Halinden memnun olmanın zenginlik olduğunu anlayamazsak hayat boyu bahçemizde gömülü hazinenin farkında olmadan yoksul bir hayat süren adama benzeriz.

Halinden memnun olmanın zenginlik olduğunu anlayamazsak, hayat boyu bahçemizde gömülü hazinenin farkında olmadan yoksul bir hayat süren adama benzeriz.

Bir okulda ilkokul çocuklarına eğer gerçekleşecek 1 dileğiniz olsa bu dilekle ne yapmak isterdiniz diye sormuşlar. Çocuklardan bir tanesi, “Eğer gerçekleşecek bir dileğim olsaydı, annemin istediğim kadar çikolata yememe izin vermesini dilerdim,” demiş. Diğer çocuklar bunu onaylayarak alkışlamışlar. Bu gerçekten iyi bir dilekmiş.

İkinci çocuk daha akıllıymış, “Eğer gerçekleşecek bir dileğim olsa, o zaman bir pastaneye sahip olmak isterdim,” demiş. “Bu sayede istediğim kadar çikolatayı kimseden izin almadan yiyebilirim.” Belli ki bu çocuk daha akıllıymış ve arkadaşları mutlulukla onu alkışlamışlar.

Üçüncü çocuk, “Eğer gerçekleşecek bir dileğim olsaydı o zaman dünyanın en zengin insanı olmak isterdim,” demiş. “Bu sayede sadece kendi mahallemdeki değil tüm dünyadaki çikolataları istediğim gibi yiyebilirim.” Çocuklar daha da mutlu olmuşlar bu fikirle.

Dördüncü çocuk, “Eğer gerçekleşecek bir dileğim olsaydı o zaman gerçekleşecek sonsuz dilek hakkım olmasını isterdim,” demiş. “Bu sayede dilediğim her şey gerçek olurdu.” Öğrenciler deliler gibi alkışlamışlar. Belli ki bu son derece akıllıca, dahiyce bir fikirmiş.

Sonra beşinci çocuk kalkmış. Nazik, sevecen bir çocukmuş. “Eğer gerçekleşecek bir dilek hakkım olsaydı,” demiş. “Bununla, hiçbir şey dilemeyecek kadar halimden memnun olmayı dilerdim.”

İşte bizim öğretmenimiz bu çocuk olmalı.

CEM ŞEN