

Karı koca kahvaltı yaparken kadın bir anda elindeki tavayı kocasının kafasına geçirir. Ne olduğunu anlamayan kocası şaşkınlıkla durumu sorar.
Kadın: Dün pantolonunu yıkarken içinde üstünde Çiğdem yazan bir kağıt buldum.
Bunun üzerine koca: Karıcım o geçen gün üzerine bahis oynadığım ayın ismi der.
Bu açıklamayı yeterli bulan kadın rahatlamış bir şekilde kahvaltısınıa devam eder.
İki gün sonra yine kahvaltıda, bu sefer daha büyük bir tava ile kocasının kafasına öyle bir vurur ki kocası bir kaç dakika kendine gelemez. Ayılınca karısına yine durumu sorar ve kadın cevap verir:
*
*
Dün senin at aradı…
Motivasyon, mutlu ve başarılı olmak için hayati önem taşır. Aşağıdaki ipuçları, kendi kendinizi motive etmenize ve bunu sürdürebilmenize yardımcı olacaktır. Bunlar, pratik ve sonuca yönelik tavsiyelerdir. Uygulamadığınız sürece, genel kültürden öteye geçmeyeceklerdir.
1. Hikayenizi Yazın
Temiz bir kağıda bir iki paragraf olacak şekilde arzu ettiğiniz geleceğin hikayesini yazın. Gelecekte yapmakta olduğunuz şeyi, yaşadığınız yeri ve sahip olduklarınızı yazın. Bu sizi, hem şimdi hem de gelecekte motive edecektir.
2. Geleceği Gözünüzde Canlandırın
Gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte ne yapıyor olarak görmek istiyorsanız, onu yaparken canlandırın. Sağlıklı bir şekilde koşuyorsunuz, bahçenizdeki çiçekler ile ilgileniyorsunuz ya da çalışıyorsunuz. Örneğin, hayaliniz küçük bir işyeri açmaksa, kendinizi açılış gününde, müşterileriniz ve çalışanlarınız ile selamlaşırken hayal edin. Böylece, hayallerinizi somutlaştırabilirsiniz.
3. Geçmişi Gözünüzde Canlandırın
Geçmişi gözünüzde canlandırdığınızda, daha önce nerede olduğunuzu ve ne kadar yol kat ettiğinizi görürsünüz. Planlı hedeflerinize ne kadar ulaştığınızı ve nerelerde hata yaptığınızı anlarsınız. Bu sizin doğru yolda ilerlemenizi sağlayacaktır. Bir şoförü düşünün, yalnızca önüne baksa ve dikiz aynasından yararlanmasa nelere maruz kalabilir. Zaman zaman geçmişe bakmak, en az şoförün dikiz aynasına bakması kadar yararlıdır.
4. Büyük Düşünün
Geleceğiniz ile ilgili büyük düşünmekten korkmayın. Bu, kısa süreli başarısızlıklarınıza katlanmanızı kolaylaştıracaktır. Engeller, sizi durduramayacaktır. Çünkü, sizin gözleriniz büyük hedefe kilitlenmiş olacaktır. Uzun bir zamandan sonra sevdiğinize kavuşacağınızı düşünün, onu tren garından almaya giderken, bardaktan boşanırcasına yağan, sizi sırılsıklam eden yağmur, rahatsız eder mi?
5. Kendinizi Eğitin Hedef ya da hayaliniz ile ilgili her şeyi öğrenin, okuyun, konuşun, dinleyin ve deneyin. Eğer bir yazar olmak istiyorsanız, ders alın, kitaplar okuyun, yazın, diğer yazarlar ile konuşun, atölye çalışmalarına katılın.
6. Düzenli Olun
Temiz, düzenli ve iyi organize edilmiş bir ev, ofis ve hayat, motive edilmiş akıl için olmazsa olmaz niteliği taşımaktadır. Fiziksel dağınıklık, zihinsel dağınıklığa neden olur. Düzenli bir hayatınız olsun, böylece kendinizi her gün daha da zinde hissedeceksiniz. Örneğin, gece yatma, sabah kalkma saatiniz düzenli olsun. Mutlaka kahvaltı edin ve sabah en az yarım saat yürüyüş yapın.
7. Evinizde ve Ofisinizde Motivatörlere Yer Verin
Evinizde, ofisinizde, arabanızda, cüzdanınızda size hedef ve hayallerinizi hatırlatacak sembollere, işaretlere, notlara ya da objelere yer verin. Bu hatırlatıcılar, sizin motivasyonunuzun devamının garantisi olacaklar. Son model bir araba sahibi olmayı mı istiyorsunuz? O halde hayalinizdeki arabanın resimlerini odanızın duvarına asın, cüzdanınızda saklayın ve ihtiyaç duyduğunuz an bakıp, hedefinizi hatırlayın.
8. Gönüllü Çalışmalara Katılın
Gönüllü olarak başka insanlara yardım edin. Bunu yaptığınızda, diğer insanları mutlu etmenin ne kadar tatmin edici bir şey olduğunu fark edeceksiniz. Haftasonları, eşinizle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na gitmek iyi bir fikir olabilir.
9. Kendi Motivasyonunuz ile Başkalarını Motive Edin
En iyi öğrenme yöntemi, öğretmektir. Çocuklarınızın motive olmalarına, arkadaşlarınızın daha etkili hedefler belirlemelerine, eşinizin kişisel hayallerine ulaşmasına yardımcı olun. Onlara yardımcı olduğunuz zamanlarda, aslında kendinize de yardım ediyor olacaksınız.
10. Çocuklar ile Zaman Geçirin
Çocuklar ile zaman geçirmek size perspektif kazandıracaktır. İşteki yada özel hayatınızdaki sıkıntı yada endişeler, çocuklarınız ile oynadığınızda eriyip gider. Çocuklar her şeye basit yollu bakarlar ve bunu öğrenmek bile bizim için kar sayılır.
11. Badilik Sistemi Kurun
Eşinizin kendi gelişimine yönelik hedefleri yada bir şeyleri başarmak isteyen yakın bir arkadaşınız var mı? Eğer varsa, onlar ile ‘badilik sistemi’ kurun. Birbirinizi motive edin, uyarın, cesaretlendirin ve hedeflerinizde yardımcı olun.
12. Kendinize Bir Model Bulun
Kendisinden bir şeyler öğrenebileceğiniz rol model seçin. Bu kişi, sizin saygı duyduğunuz ve kendisi gibi olmak istediğiniz birisi olmalıdır. Saygı duyduğunuz bir insanı örnek aldığınızsa, tekerleği yeniden icat etmeniz gerekmeyecektir.
Eğer çevrenizde böyle bir kişi yoksa, ünlü bir lideri, sanatçıyı yada bilim adamını da rol model olarak alabilirsiniz. Kendisi ve yaptıkları hakkında tüm bilgileri edinerek, hedeflerinize ulaşmak için kullanabilirsiniz.
13. Yürüyüş Yapın ve Araba Kullanın
Şöyle bir etrafı gezin yada bulunduğunuz semtte arabanızla dolaşarak, rahatlayın, serbest zaman geçirin. Hepimizin rahatlamaya ihtiyacı var ve aslında hızlı yürüyüşler yapmak, araba kullanmak, gerçekten iyi birer çözüm. Bu şekilde yaptığınız mekan değişikliği, üzerinizdeki olumsuz havayı dağıtacaktır.
14. Başarı Hikayelerini Okuyun
Etrafınızdaki insanların başarı hikayelerini okuyun. Günlük gazetelerde bile size ilham verebilecek, motive edecek ve harekete geçirecek düzinelerce küçük başarı hikayeleri var. Kütüphaneler, sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan biyografi ve otobiyografileri ile dolu. Hepsi, sizi başarıya ulaştırmak için raflarda heyecanla bekliyorlar.
15. Müzik Dinleyin
Müzik sakinleştirir, heyecanlandırır, hüzünlendirir ve hatta motive edebilir. Koşu yaparken Rocky’nin film müziğini dinlemek, müziği motivatör olarak kullanmaya en güzel örnektir. Sizi motive edecek şarkıları belirleyin ve ihtiyacınız olduğu durumlarda onlardan yararlanın.
Mesela, sabahları ofisime yada eğitim vereceğim şirkete giderken, ‘türkü’ dinlemekten çok zevk alıyorum ve bu beni motive ediyor.
16. Motive Edici Filmler İzleyin
Sizi motive eden filmlerin listesini yapın ve küçük bir arşiv oluşturun. Örneğin; Forrest Gump filmini izlemek pek çok kişiyi motive edebilir. Biliyorsunuz bu filmde, IQ’su normal insanlardan çok daha düşük bir kişi, büyük başarılara imza atıyordu.
17. Motive Edici Alıntıları Okuyun
Gerek internette, gerekse kitaplarda size ilham verecek ve motive edecek binlerce alıntı bulunuyor. İnternette dolaşın ve aranın çiçeklerden bal topladığı gibi bilgileri toplayın.
Bunlar işinize çok yaracaktır, çünkü hepimizin hayatı yorumlama şeklimiz farklıdır. Hayata farklı açılardan bakmanızı sağlayacak hikayeler bile çok işinizi görecektir.
18. Sağlıklı Beslenin
Mutlu bir yaşam için, sağlıklı beslenme çok önemlidir. İyi bir diyet, sizin vücut sisteminiz için gerekli olacak tüm besin, vitamin ve mineralleri içerir. Fazlası zaten zararlı olacaktır. Ne demişler, “sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur”. Vücudunuz ve motivasyonunuz için sağlıklı beslenin. Sigara ve alkolden uzak durun.
19. Yeterince Uyuyun
Bazı insanlara 6 saat uyku yeterken, bazıları için 8 saat gerekli olabilir. Yeterince uyuduğunuza emin oluncaya kadar uyuyun. Ancak, 8 saatten fazla olmamasına da dikkat edin. Düzenli ve yeterli bir uykuya sahip olmanın, hem vücudunuz hem de zihniniz açısından ne kadar yararlı olduğunuz göreceksiniz.
20. Sürekli Öğrenin
En önemli ders bu. Etrafınızdaki dünya hakkında sürekli öğrenmeye devam edin ve asla durmayın. Sizi ilgilendiren şeyler hakkında okuyun, dinleyin ve öğrenin. Mesela, sorulan bir soruya “bilmiyorum” demenin tadını çıkarın, sonra hemen öğrenin. Meraklı olun. Biliyorsunuz, merak ilmin hocasıdır.
Hedefler olmadan, hayatınızda kalıcı değişiklikler yapmanız oldukça zordur. Aşağıdaki ipuçlarını kullanarak etkili ve verimli hedefler belirleyebilirsiniz.
21. Hedeflerle Çalışın
Hedefler ile ilgili en önemli ipucu bu. Hedeflerle çalış..!
Hedefler, hayatınızın tüm alanlarındaki gelişiminiz için önemlidir, eğer hedefsiz çalışırsanız, gelişiminizde güçlükler ile karşılaşırsınız.
İstediğinizi elde etmek için, işinizi şansa bırakmanız hiç de iyi bir yol değildir. Earl Wilson’un güzel bir sözü var. Diyor ki : “Başarı mı? Başarı tamamen şansa bağlıdır. İnanmazsanız başarısız insanlara sorun..!”
Hedeflerle çalışın, onlar size başarıyı ve yanında meyvesi olan mutluluğu getireceklerdir.
22. Beyin Fırtınası Yapın
Temiz bir kağıt ve kalem alın. Uygun bir ortama geçin. Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, telefondan uzak. Sonra, düşünün, düşünün ve tekrar düşünün. Aklınıza gelen her düşünceyi yazın. Parasal hedefler, kişisel hedefler, İlişkisel hedefler, sağlığınız ile ilgili olanlar vs. Tüm fikirleri yazın.
Bitirdiğinizde, üzerinde çalışmak için gereğin fazla hedefiniz olacak. Bunlar arasından sizin için önemli olanları seçin.
23. Hedefinizi Kağıda Yazın
Üzerinde çalışacağınız hedefi seçmeden önce, onu bir kağıda yazın, hedefinizin somutlaşmasını sağlayın. Böylece, sizin için gerekli olup olmadığına daha kolay karar verebilirsiniz.
24. Hedefi Seçme Nedenlerini Yazın
Neden bu hedefi seçtiniz? Hedeflerinizin her biri için, ”Bunun bana ne yararı var” sorusunu sorun. Hedefi seçme nedenlerinizi kolaylıkla açıklayabiliyor olmalısınız. Eğer açıklayamıyorsanız, bu hedefi listeden silin ve diğerine geçin.
25. Hedefinizin Spesifik Olmasını Sağlayın
Hedefinizin etkili olabilmesi için, onu spesifik olarak ele alın.
“Çocuklarınız ile ilişkilerinizi geliştirmek” çok önemli ve yapmaya değer olabilir, ancak hedefiniz adına çok geniş bir tanımlama olacaktır. Bunun yerine, daha spesifik bir hedef belirleyin. Mesela, Pazar günleri beraber pikniğe çıkmak, akşam yemeklerinizi saat 19:00-20:00 arasında birlikte yemek, yada gece yatmadan önce onlarla 1 saat sohbet ederek bilgi ve deneyimlerinizi aktarmak gibi. Bu sizi hedefinize daha kolay ulaştırabilir.
26. Terminler Kullanın
Hedeflerinizin gerçekleşmesini engelleyecek en ölümcül şey, ertelemektir. Bu problemin üstesinden gelmenin en iyi yolu termin kullanmaktır.
Hedeflerinizde yaptığınız gibi, terminlerinizi de spesifikleştirin. Elimdeki projeyi 5 Ocak 2004’e kadar bitireceğim gibi…
27. Başlama Tarihi Kullanın
Termin önemli, ancak onun kadar önemli olan başka bir konu daha var ki, bu da başlama zamanının net olmasıdır. Hedefiniz için yola çıkarken, başlama tarihini ertelemeye yönelik pek çok nedeniniz olacaktır. Bunun üstesinden gelmek için, başlama tarihi belirleyin ve o tarihe sadık kalın.
28. Büyük Hedefler Seçin
Hedeflerinizin etkili olabilmesi için, ulaşılabilir-zor olmalıdır. Eğer hedefiniz başarılması kolay ise, motivasyonunuz düşer.
Hedefleriniz ulaşılabilir olmalı, ancak aynı zamanda sizin mevcut yetenek ve becerilerinizi geliştirmenizi gerektirecek kadar da zor olmalıdır.
29. Ulaşılabilir Hedefler Belirleyin
Ulaşamayacağınız hedefler belirlemek, sununda, sizde hayal kırıklığı, kızgınlık ve özgüven sarsılması yaratır. Hedefleriniz ulaşılabilir-zor ve mantıklı olmalıdır.
30. Detaylı Aksiyon Planı Hazırlayın
Hedeflerinizin her bölümü için, adım adım detaylı aksiyon planı hazırlayın. Pek çok hedef, ne zaman ne yapılacağı planlanmadığı için başarısızlığa uğrar. Yapacağınızı planlayın ve planladığınızı yapın.
31. Abartmayın (Gereğinden Fazla Hedef ile Çalışmayın)
Aynı anda çok fazla hedef üzerinde çalışmayın. Başlamak için bir ila üç arası hedef uygun olacaktır.
32. İlerlemenizi Ölçün
Çalışmalarınızdaki ilerlemenizi ölçün. 300 sayfalık bir roman yazmak istiyor olabilirsiniz. 300 sayfayı birden hedeflemeyin. 25 ila 50 sayfalık artışlar şeklinde düşünün ve tamamladığınız sayfaların günlük çetelesini tutun. İlerlemenizi ölçmek, hedefiniz gerçekleşinceye kadar motivasyonunuz en üst seviyede tutacaktır.
33. İstek Listesi Hazırlayın
Kendinizi yapmak zorunda hissettiğiniz yada yapmayı gönülden istediğiniz 10 şeyin listesini yapın. Bir iş kurmak, maratonda koşmak, Avrupa’yı ziyaret etmek, Japonca öğrenmek vs. Bu listeyi ofisinizde ve/veya evinizdeki panoya yapıştın.
34. Hatırlatıcılar Kullanın
Post-it’ler günlük görevlerinizi ve hedeflerini hatırlamanız için mükemmel araçlardır. Tabii, abartmamak kaydıyla.
Birbiri üstüne geçmiş, ne olduğu okunmayan onlarca not, size hiçbir yarar sağlamayacaktır.
35. Kendinizi Ödüllendirin
Kendiniz için ödüller belirleyin. Hedefinize ulaştığınızda yada küçük de olsa bir adım attığınızda kendinizi ödüllendirin ve bunu kutlayın. Çok çalıştınız ve bunu hak ettiniz. Ailenizle dışarıda yemek yiyin, kısa bir seyahate çıkın yada sizi mutlu edecek başka şeyler yapın.
Davranış her şeydir. Aşağıdaki ipuçları, kazanan davranışlara sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
36. Doğru Kelimeleri Kullanın
Günlük konuşmalarınızda, ‘Bunu başarabilirim’ yada ‘Bir çözüm buluruz’ gibi olumlu cümleler kullanmaya dikkat edin.
Kurduğunuz, cümlelerin sizin psikolojiniz ve davranışlarınız üzerinde son derece önemli etkileri olduğunu unutmayın.
37. İyimser Olmak İçin Çaba Harcayın
İnsanların ne kadar başarılı oldukları, iyimser yada kötümser olmalarına göre değişir. Pozitif davranışlara sahip olmak, üzerinde uğraşmanız gereken bir şeydir. Önemli olan, ne olduğunuz yada olmadığınız değil, ne olabileceğinizdir.
38. Arkadaşlarınızı Seçin
Arkadaşlarınızın negatif davranışları mı var? Bu sizi etkiliyor mu?
Birlikte zaman geçirdiğimiz insanlar, çoğu zaman bizim tutumumuzu etkileyebilir. Eğer ofisinizdeki yada evinizdeki bireyler sizi negatif yönde etkiliyorsa, bu durumu değiştirecek gerekli adımları atın.
39. Değişime İhtiyacınız Olduğunu Nasıl Anlayacaksınız?
Mutsuz olduğunuzu anladığınızda, bunu kendinize itiraf edin ve kendinizi korumaya alın. Bu yapılması çok zor olan bir şey, özellikle bir şeyleri kendinize itiraf edecek durumda değilseniz. Yapılması zor, ancak değerli. Karamsarlığa düşmeye başladığınızda, farkına varın ve bu durumu değiştirin.
40. Diğerlerinin Ne Dediğini Dinleyin
Kendimize pozitif bir insan olduğumuzu söylemekten hoşlanıyor olabiliriz, fakat bu her zaman doğru değildir. Arkadaşlarınızın ve ailenizin sizin davranışlarınız ile ilgili söylediklerine kulak verin, duymak istemeyeceğiniz şeyler söyleyebilirler. Fakat, unutmamak gerekir ki; hayattaki en iyi değişimler, yapıcı eleştirilerden gelir.
41. Sizi Nelerin Huzursuz Ettiğini Öğrenin
Sizi nelerin huzursuz ettiğini bildiğinizde, içinde bulunduğunuz olumsuz durumdan uzaklaşabilir ve bunun sonucu ortaya çıkan gerilim ve hayal kırıklıklarından korunabilirsiniz.
Eğer kaçamayacağınız bir durum söz konusu ise, onu daha iyi bir hale getirmek için neler yapabileceğinizi düşünün.
42. Sizi Neler Mutlu Eder?
Bu sizin psikolojiniz ve tutumunuz için hayati önem taşır. Sizin ‘mutluluk’ tuşunuz tutum ve davranışlarınızı tekrar ve tekrar geliştirmek için gereklidir. Mesela ben, kötü bir ruh hali içerisindeysem, sabah kahvaltı yapıp yapmadığımı kontrol ederim. Eğer yemediysem, sistemime besin aldıktan sonra 180 derecelik bir dönüş yaşarım. Ruh halim düzeliverir.
43. Ara Vermesini Bilin
Şimdi dışarıya çıkın ve açık havada kısa bir yürüyüş yapın.
Sıkıntı duyduğunuz durumlarda, ara vermesini bilin. Bu sizin olaylara farklı bir perspektiften bakmanızı sağlayacaktır. Mesela, eşinizle problem mi yaşadınız yada amiriniz sizi demoralize edecek şeyler mi söyledi, ani tepkilerden kaçının, bir ara verin, etraflıca düşünün ve öyle harekete geçin.
Bununla birlikte, sürekli çalışmayın, ara vermesini bilin. Baltanızı bilemeden yeni odunlar kesmeye kalkmayın. Aşağıdaki *hikaye size yardımcı olacaktır.
44. Harekete Geçmeden Önce İki Kere Düşünün
Harekete geçmeden önce, nedeniyle birlikte hareketiniz hakkında düşünün. Eğer bir çalışanınız, sizi de etkileyebilecek bir yanlış yaptıysa, hemen bağırıp çağırmayın. En iyi karşılık (yanıt) üzerinde düşünün. Bunu iki kere yaptıktan sonra harekete geçin.
İki kez dinleyip, bir kez konuşmamız için, iki kulağımız ve bir ağzımız olduğunu unutmayın.
45. Tepki & Yanıt (React vs. Respond)
Bu iki kelime, mutlu, istekli, pozitif insan ile üzgün, bitkin ve negatif insan arasındaki farktır. Hayatınızda sizi direk yada dolaylı olarak etkileyecek şeyler olduğunda, buna yanıt verin. Yani, üzerinde düşünün, çözüme odaklanın.
Eğer tepki verirseniz, nedenleri atlamış ve o andaki duruma odaklanmış olursunuz. Sonuçta, daha fazla sıkıntı ve hayal kırıklığı dışında elinize bir şey geçmez. Tepki değil, yanıt verin.
46. Sahip Olduğunuz Şeylerin Değerini Bilin
Etrafınıza bakın ve sahip olduğunuz şeylerin değerlerinin farkına varın. Arkadaşlarınız, aileniz, kariyeriniz, eviniz yada başka herhangi bir şey. Bu bile başlı başına bir mutluluk kaynağıdır. Kötü şeylerin hayatımıza nasıl girdiğinin önemi yok, biz sahip şeyler için şükretmeliyiz.
Farklı bir bakış açısıyla bakın ve hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarın.
47. Her Zaman Mutlu Olmak Zorunda Değilsiniz
Bazen, kendinizi kötü hissetmenizin hiçbir kötü yanı yok. Her zaman, dışadönük, heyecanlı, enerji dolu olmak zorunda değilsiniz.
Bir şeylerin yolunda gitmediği, kendinizi iyi hissetmediğiniz günler olacaktır. Dert etmeyin, problemler geçer.
48. Mantığınızla Hareket Edin
Sorunlara mantığınızla yaklaşın. Duygularınızla hareket ederseniz, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız.
49. Dedikoduculardan Uzak Durun
Etrafınızdaki negatif konuşmalara katılmayın. Eğer, konuşmanın bu yönde ilerlediğini görürseniz, özür dileyerek kibarca oradan uzaklaşın.
50. Güne İyi Başlayın
Güne gülümseyerek başlayın. Bugün, başarılacak ve hoşlanılacak pek çok şeye sahip olacaksınız. Hayat kısa..! Ancak, bugün geriye kalan hayatınızın ilk günü. Bunu asla unutmayın.
MOTİVASYON MASALLARI
Pekçok insanın kafasında bir hedef vardır, fakat ona ulaşmak için adım bile atmazlar. Neden? Zihinlerindeki yanlış inançlar, masallar yüzünden. Aşağıdaki bölümde, başlıca yanlış inançlar ve neden onlardan sakınmanız gerektiğini bulacaksınız.
Beceremem, onu yapamam
Evet, yapabilirsin! Diğerleri ne yapabiliyorsa, sen de yapabilirsin. Aynı büyüklükte beyin, aynı iki kol ve bacak, her gün aynı zaman diliminde yaşayan kadın yada erkek tarafından yapılmış olan tüm olağanüstü şeyleri, sen de yapabilirsin.
Yarın başlarım
Belki, yapamazsın. Bugün yapabileceğin şeyleri asla erteleme. Yarın garanti değil ve geleceğin ne getireceğini kimse bilmiyor. Yalnızca şu andan eminsin. Buradasın ve hedeflerine ulaşabilirisin.
Bu benim için doğru olmayabilir
Uğraştığınız şeyin sizin için en iyisi olduğundan hiçbir zaman %100 emin olamazsınız. Çünkü sürekli yenilenir ve değişir. Hedefe yürürken pek çok kere yol değiştirirsiniz. Mükemmel fırsatlar kapınızı çalana kadar beklemeyin. Harekete geçin.
Çeviri ve adaptasyon: Ergün GÜLER Kaynak: denizce.com
Bugünlerde en önemli şeylerden biri haline geldi, karşımızdakinin davranışlarını inceleyip analiz edip onu bu şekilde tanımaya çalışmak… Bana âşık mı? Benden hoşlanıyor mu? Yoksa sadece vakit mi geçiriyor? İşte bu soruları biraz da olsun kontrol altına almanızı sağlayacak tipik âşık erkek davranışlarını paylaştık sizlerle…
Pek çok derde deva olan, ve hemen hemen hepimizin evinde bulunan nohut, kendisi kadar suyu ile şifa dağıyıtyor. Nelere iyi geldiğini merak ediyorsanız, yazımızı sonuna kadar okumanızı tavsiye edeceğiz. Eminiz, sizlerin de işine yarayacak bir şifası mevcuttur.
* Nohutun suyu, Sivilceleri giderir, cildi ve sesi güzelleştirir. Cilt için kullanımı, dahili ve harici olarak 2 türlüdür.
* Akciğerlerin en iyi besinidir.
* Diş ağrısını geçirir.
* Nohut ve aç karna içilen nohut suyu cinsel gücü çok artırır, bundan dolayı erkek develer nohutla beslenir.
* Özellikle siyah nohutun, faydası olduka fazladır.
* Nohut yağı, temreye, kötü huylu yaralara, kanser yaralarına ve uyuz yaralarına iyi gelir.
* Sırt ağrısına iyi gelir.
* Baştaki rutubetli çıbanları giderir. Nohut suyu, diş ağrılarına ve yangılı diş eti apse ve şişlerine, kulak altındaki şişlere iyi gelir.
* Sesi güzelleştirir.
* Haşlanmış nohut, ödem için iyidir (pişmiş nohut vücutta su toplanmasını önler) ve sarılığa da iyi gelir. Karaciğer ve dalak kanallarındaki tıkanıklığı giderir. Nohutun yemek arasında yenmesi uygundur. Yemek başında veya sonunda yenmemelidir.
* Siyah nohut pişirilip kullanılırsa, mesane ve böbrek taşlarına abortus etkisi yapar. Badem yağı, turp, kerevizle birlikte yenirse, tam olarak düşük yapılmasına sebep olur; ancak bu terkip mesana yaralarına zararlıdır. Ancak cinsel gücü artırır. Bundan dolayı, erkek develer nohutla beslenir.
* Bütün nohut türleri bağırsakları yumuşatır ve böbreklerdeki tıkanıklığı açar. Özellikle kara nohut ve pırasa rengine olanı bu etkiyi yapar. Bazı hekimlere göre, sirkede ıslatılan nohut aç karnına yendiğinde ve yarım gün aç bırakılırsa, kurtları öldürür. Hipokrates, nohutta tatlı ve tuzlu iki yapı olduğunu ve pişmiş nohutta bu iki mizacın birbirini tamamladığını söylemiştir. Tuzlu yapısı bağırsakları yumuşatır; tatlı yapı ise, idrar söktürür ve cinsel gücü artırır
Astrolojiye göre burcumuz, hayatın pek çok alanında genel eğilimlerimizi belirliyor.
Club Aydınoğlu, 1500 üyesi arasında yapılan anket çalışmaları doğrultusunda hangi burçların hangi sporu tercih ettiğini açıkladı.
İşte burçlara göre tercih edilen sporlar:
ATEŞ GRUBU: Koç, Aslan, Yay
Enerjik, eğlenceli ve yerlerinde duramayan Ateş burçları, özellikle de açik havada bisiklete binmek, tenis oynamak ve takım sporlarında yer almaktan çok hoşlanırlar.
Oldukça hırslı ve her zaman herkesten üstün olmayı seven Koç’lar, bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahipler.Yönetici gezegeni “savaşçı” Mars sayesinde özellikle takım sporlarında başarılı olan Koç burçları, Aikido ve Tae-Bo derslerini tercih ediyor.
Yaşam sahnesinde her zaman parlayarak, odak noktası olmak isteyen Aslan’lar, özellikle takım çalışmalarını içeren sporlar tercih ediyor. Futbol, basketbol, tenis ve grup dansları sıkça tercih ettiği sporlar arasında yer alıyor.
Ateş elementinde yer alan ve hareketli bir yapıya sahip olan Yay’lar, açıkhava faaliyetlerinden hoşlanıyorlar. Kuvvetli, hızlı ve ritmik bir yapıya sahip Yay burçları, okçuluk, eskrim, spinning ve tae-bo’yu tercih ediyorlar.
TOPRAK GRUBU: Oğlak, Boğa, Başak
Mükemmeliyetçi ve doğa aşığı Toprak burçları, tenis ve golf oynamaktan, doğada uzun saatler yürüyüş yapmaktan büyük keyif alırlar.
Oğlak’lar, bir toprak elementi olarak doğada yürüyüş, koşu gibi egzersizlerle kendi temposunu kendileri belirlemekten hoşlanıyorlar. Özellikle ayaklarının altında toprağı hisset dağcılık, golf, tenis ve joggingi tercih ediyorlar.
Toprak elementi olan Boğa, eğlenceli ve doğa ile iç içe olan sporları tercih ediyor. Doğada yürüyüş, bisiklete binmek ve yüzmek vazgeçilmezlerinden. Spor sonrasında ise kendini mutlaka sauna ve masajla ödüllendiriyor.
Düzenli, titiz ve mükemmeliyetçi Başak’lar, formuna çok özen gösteriyor. Spor salonunda uzun saatler geçirebilen Başak, özellikle kondisyon aletleri ile çalışmayı, jimnastiği ve tenis oynamayı tercih ediyor.
HAVA GRUBU: Terazi, Kova, İkizler
Değişken, hareketli ve sosyalleşmeyi seven Hava burçları, genellikle aerobik, jimnastik, basketbol ve dans derslerinde baş rol oyuncusu olarak yer alır.
Ortaklık burcu olan Terazi, bir başkası ile takım olarak yapacağı sporlardan büyük keyif alıyor. Özellikle tenis, squash, basket, futbol, voleybol, yelkencilik gibi partner gerektiren sporları tercih ediyor.
Hızlı ve hareketli sporlardan zevk alan İkizler, aerobik, tenis gibi enerjik sporları tercih ediyor. Bunun yanı sıra Oryantal dansının egzersiz hareketleriyle birleştirildiği Aero-Oryantal dersleri de İkizler tarafından büyük ilgi görüyor.
Eğlenceli ve hareketli Kova’lar, sosyal bağlar da kurabileceği spor aktivitelerini tercih ediyor. Bu sporların başında aerobik, jimnastik, yoga ve dans dersleri geliyor.
SU GRUBU: Yengeç, Akrep, Balık
Nehirler gibi derin sulara akan Su burçları, su ile ilgili yapılan hemen hemen her spora tutkuyla bağlıdır.
Yengeç, Su elementi olmasının da etkisiyle su sporlarından ve su kenarlarında bulunmaktan zevk alıyor. Yüzmek, sahilde koşu, sörf ve kürek çekmek spor tercihleri arasında yer alıyor.
Akrep’ler, rekabetçi bir yapıları olmasına rağmen gevşemeye çalışırken yalnız olmayı tercih ediyorlar. Spor tercihlerini boks, uzun mesafe koşu, squash, yoga ve meditasyondan yana kullanıyorlar.
Ayakları yöneten Balıkburcu, genellikle yüzme, buz pateni, step, dans, aerobik gibi egzersizleri tercih ediyor. Spor sonrasında yoga, pilates ve meditasyon yapmaya özen gösteriyorlar.
fw mail
Budist rahipler, artık yetiştiğini düşündükleri bir öğrencilerini, yola çıkmadan önce çağırdılar. Başrahip öğrenciye tek bir soru sordu:
* “20 yıldır buradasın, neler öğrendin?”
“Yedi gerçek öğrendim” dedi öğrenci.
* “Yirmi yıldır buradasın, sadece yedi gerçek mi öğrendin?”
“Evet, yedi gerçek öğrendim…”
* “Say” dedi başrahip, “birincisi…”
“Dostluklar ikiye ayrılır: Kalıcı dostluklar ve geçici dostluklar. Hayatta bir zorluk ortaya çıktığı anda bozulan dostluklar daha çoktur, kalıcı dostluklar çok azdır…”
* “İkincisi” dedi başrahip.
“İnsanların çoğunluğu kalplerini ve beyinlerini geçici değerlere ayırmışlar. Bu değerler uğruna kendi gerçek niteliklerinden taviz vermekten, kötü şeyler yapmaktan çekinmiyorlar…”
* “Üçüncüsü” dedi başrahip.
“İnsanlar, amaçlarına ulaşmak için birbirlerini ezmekten çekinmiyorlar. Oysa başkasına kötülük yaparak elde edilen her şeyin geldiği gibi ellerinden gideceğini anlamıyorlar…”
* “Dördüncü” dedi başrahip.
“İnsanlar gerçekte bir anlamı ve önemi olup olmadığını hiç düşünmedikleri fakat değerli ve anlamlı saydıkları şeyler yüzünden birbirlerine zarar veriyorlar… Bu şekilde hayatı birbirlerine zehir etmeye alışmışlar.”
* “Beşinci” dedi başrahip.
“Herkes yanlışın nedenini, başarısızlığın nedenini başkalarında arıyor. Kimse, başına ne geldiyse aslında kendi yüzünden geldiğini anlamıyor, kendi suçunu, yanlışını kabul edip düzeltmiyor…”
* “Altıncı” dedi başrahip.
“İnsanlar helal lokmanın ve bölüşmenin değerini bilmiyor. En lezzetli lokmanın helal lokma olduğunu unutuyorlar. Vicdanları ve mideleri arasında kaldıkları zaman midelerini tercih ediyorlar…”
* “Yedinci” dedi başrahip.
“İnsanlar bir şeye dayanmadan yaşama gücünü bulamıyorlar. Bu yüzden çoğu zaman anlamsız şeylere sarılıyor, güveniyorlar. Asıl sarılmaları ve güvenmeleri gereken belki de tek duygunun sevgi olduğunu anlamamakta ısrar ediyorlar…”
* “Güle güle” dedi başrahip.. fw mail

Japanyo’da bir kıyı. Deniz anaları tıpkı deniz yıldızı gibi, ama sanki büyülemek için doğayı, kıyıya vurmuş.
Aslında bir acının kullanım süresi 40 gündür. Ölüm acısını ayrı biryere koyacak olursak , ayrılık acısını tamamen 40 günde atlatabilmenin yolları vardır, bunu başarabilenler de vardır. Tabiki ayrılığın şakası yoktur, üzülmemek için herhangi bir reçete, bir formül de yoktur. Bu acıyı yaşamanız ve bunun üstünden gelmeniz gerekiyor. Ne demişler Life goes on !!! (hayat devam ediyor)
10-Yapabileceğin Birşey Varsa Yap Yoksa Olanı Kabul Et
Aşk acısını atlatabilmenin ilk kuralı o ayrılığı önce kabul etmektir. Eğer ilişkinizi düzeltebilmek için yapabileceğiniz birşey varsa, hiç durmayın hemen yapın . Ama eğer gerçekten de yapılabilecek birşey yoksa ozaman önce bu ayrılığı kabul etmeniz gerekiyor. Birgün size dönebilir ümidiyle , aylarınızı harcamayın … Her acının önce bir reddetme , kızgınlık ve kabul etme dönemi vardır ki acıyı atlatabilmeye başlamak için önce diğer 2 yolu aşıp sonra olanı kabul etmeniz gerekir.
9-Melankolik Olmaya Gerek Yok
Biz severiz melankolik olmayı, koy bir şarkı , sabaha kadar dinle ,ağla, dinle,ağla…. Bir kere şu iki şeyi birbirine karıştırmamak gerekiyor. Acıyı yaşamak ve melankolik olmak farklı şeylerdir. Melankolik olmayı seven insanlar, acılarını süslerler ,püslerler herseferinde ondan kurtulmaya değil , onu daha da yaşamaya çalışırlar. Hayatımızda niye daha fazla acı yaratmaya çalışıyoruz ki??? 8-Severek Yapabileceğiniz Bir Hobi Bulun
Genellikle aşk acısı çeken insanlar , kendilerini eve kapatma eğiliminde oluyor. Aşk acısı böyle bir şeydir işte. Yemek yiyemez insan , yediğinden de keyif almazsın , içtiğinden de izlediğin şeyden de… Evet kısa bir süre insanın kendine bu yas dönemini tutmasına izin vermesi gerektiğini düşünüyorum , ancak bu çok da uzatılmamalı. Sürekli düşün düşün nereye kadar değil mi? Biraz kafa dağıtmalı , yapmaktan hoşlanabileceğin bir şeyler bulmalısın ki bu acıyı daha kısa sürede atlatabilesin. 7-Hayat Devam Ediyor,
Hayatınızın aşkını , ilişkisini kaybetmiş olabilirsiniz. Yada biri gururunuzu fazlasıyla kırmış olabilir ama unutmayın hayat devam ediyor. Ne yaparsanız yapın , kendinizi istediğiniz kadar hırpalayabilirsiniz ama sonuç yine aynı olacak … Zaman geçecek … acınız azalacak ve hayat kaldığı yerden devam edecek! 6-Yazmayı Deneyin
Yazmak çok rahatlatıcı bir şeydir. Ayrılığınızı, hislerinizi hatta ona söylemek isteyip de söyleyemediğiniz ne varsa yazın . Ona bir mektup bile yazabilir , sonra onu defalarca okuduktan sonra o mektubu yırtıp atabilirsiniz.
5-Acınızı Kendi Lehinize Çevirebilirsiniz
Evet ayrılık acısı ,zor bir şeydir. Hele bir de severek birinden ayrılmak zorunda kaldıysanız işte o daha da zordur. Sadece oturup bütün gün ağlamaktansa , ilişkinizi gözden geçirip ,hatalarınızı bulmaya çalışın. Karşınızdaki size çok kötü birşey yapmış olsa bile unutmayın ilişkiler 2 kişiliktir ve hiçbirzaman tek taraf suçlu değildir. Hatalarınızı, yapmamanız gereken şeyleri düşünüp , kendinizi eğitin. Bu acıyı bir sonraki ilişkinizde daha mutlu olmak için kullanın . 4-Daha Önce Ayrılık Acısı Yaşamış Bir Arkadaşınızla Konuşun
Acıyı paylaşmak önemlidir. Tek başınıza acınızın üstesinden gelmeye çalışmayın. Ayrılık acısını dünya’da ne ilk siz yaşıyorsunuz ne de son yaşayan siz olucaksınız. Öyleyse sizin kadar üzülmüş , acı çekmiş ve bunun üstesinden gelmiş arkadaşlarınızla bağlantıya geçip, onlardan yardım isteyin. Bu acı öyle bir acıdır ki , bu acıyı yaşamış olan insanların hepsi size yardım elini uzatacaklardır emin olun. 3- Çivi Çiviyi Söker Bazen
Bu da ayrılığı atlatabilmenin bir diğer yolu. Bazıları için de gerçekten işe yarayan bir şey. Bir ayrılığı , başka bir ilişki yaşayarak unutabilen çok fazla insan var. Eğer yalnız kalmaktan hoşlanmayan bir yapınız varsa , bu genellikle işe yarar. Ama karşımızdakine de eziyet etmeden tabiî ki. Yoksa birgün bir bakarsınız başka birinin çivi çiviyi söker kişisi siz olmuşsunuz…
2-Acınızı Yaşayın
Bazıları ayrıldıktan sonra , içlerinden çok fazla üzülseler de bunu dışarıya yansıtmak istemezler. Çünkü üzgün olmak , bazıları için güçsüzlük göstergesidir. Sonra kendilerini kandırarak ,acı çekmediklerine kendilerini bile inandırırlar. Ama bu iş böyle olmuyor. Her acının bir yas dönemi olmalı . Bu yas dönemi 1 haftada sürebilir, 6 ay da , 6 yıl da… Bu tamamen sizin acıya ne kadar bağımlı olup olmadığınızla alakalı. Ama kendinize acı çekmek için zaman ayırın . Yasınızı tutun ve sonra bırakın onu gitsin … Ne kadar direnirseniz direnin… Life goes on !!! (hayat devam ediyor)
1-Zamana Güvenin
Acınız ne kadar fazla olursa olsun , zamana güvenin. Zaman her şeyin ilacı. Bu çok klişe bir söz olsa da %100 doğrudur ve kanıtlanmıştır. listemiste
Çoğunlukla salatalarda kullandığımız kırmızı turp, tam bir sağlık hazinesi. Çıtır çıtır ve taze kırmızı turplar özellikle C vitamini açısından oldukça zengindir.
Kırmızı turpun özellikle yeşil kısmı köklerine oranla 6 kat daha fazla C vitamini barındırır ve iyi bir kalsiyum deposudur.
Karaciğer ve safra kesesi sağlığı açısından siyah turpu, antioksidan içeriği açısından ise kırmızı turpu tercih etmelisiniz.
*Kırmız Turp, lif içeriği ve glukosinat bileşikleri ile kalın bağırsak kanseri başta olmak üzere diğer kanserlere karşı koruma sağlıyor.
* İdrara çıkışı hızlandırıyor ve ödem çözücü etki sağlıyor.
* Safra kesesi üzerindeki olumlu etkisi ile sindirimi kolaylaştırıyor.
* Krmızı Turp Ayrıca kan şekerini yavaş yükselten bir sebze olduğu için şeker hastaları da rahatlıkla yiyebiliyor.
*Diş, diş eti, sinir, Saç ve tırnaklar için oldukça yararlıdır.
*İştah açar.
*Sinir ve stresi alır.4. Solunum yollarına iyi gelir.
*Sindirimi kolaylaştırır.
*Nezle ve grip gibi hastalıklarda burnun akmasını engeller.
*Böbrek taşlarına, hazımsızlığa ve aşırı kilolara karşı önerilir.
*Verem hastalarına tavsiye edilir.
*Diyabet hastalarının salatalık yanında kırmızı turp tüketmesi de gerekmektedir.
*Kırmızı Turp, yüksek oranda potasyum içeriyor ve kalp kası dâhil bütün kasların düzgün çalışması için gereken mineralleri içinde bulunduruyor. Vücuda yeterli miktarda alınan potasyum ise tansiyona karşı koruyucu özellik taşıyor. Turpun içinde yüksek oranda bulunan folat, onu diğer sebzelerden ayırıyor. Vücud folatı, DNA’nın onarımında kullanıyor.
Kırmızı Turpun Zararları
Böbreğinden oksalat (bir çeşit böbrek taşı) taşı dökenler turpu az yemesi gerekenlerin başında geliyor. Çünkü vücuttaki oksalat miktarı arttığında kalsiyum kaybı daha fazla oluyor.
İshal olanlar ve gaz sancısı çekenler.
Mutsuz (irritabl) bağırsak sendromu olanlar.
Gastriti olanlar turpu pişirerek yemeli.
Açık ülser yarası olanlar turp yememeli. vitaminmagazası
eminim birçoğumuz “onun vitamini kabuğunda, asıl orasını yiyeceksin” cümlesini aile büyüklerimizden yüzlerce kez duymuşuzdur. hatta belki de bunu diyen aile büyüklerinden birisinizdir. Peki bu gerçek mi?
birçok besinin kabuğu, kendisinden daha fazla fayda gösterir. İşte O Besinler;
Armut kabuğu
kendisinden daha fazlavitamin ve besin konsantrasyonu içeren besinler arasındadır. Kanser hücrelerinin büyümesini engellediği gibi güçlü antioksidanlarda içeririr.
Patates Kabuğu
Patates özellikle Türk yemeklerinde oldukça fazla bulunan bir malzemedir.insanlar için yaratilmış bi rbesindeposudur.Patates’in sadece kendisi değil çöpe attığımız kabukları bile çok yararlıdır.Cilt için gerçek bir besin gücüdür. Sadece bir yumruk büyüklüğünde patates lif, potasyum, demir, fosfor çinko ve C vitamini içerdiği için günlük ihtiyaçlarımızdandır.
Kivi Kabuğu
Bu doğa harikası kivi meyvesinin kabuğu anti-kanser, anti-enflamatuar ve anti-alerjik özellikler sunan antioksidanlar içerir.Ayrıca, gıda zehirlenmesi gibi tehlikeli sorunlarda da etkilidir.
Muz Kabuğu
Yapılan bir araştırmaya göre, ruh halini dengeleyen kimyasallar muz kabuğu özünde bulunuyor.
Aynı zamanda katarakt hastaları, ve ultraviyole ışınlarına maruz kalanlar içinde oldukça yararlıdır.
Muz kabuğunu on dakika kaynattıktan sonra suyun soğumasını bekleyerek içebilirsiniz.
Portakal Kabuğu
Kabuğu, kolestrolü önemli ölçüde azaltabilir. Kabukların içerisinde bulunan güçlü antioksidanlar, suyundan 20 kat daha fazla fayda sağlıyor.
Lezzetli bir kek yaptığınızda içine koyacağınız portakal suyu ve kabukları bu sağlıklı yiyecek için altarnetif olacaktır.
Elma Kabuğu
Cornell Üniversitesi araştırmacıları elma kabuğunun, içindeki tatlı beyaz bölgeye göre yüzde 87 oranda daha fazla kanser karşıtı fotokimyasal içerdiğini tespit etmiş.
Salatalık Kabuğu
Kendisinde neredeyse hiç kalori bulunmayan bu yiyeceğin kabuğu, deriyi dolgunlaştıran, kırışıklığı önleyen kolajen olan silisten meydana geliyor. Silis için uzmanların önerdiği minimum bir doz yok ama uzmanlar günde en az beş miligramı uygun buluyor. Bu da tek bir salatalığın kabuğundan alabileceğin miktara denk.vitaminmagazası
Bir adam ölmüş ve öbür dünyada yargılanmak üzere sırasını bekliyormuş. Sıra kendisine gelip mahkeme salonuna girdiğinde bir de ne görsün? Yargıç kürsüsünde bir insan oturuyor. Tanık sandalyesinde ise Tanrı yerini almış.
Adam şaşkın, “Aman Tanrım, bu nasıl oluyor? Beni senin yargılayacağını sanmıştım. Oysa orada hakim olarak bir insan oturuyor.”
Tanrı gülümsemiş, “Ben hiçbir zaman sizi yargılamadım. Sonsuz sevgimle, ne yapmayı seçtiyseniz, sizi seçiminizde özgür bıraktım. Bana yargılamak değil, sevmek yakışır. Çünkü ben saf sevgiyim. Sizi kendimden yarattığım için sizi yargılamak kendimi yargılamak olur. Ayıca benim yargılamama ne gerek var ki?
Her şeyi bilen ben sadece burada tanıklık ediyorum. Dünyada olduğu gibi burada da insanlar tarafından yargılanıyorsunuz. Birazdan salonu hayattayken, senin zarar verdiğin, hoşgörülü davranmadığın, yargıladığın, kalplerini kırdığın insanlar dolduracak. Onlara kendini affettirmeye çalış. Onlar seni affederse ne ala.
Çünkü cennetin yolu onların affından geçiyor.” demiş.
Adam merakla sormuş: “Peki ya affetmezlerse ne olacak?”
Tanrı yine sevgiyle gülümsemiş, “Ben cenneti de, cehennemi de yeryüzünde yarattım. Seni tekrar yeryüzüne göndereceğim. Orada öyle bir yaşam süreceksin ki, tüm yaptığın kötülükler, verdiğin zararlar sana aynen yaşatılacak. Yani ettiğini bulacaksın. Ama bunun amacı sana ceza vermek değil. Sadece o insanların hissettiklerini bizzat yaşayıp anlaman, yaptığın kötülüklerin bilincine varman. İşte o zaman sen kendini affetmiş olacaksın.”
Adam bir süre düşünmüş, “Peki, cennet nasıl bir yer?” diye sormuş Tanrı’ya.
“Cennet, bir yer değil, bir bilinç düzeyidir evladım. Dünyada mutlu, huzur ve sevgi dolu, insanlara destek olmaktan haz duyan, yarattığım canlı ve cansız her varlığa saygı göstermeyi bilen insanlar var ya, işte onlar, dünyada cenneti yeniden yaratmaları için geri gönderdiğim cennetliklerdir. Cennet de dünyadan başka yerde değil.” demiş Tanrı.
“Ama kutsal kitap bana öyle öğretmedi.” diye karşı çıkmış adam.
“Kutsal olan tek şey yaşamdır. Ben o kitapları kutsal kılmadım. Siz kıldınız. Her şeye sevgi ile bakmasını bilerek yaşayan insan, en büyük ibadeti yapandır.” demiş Tanrı.
“Peki dünyaya döndüğümde doğru yola görmemde yardımcı olacak mısın?” diye sormuş adam.
“Ben bunun için siz insanların içine “vicdan” denen bir pusula koydum. Eğer bu pusulanın etrafına ördüğünüz kalın bencillik duvarlarını yıkarsanız, vicdanınızın yani benim sesimi kolaylıkla işitebilirsiniz.”
“Peki biz insanlara ne kadar yakında bulunuyorsun?” diye sormuş adam.
“Hem size şah damarınızdan daha yakınım, hem de düşman olduğunuz kadar sizden uzağım.” demiş Tanrı. “Çünkü düşmanlarınız da Ben’im. Siz de Ben’im.”
“Yani mahkeme salonunda insanlara hiç mi hesap sormuyorsun Tanrı’m?”
“Sadece iki sorum oluyor tüm insanlara.” diye gülmüş tanrı. “Dünya okulunda ne kadar sevmeyi öğrendiniz? Ne kadar bilgi kazandınız?”
