Modern mimarlık tarihinin en önemli kişilerinden biri sayılan Frank Lloyd Wright, 1867 yılında Wisconsin’de doğmuştur. Ailesinin geçim sıkıntıları üzerine lise eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Wright, Wisconsin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Allan Conover’in yanında yarı zamanlı çalışmaya başladı. Aynı üniversitede teknik resim ve matematik dersleri aldı. Gördüğü derslerden sonra evinden ayrılarak teknik ressam olarak çalışmaya Chicago’ya gitti. 20’li yaşlarında ünlü mimar Joseph Lyman Silsbee’nin yanında çalışarak konut mimarlığı ile ilgili tecrübe kazandı. Daha sonra Wright, Şikago Okulu’nun en iyi temsilcisi sayılan Louis Sullivan’ın bürosunda (Adler-Sullivan) yardımcı mimar olarak çalıştı. Sullivan’ın mimarlık anlayışı üzerinde büyük etki bıraktı.
1889 yılında Şikago’nun banliyösü olan Illinois Oak Park’ta kendi evini tasarladı ve mimarlık kariyerine başlamış oldu. Bu kariyer sayısız konut, ticaret, eğitim ve kamu yapıları ile devam etti. Frank Llyod Wright’in bilinen 1.141 tasarımının 532’si inşa edildi. Wright daha sonrasında Henry Hobson Richardson’ın geliştirdiği konut mimarlığı ile Uzak Doğu’nun plastik mimari anlayışına ilgi duydu. Japon evleri gibi esnek mekân dağılımları olan “kır evleri” üzerine çalışmalarını yönlendirdi. Yapıtları 1906’dan sonra, özellikle Adolf Loos’un kendisi hakkındaki yayınlarının desteğiyle Avrupa’da da büyük yankı uyandırdı.
Frank Llyod Wright, basit ve sade iç mekanlara, düzenli ve geometrik cephelere sahip tasarımlar gerçekleştirmiştir. Doğa ile yapının kendiliğinden bir uyum içinde olması gerektiğini savunmuştur. Organik mimarinin ilkelerini ortaya koymuştur. Her zaman bütünlüğün ideal olduğunu düşünen Wright, mobilyadan aydınlatma donanımına, masa örtüsünden yerdeki halılara kadar iç mekan tasarımı sürecinin hemen her aşamasında yetkin olmaya çalışmıştır. 20. yüzyılın en önemli mimarlarından Frank Lloyd Wright’ın çoğu eseri günümüze gelmiş, orjinalliğini korumaktadır.
Frank Lloyd Wright Eserleri
Şelale Evi
1935-1973 yılları arasında inşa edilen bu yapı Kaufmann Evi olarak da anılmaktadır. Modern konutların en önemli temsilcilerinden birisidir.
Kaufmann ailesi küçük bir şelale yanında bulunan araziye sahipti. Buradaki kulübeleri yıktırıp yerine başka bir yapı yapılmasını istiyorlardı. Bunun için Edgar J. Kaufmann Frank Lloyd Wright ile iletişime geçti. Şelale manzarası olan bir ev istediği hakkında konuştu.
Wright, kamu binalarında kullanılan uluslar arası stilin dilini, doğanın içinde yer alan özel bir konut yapısına uygulamıştır. Organik mimarinin en başarılı örneklerinden biri olan bu ev bir şelalenin “üzerinde” yer almaktadır. Mimar Wright evi inşa etmeden önce aileye; “Ben sizin şelale ile yaşamanızı istiyorum ona sadece bakmanızı değil. O hayatınızın bir parçası olmalı.“
demiştir. Sesi yapının her yerinden duyulabilen şelale, yakın çevre ve mevcut arsadan çıkan taşlardan oluşturulmuş taş duvarlar ve konsol çalışan teraslar birlikte harika bir ahenk yaratmaktadır. Tasarım büyük pencereler ve balkonlarla doğaya olan yakınlığı vurgulamaktadır. Şelale; sesinin evin her yerinde duyulmasına rağmen sadece dışarıya çıkıldığı zaman görülmektedir. Bunun için oturma odasından su seviyesine kadar inen bir merdiven inşa edilmiştir.
Şelale Evi Kaufmann ailesi tarafından 1937’den 1963’e kadar hafta sonu ve tatil evi olarak kullanılmıştır. 1964’te bir mimari simge olan Şelale Evi müze haline getirilmiştir. Günümüze kadar 4 milyon ziyaretçi aldığı kaydedilmiştir.
Prairie Evleri
Geniş saçakları, yayvan ve yatık hatları, düz yüzeyleri, teras ve gizli bahçeleri olan bu evler yeni bir mimari dilinin doğmasına neden olmuştur. Prairie tarzındaki ilk ev, 1902’de Illinois Highland Park’ta inşa ettiği Willits Evi idi. 1909’da Şikago’da inşa ettiği Robie Evi ise bir başyapıt oldu. Wright’in bütün bir çevreyi, evin içinin detaylarını da yaptı. Evle birlikte mobilyalarını, aksesuarlarını, kumaşları, halıları da tasarladı.
Larkin Yönetim Binası
Frank Lloyd Wright, New York’ta 1904’te Larkin Sabun Fabrikası için yönetim binası tasarladı. Taylorist Açık Plan ofis tipinin ilk örneği kabul edilen bu binada Wright her yapısında olduğu gibi ofis mobilyalarının, duvarları kaplayan gömme dolapların tasarlanması gibi her detayla ilgilendi.
Solomon R. Guggenheim Müzesi
Solomon R. Guggenheim Müzesi’nin inşatı 1959’da tamamlanmıştır. Modern sanat yapıtlarından oluşan koleksiyonun sergilendiği bir müzedir. Geleneksel müzecilik mimarisinden oldukça farklıdır. Müze binasının dışı, yukarı doğru açılarak yükselen beyaz renkli betondan sarmal bir bant oluşturur. İç mekanda ise yine sarmal formda rampa kullanılmıştır. Rampanın ortasındaki boşluk tepede, paslanmaz çelikten bir konstrüksiyonu olan cam bir kubbeyle örtülmüştür. Sarmal dış duvarın iç yüzüne asılmış resimler, en yukarıdan başlanıp rampadan döne döne inilerek izlenir.
Taliesin Okulu
Ünlü mimar Wright, 1932’de bir vakıf kurarak tasarım alanında eğitim görenlere burs ve Taliesin’de staj olanağı sağladı. “Otobiyografi” isimli kitabının da yayınlanmasıyla okula birçok başvuru geldi. 1932’de 23 stajyer gelip Taliesin’de onunla yaşayıp çalışmaya başladı. Okul “yaparak öğrenme” metoduyla bir mimarlık okuluna dönüştü. Okula kabul edilen öğrenciler, çizim elemanı olmadan önce bazen bir-iki yıl, sadece inşaatlarda çalışıyor, tarımla uğraşıyorlardı. Mimar, en tanınmış eserlerinden kimisini burada öğrencileri ile birlikte üretti.
Kaynak: .fovart.net/frank-lloyd-wright/