HOŞGELDİN KADINIM

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam…

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım Hikmet 

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

EY KÖR!..

Ey kör!Bu yer, bu gök, bu yıldızlar,boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!

Ömer Hayyam

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Belkim Bir Kertenkeleydim

 Belkim bir kertenkeleydim
piç edilmiş bir yağmurun serini
bir güzelin çirkiniydim
çirkinlerin en güzeli
yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
ben en hızlı yeşiliydim
kurbağa yarışlarında annemin

çatal matal kaç çataldım kim bilir
bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz
heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydım

düdük çalar hırsızlanmış polisler
ben korkudan üstlerime işerdim
üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
karşısında önüm açık gezerdim
ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
rus cenginde çağanozdum bir zaman

iki gözüm iki koltuk-eviydi
mavilerim bir miyobun koynunda
kendi düşen köyler kentler ağlamaz
sur dışında ben oturur ağlardım
ekmek diye bağrışırdı bebeler
elma derler ben ortaya çıkardım
ağıtlarla kutlanırdı İsa-doğdu gecesi
fildişinden bir kuleydim yıktım kendimi

bilmem hangi keloğlanın fesiydim
bir püskülsüz sümbülteber tohumu
fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
bir naraydım kimse bilmez nereden
ya yakından ya uçmaktan gelirdim
belkim ince belkim kalın bir sestim
belkilerin kol gezdiği saatta
belkim belki bile değildim.

Can Yücel

Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

KAÇ YIL GEÇTİ ARADAN SENİN ARDINDAN…

   
Ağustos geldi, yine harup sıcağı…Toprak güneş kokuyor, cırcır böcekleri caz yapıyor. Yediveren limonlar salkım-salkım. Taşçı Mehmet yerli tohumdan on dönüm karpuz ekmiş. Vasiyetin üzerine Seferihisa…r’da, Torbalı’da senin adına ”CAN YÜCEL TOHUM MERKEZİ” kuruldu. Muhtar Orhan yine seni anlatıp duruyor. Kapımız yine çok kalabalık -senin kalabalıkları sevdiğin gibi-. Hasan, Güzel, Su, Narayan, Shavi, Defne, Ali geldi…Bu yıl da yanyanayız.
Nasıl bir öngörü bu, aynen söylediğin gibi,
BULUŞMAK ÜZERE
 Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Dar attım kendimi karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim ki için çekti bir sabah vakti
Erkenden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtıyor su ortadan
Ege Denizi efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bir de bide dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de İşte çil çil konuşan balıklar
Lapinalar, gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yunuslar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya TAKSİM ya BEYAZIT MEYDANI
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR diyor YÜRÜYELİM
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başı SEVGİ diyor
Gözlerim yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım.
CAN YÜCEL

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;
Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen, ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan, bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;
Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan;
Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen;
Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;
Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen, ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen; ve kaybedip yeniden başlayabilir ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;
Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen ve kendinde ‘dayan’ diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;
Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;
Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;
Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;
Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;
Yeryüzü ve üstündekiler senindir
Ve dahası sen bir İNSAN olursun oğlum…
Rudyard KIPLING

Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir.Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın…

 

 

Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol.
Fakat oradaki en iyi büyük çalı sen olmalısın.

Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver.
Bir misk çiçeği olmazsan bir saz ol.
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.

Hepimiz kaptan olamayız, bazılarımız tayfa olmaya mecburuz.
Dünyada hepimiz için bir şey var.
Yapılacak büyük işler, küçük işler var.
Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir.

Cadde olamazsan patika ol.
Güneş olamazsan yıldız ol.
Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir.
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın…

Douglas MALLOCH

”Boşver be yaşı başı!

 

 

”Boşver be yaşı başı!

Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..

Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,

Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?

Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,

Gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama

Gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.

Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,

Ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,

Bırak aksın yollarına.

Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.

Sen inan yüreğine,

Hem ona geçmezse kime geçer sözün?..

Büyü büyü… bak ellerin ayakların kocaman.

Aklın da maaşallah yerinde,

E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.

Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,

Boşver yaşı başı,

Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?

Takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.

O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,

Atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir

Kış günü, öl gitsin…

Parayı pulu savurup,

Bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,

Savrul gitsin…

Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim,

Kendi yüreğinden başka kim?.

