Turp Suyunun Bilinmeyen Mucizeleri…

Kirmizi-Turp-Bal-23[1]

Turp yemeyi çok seviyorsanız bir de suyunu deneyin. 1 hafta boyunca her gün bir bardak turp suyu içerek sağlığınız üzerindeki olumlu etkilerini gözlemleyebilirsiniz. İşte turp suyunun bilinmeyen faydaları…

1)Kansere karşı korur:
İçerdiği zengin besin değerleri sayesinde güçlü bir antioksidan görevi gören turp suyu kansere karşı etkili bir üründür.

2)Akciğeri temizler:
İçeriğinde bol miktarda C vitamini barındıran turp suyu akciğerleri ve bronşları temizleyici bir etkiye sahiptir.

3)Böbrek taşı düşürülmesinde etkilidir:
Böbrek taşı sorununuz varsa günlük Turp suyu tüketimi yapmanız tavsiye edilir.

4)Akne ve sivilceleri önler:
Sorunlu bir cilt yapınız var ise turp suyu kullanımı yapabilirsiniz. Düzenli turp suyu kullanımı akne ve sivilce gibi sağlık sorunlarını tedavi etmektedir.

5)Kemik ve dişleri güçlendir:

Kemiklerin ve dişlerin gereksinim duyduğu kalsiyum ve potasyum ihtiyacının karşılanmasında turp suyu kullanımı oldukça etkilidir.

 

6)Vücudu dengeler:
Düzenli turp suyu tüketimi ile vücutta bulunan serbest radikallerin dengelenmesini sağlayabilirsiniz.

Kaynak: milliyet

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bunu her sabah 8’de içelim ve karnınızdaki tüm yağları çılgın gibi ortadan kaldıracak!

kuru-erik-hosafi-670x3001[1]

 

Ne yazık ki, ortadan kaldırmak için en zor yağ karındaki bölgedir. Yağ çoğunlukla bu bölgede bulunur.
Göbek yağı insan vücudunun görünümünü etkiler, ancak estetik bir sorundan çok daha kötüdür, çünkü aşırı miktarda yağ birikimi çok sayıda hastalığa neden olabilir.

Şans eseri, doğal ilaçlara her zaman güvenebiliriz! Burada, size göbek yağını çıkarmanıza ve organizmanızı beslemenize yardımcı olacak erik içeren bir çare sunacağız!
Zayıflama kürünün hazırlanışına geçmeden önce, bu karışımının sağlığınız için çok önemli diğer faydalarına da kısaca değinmek istiyorum.
Müshil etkisi : Sindirim sürecini düzenlemenize yardımcı olan yüksek miktarda life sahiptir.
Antioksidan : Vücudunuzdaki serbest radikallerle savaşır.
Kanser riskini azaltırlar: Erikler ayrıca bu hastalığa yakalanma riskini önemli ölçüde azaltmanıza yardımcı olur.
Şeker hastalığına karşı savaşır : Kan şekeri düzeylerini düzenlemenize yardımcı olur.

Bu mucizevi çare kullanın ve karın yağının doğal ve çok etkili bir şekilde uzaklaştırılmasına yardımcı olacaktır!
Şimdi kürünün malzemeleri ve yapılışına geçebiliriz. Hem yapması kolay, hem de bir kere yaptıktan sonra bitene kadar içebilirsiniz. 1 litre sudan yaptığınızda yaklaşık 5 bardak kadar çıkıyor ve bu da size 5 gün yeterli.
Malzemeler:
Kuru Erik 100 gram
1 litre içme suyu
1 dilim limon (isteğe bağlı)
Yapılışı :
Erikleri 1 litre su ekli bir şişeye koyun. 1 hafta boyunca buzdolabında kalacak şekilde bırakın. Sonra, süzün ve büyülü tarif hazır!
Arzu ederseniz içerken içine bir dilim limon da ekleyebilirsiniz. Hem tadını güzelleştirir hem de içeceğin etkisini arttırır.
Kullanımı: İstediğiniz sonucu elde edebilmeniz için her sabah boş bir karnında bu ev yapımı tarifi 1 bardak iç.
Kaynak: Hayat Mutfakta

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Enginarın Mucizevi Faydaları… Mutlaka Sofranızda Bulundurun…

486481_235376309935138_1143302189_n[1]

1)Enginar karaciğer için çok faydalıdır; karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar.
2)Karaciğer, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur ve böbrek kumlarını döker.
3)Sindirimi kolaylaştırır. İdrar söktürücüdür. Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür.
4)Vücuda dinçlik verir. Bedeni ve zihinsel yorgunluğu giderir.
5)Meme, rahim ağzı ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur.
6)Enginar kalbi ve damar sağlığını korumakta da etkilidir.
7)Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır.
8)Sarılıkta faydalıdır.
9)Romatizma şikâyetlerini azaltır.
10)İshali keser. Ter kokusunu giderir.
11)Ateş düşürücü ve iştah açıcıdır.
12)Yapılan bilimsel araştırmalarda Enginar Suyunun Karaciğer hücrelerinin yenilenmesinde ve güçlenmesinde safra salgısının düzenlenmesinde ve kolesterol düşürülmesinde son derece etkili olduğu kanıtlanmıştır.
13)Mide ekşimesi, kusma, mide bulantısı ve gibi sindirim sorunlarına karşı kullanılabilir.
14)Antioksidan içeriği ile cildinizin daha görünmesini ve kırışıklıkların oluşumunun gecikmesini olmasını sağlar.
15)Sık alkol kullananlarda daha ciddi sorunlar meydana gelmeden karaciğer fonksiyonlarını arttırır ve koruma sağlar.
16)İdrar söktürücü özelliği vücuttan fazla suyun atılmasını sağlar. Bu özelliğinin yanı sıra düşük kalorili olduğu için zayıflamak için diyet yapanlara tavsiye edilir.

17)Tüylü kabuklarının kaynatılmasıyla elde edilen enginar suyu ile saçlar yıkanırsa saçları güçlendirir.

18)Enginar suyu kalp çarpıntısına iyi gelir.

