
Malzemeler 1 Kg.Tavuk Göğüsü …
Sağlık,mutluluk,başarı,bereket, huzur ,sakinlik hep bizimle olsun…
Artık kendimizi sevmeyi ve affetmeyi öğrenelim. Kendimizi bağışlayalım ve güvenelim…
Hafta sonu Ayşe Arman’ın evlilik üzerine yaptığı röportajı okudum. Ve toplumun kadınlara yaptığı evlen baskısının (anneden, babadan, kardeşten, arkadaştan, temizlikçiden, tatilde tanıştığın teyzeden, dolmuş şoföründen…) kadınların ne hallere düşürdüğünü gördüm. Yani kadınlar o kadar manyak bir hale sokulmuş ki iş erkeğe “hamileyim” yalanını söyleyecek boyuta ulaşmış.
İnanın bana bu yalana başvuran kadınlara kızamıyorum bile çünkü nedense evlenmeyen kadın başarısız, değersiz, bozuk mal olarak algılanıyor. “Vah zavallı her halde bir kusuru var ki kendini alacak adam bulamadı” diye konuşuluyor arkasından. Her ortamda kendisine ayarlanmaya çalışılan damat adaylarından bahsetmiyorum bile. Bir de kadın evlenmeyince kız kurusu denilerek aşağılanıyor, erkek evlenmeyince müzmin bekar denilerek yüceltiliyor. Kadınlar arasında da “onu ben ehlileştiricem bak görürsün” gibi bir yarış başlıyor…
Bir de “kadın evlendi kendini kurtardı” sözünü hiç anlayamıyorum. Erkek evlenerek kadının namusunu mu temizliyor? Yani kadın evlenmeden önce namussuz mu oluyor? Ya da kendisine bakamayacak kadar aciz mi? Erkekle evlenme sebebi para mı yani? Çünkü evlenince erkeğin yan gelip yattığı, kadının deli gibi çalıştığı veya kadının ailesinden paraca destek alındığı nice evlilikler biliyorum. Gerçi kadın evli yuvası var ya adamın her türlü eksikliği görmezden gelinebilir tabi…
Ne yazık ki evlenmiş kadınlar da bir acayipleşmeye başlıyorlar… Giyimi, kuşamı, makyajı birden bire değişiyor “ben statü atladım artık bana hiç kimse dokunamaz” havalarına giriyorlar. Artık toplumsal gereği yerine getirmiş ve baskıdan kurtulmuş olmanın rahatlığıyla bekar arkadaşlarına “hah işte ben evlenmeyi becerdim sen beceremedin” nanik hareketi yapıyorlar. Sanki o kadar yıl onlar da aynı baskıdan muzdarip değillermiş gibi evlenince taktığı alyansı göz çıkaracak kadar gözler önüne seriyorlar. En gıcık olduğum hareket ise ya kocamı baştan çıkarırsa düşüncesiyle “artık görüşmeyelim” diyenler. Ya ben senin kocanı ne yapayım. Sen almışsın işte tepe tepe kullan hayrını gör dimi ama. Bak gene sinirlendim işte…
Tabi aslında evlensen de iş bitmiyor. “Ee çocuk nerde?” başlayacak, birincisini doğursan “ee hadi ikincisi nerde” diyecekler… Onu yapsan bir başka baskı daha mutlaka gelip seni bulacak. İşte bu çevreden gördüğüm sürekli baskı hali beni boğulacak hale getiriyor.
Burdan özellikle erkeklere söylemek istediğim bir çift sözüm var: “Ey erkekler, eğer evlenmemiş bir kadın görürseniz unutmayın bu onun tercihidir. Onun için boşu boşuna onun arkasından atıp tutmayın”…
Sağlıcakla ,

Ortaokuldayken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girmiştim.
Sebebini şimdi hatırlamıyorum ama o gün öğrendiğim dersi hayatım boyunca unutmadım.
Tartıştığım kişinin haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan o kadar emindim ki…Tabi karşımdaki de tam tersini düşünüyordu…
O an öğretmenimiz bize çok önemli bir ders vermeye karar verdi.
Bizi sınıfın önüne çıkardı ve beni masanın bir tarafına; onu da diğer tarafına yerleştirdi.
Masanın ortasında büyük yuvarlak bir nesne vardı. Siyah olduğunu net bir şekilde görebiliyordum. Ancak öğretmen çocuğa nesnenin rengini sorduğunda “beyaz” diye cevap verdi. O kadar şaşırmıştım ki, çünkü nesne resmen siyahtı. Bu sefer aramızda nesnenin rengiyle ilgili bir tartışma başladı.
Bunun üzerine öğretmen yerlerimizi değiştirdi ve şimdi de nesnenin rengini benim söylememi istedi.
“Beyaz” demek zorundaydım; çünkü belli ki nesnenin beyaz ve siyah olmak üzere iki tarafı da farklı renkteydi.
Öğretmenimiz o gün bana önemli bir hayat dersi verdi…
Karşındaki kişiyi gerçekten anlamak için, kendini onun yerine koymalısın!
***
HAYATTA DURDUĞUNUZ YER DEĞİŞTİKÇE, GERÇEĞİN PEK ÇOK YÖNÜYLE KARŞILAŞIRSINIZ.
BU NEDENLE AZ BİLGİYLE KENDİ DOĞRULARINIZI DAYATMAK YERİNE, EMPATİ YAPABİLMEYİ VE DAHA HOŞGÖRÜLÜ OLMAYI DENEMELİSİNİZ.
Judie Paxton
fw mail

Kabahatlerinizi nasıl ört bas edersiniz?
Hepimiz ister istemez küçüklü büyüklü kabahatler işleriz. Bazen tam olarak ne yaptığımızın farkına hemen varsak da çoğu zaman anlamakta geç kalırız. Peki siz kabahatlerinizi hangi özelliğinizle kapatırsınız? Bu test bilimsel açıdan kabahatlerle doludur.
Her şeye aynı açıdan bakarsan, hep aynı şeyleri düşünürsün.
Hep aynı şeyleri düşünürsen, hep aynı şeyleri yaparsın,
Hep aynı şeyleri yaparsan, hep aynı sonuçları elde edersin.
Hep aynı sonuçları elde edersen,
Hep ya mutlu ya da hep mutsuz olursun.” DEMİŞ CARLOS CASTANEDA..
“SABİT” FİKİRLERİMİZDEN VE DAHİ İCRAATLARIMIZDAN ARINMA GÜNÜ OLSUN BUGÜN..:) GÜNAYDIN TÜM EVRENE!!!..:))) SEVGİMİ GÖNDERDİM HERKESE..:))
