Malum kafeler yer kazanmak için dipdibe koyuyorlar masaları, e ben de yan masaların konuşmalarını – istemeden de olsa – dinliyorum. Artık utanmayı attım yorum bile yapıyorum ama şu dinlediklerime siz de yorum yaparsınız.
Sinem gözü yaşlı masaya oturdu. Yeşim dışından ve ben içimden hayırdır dedik. Sinem’in yaklaşık beş senedir tanıdığı heykeltraş bir adam varmış. Adam yakışıklı, özgür ruhlu, rahat takılan biriymiş, adı da Metinmiş. Sinem’le Metin tanışmışlar. Sinem direk adama aşık olmuş, adamın kendisine ilgi göstermesine de çok şaşırmış. On gün falan adam çok sıcakmış, kahveye, yemeğe çağırmış. Zaten Sinem dünden razı olduğundan tüm buluşmalara gitmiş, mesajlara cevap vermiş. Arkasından adam onu evine çağırmış. Sinem de uçarak gitmiş, birlikte olmuşlar, güzel sohbet etmişler. Sinem gece orada kalacağını zannetmiş ama adam onu evine postalamış.
Sonra ya adam onun evine, ya o adamın evine giderek bu durumu sürdürmüşler. Sinem adam özgür ruhlu diye ‘’kız arkadaşı’’ olma mevzusunu hiç açmamış. Adamın tarzı madem bu, madem o da adama aşık, bu şekilde buluşmakta sakınca görmemiş. Bir müddet sonra adamın başka kızlarla da bu şekilde takıldığını anlamış ve çok üzülmüş. Zaten uzun süreden beri kuşkulanıyormuş ama kondurmuyormuş. Ama deliller öyle netmiş ki bu sefer kabul etmek zorunda kalmış.
İçi parçalanmış, günlerce ağlamış ve adamla araya mesafe koymaya karar vermiş. Zaman zaman adam yine aramış, gelmiş, bir şekilde konu hiç kapanmamış. Sinem’in tek yapabildiği onu evinde ağırlamakmış ama birlikte olmayı reddetmiş. Adam da bayağı bozulmuş ya da o bozulduğunu düşünmüş.
Sinem ara ara düşünür, hayal kurarmış. Metin’le çıksak nasıl olur diye, ama başka kızlar adamın hep peşindeymiş. Sinem’de ben kaldıramam bu durumu çok kıskanırım diye adama bu isteğini hiç dile getirmemiş.
Uzun bir dönem araları olmamış. Sonra bir vesileyle Sinem Metin’e bir mesaj atmak istemiş bir de ne görsün. Metin kız arkadaşıyla fotoğrafını Whatsapp’ına koymuş. Hem de beraber gittikleri mekanlardan çeşit çeşit pozlarla. Sinem’in kalbi sıkışmış. Birkaç mesaj atmış Metin’e abuk subuk ama olay falan çıkarmamış birkaç ima sadece. Sonra bakmış Metin kızın fotoğrafını kaldırmış bir cesaret evine davet etmiş. Biraz da fazla ısrar etmiş tamam kabul ama eskiden adamı birkaç kere reddettiğinden onu telafi etmek içinmiş.
Neyse adam gelmiş önce bir söylev çekmiş sen utanmıyor musun bir erkeği evine çağırmaya diye. Sonra devam etmiş benim kız arkadaşım var senle asla bir şey olamaz anlamadın mı diye. Kız da demiş ki ‘’ben her zaman senin kız arkadaşın olmak istiyordum ama hem seni kıskanırım diye hem de sen özgür ruhlusun seni sıkmamak için bunu hiç söylememiştim. Ben senin kız arkadaşın olmak istiyorum‘’diye haykırmış.
Adam ne dese beğenirsiniz: Ben senin hakkında hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim. Düşünseydim zaten söylerdim. Düşünseydim zaten evimde kalırdın, aramızda sadece o iş olmazdı, anlamadın mı demiş.
Kıza bir şok gelmiş, demiş ki ‘’artık bana bir şey ifade etmiyorsun, hiçbir zaman ruhumu beslemedin, beni ileri götürmedin ama ben bu senin tarzın diye razı olmuştum. Ne kadar yanılmışım’’.
Ve adam çekip gitmiş. Sinem de o gün bugün ağlıyormuş’’ ben eğlenilecek kadın mıyım’’ diye. Ben de lafa burada girdim ne üzülüyorsun o kendine aşık ve her şeyine evet demiş bir kadını kaybetmiş. Sen eğlenilecek kadın değilsin, o eğlenilecek adammış. Ve kızların şaşkın bakışları arasında masadan kalktım. Ama haksız mıyım yani?
Sağlıcakla,
Anette İnselberg