Enginar Çayı Nasıl Yapılır ?
Büyükçe bir enginarı bütün olarak iyice yıkadıktan sonra sapının tamamını kesin.Daha sonra kaynayan iyi suya yine bütün olarak atın ve 1 saat kaynatın. Bu süre sonunda suyun rengi açık kahverengine dönecektir. Ocağı kıstıktan sonra bir yarım saat daha bekletin ve ateşin üzerinden alın. Bu suyu çay olarak içebilir dilerseniz balla tatlandırabilirsiniz. Soğuk veya sıcak tüketebilirsiniz. Kötü kolesterolü düşürmedeki etkisiyle damar sağlığının korunmasında etkili bir çözüm olarak kullanılabilir. Ancak kolesterol ilacı kullanıyorsanız enginar çayı içmeye başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Enginar çayı içerek vücudunuz için gerekli folik asit, A, B1 ve C vitaminleri ve magnezyum, fosfor, kalsiyum, demir, potasyum, çinko ve diyet lifi gibi mineralleri alabilirsiniz.

Taze enginar yaprağı kaynatılarak hazırlanan enginar çayı karaciğer hastalıklarında oldukça faydalıdır.

 

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çene Altındaki Gıdıdan Kurtulmak İsteyenlerin Evde Uygulaması Gerekenler

gidi-yoketme[1]

 

Aşağıdaki yöntemlerden kendinize uygun ve uygulanabilir gördüğünüz en az üç tanesini sabah öğlen ve akşam veya yatmadan önce olmak üzere uygulayın. 3 haftadan kısa bir sürede sarkan çene altınızın toparlanmaya başladığını göreceksiniz.
1)Yeşil Çay
Yeşil çay özellikle cildin esnekliğini artırmaktadır. Yeşil çayı düzenli olarak içmeye başlayın ve çay torbalarını veya kalan kısmını yüzünüze ve boyun altınıza masaj yapmak için kullanın. Buradaki ana amaç çenenizin altındaki cildin yaşlanmasını önlemektedir.
2)Şekersiz Sakızlar
Farketmemiş olabilirsiniz ancak çene altında gıdı denen kısımda, çok kuvvetli kaslar bulunur. Sakız çiğnemek çene kaslarınızın çalışmasını ve kaslarınızın kuvvetlenerek çenenizin incelmesini sağlayacaktır. Şekersiz sakız çiğnemek ayrıca diş sağlınız içinde yararlıdır.

3)Masaj
Çene altınıza çeşitli karışımlarla masaj yapmak gıdınızın yok olmasında çok etkilidir.
a. Gliserinle masaj
Gliserin çeneyi sıkılaştırdığı için çift çeneyi ortadan kaldırabilmektedir. Bir yemek kaşığı gliserini bir buçuk yemek kaşığı tuz ve birkaç damla nane esansı ile karıştırın. Birkaç dakika boyunca bu karışım ile çenenize masaj yapın. Çenenizin sıkılaştığını göreceksiniz.
b. Zeytinyağıyla masaj
Zeytinyağı ile yapılan sıcak bir masaj çene altınızdaki fazla yağın yok olmasına yardımcı olacaktır. Zeytinyağının içindeki antioksidanlar çeneyi serbest radikaller adı verilen zararlılardan koruyacaktır ve bunun yanı sıra güzel bir ışıltı verecektir.

4)Yumurta Akı ile maske
Yumurta akı birçok maske de sıkılaştırıcı olarak kullanılmaktadır. Yumurtanın akı, süt, bal ve limon suyu ile bir maske yapın ve 30 dakika boyunca yüzünüz de bekletin. Bu işlemi her gün düzenli olarak uygulayın.

 

5)Kil maskeleri
Kil maskeleri yüzünüzün daha genç görünmesini sağlayacaktır. Hafta da iki kez kil maskesi yapmak cildinizi sıkılaştıracaktır.
Bal ve Limon
Ilık bir suyun içine bir yemek kaşığı bal ile birkaç damla limon suyu ekleyin. Bu karışımı her sabah için ve sarkan cildinizden kurtulun.

6)Badem Yağı

Badem yağı cildi sıkılaştırır, nemlendirir ve esnekliğini dengeler. Bunları içindeki omega-3 asitleri, vitamin E ve vitamin B6 sayesinde yapar. Aktarlardan gerçek badem yağını kolaylıkla edinebilirsiniz.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Sağlık Derecenizi Ve Ne Kadar Yaşayacağınızı Tahmin Eden Dr. Araujo Testi

 

Öncelikle bunun tahmin yürütmek amacıyla kullanılan, ve insanları hareketsiz yaşam tarzından uzaklaştırmayı hedefleyen bir test olduğunu unutmayınız. Hiç kimse, kimsenin ne kadar yaşayacağını kesin olarak asla bilemez!

İlk olarak Dr. Claudio Gil Araujo’nun yardımıyla bir grup araştırmacı tarafından sporcuların başarılı olabilme kapasitelerini ölçmek amacıyla geliştirilen bu basit test, sonraları testi gerçekleştiren kişilerin üzerinde yapılan takipler ile kişilerin, testten aldıkları puana göre ne kadar yaşayacakları konusunda fikir elde etmek içinde kullanılmaya başlanmış. Dr. Araujo testini gerçekleştiren bazı kronik hastalar arasında, yüksek puan alabilenlerin, diğerlerine oranla daha uzun yaşadığı belirlenmiş.

European Journal of Cardiology tarafından yayınlanan araştırmada, Dr. Araujo ve ekibi, 2000’in üzerinde yaptığı incelemede, testte 3 ya da daha aşağıda puan alanların gelecek 6 sene içerisinde ölme oranları 5 kat daha yüksek! Gün geçtikçe doktorlar arasında popüleritesi artan bu basit fizik testi zamanla tüm Güney Amerika kıtasında, kişilerin genel sağlık durumunu belirlemek amacıyla kullanılmaya başlanmış.
Araujo Testi Nasıl Yapılır?
Bu testi uygulaması ise oldukça basit ve ekstra hiçbir ekipmana ya da bir başkasının yardımına ihtiyacınız yok. Testi uygulamak için;
1. Rahat hissetiğiniz bir şort ya da eşofman giyin.
2. Hiçbir yerden yardım almadan ve hiçbir şeye dokunmadan, aşağıdaki resimdeki gibi olduğunuz yere oturmaya çalışın. Sadece zorlanırsanız ellerinizi kullanın.

ne-kadar-omrunuz-kaldigini-olcen-test-dr-araujo-2[1]

3. Aynı şekilde ellerinizin yardımı olmadan ve hiçbir şeye dokunmadan tekrar doğrulmaya çalışın. Eğer zorlanırsanız ellerinizle yardım almakta yine serbestsiniz.
Sonuçları hesaplama;
Ellerinizin yardımı olmadan oturmak; 5 puan,
Ellerinizin yardımı olmadan geri doğrulmak; 5 puan
Tek el veya diz kullanırsanız; -1 puan (eksi bir)
İki eli ya da dizi birlikte kullanırsanız; -2 puan (eksi iki)
Aşağıdaki tabloda gördüğünüz tüm şekiller testte sizden -1 (eksi bir) puan götürür.

