Bilinçaltınızdakiler bilincinize çıkmadıkça, karşınıza kaderiniz olarak çıkar…
—- G. Jung —-
Yürüyüşe çıkın, temiz hava iyi gelebilir,
Avaz avaz şarkı söyleyin,
Evde kediniz veya köpeğiniz varsa, onu kucağınıza alıp okşayın, sevin dertleşin,
Birisini mutlu edecek bir şeyler düşünün ve hemen yapın,
Yaşamınızın mutlu anılarını anı defterinize yazın,
Çok sevdiğiniz biriyle güzel bir yerde buluşun,
Yaşamınızda sizi mutsuz eden korku ve öfkelerden kurtulmaya karar verin,
Birine armağan verin, sevdiklerinizi sürprizlerle mutlu edin,
Ve kendi maddelerinizi de bu satırdan sonrasına ekleyin göreceksiniz ne kadar çok sebebiniz var yeter ki isteyin…


Patates Püresi İçin Gerekli Malzemeler ;
1 – 1,5 kilo patates
100 gr. tereyağı
1 bardak süt (eğer yeterli olmaz ise 2. bardağıda dökebilirsiniz.) …


Genel bitkinlik, yaşlanma, nekahat, iyileşme dönemi, zayıflama cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık, şişkin prostat, kısırlık, sinirsel tükenme, uykusuzluk, artirit, soğuk algınlığı, ödem, cilt hastalıkları: Ashwagandha (Withania somnifera) kök
Laksatif, tonik, kanamayı durdurucu, yenileyici, sinirlere iyi gelen, kabızlık, karın gerginliğini rahatlatıcı, kronik ishal, hemoroid, hazımsızlık, astım, bronşit, diabet, anemi,obesite, baş ağrısı, göz hastalıkları: Triphala (Terminalia chebula Emblica officinalis belerica) meyvesi
Karaciğerdeki toksinler için: Rhubarb (rheum palmatum) kök
Karaciğer zayıflığı: Saffron crocus sativus dişicik başı, tepeciği
Kandaki toksinlere iyi: Sarsaparilla (smilax spp.) Kök
Ateş, çıban, hiperasitlilik, uykusuzluk, stres, yerinde duramama, endişe: Sandal ağacı (Santalum albüm) kabuğu
Karaciğer bozuklukları, zehirleyici başağrıları, safra taşlarına, hipertansiyon, şişmanlık: Sinameki ( Cassia acutifolia yaprakları
Zayıf kan dolaşımı: Turmeric (Curcuma longa) kök
Ödem, idrar yolu iltihaplanması, böbrek ve mesane taşları, diabet, genişlemiş prostat: Uva Ursi (Arctostaphylos uva ursi) yapraklar
Uykusuzluk, isteri, delirium, kalp çarpıntısı, vertigo, nöralji, başağrıları, midede gaz toplanması, kas gerilimleri, kronik cilt rahatsızlıkları: Valerian (Valeriana officinalis) kök
Kanın ve lenflerin toksik durumları, şişmiş salgı bezleri, hemoroid, idrar yolları iltihaplanması: Yellow Dock (Rumex crispus) kök
Karaciğer fonksiyon bozukluklarına, kabızlık, yanmalar, kesecik iltihabı, bursit, bağırsak solıcanlarına iyi: Aloe (aloe vera) jel
Ateş, ishal, dizanteri, sarılık, hepatit, safra taşları, diyabet, göz nezlesi, akne, çıban Barbery (Berberis vulgaris) kök
İştahsızlık, hazımsızlık, elkol bacak sonması, fazla mukoza salgısı: Karabiber (piper nigrum) meyvesi
Zayıf kan dolaşımı, el kol bacaklarda donma hissi, hazımsızlık, bağırsakta toksinler, zayıf bağışıklık sistemi,enerji azlığı, mantar ve bağırsaklarda solucanlar: Cayenne Kırmızı Biberi (Capsicum annuum) meyvesi
Akciğer infeksiyonları, soğuk algınlığı, astım, ülser, çıban, idrarda kan, kırıklar, burkulmalar, yaralar, acılar, genel bitkinlik: Comfrey (Symphtum officinale) kök, yapraklar
Karaciğer bozuklukları, sarılık, safra taşları, aşırı kanlanmış lenf bezleri, diyabet, ödem, ülserler: Dandalion (Taraxacum officinale) kök, ot
Enfeksiyonlar, bulaşıcı hastalıklar, soğuk algınlıkları, lenfatik kan toplanması, kan zehirlenmesi, zehirli sokmalar, çınlamalar, egzema, çıban, abseer, kangren (dokunun ölmesi), yaralar: Ekinezya (echinacea angustifolia) kök
Akciğer zarı iltihabı, nefesin kısalığı, dispepsia, soğuk algınlıkları, akciğer iltihaplanmaları, astım: Elecampne (Inula helenuim) kök
Mide bulantısı, kusma, zayıf ya da sinirli hazım, karın ağrısı, gas, kramplar, zor ya da ağrılı idrar: Rezene (Foeniculum vulgaris) tohumları, ot
Nevrasteni ( sinir zayıflığı), bitkinlik, nekahat dönemi, artrit, bronşit, allerji, lumbago, dizanteri, hazımsızlık: Anason: (fenugreek, Trigonella foenumgraecum) tohumlar
Bitkinlik, nekahat, sinir zayıflığı, isteri, hazımsızlık, karın ağrısı ve kramplar, parazitler, hipertansiyon, damar sertliği, artrit, astım, siatik, iktidarsızlık, zayıd dayanma gücü: Sarımsak (Allium sativum) soğan
Soğuk algınlığı, nezle, astım, larenjit, artrit, hazımsızlık, kusma, karın ağrısı, gaz ve kramplar, kolik, baş ağrısı, kas ağrısı, kalp zayıflığı: Zencefil (zingiber officinale) kök
Bitkinlik, aşırı zayıflık, anemi, yorgunluk, nefes darlığı, güçsüzlük, nekahat, iktidarsızlık, yaşlılık, bunaklık, zayıf adrenaller, diabet, düşük dayanıklılık: Ginseng (Panax ginseng (oyantal) ve Panax quinquelfolium (Amerikan) kök
Bulaşıcı hastalıklar, pamukçuk, (dişetinde) irin akması, kanayan dişeti, hepatit, diyabet, obesite, hemoroit, kanla dolmuş salgı bezleri ve lenf bezleri: Altın mühür (Golden Seal, Hydrastis Canadensis) kök
Sinirsel bozukluklar, hafıza kaybı, bein yorgunluğu, stres, bunaklık, epilepsi, saçların erken grileşmesi veya dökülmesi, ishal, damarlar hastalıkları, zayıf adrenaller: Gotu Kola (Centella Asiatica) ot
Üşütme, bronşit, astım, larenjit, hıçkırık, diş ağrısı, sinirsel ağrı, yetersiz hazım, ishal: Tarçın (Cinnamomum zeylanicum) kabuk
Yonca filizi (alfa alfa medicago sativa) ot (migrosta satılıyor) ödem, kirli kan, şişkin prostat, ülser, hiperasitlilik. Yeni ayda (bundan 13 gün sonra 1 hafta veya 15 gün boyunca) yendiğinde hücre yenilenmesi de yapıyor
İstanbul bir koca şehir. Ulaşım için metrosu var, vapuru var, otobüsü var ama ben neden bilmem o gün gideceğim yere toplu taşıma araçlarıyla değil de taksiyle gitmeye karar veriyorum. Ve iyi halt ediyorum… Neden mi?
Hemen anlatayım. Taksiye biniyorum “çek kaptan hisara” diyorum. Kaptan “hemen abla” diye cevap veriyor fakat içerisi yoğun bir sigara dumanı kaplı. Oldum olası sigara dumanından hoşlanmadığımdan taksiden inecek gibi oluyorum ama kaptan “tamam abla bak söndürdüm” deyip beni indirtmiyor…
Arkasından yüksek sesle korkunç ağlamaklı bir şarkı koyuyor. “Aman” diyorum “ben sessizliği severim, ben ineyim”. “Yok abla sorun değil” diyor ve sesi de kısıyor. Ben yine arka koltukta etrafı seyrederek yoluma devam ediyorum…
Sonra adamın ofladığını, pufladığını ve hatta inlemeye başladığını fark ediyorum. Bunun üzerine “hayırdır kaptan” diye soruyorum. Ay sormaz olaydım: “Abla ben intihar etmek istiyorum” demez mi?
Bende bir panik başlıyor tabi ki. “İntihar mı” diyorum “hiç duymamış olayım, delikanlı adama hiç yakışıyor mu böyle sözler” diyorum…
“Ah abla” diyor “yaşamak boş artık benim için. Şeytan diyor ki sür arabayı duvara kurtul şu hayattan”. Bu arada arabanın da yavaş yavaş hızlandığını fark edip hafifçe paniklemeye başlıyorum. Sesimi olduğunca normal çıkarmaya çalışıp “hele anlat derdini” diyorum “bu dünyada ölümden başka her şeye çare vardır” diyorum…
“Yok be abla” diyor “köyde sevdiğim kız vardı, senelerdir yanıktım ona ama bir türlü açılamıyordum, duydum ki onu pamuk tarlalarının sahibi Ali Bey’e vermişler. Ben ne yapıcam bundan sonra, yaşasam ne , yaşamasam ne” deyip arabayı biraz daha hızlı kullanmaya başlamaz mı…
Ben yine panik olmadan konuşmaya çalışıyorum ama iyice paniğim artık. Dışımdan kaptana “her olmayan işte bir hayır vardır” diyorum. “Demek ki o kız sana yazılmamış sana başka biri yazılmış mecbur acını çekip onu bekliycen” diyorum. Lakin kaptanın bana aynadan bir bakışı var ki beni bir kaşık değil yarım kaşık suda bile boğabilir hissediyorum yani… İçimden de “ah ben nerden bindim bu taksiye” diyorum…
Bir yandan da konuyu deşmeye devam ediyorum. “Ya” diyorum “bu kız anlamadı mı senin ona kesik olduğunu, bunca sene ona bakışından süzüşünden mutlaka anlamıştır demek ki onun gönlü sende yokmuş” diyorum. Bir de istemeden yangına körükle gidiyorum. “Bir arkadaşına falan çıtlatamadın mı ya onca sene” diyorum. “Yok” diyor “ne ona ne başkasına çıtlatamadım, reddeder diye cesaret edemedim, onu görünce dizlerimin titremesinden başka bir şey bilmem ben” diyor.
Aşık olduğu kız başkasıyla evlenmekte olan bir adama ne denir? Nasıl teselli edilir bilemedim. Bir de yüreğinde yıllarca onu sevip de açılamamanın verdiği pişmanlık var ki işi en çok zorlaştıran tarafta o.
Bu ah keşke açılsaydım acaba her şey farklı olur muydu, beni kabul eder miydi, mutlu olur muyduk düşünceleriyle daha çok uzun süre acı çekeceğe benzeyen bu adama tek diyebildiğim “kısmet değilmiş, yaşamak her şekilde güzel. Allah bir kapıyı kaparsa, unutma başka bir kapıyı açar” demek oldu. En son olarak da “unutma” dedim “her olmayan işte de bir hayır vardır”…
Sonra gideceğim yere varmadan arabadan indim. Bir daha taksiye binmek mi? Benim neyime…
Sağlıcakla,