Başkasının eksikliği senin saygınlığını yükseltmezki…

Adamın biri bir başkası için ileri geri konuşmaya başlamıştı. Orada bulunan büyük bir bilgin ona şunları söyledi:

— Yanımda başka birisini kötüleyip beni de onun hakkında kötü düşüncelere sevk etme ! —

Varsayalım senin bu söylediklerinden dolayı o adamın saygınlığı eksilmiş olsun. Fakat onun bu eksikliği senin saygınlığını yükseltmez ki!.. (Şeyh Sadi Şirâzî)

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Selahattın ne yapıyosun evladım?!!

Karikatür kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Ya tutarsa…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yelpaze tutuşları ve anlamları…

 

YELPAZE ”
Bilir misiniz, eskiden hanımlar her yere yelpazeyle giderlermiş. Eğer sağ elinizde yüzünüzü kapatacak şekilde tutarsanız, bu , ”peşimden gel ” demekmiş.

Eğer aynı şeyi sol elinizde tutarak yaparsanız, ”Peşimi bırak ”…

Eğer gögsünüzün üzerinde genişçe açarsanız ”Aşığım ” demek…
Evinde yelpazesi olanlar…
Güle güle kullanın

Hastalıklar ve doğru düşünme şekilleri…

Aşağıda hastalıkların zihinsel nedenleri ile ilgili birkaç örnek vermek istiyorum..
Hastalıkları kalıcı bir biçimde ortadan kaldırabilmek için bu hastalığa neden olan düşünce kalıbınızı iyileştirmeniz gerekir..
 
Aşağıda hastalıkların nedeni, yerine koymanız gereken olumlu düşünce şekli yer alacak..
Eğer bu hastalıklara sahipseniz lütfen bunu yapın..
Devamlı onaylamaları tekrar edin..
İyileşmenin ne kadar hızlı olduğunu, olumlu düşünce şeklinizin de hayatınızdaki diğer problemleri nasıl hallettiğini, ilaç tedavinize de nasıl destek olacağını göreceksiniz.
 
Başınız ağrıyorsa; Kendinizi hangi konuda yargılıyorsunuz sorusunun cevabını bulun..
Kendini eleştirme, değersiz görme ile ilgilidir..
Migren türü ağrılar ise mükemmeliyetçi olan ve bu yüzden kendilerine çok baskı yapan kişiler tarafından yaratılır..
Migrende yoğun olarak bastırılmış kızgınlık vardır..
Onaylaması; Kendimi çok seviyor ve onaylıyorum, kendimi affediyorum.. Emin ellerdeyim..
 
Sinüs ağrıları; Burunun çok yakınında hissedilir.
Hayatınızda size çok yakın olan birisinden duyduğunuz rahatsızlığı gösterir,
o kişi tarafından ezildiğinizi hissediyor olabilirsiniz..
Onaylaması; Hayatın bütünüyle birim.
Huzur, uyum ve dengenin her zaman içimi kapladığını ve beni kuşattığını ilan ediyorum.
Her şey yolunda. Ben kendi gücüme sahip çıkıyorum.
 
Boyun ağrıları, tutulma; Düşüncelerimizde esnek olma,
sorunun öteki yüzünü görme,
başka bir kişinin bakış açısını anlamayı temsil eder.
İnatçılığı ve hep haklı çıkma isteğini bırakmak gerekir.
Olumlaması; Hayatla barış halindeyim, rahatım.
Bir meselenin her yönünü esneklikle ve kolaylıkla görüyorum.
Başka bakış açılarını da sevgiyle  algılıyorum, güvendeyim.
 