Eğer yukarıdaki puanlama sistemine göre ellerinizi hiçbir şekilde kullanmadan oturup geri doğrulabildiyseniz, fiziksel olarak en sağlıklı grup içerisinde yer almaktasınız ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde sağlık sebeplerine bağlı olarak ölümünüz pek olası gözükmüyor. Bununla birlikte 8 ve 9 puanlık performanslar da geçer not almış durumda ve fiziksel olarak sağlıklı sayılan grupta.

3 ve 7 arasında bir puan aldıysanız, fiziki açıdan sorunlu bir kategoridesiniz ve kendinize, sağlığınıza dikkat etmeli ve önlemler almaya başlamalısınız. Bu aralıkta alınan puan almanız yaşınıza bağlı olmaksızın, ölüm riskini %20 arttığı anlamına geliyor.
Ancak endişelenmeyin, fiziksel aktivitelerinizi arttırarak, yürüyüş yaparak, sigara, alkol, şeker gibi zararlı alışkanlıkları keserek bu testi tekrarladığınızda, kesinlikle puanınızda artış göreceksiniz. Yeter ki, hareketsiz yaşam tarzınıza son vererek, kendinizin kıymetini bilmeye kararlı olun.

alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Canınızın Çektiği Bir Yiyecek Aslında Sizin Hakkınızda İpuçları Veriyor

30226575_10156426956223866_1656575143834550272_n[1]
Gece gelen yemek yeme isteği, aniden tutan çikolata krizleri ve yemekten sonra tatlı; tatlıdan sonra tuzlu yeme isteği… Beklemediğiniz zamanlarda, işin ortasında, duş zamanında veya büyük bir yemekten sonra? Neden?
Bütün bu ani isteklerin nereden geldiğini merak ettiniz mi?
Gıda arzusu ve açlık aslında iki farklı şey. Açlık, beyninizin midenizde olduğu bir hayatta kalma mekanizmasıdır. Beyniniz, enerji girdisine ihtiyacınız olduğunu söylemek için karnınızdan size sinyal gönderir. Gıda arzusu ise bundan farklıdır. Çeşitli araştırmalara göre, yiyecek arzusu, belirli bir gıdayı yemeye yoğun bir istek olarak tanımlanır. Tüm kültürler ve toplumlar arasında yaygın bir olaydır. Ayrıca, vücudunuzun bazı önemli besin maddeleri içermediğini gösterir. Besin öykünüzü ve tecrübelerinizi ararken, beyniniz sizi vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besin türlerini içeren gıdaya yönlendirir
Gıda arzunuz sizin hakkınızda ipuçları veriyor:
1. Canınız çikolata çekiyorsa; ya manyetizmanız düşük ya da kötü bir gün geçiriyorsunuz.
Çikolata manyetizma açısından yüksektir ve bunun için can atıyorsanız, manyetizma eksikliği yaşıyorsunuz demektir. Manyetizma saç ve cildiniz için önemli bir besindir ve manyetizma düşüklüğü baş dönmesi, kas güçsüzlüğü ve düşük kan basıncına neden olabilir. Bir başka nedeni ise, çikolatanın lezzetinin serotoninin serbest bırakılmasını tetiklemesi. Tatlı şeklinde doğal bir anti-depresan gibidir; beyninizin panelden geçtiğini hissettiğinde ne istediğini öğrenir. Beyninizdeki mutlu kimyasallara anında yükselebilir. Birkaç parça çikolata yemenin bir zararı yoktur ancak fazla yemediğinizden emin olun.
2. Canınız tuzlu gıdalar çekiyorsa; su oranınız ya da kalsiyum oranınız düşük olabilir.
Hepimizin büyük bir Mcdonalds patates kızartması paketini bitirmek istediği zamanları olmuştur. Tuzlu yiyeceklere özlem, susuz kaldığınızı veya kalsiyumunuzun düşük olduğunu gösterebilir. Tuzlu yiyecek tüketmek, vücudumuza “kalsiyum tatmini” yanılsaması verir.Tuzlu yiyeceklerin sindirimi esnasında, vücudumuz normalden daha fazla su tüketir.
3. Canınız şekerli gıdalar çekiyorsa; kan şekeri dalgalanmaları yaşıyorsunuz.
Şekere özlem, vücudunuzda “Krom eksikliği” olduğu anlamına gelir. Krom; kan şekeri seviyenizi düzenleyen insülinle birlikte çalışan bir mineraldir.
Eğer kendinizi çikolata ve tatlılara verirseniz, durum daha da kötüleştirecektir.
4. Canınız kırmızı et çekiyorsa; vücudunuzdaki demir oranı düşük olabilir.
Bu çok şaşırtıcı değil. Kırmızı et genellikle yüksek derecede demir içeriyor ve ani bir özlem, demiriniz az olduğunu gösterebilir. Bu genellikle kadınların döneminde veya hamilelik döneminde olur.
Yemeklerinize daha fazla kırmızı et katmayı deneyin ya da demir alımını artırmak için lahana ve ıspanak gibi daha yapraklı yeşil alanlar elde edin.
kaynak;filoji

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hastalıklara iyi gelen süper dörtlü

hastaliklara-iyi-gelen-yiyecekler-b12-d-vitamini-probiyotikler-omega-3[1]