Aklını al da öyle git,

İster bir duvara, ister bir od aya, ister kıra

Bayıra vur da git.

Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle

Bırakmadıkça birine.

O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,

Seveceksen ve öleceksen uğruna…

Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa…

Yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş.

Sen mi biteceksin?

Çekeceksen bile bayrağı,

Yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?”

Can Yücel / Boşver Be Yaşı Başı…

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR


Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa …
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
 Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Ataol BEHRAMOĞL

Çünkü ömür dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir. Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana…”

 

 

Yasadiklarimdan  ögrendigim bir sey var:

Yasadin mi büyük yasayacaksin,
irmaklara, göge, bütün evrene karisircasina.

Çünkü ömür
dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir.
Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana…”

Ataol Behramoglu’

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

İnsansın, birinin canı yanarken…Seninde canın yanıyorsa..

 

 

Oysa insan olmak
Çoğalabilmektir başkalarıyla
İnsansın, birinin canı yanarken
Seninde canın yanıyorsa..

Ataol Behramoğlu

Bilmelisin ki …

BİLMELİSİN Kİ

Bilmelisin ki… Bilmelisin ki …
… Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

Bilmelisin ki …
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.

Bilmelisin ki …
Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

Bilmelisin ki …
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Bilmelisin ki …
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Bilmelisin ki …
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven
öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil

Bilmelisin ki …
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da
ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

Bilmelisin ki …
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki …
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin
için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki …
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz

Bilmelisin ki …
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini
sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri
anlamına gelmez.

Bilmelisin ki …
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Bilmelisin ki …
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar
sürüyor.

Can Yücel

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

YERÇEKİMLİ KARANFİL

 
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına  veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elde…n ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
Edip CANSEVER
Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Sonuçta ne küçümse insanları kızım Ne de önemse gereğinden çok Ama anlamaya çalış Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri

İnsanlar da ülkelere benziyor
Sınırları var, yüzölçümleri
Yasaları var   Bayrakları, ilkeleri
Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kıraç
Kimi bereketli
Kimi dardır
Kimi engin göz alabildiğince
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. …
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri
Sonuçta ne küçümse insanları kızım
Ne de önemse gereğinden çok
Ama anlamaya çalış
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri
A.Behramoğl

Evet, kim bu yeryüzünde, Bir cana canım diyebilmişse, Gelsin katılsın sevincimize!

Dosya:Friedrich schiller.jpg

 

 

Sevinç, güzelim kıvılcımı Tanrıların,
Cennetin kızı, Yanıp tutuşarak coşkunluktan
Giriyoruz göklerdeki tapınağına senin.
Büyülerin birleştiriyor yeniden
Zamanın kıyasıya ayırdıklarını;
Temiz kanatlarının süzüldüğü her yerde
Kardeş oluverir bütün insanlar.

Kim ermişse yüce mutluluğuna
Bir dost ile dost olmanın
Kim kazanmışsa yüreğini soylu bir kadının,
Evet, kim bu yeryüzünde
Bir cana canım diyebilmişse
Gelsin katılsın sevincimize!

Ama kim tadamamışsa bunu ömründe
Çekilsin gitsin aramızdan ağlayarak…

Schiller.. ( Beethoven 9.senfoninin esin kaynağı, müziği dinlerken )

Bir yanım çılgın nar ağacı,Bir yanım buz sarayı..

BASİT Biri Değilim..
Gözlerimi Kanatırcasına Ağladığım Gecelerim de Var,
Kahkahalara Sarılmış Anılarım da..
Herkes Kadar DERTLİ, Bazılarından FAKİR, Çoğundan ZENGİNİM..
Küfemde Taşıdığım Hayallerim, Söylenecek Şarkılarım, Paylaşılacak
Dostl…uklarım Var.. Bilmeyene Sevmeyi Öğretecek Kadar Büyük Bir KALBİM,
Gidene Beddua Edemeyen DİLİM Var..
Yüreğimi Korkak Büyütmedim..
Kaybettiklerim, Dağıttığım Servetimdir!…
Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı..Can Yücel