Boğaz; Kendimizi doğru bir şekilde ifade edemiyoruz, “istediğim şeyi söyleyemiyorum..” düşünce kalıbını içerir.
Kendimizi ifade etme korkumuzu, hakkımızı aramaktan çekinme korkumuzu, “ben buyum” deme cesaretimizin olmayışını gösterir.
Kızgınlık boğaz ağrılarının nedeni.
Eğer soğuk algınlığı da varsa zihinsel karışıklık yaşıyoruzdur..
Larenjit konuşamayacak kadar öfkeli olduğumuzu gösterir.
Yaratıcılığımız engellendiğinde boğazla ilgili sorunlar olur.
Hayatlarını başkaları için yaşayan anne/ baba/çocuk/eş/sevgili/patron vs.
kendi istediklerini hiç yapamayan bir çok  insan
BADEMCİK ve TİROİD sorunları yaşarlar.. Engellenmiş yaratıcılığın sonucudur.
Ayrıca boğazdaki enerji merkezimiz bedende değişimin olduğu yerdir..
Değişime karşı koyduğumuzda, değişmeye çalıştığımızda genellikle boğazımızda sorun yaşarız..
Öksürdüğünüzde ya da biri öksürdüğünde dikkat edin.. Ne konuşuluyordu?
Neye tepki gösteriyoruz? Direnç ve inatçılık mı yoksa değişim süreci içinde misiniz?
Öksürdüğünüz an elinizle boğazınızı tutun “değişmeye hazırım” “değişiyorum” deyin…
Olumlama; Düşündüklerimi, isteklerimi, hissettiklerimi rahatlıkla ve özgürce ifade ediyorum.
Yaratıcıyım, sevgiyle konuşuyorum.
Değişmeye hazırım. Kendim olmakta özgürüm. Emin ellerdeyim.
 
Sırt; Destek sistemimizi temsil eder.
Sırt ile ilgili sorunlar genellikle yeterince destek görmediğimizin ifadesidir.
Yalnızca bizi işimizin, ailemizin, eşimizin desteklediğini düşünürüz.
Bu yanlış bir inanış şeklidir.. Gerçeği ise, evren ve hayat bizi destekler.
Onaylama; Hayatın her zaman beni desteklediğini biliyorum ve kabul ediyorum..
Üst sırt ağrıları; Duygusal destekten yoksunluk.. “Eşim, ailem vs beni anlamıyor ve desteklemiyor.”
Onaylama; Kendimi seviyor, beğeniyor ve onaylıyorum. Hayat beni seviyor ve destekliyor.
Orta kısım; Suçluluk duygusuyla ilgili.. Geçmişimizde arkamızda kalan bir şey.
Sırtınızdan bıçaklandığınızı mı düşünüyorsunuz,
arkanızda ne bıraktığınızı görmekten mi korkuyorsunuz
ya da arkada bıraktığınız bir şeyi mi gizliyorsunuz?
Onaylama; Geçmişi geride bırakıyorum.
Geçmişin geleceğim üzerimde hiçbir etkisi yok.
Yüreğimde sevgiyle ilerlemek için özgürüm..
Alt bölüm ise; Bitip tükendiğini hissetme,ekonomik sorunlarla bir çıkmaz içinde olma, ekonomik endişelerin ifadesidir..
Parasızlık ya da parasal korkular bu bölümle ilgilidir..
Onaylama; Yaşam sürecine güveniyorum.gereksindiğim her şey daima sağlanacaktır. Emin ellerdeyim.
 
Sinir Bozukluğu; Sinirler İletişimi temsil eder.
Ben merkezcilik (sadece kendini düşünme). İletişim kanallarını kapatma
Onaylama; Yüreğimi açıyor ve sadece sevgi dolu iletişim biçimleri yaratıyorum.
Güvenlik içindeyim ve iyiyim. Rahatça ve keyifli iletişim kuruyorum.
 
Akciğerler; Hayatı içine alma kapasitesini temsil eder.
Akciğer rahatsızlıkları, zatürre nedeni; depresyon, keder, hayatı içine almaktan korkma, kendinde hayatı dolu dolu yaşama hakkını görmeme..
Hayatı reddediş..
Olumlama; Hayatı kusursuz bir dengeyle içime alıyorum.
Hayatın bütünlüğünü içime alma kapasitesine sahibim.
Hayatı sevgiyle ve dopdolu yaşıyorum.
 
Kalp; Sevgi ve güvenlik merkezini temsil eder.
Kendimizi sevgi ve sevinçten yoksun bırakma..
Çoktan beri süren duygusal sorunlar.
Kendini yalnız ve panikte hissetme.
“Ben yeterince iyi değilim, yeterli değilim, asla başaramayacağım” inancı ile yaşayanlar kalp hastası olurlar.
Onaylama; Kalbim sevgi ritminde vuruyor.
Neşe ve sevinci kalp merkezime geri getiriyorum.
Herkese sevgi gösteriyorum.
Sevinç içinde yaşıyorum. Sevincin, zihnimden, bedenimden ve deneyimlerinden akmasına sevgiyle izin veriyorum.
Tüm hayatla birim ve evren beni bütünüyle destekliyor. Her şey yolunda.
 
Yüksek Tansiyon; Çoktan beri süren, çözülmemiş duygusal sorun.
Onaylama; Geçmişi sevgiyle geride bırakıyorum. Huzur içindeyim.
 
Düşük Tansiyon; Çocukken yeterince sevgi görmemiş olma.
“Ne anlamı varki?”
“Nasıl olsa işe yaramayacak” yaklaşımı içinde yaşama.
Onaylama; Artık daima sevinçli olan ŞİMDİ de yaşamayı seçiyorum.
Hayatım bir sevinç kaynağıdır.
 
Mide; Besinleri taşır. Tüm yeni düşünce ve deneyimlerimizi sindirir..
Bu hayatta hazmedemediğiniz, kabul etmediğiniz nedir?
Yeniliklere kolaylıkla adapte olamıyoruzdur.
Mide bulantısı; Bir fikri ya da deneyimi reddetme..
Ekşimesi; Korku, korku.. Sıkıştırıcı korku..
Gastrit; Büyük korku, dehşet.. Yeniden korkma, yeniyi özümseyememe..
Ülser; Yeterince iyi olmadığına inanma. Kendini sevmeyi redetme.
Birilerini hoşnut etmeye çalışma.
Olumlama; Hayatı rahatça sindiriyor ve özümsüyorum. Güvendeyim, yaşam sürecinin bana yalnızca iyi şeyler getireceğine inanıyorum. Hayat benimle anlaşma ve uyum içinde. Her gün, her an yeniyi özümsüyorum. Kendimle barış içindeyim. Kendimi seviyor beğeniyor ve onaylıyorum.
 
Bacaklar; İleriye doğru atılan adımlar.adım atmaktan korkma,
bir şeyleri yapmak istemediğimiz zaman bacaklarımızda sorunlar çıkar.
Gelecekten korkma.
Olumlama; Hayat benim için var.
Geleceğimde her şeyin iyi olduğunu bilerek güven ve neşeyle ilerliyorum.
 
Dizler; Boyun gibi esneklikle ilgilidir. taviz verme, gurur, ego ve inatçılığı ifade eder.
İleri doğru adım atarken taviz vermekten korkar, katılaşırız.
Bu eklem yerlerini sertleştirir.
İlerlemek isteriz ama değişmek istemeyiz.
Bu yüzden dizin iyileşmesi uzun süre ego devrededir.
Huzurlu olmak için esnek olmalı, takılıp kalmamalıyız..
Olumlama; Ben esnek ve akıcıyım..
Şefkat ve merhamet, bağışlama ve anlayış içindeyim.
Kolaylıkla eğiliyor ve akıyorum.
 
Kazalar; Kızgınlık ifadesidir.
Birikmiş öfke, otoriteye karşı çıkma arzusu.
O kadar kızgınız ki birisine vurmak isteriz ama birisi bize vurur(çarpar). Şiddete inanma..
Onaylama; Bu durumu yaratan düşünce kalıbımı terk ediyorum.
Barış halindeyim, ben değerliyim.
 
Kanser; Derin bir biçimde incinme, yaralanma.
Uzun zamandır süren kızgınlık.
İnsanı yavaş yavaş yiyip bitiren derin bir sır ya da üzüntü. Nefretleri taşıma.
Olumlama; Tüm geçmişi sevgiyle bağışlıyor ve serbest bırakıyorum.
Dünyamı sevinçle doldurmayı seçiyorum.
Kendimi seviyor ve onaylıyorum.
 
 Bu hastalıklar sadece birkaç çalışma örneği,
yurtdışında hastanelerde tıbbi tedavi ile birlikte bütünsel tedavi altında kullanılan
ve hastalara tavsiye edilen çalışmalardır

Not: Tabi bunların alternatif yöntemler olduğunu unutmayalım… Biz hasta olduğumuzda doktora da gidelim bunları da yapalım…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 3 Comments »

Yok bu benim şahsi kanaatim…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Sağol çok tatlısın…

 

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Günün fotosu… 09.07.2011

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Eskiden ”Kapıyı kapat” denilmezmiş. Allah (cc) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. "Kapıyı ört, ya da sırla" denilirmiş…

 

Eskiden “Kapıyı kapat!” denilmezmiş. Allah (cc) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. “Kapıyı ört, ya da sırla” denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş.

“Lambayı söndür” demezlermiş. Allah (cc) kimsenin ışığını söndürmesin. “Lambayı dinlerdir” derlermiş. Lamba yakılmaz, uyandırılırmış.

Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağırılmazmış. “Agâh ol erenoler” derlermiş. Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan… Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.

Hanımlar beylerine “Efendi” derlermiş, “siz” derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş.

Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için adı “Karınca basmaz Efendi” ye çıkan insanlar varmış.

Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebdenmiş.
Kapı eşiğindeki misafirlere ait ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş. “Git bir daha gelme!” der gibi değil de. “Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsa” dercesine dizilirmiş.

Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış.

Üstad Necip Fazıl bu hali “Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler,
Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler.” diye tarif eder

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatta yaptığımız seçimler üzerine…

http://youtu.be/Qy92CmALebk

Sonuç seçimlerde hep aynıdır: acı.
Her neyi seçersen seç, seçemediğin hep üzüntü kaynağı olacaktır. Aklın hep o seçemediğinde kalacaktır. Hayatta her şey yüzde ellidir.
Aklınla davransan yüreğin, yüreğinin sesini dinlesen aklın sana bu soruyu hep soracaktır.
Seçemediğin hep acı verecek bu sabit. Acı hep olacak.”
-Bu kadar mı umutsuz yani? Güzel bir yanı yok mu bu seçimlerin?
-Olmaz olur mu? Var. Acını seçmekte özgürsün..

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Evine dön çocuk…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ayna Çalışması…

 

Ayna Çalışması

 

Bir kişiye kızdığımız ya da bir olaya üzüldüğümüz zaman, burada kendi içimize dönüp aramamız gereken üç şey vardır.

 

1. Bu olay, negatif bir bilinçaltı kaydımı değiştirmem gerektiğini mi haber veriyor?

 

2. Bu olay ya da kişi, hangi korkumun düğmesine basıyor?

 

3. Bu kişi bana aynalık mı yapıyor?

 

Birinin bize aynalık yapması ne demektir?

 

Birinin bize aynalık yapması demek, bize kabul etmediğimiz ve kimse fark etmesin diye büyük bir gayretle kendimizden bile sakladığımız yönlerimizi göstermesi demektir

 

Birine bir sıfat söylüyorsanız, örneğin kıskanç diyorsanız, siz nerede, ne zaman ve nasıl kıskançlık yaptığınızı bulup bu huyunuzla yüzleşmeniz gerekebilir.

 

Elinize bir kağıt kalem alın. Bütün yakınlarınızın ve birlikte çok vakit geçirdiğiniz kişilerin ismini alt alta yazın. Anne, baba, eş, çocuk, kardeş, çok sık görüştüğünüz yakın dostlar. Şimdi de her bir ismin yanın onların beğenmediğiniz yönlerini yazın. Sonra da bunları bir bir nerede, ne zaman ve nasıl yaptığınızı bulun. Kimin hakkında ne dediyseniz, kendinizde bulabilirsiniz.

 

“Niye etrafımda bu tip insan dolu?” diye soruyorsanız. Biliniz ki o tip insan sizsiniz ama bunu kabul etmiyor, içinizde bir yerlerde böyle olduğunuz için kızıyor ve değilmiş gibi davranıyorsunuz. Sizinle aynı enerjide olan insanları etrafınıza çekersiniz. Siz onlara, onlar size aynalık yaparsınız. Siz enerjinizi çözdüğünüz zaman, ya hayatınızdan çıkacaklar ya da size karşı davranışları değişecektir. Onlar değişmeyecekler, diğer kişilere yine eskisi gibi davranacaklar, ama size karşı davranışları değişecektir. Siz enerjilerinizi değiştirdiğiniz zaman karşınızdaki kişilerin size karşı olan davranışlarını da değiştirmiş olursunuz. Sizden giden mesaj değiştiğinde, karşıdan yansıyıp size dönen mesaj da değişmiştir

 

Yalancı, bencil, nabza göre şerbet veren, iki yüzlü, saldırgan, öfkeli, hazır cevap gibi sıfatları karşımızdaki insanlar için kullanırız…. Bunların hepsini nerelerde, nasıl yaptığımızı bulmamız gerekiyor. Gerçekten bizim olmadığımız bir şey yok, biz her şey olduk. Şimdi bize bunları gösteren kişinin varlığına da şükretmeliyiz.