Kim korkar gripten, yaşlanmaktan, Alzheimer ve bunamadan, depresyondan ve de kanserden… Her fırsatta ilaca koşmaktansa sağlığımızı korumak için yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmemiz, hareketli ve stressiz bir yaşam tarzı benimsememiz zaten kendi kendini iyileştirme gücüne sahip bedenimiz için yeter de artar bile. Hastalıklara iyi gelen 4 besin grubu…

Hazır, paketli katkı ve koruyucu içeren “pratik” olduğu için hayatımıza bir şekilde sokulmaya çalışılan zehirlerden kendimizi ne ölçüde koruyup mevsiminde sebze-meyve tüketir, GDO’suz beslenmiş hayvanların ürünlerini yersek bedenimizin ihtiyacını karşılamış oluruz. Pek çok hastalığın alt nedenlerinin esasında vücudumuzda olması gereken vitamin, mineral, sağlıklı doymamış yağ ve probiyotiklerden yoksun olmamızdan kaynaklı olduğu yapılan pek çok bilimsel araştırma ile de doğrulanmıştır.
Gıdamızın sağlığımız olması için gerekli süper dörtlü
Gelin bir de yakından bakalım bu dörtlüye ne gibi etkileri var, eksikliğinde neler yaşanır ve hangi kaynaklardan elde edebiliriz diye.
1)D Vitamini

D vitamini eksikliği yaşamayanı duymadım desem yeridir. Özellikle kış aylarında güneşin de etkisinin azalması, kapalı ortamlarda çalışma hayatı ve gıdalardan tam olarak alınamaması sebebiyle özellikle kadınlarda sıklıkla eksikliği görülmektedir. Ben hekim değilim tabi ki ama D vitamini eksikliği yaşamış biri olarak en azından deneyimlerimi paylaşabilirim diye düşünüyorum. Ki yaz aylarında bol miktarda güneş alan, sebze-meyve, balık, yumurta vb. gıdalarını eksik etmeyen, yok denecek seviyede abur cubur tüketen biri olarak ben de bile eksikliği göründüyse siz de bir baktırın derim.

Peki neye sebep oluyor bu D vitamini eksikliği derseniz:
Halsizlik, bağışıklık sisteminin zayıflaması, konsantrasyon ve dikkat eksikliği, eklem ağrıları, kramp, kilo problemi ve depresyona kadar giden bir yolculuk söz konusu. Bu mucizevi vitamin bağırsaktaki kalsiyum emilimini arttırıyor, kemikteki mineral dengesi, kalsiyum fosfor dengesini sağlıyor, kas-sinir sistemi fonksiyonlarını düzenleyerek kas gücünü ve kalp atışlarını dengeliyor.
Yağda çözünen ve vücutta fazlası depolanan D vitamini D3 vitamin takviyesi olarak serum, damla formunda alabileceğiniz gibi; somon, sardalya, balık yağı, süt, yumurta, tereyağı, karaciğer, mantar, kakao gibi gıda kaynaklarından da sağlayarak 10:00-15:00 saatleri arası güneşe çıkarak D vitamininin aktive edilmesi gerekmektedir.

2)Omega-3

Beslenmemizin dört saç ayağından birisi de EPA ve DHA içeren omega-3 kaynağıdır. Doymamış yağ asitleri grubundan olan omega-3 insan vücudu tarafından üretilemediği için dışarıdan badem, fındık, keten tohumu, somon, uskumru gibi gıdalarla ya da kapsül şeklinde alınmalıdır. Omega-3 ihtiyacı anne karnından başlayarak yaşlılık dönemi de dahil her yaş grubu için görülmektedir.

 

Omega-3 eksikliği:
Omega-3 eksikliğinde; ciddi kalp problemleri hatta kalp krizi, görme fonksiyonlarında bozulma, dikkat azalması ve davranış bozukluğu, özellikle karın bölgesinde yağlanma, diyabet, kemik erimesi yaşanabilir. Omega-3 kullanımı; hamilelik, menopoz dönemi gibi özel dönemler başta olmak üzere kalp rahatsızlığı olanlara, gelişme çağındaki çocuklara, kolesterol ve diyabet hastalarına, daha sağlıklı yaşamak ve yaşlanmak isteyenlere tavsiye edilmektedir.
3)Probiyotikler

Probiyotikler ise bağırsaklarımızın doğal florasında bulunan; sindirimden başlayıp, bağışıklık sisteminin gelişmesine, beslenme-iştah düzeninin sağlanarak kan şekerinin dengelenmesine; diğer tür mikroorganizmalar için antibiyotik etkisine kadar pek çok faydası bulunan mikroorganizmalardır.
Latince “pro” ve “bios” köklerinden türetilmiş ve “yaşam için” anlamına gelmektedir. Ev yoğurdu, kefir, turşu, elma sirkesi, boza ve tarhanada bol miktarda bulunmaktadır. Bağırsağımızın doğal florası yeme alışkanlıklarımıza göre değişiklik gösterdiğinden; beslenme programımıza bu gıdaları belli periyotlarda değil sürekli olarak dahil etmemizde fayda vardır.

Probiyotik eksikliği:
Probiyotikler, eksikliği olduğunda sindirim problemleri başta olmak üzere ikinci beyin olarak adlandırılan bağırsak sistemindeki dengesizlikten kaynaklı psikolojik, fiziksel problemlere de yol açmaktadır. Vücudumuza aldığımız besinlerin emilimi ve optimum fayda sağlanması yine probiyotikler sayesinde olmaktadır.

4)B12 Vitamini

Özellikle ileri yaşlarda önemi daha da artan suda çözünen vitaminlerden biri olan B12 de beslenme programına dahil edilmesi gereken vitaminlerin başında gelmektedir. Eksikliği uzun sürer ve tedavi edilmezse ciddi sorunlar oluşturabilir. Sinirlerde tahribat, kansızlık, unutkanlık, kronik yorgunluk ve depresyon gibi sorunlar görülebilir.

B12 vitamini eksikliği:
B12 vitaminin eksikliği; yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı, baş ağrısı, bulanık görüş, ağrılı ve kırmızı bir dil, unutkanlık, kulak çınlaması ve sinirsel problemler ile kendini gösterir.

 

Kırmızı et, karaciğer, böbrek, yumurta, süt, peynir ve balık B12 vitamini içeren yiyeceklerdir. B12 Vitamini, mikroorganizmalar tarafından sentezlenir ve temel kaynağı bakteriyel sentezdir. Bitkiler tarafından doğrudan sentezlenemediği için B12 vitaminin sebzelerden alınabilecek miktarı oldukça azdır. Yumurta, peynir, süt ve deniz ürünleri kırmızı et ve sakatatlar ile kıyaslandığında daha düşük oranda B12 içerir.
Mahşerin dört atlısının her birinin sağlığımız üzerinde başlı başına etkisi olmakla birlikte birbirlerini destekleyen ve tamamlayan yönleri de bulunmaktadır. Her şeyde olduğu gibi bunların da dengede olduğu bir bedende bütünsel sağlığı sağlamak ve sürdürmek mümkündür.

İNDİGO DERGİSİ YazarHatice Ergüven –
3 Nisan 2018

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Chia Tohumu: Hem tok tutan hem zayıflatan süper besin

chia-e1521743631466[1]

Son dönemde ismini çok sık duymaya başladığımız süper besinlerden olan chia tohumunun faydalarını ve tok tutarak zayıflatan ‘chia tohumu diyeti’ hakkında merak edilenler derlendi.

 

Bu siyah, minicik tohumlar cüssesinden beklenmeyecek faydalara sahip. Chia tohumu, aynı zamanda zayıflamaya yardımcı olarak birçok diyetin kahramanı haline de geldi.Baharın kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlamasıyla kışın rehavetinden ve alınan fazla kilolardan kurtulmak isteyenler hem tok tutacak hem de zayıflatacak alternatif diyetler aramaya başladı. Ancak diyet sırasında yaşanan uzun süreli açlık hissi, başlanan diyetlerin yarıda bırakılmasının en önemli sebeplerinden biri. Chia tohumu ise yaptığı diyet boyunca açlık yaşayanlar, doymadığını düşünüp diyeti bozanlar için ideal bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Yemek.com, son dönemde ismini çok sık duymaya başladığımız süper besinlerden biri olan chia tohumunun faydalarını ve bahar aylarına girdiğimiz şu günlerde alternatif bir diyet olan ‘chia tohumu diyeti’ hakkında merak edilenleri Tok Tutarak Zayıflatan Son Dönemlerin En Popüler Diyeti: Chia Tohumu Diyeti başlığı altında derledi.
Aç kalmadan kilo verdiriyor
Tam bir lif deposu olan ve 100 gramında yaklaşık 11 gram lif bulunan chia tohumu, 4 gram karbonhidrat, 30 gram yağ, 17 gram protein, 630 mg kalsiyum, 19 mg sodyum ve 7 mg demir içeriyor.
Bu siyah, minicik tohumlar cüssesinden beklenmeyecek faydalarının ve besleyici özelliğinin yanı sıra zayıflamaya da yardımcı olmasıyla sağlıklı beslenmenin en gözde besinlerinden biri oldu. Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olup detoks özelliği taşıyan chia tohumu, içinde bulundurduğu triptofan aminoasit ile tokluk süresini uzatarak acıkmanızı engelliyor. Oldukça düşük kalorili olan ve aynı zamanda uzun süre tokluk hissi yaşatarak diğer yüksek kalorili yiyeceklerden uzak tutan chia tohumu, gece geç saatlerde gelen karşı konulmaz açlık krizlerine karşı da sizi koruyor. Buna ek olarak bitkisel protein içerdiği için kilo verirken kas kaybını önlüyor, yağ yakmayı destekliyor ve kişinin sağlıklı kilo vermesine yardımcı oluyor.

Chia tohumunun bilinen çok büyük zararları bulunmuyor. Ancak fazla miktarda tüketimi gaz problemleri ve midede şişkinlik yaratabildiği için kontrollü tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca bazı ilaçlarla birlikte etkileşime girebildiği için doktora danışmadan kullanılmamasında fayda bulunuyor.
Minik cüsseli chia tohumunun faydaları çok büyük

 

– Tam bir lif deposu olan ve 100 gramında yaklaşık 11 gram fiber(lif) bulunan chia tohumu bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı oluyor, kabızlık sorununu çözüyor. Bağırsakları temizliyor, detoks özelliği taşıyor.
– İçerdiği lifler sayesinde kilo kontrolünü sağlıyor, zayıflamaya yardımcı oluyor.

– Enerji vererek tatlı krizlerini engelliyor. Sıvı içerisinde şişebilen ve jelleşen bir tohum türü olduğundan uzun süre tok tutarak kilo vermenizi sağlıyor.
– En yüksek Omega 3 kaynaklarından biri olması sebebiyle beyni koruyor, kanserli hücrelerin oluşumunu engelliyor.
– Kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olarak diyabet hastalığının oluşumunun da önüne geçiyor.
– İyi kolesterolü artırırken kötü kolesterolün düşmesini sağlıyor.

 

– Çok güçlü bir antioksidan olduğu için cildin yaşlanmasını geciktiriyor. İçindeki bol miktarda kalsiyum ve A vitamini sayesinde diş sağlığına da fayda sağlıyor.
– Yine kalsiyum sayesinde kas gelişimin

Kaynak: indigo dergisi

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sadece 1 yudumu yetiyor karaciğeri yenilemeye karnı dümdüz yapmaya!

sadece-1-yudumu-yetiyor-karacigeri-yenilemeye-karni-dumduz-yapmaya-12-b[1]

 

Sadece 1 yudumu yetiyor karaciğeri yenilemeye karnı dümdüz yapmaya!

Evet, yanlış anlamadınız! Yapacağınız doğal karışımdan içeceğiniz bir yudum dahi karaciğerinizi yenileyebilir, sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Karaciğerlerin sağlığını korumak, genel beden sağlığı oldukça önemlidir. Çünkü karaciğerin zararlı maddelere karşı ilk filtre görevi görür.Bilhassa son dönemlerin en yaygın karaciğer rahatsızlıklarından olan,

Hepatit A, B ve C’nin yanı sıra siroz gibi rahatsızlıklarda da ciddi tehlikeler meydana gelebilmektedir. Bütün organizmanın arındırılması için sorumlu olan organ olmasıyla birlikte protein sentezini yerine getiren karaciğerdir. Sağlığımızı koruyabilmek ve yağlı karaciğer, hepatit c-b gibi rahatsızlıkları engelleyebilmek için sağlıklı karaciğere sahip olmamız gerekmektedir. Karaciğeri doğal yollarla iyileştirmeye yardımcı olacak oldukça etkili özelliklere sahip bir bitki olan nane kullanarak karaciğeri arındırmayı öğreneceğiz.

Bu alternatif ilaç, genel vücut sağlığımızı iyileştirecek karaciğerlerimizi yenileyip karnımızı düzleştirecek.
Karaciğeri yenileyen karnı dümdüz yapan tarif malzemeler 10 nane yaprağı, 3 Limon suyu, 1 rendelenmiş limon kabuğu, 1 Portakal suyu, 1 Su

Hazırlanışı: Nane yapraklarını ve 10 su bardağı su dökün ve yaklaşık 5 dakika kadar kaynatın. Ardından bir süre dinlendirin.
Daha sonra portakal ve limon suyunu ve limonun kabuğu (rendelenmiş) beraber bir fincana doldurun limonunu rendelemeden iyice iyice yıkayın. İsteğe bağlı 1 tatlı kaşığı doğal bal ile tatlandırın. Son olarak naneli karışımın posasını ayırın, portakal suyunu ve limon suyunu ekleyerek karıştırın. Bu kürü her gün bir hafta boyunca tüketin günde (1-2 fincan), daha sonrada gerek duyduğunuz zaman tekrarlayın.

http://gonulsofrasirahmetpnari.com/sadece-1-yudumu-yetiyor-karacigeri-yenilemeye-karni-dumduz-yapmaya-12

 

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Mükemmel Bir Cilt İçin En Doğal Maske

728xauto[1]

Yüzünüzü kırışıklık, yara izi ve lekelerden arındırmak için bir ton ürün kullanıp deli paralar harcamanıza gerek yok. Bu maskeyi evde kolayca yapabilirsiniz.

Hepimiz mükemmel bir cilt isteriz ve bu amaç uğruna çoğumuzun dolapları bir sürü pahalı kremler ve losyonlarla doludur.
Ama aslında bütün bu ürünlere hiç ihtiyacımız yok. Evde hepimiz kolaylıkla bu maskeyi yapıp cildimizi kırışıklıklar, lekeler ve sivilce izlerinden arındırıp yepyeni bir yüze sahip olabiliriz.

Cildinizi için baldan daha iyi birşey yok.

Bal, cildinize kan dolaşımını arttırır ve içerdiği besinlerle cildinizi iyileştirip yenilerken aynı zamanda antibakteriyel özellikleriyle sivilce ve siyah noktalardan da korur.
Gerçek bal nasıl anlaşılır?

Malzemeler
1 yemek kaşığı toz tarçın
1 yemek kaşığı toz muskat
1 tatlı kaşığı doğal bal
1 tatlı kaşığı taze limon suyu
Bonus: Muteşem Yeni Yıl Kurabiyeleri

Hazırlanışı

Bir kasede koyu bir kıvam alıncaya kadar bütün malzemeleri karıştırın. Eğer hassas bir cildiniz varsa belirtilenden daha fazla bal ekleyin. Maskenin kıvamını inceltmek isterseniz su kullanabilirsiniz. Hatta isteğe göre maskeye beyaz veya yeşil ekleyebilirsiniz.

Uygulanışı
. Maskeyi yüzünüze uygulayın. Ağız ve göz çevresine geldiğinizde dikkatli olmaya çalışın.
. Uyguladıktan sonra 10 dakika boyunca yüzünüzde bekletin ve sonrasında ılık suyla durulayın.
. Duruladıktan sonra cildinizi iyi bir nemlendiriciyle nemlendirerek kapanışı yapın.
. Eğer maske sonrasında cildinizde karıncalanma hissetmeye başlarsınız endişe etmenize gerek yok bu sadece maskenin işe yaradığının bir göstergesidir.

Berfu Türkmenoğlu
KEŞFET HABERLERİ

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Vay Be Trabzon Hurmasının Marifetlerine Bak Hele..

29695169_1967608206585105_4758415665752109907_n[1]

Japonlar, Trabzon Hurması veya Cennet Hurması olarak bilinen ‘Persimmon” isimli bu meyvenin çöpünü, hatta yapraklarını bile değerlendiriyor.

Kabukların kaynatılması ile elde edilen tamamıyla doğal sıvıya, metal, çelik vidalar ve diğer gereçleri daldırıyorlar. İşlemden geçen metaller paslanmıyor ve bakteri barındırmıyor.

Hiroshima Üniversite’sindeki bu meyvelerden elde edilen sıvılarda virüsler hemen ölüyor. Bu meyve çok güçlü bir antioksidan ve antibaktireyel özelliği taşıyor. Japonların en çok tükettiği meyvedir bu… Allah’ın yaratmış olduğu mucizevi bir meyvedir. Aklınızda bulunsun…

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Mucizevi İçecek… Göbeğiniz Erir, Bağışıklığınız Artar…

29597465_756680081196096_6086948638372952450_n[1]

 

 

Kahvaltınızdan en az yarım saat önce;
1 büyük bardak ılık (sıcağa yakın olursa daha iyi olur) su içine;
1 çay kaşığı karbonat
1 tam limon suyu
1-2 çorba kaşığı ev sirkesi
Bunu her gün yaparsanız göbek çevreniz erir. Kanser ve diğer hastalıklara karşı korur. Ayda 10 gün ara verilmeli
Gün içerisinde normal su içmeye devam edin. 2 litre su içtiğinizden emin olun. İçilen çaylar ve diğer içecekler buna dahildir.
Tatlı tüketimini azaltın.
Basit 2-3 bel egzersizi ile desteklerseniz süreç hızlanır.
Midesi yanan geceden mide koruyucu alabilir.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Limon ile Hazırlanan Ev Yapımı İlaçlar

limon[1]

 

 

Limon… İnanılmaz bir iyileştirici güce ve heyecan verici bir tada sahip olan bu meyvenin sağlığa birçok faydası vardır ve sayısız çeşitteki yiyeceğin tadını tamamlayan ekşi ve ferahlatıcı bir aromaya sahiptir. Tüm bu sebeplerden dolayı, çok eski zamanlardan beri beğenilerek kullanılmaktadır. 17. yüzyıla kadar İngiliz denizciler, şiddetli C vitamini eksikliğinin yol açtığı iskorbüt hastalığından kaçınmak için gemilerini limonla doldurmaktaydı.

 

Limon, vücudumuzu temizlemek için mükemmeldir; toksinleri vücudumuzdan atar, vücudumuzu arındırır ve kesinlikle sağlığımızın en iyi dostlarından biridir. Limon, daima soframızda bulunması gereken bir dosttur ve bahçe ve balkonlarımıza limon ağacı dikmek mantıklı olabilir. Limonun bizlere basit ve ekonomik bir şekilde sağladığı faydalar hakkında sizlere biraz bilgi vermemizi ister misiniz? Hadi bir bakalım.
Limon Tüketmenin Faydaları
Kardiyovasküler Sistem
Damar sertleşmesi ve arteriyel hipertansiyon için limon çok faydalıdır çünkü yağları vücuttan atmamıza yardımcı olarak dolaşım sisteminin karşılaştığı tüm engelleri kaldırır ve vücudumuzdaki ve kan plazmamızdaki toksinleri yok eder. Kesinlikle her güne en iyi şekilde başlamanın yolu, kahvaltıdan önce bir bardak limon suyu içmektir.
Karaciğer, Bağırsak ve Safra Kesesi
Safra salgısını arttırır ve yağları daha kolay sindirmemize yardımcı olur. Karaciğerin vücudu toksinlerden arındırma ve koruma görevini desteklediğinden, karaciğer ve safra kesesi hastalığı olanlar için limon olmazsa olmazdır.
Ateş, Soğuk Algınlığı ve Boğaz Ağrısı
C vitamini içeriği ve antiseptik özelliği sayesinde; ses kısıklığı, bademcik iltihabı ve tüm solunum yolu hastalıklarının tedavisinde çok etkilidir. Ayrıca bir bardak ılık suyun içine limon ve bal katılarak içilmesi de çok faydalıdır.
Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirir
B, C, E vitaminleri ve potasyum, magnezyum, kalsiyum ve sülfür gibi birçok mineralden oluşan besin bileşimi sayesinde limon; bağışıklık sistemimizi inanılmaz derecede güçlendirir ve beyaz kan hücrelerinin sayısını arttırır.
Eklem İltihabına İyi Gelir
Toksinlerle baş etme konusunda çok başarılı olan limon, birçok özelliği sayesinde eklem iltihabı ve gut hastalığını geçirmek için idealdir; kristalleri ve diğer tüm yabancı maddeleri çözerek hastalıktan kaynaklanan ağrıları dindirir.
Limon ile Hazırlanan Ev Yapımı İlaçlar
Limon enfeksiyonlara karşı etkili bir şekilde savaşır. Daha dinç hissetmek için, yemeklerden önce bir bardak doğal limon suyu için.

 

İshal için İlaç
İshal olduğunuzda (bulaşıcı değilse), limon mükemmel bir çözümdür; 3 adet limonu 1.5 litre suyun içine sıkıp biraz şeker ve bir çimdik tuz ekleyip içmek yeterlidir. Bu karışım, sizi güçlendirecek basit bir oral çözeltidir. Limon ise ishal giderici özelliğiyle sizi iyileştirecektir.
Hipertansiyon İlacı
Her gün limon tüketmek, kan basıncımızı çok etkili bir şekilde düzenler. Güne, kolayca hazırlanan bu meyve suyuyla (bir bardak suyun içine sıkılmış bir limon) başlamanın; vücudumuzu temizlemek, kan dolaşımını hızlandırmak ve kan basıncını düşürmek için mükemmel olduğu kanıtlanmıştır.
Ağız ve Boğaz Enfeksiyonları için İlaç
Limonun antibakteriyel özelliği vardır. Bakteri kolonilerini önler ve vücudumuzun doğal savunma mekanizmasını güçlendirir. Bu hastalıklara yakalandığınızda, limonun C vitamini içerdiğini unutmayın.
Sinirleri Yatıştırmak ve Daha İyi Uyumak için İlaç
Uyumadan önce, limon çiçekleri ile hazırlanan bir çay içmek idealdir. Üç adet limon çiçeğini kaynayan suya koyup birkaç dakika demlemeniz yeterli.
Kilo Vermek için İlaç
Güne enerjik başlayabilmek ve bir sonraki öğüne kadar enerjik kalabilmek için, sabahları bize gerekli besinleri sağlayan basit bir smoothie içmek çok faydalıdır: az yağlı yoğurt, bir halka ananas ve bir limonun suyunu blendırda karıştırın. Elde edeceğiniz smoothie çok lezzetli ve oldukça doyurucudur.
Sindirim Sorunlarını Azaltmak için İlaç
Öğlen ve akşam yemeğinden önce, limon çiçekleriyle hazırlanmış bir fincan çay için. Rahatladığınızı hissedeceksiniz.
Öksürük İlacı
Biraz balı ısıtın. Yarım fincan sıcak suyun içine bir limonun suyunu ve balı ekleyin. Karışımı yavaş yavaş için. Ayrıca sarımsak kullanımı da yaygındır. Hazırlamak için; iki diş sarımsağı ortadan ikiye kesin ve limon suyunda birkaç saat bekletin. Tadı biraz ağır olabilir ancak bu limonlu sarımsakları yemek öksürüğü azaltmak için mükemmeldir.
kaynak: sağlığa bir adım

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Eklem Ağrılarını Bıcak Gibi Kesiyor

17.02.2017-1-33po2fnutefvv5xxg379q8[1]

Diz ağrısı ve eklem ağrısına ne iyi gelir: Sabahları parmak, bilek, kol ya da bacak eklemlerinizde şiddetli ağrılar ile uyanıyorsanız romatoid artrit (RA) hastalığına yani eklem iltihabına yakalanmış olabilirsiniz. Eklem iltihabında hareket esnasında eklemlerden çatırtı sesi de gelebilir. Kıkırdak veya kemik ve eklem arasında kısım hasar alır ve kemiklerin sürtünmesi artar. Bu da ağrıya ve çatırtı seslerine neden olur. Eklem iltihabı için günümüzde kalıcı bir tedavi olmasa da isterseniz evde yapabileceğiniz bitkisel çözümlerle ağrı çekmeden hayatınızı normal şekilde sürdürebilirsiniz.
Eklem ağrıları neden olur:
Eklem ağrıları romatoid artrit sebebiyle ya da fazla kiloya bağlı olarak aşınma sebebiyle oluşur genellikle belli bir yaştan sonra daha sık görülen şikayettir. Özellikle diz acısı çok sık söylenen şikayetlerdir. Fakat size vereceğimiz karışım tarifi ile Diz ağrısı ve eklem ağrısını şikayetleriniz 3 günde son bulacaktır. Bu karışımı her gün tükettiğinizde ne olacak:
1-Bu karışım iltahab ile savaşır ve vücuttaki iltahabı kurutur.
2-Ağrılarınız durdurur.
3-Eklemi çevreleyen bağ ve tendonları güçlendirir.
4- Trigliserid ve kolesterol seviyesini dengeler.
5-Magnezyum ve silikon gibi minaraller bakımından zengindir ve C vitamini – Bromelain eksikliğini giderir.
Diz ağrısı ve eklem ağrısını 3 günde kesen karışım için malzemeler:
1 su bardağı taze portakal suyu
1 su bardağı yulaf ezmesi
1 su bardağı içme suyu
1 çay kaşığı tarçın
2 su bardağı doğranmış ananas
1 muz
1 yemek kaşığı organik bal
Yarım su bardağı dövülmüş badem
Diz ağrısı ve eklem ağrısını 3 günde kesen karışımın yapılışı
Yaklaşık 10 dakika kadar süre ile yulafı suda pişirin ve soğumaya alın. Sonra pişmiş yulafı blendırdan geçirin ve üzerine ananas, portakal suyu, badem, tarçın ve balı da katarak blendırda karıştırmaya devam edin. Karışımın daha ince olmasını istiyorsanız zevkinize göre su ekleyebilirsiniz.
Bir ay boyunda yatmadan önce geceleri bir bardak ve sabahları bir bardak olmak üzere 3 gün boyunca devam edin. 3 gün sonra şikayetlerinizin azaldığını hissedeceksiniz ve 1 ay sonunda eklem ağrılarınız, diz ağrılarınız son bulacak. Bu şifalı ve faydalı bilgiyi paylaşarak daha fazla insanın görmesini sağlamanız bizim için en güzel teşekkürdür. Sağlıklı günler dileriz.

kAYNAK: SAĞLIKLIMIYIM

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yumurtanızın Üzerindeki Koddan Hangi İlden Geldiğini Bile Öğrenebileceğinizi Biliyor Muydunuz?

yumurta-kodu-4[1]

 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliği’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından, yumurta üreticileri yetiştirme metodu kodunu içeren yeni kodlama uygulamasına başladı. Yapılan bu yeni düzenlemeye göre, doğrudan insan tüketimine veya gıda sanayiinde kullanımına sunulan tüm kabuklu yumurtaların üzerinde yetiştirme metodu kodu bulunması zorunlu olacak.

 

Geçtiğimiz yılın kasım ayında girilen bu yeni dönemde tüm yetiştiricilere 1 Nisan 2018’e kadar belirtilen hükümlere uyum sağlama zorunluluğu getirildi. Yani en geç 1 Nisan tarihine kadar yumurtanızın üzerinde belirtilen düzene göre bu verileri görüyor olabilmeniz gerekli.

Peki yumurtada girilen bu yeni dönemde yetiştirme metodu kodunda gördüğümüz tüm bu sayılar ve harfler hangi anlamlara geliyor?
Kod 0 ile başlıyorsa;

Yumurtanın üzerindeki numaralandırmada, en başta yer alan rakam yumurtanın cinsini belirliyor. Buna göre, Yumurtanızda ilk olarak “0” rakamını görüyorsanız bu yumurtanızın “organik” olduğu anlamına geliyor. 0 kodu ile başlayan yumurtalar, organik yetiştiricilik yapılan ortamda ve mutlaka hormon uygulanmadan üretilir. Bu yumurtalarda tavuğa verilen yemde tamamen organiktir.
Kod 1 ile başlıyorsa;

Yumurtaların üzerindeki kod 1 ile başlıyorsa, aldığınız yumurta serbest dolaşan tavuktan geliyor demektir. Bu yöntemde GDO’suz yem ve hormon kısıtlaması yoktur ancak tavukların rahatça gezebileceği bir alan bulundurulması zorunludur.
Kod 2 ile başlıyorsa;

Aldığınız yumurtaların üzerindeki kod 2 ile başlıyorsa, yumurta kümeste yetiştirilen tavuktan geliyor. Elinizde 2 kodlu bir yumurta varsa bu şu anlama geliyor; Tavukların kümeste kafessiz bie şekilde yaşıyor ve kümes içinde de olsa tavuklar serbest şekilde dolaşabilecekleri bir alana sahipler. Bu yöntemde de GDO’suz yem ve hormon kısıtlaması bulunmuyor.
Kod 3 ile başlıyorsa;

 

Yumurtaların üzerindeki kod 3 rakamı ile başlıyorsa bu aldığınız yumurtanın kafeste yetiştirilen tavuklardan elde ediliyor olduğu anlamına gelir. Sadece kafeste büyüyen ve dolaşmayan tavukların yumurtalarına damgalanan 3 kodu, piyasadaki en ucuz yumurta anlamına gelmektedir…

Yetiştirme metodu kodunun yanında TR ifadesi ise yumurtanın menşeinin Türkiye olduğunu ve hemen sonrasındaki iki haneli kod ise yumurtanızın geldiği ilin plaka kodunu içerir. Böylece yumurtanızın hangi ilde yetiştirildiğini anlayabilirsiniz. Aşağıda Yumurta Üreticileri Merkez Birliği tarafından yayınlanan tabloyu inceleyerek yumurtanızın üzerindeki kod ile istediğiniz her bilgiyi nasıl okuyabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Ne yediğini bilmenin öneminin giderek arttığı günümüzde, çevrenizi bu konuda bilgilendirmekten ve bildiklerinizi paylaşmaktan lütfen geri durmayın. Sağlıklı günler!

http://filoji.com/yumurtanizin-uzerindeki-koddan-hangi-ilden-geldigini-bile-ogrenebileceginizi-biliyor-muydunuz/

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »