Yanımızdakinin acısına duyarsızlaşmışız…

11039189_897592043636373_304149469646346749_n[1]

Başkalarıyla Doğru İletişim Kurmak İsteyenler İçin

Geçenlerde yağan kar nedeniyle birçok kaza  yaşandı. Bunlardan birisi zincirleme bir  kazaya karışan ve çok şükür kendisine bir şey
olmayan bir kadının başına geldi. Korkuya  kapılan kadın ilk iş olarak eşini aradı ve  eşinin ilk cevabı “Arabada bir şey var mı?” oldu…

Bir başka kadının doktor randevusu vardı.Tek başına gitmeye çekindiği bir  randevuydu. Fakat yakın bir akrabası olmadığından tek başına gitmesi  gerekiyordu ve eşine söyledi ama  gelemeyeceği için ısrar etmedi. Sadece randevu saatini söyledi ve dua istedi… Muayene sonucu korktuğu gibi olmadı, sonuç iyiydi. Eve geldi ve eşinin randevunun  nasıl geçtiğiyle ilgili bir şeyler sormasını bekledi… Aradan on beş gün geçti. Hala  bekliyor…

Bir adam arabasından inerken kaydı ve  düştü, ayak bileği incindi. (Sonradan kırık  olduğu anlaşıldı.) Kapıda kendisini  karşılayan eşi arkadaşıyla konuşuyordu. Adam canının yandığını, ayağının kırılmış olabileceğini söyledi. Ama kadın “Aaa, öyle mi?” diyerek arkadaşıyla konuşmaya devam  etti, adam donakaldı… Hala donmuş durumda, duygusu yok…

Bir başka adam babasının hasta olduğunu  öğrendiği için akşam babasına uğramak  istediğini söyleyince, eşi “Ama dışarıda
yemek rezervasyonumuz vardı.” cevabını alınca üzüntüsünü içine attı…

Ve daha birçok örnek… Her gün  yaşadığımız, yaşattığımız… Kendimiz için önemli olan bir şeyi karşımız  için aynı önemde görmediğimiz onca olayın  içinde kalpler kırılıyor. İlişkiler can çekişiyor. Bazı önemli olaylar vardır, bunların ıskalanması telafisi zor aralıklar koyar
insanların arasına. Sonra herkes unutmuş gibi yapar. Bazen çaresizlikten, bazen de  durum acı verse de ilişkiyi bitirmek için
yeterince büyük görülmediğinden…

Fakat hesap bir gün kabardığında, çok küçük bir  rüzgar gelir ve çok güçlü zannedilen ilişkiler  dağılıp gider. Yıpranma yıllar sürer, yıkılması ise bir andır.  Bazen hiç ummadığınız bir şey gelir ve sizin  çok sağlam sandığınız her şeyi alır götürür. Küçük ihmaller, hiçbir zaman küçük
değillerdir. Altlarında daha derin  düşünceleri örterler. Bunların başında da “Sana değer vermiyorum!” düşüncesi vardır
veya “Senin acın beni ilgilendirmiyor!” düşüncesi…

İşte ruh birlikte eğlenebildiği ama birlikte acısını paylaşamadığı ruha karşı soğur. İnsan, karşısındaki insanın kendisini ne  kadar sevdiğini verdiği hediyelerle ölçmez  çoğu kere. Böyle durumlarda sınanır sevgi.  Ve insan sınanana kadar ne kadar sevildiğini  bilemez. Ne kadar sevdiğini de. Sevgi sınar  çoğu kere ve bazıları kaybeder çok azı da kazanır…

Bu günlerde kaybedenler çoğunlukta  görünüyor. Sanıyorum ki bir nedeni de  yanımızdakinin acısına duyarsızlaşmamız…
Hep eğlenceli bir şeylerin peşinden  koşmamız… Ve sadece kendimiz için yaşama  çabamız… Oysaki yanımızdaki olmadan yaşayamayacağımızı unutuyoruz.
Yediveren Yayınları