İçine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz?

Tüketmek için bunca acele ettiğiniz, takvim yapraklarına…

Onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara…

İçine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz?

“Ne kadarı benim hayatım” diye soruyor musunuz?

Ne kadarını başkaları yaşamış benim yerime…

Ya da ben başkalarının?..

“Aynadakinin ne kadarı ben’im, ne kadarı oynadıklarım?

Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine….

Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yıldan damıtılıp gelen..

Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye…

Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan ötesi yalan…” demis Can Dundar..

Ne guzel soylemis. Telastan uzak, yalansiz, sevgiyi one cikaracak gucunuzle dolu bir yil gecirmeniz dilegiyle…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Rüzgar, içimde ıslık çalıyor…

Rüzgar, içimde ıslık çalıyor.

Hiçbir şeyin, hiç kimsenin efendisi değilim, kendi inançlarımın bile.

Rüzgara karşı duran, rüzgarın çarptığı şu yüzüm ben yalnızca; yüzüme çarpan rüzgar da benim.

Eduardo Galeano
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Gördüğünüz ilk üç kelime 2012 de sizin olsun…

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 35 Comments »

30 Aralık saat 02.39 da Karmanızı temizleyin…

30 Aralık saat 02.39′da (yani bu sabaha karşı) Balık burcundaki Ay, Ay düğümleri ile kare açı içerisinde. Karşısında ise Başak Burcunda Mars var.

Bu gece karma temizliği yapmak için çok kıymetli enerjiler bizleri sarıp sarmalıyor. Bu tür enerjiler aktive olduğunda belirgin bir gerginlik ya da huzursuzluk hissedebiliriz. Bu yüzden bu gece etkinin geçici olduğunu hatırlamalısınız . Eğer geçmişe dair bazı travmaları temizlemek istiyorsanız, gece 02:00 de kalkıp şunları yapmalısınız:

– Değişmesi gereken, fakat bir türlü değiştirmeye cesaret edemediğiniz konulara odaklanın

– Affetmeniz gereken, fakat bir türlü affedemediğiniz kişilere odaklanın

– Geçmişte yaşanmış fakat bir türlü unutamadığınız olaylara odaklanın

– Çocukluk döneminden hatırladığınız travmalara odaklanın

– Yaşamınıza ait olmadığını düşündüğünüz, ancak yine de zihninizde bir şekilde var olan travmalarınıza odaklanın.

bir kağıda bunların her birinin sizin üzerinizde yarattığı duyguya odaklanın ve bu duygu veya duyguları kağıda yazın (kin, merhamet, öfke, acıma gibi ).

Sonra saat 02:39′da lütfen bu kağıdı üç kez “Sevgiyle Özgür Bırakıyorum! Kendimi ve tüm anılarımı AFFEDİYORUM!” diyerek yakın.

Ardından uykuya daldığınızda eğer bir rüya görürseniz, rüyanızı muhakkak bir kenara yazın. Hemen olmasa da rüyanız bir gün sizin için önemli bir anlam içerecektir

http://astroistanbul.com/2011/12/29/30-aralik-saat-02-39-da-karmanizi-temizleyin/ Yurda Halaa teşekkürlerimle…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Olay bir üniversitede, profesör ve bir öğrenci arasında geçer.

 Olay bir üniversitede, profesör ve bir öğrenci arasında geçer. Öğrenci yemekhanede boş yer bulamadığı için profesörün yanına oturur. Profesör bu durumu kabullenemez ve çocuğa; – öküzlerle kuşlar bir arada oturamaz, der.

Öğrenci hiç bozuntuya vermeden; -o zaman ben uçayım, diye kalkar. Profesör durumu içine sindiremeyince öğrencinin sınavından kalması için elinden geleni yapar. Fakat öğrenci soruları eksiksiz cevaplandırır.

Bunun üzerine profesör; – sana bir soru sorucum, der. — yolda karşına iki kese çıktı birinde akıl diğerinde para var. Hangisini alırdın? Der. Öğrenci; – parayı alırdım. Deyince profesör; -ben aklı alırdım, der.

Öğrenci karşılık verir; – doğaldır insan neye ihtiyacı olursa onu alır

Çıldırmak üzere olan profesör öğrencinin sınav kâğıdına büyük harflerle ‘ÖKÜZ’ yazar. Öğrenciye verir. Odadan çıkan öğrenci bir kaç dakka sonra gelip seslenir; – hocam imzanızı atmışsınız ama notum nerede, der!!!:))))))))))))))

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Tövbe kökünü…Pişmanlık yaprağı ile karıştır…Kalp havanında…Birleştirme tokmağı ile döv

Tövbe kökünü

Pişmanlık yaprağı ile karıştır

Kalp havanında

Birleştirme tokmağı ile döv

İnsaf eleğinden geçir

Göz yaşıyla yoğur

Aşk fırınında pişir

Akşam-sabah bol miktarda ye.

Yunus Emre

Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kendinden kaçanlara…

Kendinden kaçanlara…

Saklanacak yer kalmaz dünyada

Gün gelir kendileriyle tanışırlar

Asıl yalnızlık o zaman başlar

Hayata geç kalmıştır kendine geç kalan

 Şairin dediği gibi

Bir daha yaşamak zorunda kalır

 Geçmişi anlamayan…

Murathan MUNGAN
Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yaşamak Güzel Umudun Varsa…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Televizyonun esiri miyiz ?