 

Daha detaylı anlatmak gerekirse diyelim ki  çevrenizde yalancı insanlar varsa ve sizi bu huyları ile rahatsız ediyorlarsa, ya “Yalancı benim” demeyi öğreneceksiniz ya da onlara kızıp köpürerek çevrenizde kendinize çektiğiniz yalancı insanların sayısını artıracaksınız. Siz yalancı olduğunuzu kabul ederseniz, ya yalan söylemekten vazgeçeceksiniz (beyaz yalan bile olsa) ki size de yalan söylenilmesin, ya da yalan söyleyen insanlara kızmaktan vazgeçeceksiniz. Çünkü onlar da aynı sizin gibi bir takım korkuları yüzünden yalan söylüyorlar.

 

Eğer peşin peşin her şey olduğunuzu kabul ederseniz bütün dünyaya bakışınız değişecektir.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Öteki, kıçımı acıtıyordu…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Vişne Likörü… alkollü… alkolsüz…

 

VİŞ.LİKÖRÜ

Alkolsüz Vişne Likörü Yapımı

MALZEMELER

  • 1 Kilo taze ve olgun vişne
  • 1/2 Kilo şeker
  • 1 Çorba kaşığı karanfil
  • 1 Çorba kaşığı küçük kakule (habeş kakulesi olmasın)
  • 3-4çubuk tarçın

 

YAPILIŞI

Olgun fakat eziksiz vişneler sapları kopmadan uçları biraz kesilerek yıkanır. Bir süzgece konur ve süzülmeye bırakılır. Süzülünce kapaklı bir kavanoza bir kat vişne bir kat toz şeker olmak üzere dizilir. Kavanozun ağzına temiz bir bez bağlanır ve kapağı kapatılır akabinde güneşe konur. Ara sıra temiz ince bir çubukla karıştırılır. Şeker eriyip vişne suyunu bırakınca iri parçalara bölününce tarçın karanfil ve havanda ezilen kakuleler temiz bir tülbentle çıkın yapılır ve şekeri eriyen vişnelerin içine atılır. Güneşten alınarak dolaba bırakılır. 6 ay kadar sonra içindeki çıkın çıkarılır. Arzu edilirse süzülerek şişelere doldurulur. Fakat daha uzun bir müddet vişneler içinde durursa daha da keskin olur. Bu liköre hiç alkol konulmaz durdukça kendi kendine keskinleşir. Afiyet olsun.

 


Alkollü Vişne Likörü Yapımı

 

MALZEMELER

 

  • 2 kilo vişne
  • 2 kilo toz şeker
  • 2 adet muskat 
  • 2-3 çubuk tarçın
  • 5-6 ad karanfil
  • Saf alkol veya votka         

 

YAPILIŞI

Vişnelerin saplarını çıkarıp yıkanır süzgeçte süzülür kavanoza 1kat vişne 1kat şeker olmak üzere dizilir. İçine tarçın karanfil muskat konulur. Kavanozun ağzı kapatılıp güneşli bir yere konulur. 2 günde bir tahta kaşıkla karıştırılır. 2 ay bekletilip önce süzgeçle sonra tülbentle süzülüp kalan vişne suyuna alkol konulur. Alkolün miktarı arzuya göre ayarlanır. Şişelere doldurulur. Kalan vişne parçaları kavanoza konulup buzdolabında saklanır. Likörler servis yapılırken kadehlere vişne tanecikleri eklenir.

Keyifli saatlerde keyifli yudumlar.

Yemekte Ne Var ??? kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım. [ Oğuz Atay ]

 

 

Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım. [ Oğuz Atay ]
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »