa da, o kavrayışa ulaştıran yol, karakterin, tıpkı bir parça demirin dövülerek şekillendirilmesi gibi yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor.
Beklentisizlik, arzulardan arınmak, kesintisiz farkındalık, olağanın üzerinde bir konsantrasyon, görünenin ardını görebilme becerisi, ben sandığım şeyi ve onu oluşturanları bırakmak, tutunmamak…
Beklentisizlik, arzulardan arınmak, kesintisiz farkındalık, olağanın üzerinde bir konsantrasyon, görünenin ardını görebilme becerisi, ben sandığım şeyi ve onu oluşturanları bırakmak, tutunmamak…
Bunların her birinin farkındalığın örsünde, konsantrasyonun çekiciyle uzun süre dövülmesi gerekiyor. Bu işlemin sonunda bir anda, kendiliğinden bir anlayış beliriveriyor.
Buna dışarıdan bakan insan ise bu sürecin kendiliğinden olduğunu, bir rehbersiz kolayca başarılacağını, inanmanın yeterli olduğunu sanıyor.
Buna dışarıdan bakan insan ise bu sürecin kendiliğinden olduğunu, bir rehbersiz kolayca başarılacağını, inanmanın yeterli olduğunu sanıyor.
Henüz anlayışı yeterince derin olmayan bir insan, kademeli aydınlanma ve ani aydınlanma denilen iki temel yöntemin ötesinde bir yerlerde olan, hiç duymadığım ama bir isim vermem gerekse “kazara aydınlanma” diyebileceğim zahmetsiz, sıkıntısız bir şeyin peşinde.
Cem Şen