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Dünyada Bulunma Nedenlerimiz…

 

1- Yaratma (Oluşturma) Gücümüzü Geliştirmek İçin:

2- Nötür Düşünceye Ulaşabilmek İçin:

3- İkilikleri Birliğe Dönüştürebilmek İçin:

4- Korkuyu Sevgiye Dönüştürebilmek İçin:

5- Kim Olduğumuzu Öğrenebilmek İçin:

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yıkanma vakti… Günün fotosu…29/12/2011

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bu acı , adım adım senin iyiliğine dönüşecek…

Dayan…

Bu acı , adım adım senin iyiliğine dönüşecek…

Hayatına tekrar yenilikler ve güzellikler girecek…

Sabret…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Eğer; ileride KEŞKE demek istemiyorsan üç şeyi doğru seç…

 

Eğer; ileride KEŞKE demek istemiyorsan üç şeyi doğru seç:

Eşini doğru seç…

İşini doğru seç…

Arkadaşını doğru seç…!

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

‘’Hayır’’ Cevabına Verdiğimiz Tepkiler…

Bu konuda geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ediyordum; kendisi turizmci. Bana her sene bayram dönemi tekrarlanan bir anısını anlattı… Malum, bayram dönemi en yoğun ve yer kalmayan dönem… Yani ‘hayır yerimiz kalmadı’’ cevabını aldığımız bir dönem… Telefonu açmış ve karşı taraftan “bayramda Malta adasına gitmek istiyoruz, iki kişiyiz, maliyeti nedir, vizesi var mı’’ diye peş peşe sorular gelmeye başlamış… Bizimkinin cevabı: “Maalesef beyefendi yerimiz kalmadı” olmuş… Karşı tarafın cevabı: “Peki hiç mi kalmadı” olmuş… Bu diyalog defalarca ve her telefonda tekrarlanmış… İllaki bir ısrar ve kabullenmeme durumu cevaplara mutlaka yansıyor…

Amerika’da barların önündeki korumalar içeri girmek isteyen tek erkeklere önce giremezsin derlermiş… Adam uslu uslu bu cevabı kabul edip gitmeye kalkarsa, korumalar tamam bu adam içerde arıza çıkarmaz, bir kadın onu reddetse bile sorun olmaz kanaatine varıp içeri öyle alırlarmış…

Ya da mağazada bir gömlek, kazak beğeniriz… Ama rengi kalmamıştır, bedeni kalmamıştır, depoda kalmamıştır. Hemen kasaya koşarız, başka şubelerinde var mıdır acaba? Hatta Türkiye’deki herhangi bir şubelerinde var mı acaba? Sorun değil… Biz illa ki o gömleği istiyoruz çünkü… On gün bile sürse bekleriz… Halbuki etraf dükkan dolu, seçenek dolu… O olmazsa başkası olur… Belki de daha güzeli olur… Bu bulamadığımız, olmayan şeyi bulmaya yönelik tutkumuz nereden geliyor acaba???

Ve zurnanın zırt dediği yer olan ilişkilere gelelim… İlişki daha başlamadan bile bir taraf diğer tarafı takıntı haline getirmeye adaydır… Daha kendisi bile emin olmadan, karşı tarafı tanımadan, ya tutarsa diye bir teklifte bulunur… Eğer karşı taraf hayır derse… Vay aman vay… Peşine düşmeler, telefonla aramalar, araya arkadaş koymalar, hele şimdinin internet dünyasında facebook’tan sürekli mesaj atmalar… “Dur bi kardeşim, ne oluyor dön bir kendine bak” demek gereken durumlardan biri… Hayır cevabı almanın sanırım en can sıkıcı taraflardan biri, insanın gururuna dokunması ve kendine güvenini yitirmesine sebep olması… Halbuki sadece iki tarafın birbirine uygun olmadığını anlamak yeterli… Eğer uygun olsaydı karşı taraf zaten ‘hayır ‘demez di ki… Cevapları bu kadar kişiselleştirmeye gerek olmadığını düşünüyorum…

Ve en zor hayır cevabının alındığı yer ise ilişki yaşanmıştır, anılar birikmiştir, duygular sel olup gitmiştir… Bir taraf birden ben artık istemiyorum der… İşte budur…Bütün mesele bu hayır cevabına olgunca yaklaşmasını bilmiyoruz… Bir inattır, bir kovalamacıdır başlıyor arkasından. Bir umutla denenen arkadaş ortamı ayarlamaları, biz zaten arkadaşız görüşsek ne olurki’ler, sokakta tesadüfen karşılaşmalar, telefonuna sürekli mesaj atmalar,  bunu niye kendimize yapıyoruz ki… Anlamak mümkün değil… Boşuna “kaçan balık büyük olur” dememişler galiba…  Esas mesele burada alınan ‘hayır’lardan sonra insanın kendi merkezinden fazla uzaklaşmaması… Bir denenir, iki denenir sonra da bir bunalım döneminden sonra tekrar hayata dönülür diye düşünüyorum. Israrcılık sadece karşı tarafı uzaklaştıracak bir hareketten ibaret olacaktır… Bir tatile çıkmalı, bir hobi edinmeli, ya da evde film seyredip yas dönemini olgunca atlatmasını bilmeli… Yeni yıl arifesinde olduğumuz bu günlerde, ‘hayır’ cevabına verdiğimiz tepkileri bir gözden geçirmeye ne dersiniz…

Sağlıcakla,

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: , , , , . 1 Comment »

Olumsuz duygular ömür yıpratır..

Olumsuz duygular ömür yıpratır..

Güzel duygular sevgi yaratır..

Olumsuz insanlar kapı kapatır..

İyi insanlar her zaman kendini aratır..

SEÇİM SENİN 😉

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »