Hepimiz bazen korkunç, acı veren, çözümsüz sandığımız, anlamadığımız sınavları yaşarız.

anette inselberg kızılderili

 

Cherokee Kızılderililerinin 12-13 yaşına gelen erkek çocuklarına uyguladıkları bir sınav vardır. Babası bir akşam oğluna artık erkek olduğunu kanıtlamak için bir sınavdan geçmesi gerektiğini söyler ve onu ormanın içlerine götürür. Orada oturması için bir ağaç kütüğü gösterir, çocuğun gözlerini bağlar ve onu gece boyunca yalnız bırakacağını belirtir. Çocuk bağırmamalıdır, gözlerini de sabahın ilk ışıkları bağın arasından süzülene kadar açmamalıdır. Orada kütüğün üzerinde sessiz kıpırdamadan sabahı beklemek zorundadır. Bunu başardığı zaman çocuk erkek olarak kabul edilir. Yaşadığı bu sınavı da başkasına anlatması yasaktır. Her erkek çocuk geceyi/sınavı yalnız bir başına yaşamalıdır.
Sınav zordur. Doğal olarak çocuk korkar. Rüzgarın sesi, orman hayvanlarının bağırtıları korkunçtur. Her yönden çıtırtılar, yaklaşan ayak seslerine benzer gürültüler gelir. Çocuğun aklından binbir türlü korkunç olasılıklar geçer durur. Ama sınavı geçmek ve erkek olabilmek için sabırla beklemek ve gözünü açmamak zorundadır.
Korkunç gecenin sonunda güneşin ilk ışıkları ile birlikte çocuk gözünü açar ve karşısında sessizce kendisini izleyen babasını görür. Onu yalnız bırakıp gideceğini söylemiş olan babası aslında bütün gece orada sessiz oturmuş bir tehlike durumunda oğlunu korumak için beklemiş, oğlunu sınavını yaşarken izlemiştir. Bu sınavı birlikte yaşayan baba ile oğul birbirlerine çok farklı bağlanırlar, baba oğlunu anlar çünkü aynı sınavdan geçmiştir, aynı zamanda oğul da babası için ne kadar değerli olduğunu anlar.
Hepimiz bazen korkunç, acı veren, çözümsüz sandığımız, anlamadığımız sınavları yaşarız. Bu sınavlar kendimizi kanıtlamak için de olabilir.
Her sınavla birlikte yaşamı anlar ve olgunlaşırız. Zaman zaman yalnız kaldığımızı da sanırız ama eğer oyunu kuralına göre oynarsak daima birileri, hatta sınavı yapan, bizi gönüllülükle gözetir..
Hayatınıza dokunan ve el verenleriniz eksik olmasın…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatta bazen öfkeyle hareket edip bizi inciteni biz de incitmek isteriz

anette inselberg öfke yerine sevgi

Bir yılan marangoz dükkanına girer ve köşeyi döner dönmez testereyi görür ve ona doğru ilerler. Testereyle temas edince biraz yara alır. O anda dönerek tepkiyle testereyi ısırır ve bu sefer de ağzını çok fena keser.

Sonra ne olduğunu anlamayan yılan testerenin kendisine saldırdığını düşünüp testereyi bütün gücü ile çepeçevre sararak onu öldürmek ister. Çok acıdır ki yılan kendini testere ile vahşi bir şekilde öldürür.

Hayatta bazen öfkeyle hareket edip bizi inciteni biz de incitmek isteriz. Ama aslında farkında olmadan kendi kendimizi harap ederiz. Bu yüzden nefret ve öfkeye zor olsa da sevgiyle karşılık vermeliyiz…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Anksiyete Ve Acı Çekmeyi Sonlandıracak 8 Yol

anete inselberg doğru çaba doğru kaar

 

1. Doğru görüş
Adil olmanın en iyi yolu, kesinlikle yargılamamaktır. Bir şeyin iyi ya da kötü olup olmadığına karar vermek yerine, o şeyin doğasını tamamen anlamaya çalışmalısınız. Birçok insan yanlış şekilde davranır. Ancak onları yargılamak sizin haddinize mi? Acıya son vermek için yargılamaktan ziyade kapsamlı bir tutum geliştirmek gerekir. Başkalarının davranışlarını değerlendirmek, onaylamak veya kınamak size kalmış bir şey değildir. Onlar da aynı şeyi size yapma gücüne sahip değildir.
2. Doğru karar
Başarılı hedefler belirlemekle asil hedefler belirlemek arasında büyük bir fark vardır. Birincisi, bireysel övgü almak arzusundna kaynaklanır ki bu sonunda kendinizi boş hissetmenize neden olur. Zaferinizi alkışlarsınız ama bunun evrende herhangi bir amacı var mıdır? Öte yandan Budistler, insanları soylu amaçlarla hareket etmeye davet ederler. Bu acıyı sona erdirmenin bir yoludur, çünkü her zaman başkalarının da paylaşabileceği derin bir tatmin duygusuna bizi götürür. Kendinizi faydalı ve işe yarar hissetmek, çabalarınıza daha fazla anlam kazandırır.

3. Doğru konuşma
Kelimeler hayat verdiği gibi alır da. Sizi vezir de rezil de edebilir.Kelimeler temiz bir ruhtan geldiğinde, onlar dünya için bir merhem gibidir. Kelimeler anlayış, sevgi ve kardeşlik aktarır. teselli ve motive eder, yaşamın en büyük değerlerini yüceltir. Ancak bazen kelimeler yalan söylemek, incitmek veya küçültmek için de kullanılır. Sözleriyle başkalarına zarar veren kimse mutlu olamaz. Er ya da geç bu, geri teper ve yaralayıcı bir dil kullanan kişiye zarar verir.
4. Doğru davranış
Başkalarına zarar vermeyin ve hiçbir şeyde aşırıya kaçmayın. Farklı kültürlerin neredeyse tüm etik kodlarında bir ilke vardır. Kimsenin hayatını tehdit etmemeli ve kimseyi öldürmemelisiniz. Dahası, bu sadece fiziksel şeyler için geçerli değildir, aynı zamanda semboliktir; maneviyatı da kapsar. Izdırabınıza son vermek için başkalarının acı çektirmemek önemlidir, çünkü bu büyük bir çelişki olacaktır. Aynı şekilde, her türlü aşırılık sağlığınıza zarar verir ve bundan kaçınılmalıdır. Uyum sağlamak için kendi yaşam tarzınızda dengeyi sürdürmekten daha iyi bir yol yoktur.
5. Doğru geçim
Kendi emeğiniz dışındaki şeylere dayanarak bir yaşam tarzı oluşturmaya çalışmak doğru değildir. Böyle yaptığınızda, kişisel gurur duygunuz azalır ve değişir. İş insanı dönüştürür ve daha iyi kılar. Çalışmak; haysiyetinizi oluşturmanın, büyümenin ve başkalarına hizmet etmenin bir yoludur. Tembellik er ya da geç tatminsizliğe ve ızdıraba yol açar. Duraksama yaşarız ve en iyi erdemlerimizi ve yeteneklerimizi kaybederiz. Ancak bazen kelimeler yalan söylemek, incitmek veya küçültmek için de kullanılır. Sözleriyle başkalarına zarar veren kimse mutlu olamaz. Er ya da geç bu, geri teper ve yaralayıcı bir dil kullanan kişiye zarar verir.

6. Doğru çaba
Sürekli bir evrim yoluna girmediğiniz takdirde acınızı sonlandırmak mümkün değildir. Genel anlamda erdem, gökten düşüveren bir şey değildir, sabırlı bir çabanın meuvesidir. Erdemlerinizi büyütmek, kendinize olan sevginizi artıracaktır. Kendinizi tanıma ve büyüme sürecinde kendinizi gerçek bir insan olarak görmenizi sağlar. Eleştirilere ve hatalara açık olmanıza ve evrimleşme fırsatlarını görmenize izin verir.
7. Doğru farkındalık
Eğer acı çekmeye son vermek istiyorsanız, vücudunuzun gönderdiği mesajlara dikkat etmelisiniz. Bedenlerimiz herhangi bir dengesizlik konusunda bizi uyarır. Bizi zararlı olabilecek yaşam tarzlarına karşı uyarır. Aynı şekilde, nasıl davrandığınızdan haberdar olmanız iyi bir fikirdir. Kendinizi yargılamaya çalışmamalı veya kendinizi onaylamamalı veya cezalandırmamalısınız. Bunun yerine, kendinizi daha iyi tanımak için bir seyirci gibi davranarak kendinizi görmeniz önemlidir.

8. Aklı sakinleştirmeyi öğrenmek
Akıl, duygulara kapılıp giderse gücünü kaybeder. Ve eğer kendinizi kontrolsüz duygulara ya da tutkulara kendimizi bırakırsak, sonunda daha çok acı çekmemize neden olacak durumlara gireriz. Her insan, kafa karışıklığı, korku veya ızdırap dönemlerinde zihinlerini sakinleştirmelerine yardımcı olacak araçları bulmalıdır. En çok hata yaptığınız zaman, bu etkiler altında hareket ettiğiniz zamandır İşte bu yüzden bu duyguları kontrol etmeyi öğrenmek önemlidir.

KAYNAK: FİLOJİ

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sanat Uzun Hayat Kısa…

52698950_556658841509041_1282852507353088000_n[1]

Dünyada o kadar çok izlenecek film, okunacak kitap, gezilecek yer var ki insan, hayatı boyunca bir çoğunu yapamayacağı için üzülüyor.
Romalılar bu durumu ”ars longa, vita brevis” diyerek özetlemiş. Sanat uzun hayat kısa…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

“Söylediğim gibi yaratacağım!”

anette inselberg abra kadabra

 

Abrakadabra” Ârâmîce bir kelîmedir.
“Abra” Ârâmîce’de “yaratacağım” anlamına gelir. “Alef, Bet, Reş ve Alef” harfleriyle yazılır. Fiilin kökü “B-R-Alef”dir. Bu kök İbrânîce’de de Tevrat’ın ilk cümlesi olan “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı”da “Bereşit Bara Eloim et Aşamayim veet Aarets” cümlesinde “Bara”, yani “yarattı” olarak karşımıza çıkar.
Aynı kök Arapça’da da -çoğunlukla yerine H-L-K kökü tercih edilse de- bulunur ve kullanılır. “Abra” sözcüğü de bu kökten az önce sözü edilen gelecek zaman veznine göre türetilmiş bir sözcüktür ve “yaratacağım” anlamına gelir.
“Kadabra” kısmını ise açıklamadan önce bir kez daha bölmek gerekiyor, “Ke’dabra” şeklinde. Buradaki Ke ya da Ki, Ârâmîce’de bir bağlaçtır. Arapça’da “Key”, İbrânîce’de “Ki” şeklinde görülen bu bağlaç İngilizce’deki “like, as, that”, Fransızca’daki “afin que” ya da Farsça’daki “Ke” bağlaçlarıyla benzer ya da aynı anlamdadır. Türkçeye de “ki” olarak çevrilebilir. Kef ve Yod harfleriyle yazılır.
“Dabra”, sözcüğü ise yine Ârâmîce ve İbrânîce’de ortak olan bir kökten, söz, söylemek, demek anlamındaki D-B-R kökünden gelmektedir. Aynı kök İbrânîce’de Tevrat’ın Tesniye Kitabı’nın İbranice adı olan DeVaRim sözcüğünde karşımıza çıkmaktadır ki: bu ad, “sözler” anlamına gelir. Abrakadabra’nın “dabra”sı ise “söyledim, dedim” anlamına gelir Ârâmîce’de…
Netice olarak; Abrakadabra ile ilgili buraya kadarki bilgileri bir araya toplarsak elimizde şu cümlenin olduğunu görürüz: “Söylediğim gibi yaratacağım!”
Abrakadabra, kanımızca Ârâmîce’de “söylediğim gibi yaratacağım” anlamına gelir ve henüz sihirbazlara, “illüzyonist” denmediği dönemlerde, bu türden sihirbazların, bu cümleyi dillendirdikleri anlaşılmaktadır. Arapça, Farsça bir birleşik sözcük olan sihr (büyü) ve baz (oyun, oynayan)’ın böyle bir oyun oynamış olması mümkündür…
Dolayısıyla; bazı sözleri ve söylemleri dillendirirken, ne manaya geldiklerini bilmeden söylediğimizden olacak alışagelmiş bir şekilde kullanıyoruz. Çok değil, az bir araştırmayla “yarı cahilliğimizi cahillik seviyesine” çekebiliriz. Sonrası için ise okumak, okumak, okumak… Ve araştırmak… Belki de edindiğimiz bu bilgiler bizleri aydınlatacak ve söylediğimiz kelîmelerden kurduğumuz cümlelere kadar daha titiz davranmamıza vesîle olacaktır.
Çok fazla uzatmak istemiyorum fakat bir misâl ile noktalayalım yazımızı… Çoğunlukla futbol ve basketbol maçlarında spiker arkadaşlarımız, bir oyuncu için, “pozisyonu yoktan vâr etti” diyerek; aslında ne kavrama, ne kelîmelere, ne de akıl ve mantığa uygun bir cümle kuramadığını her defasında cümle âleme îlân etmektedirler. Bu örnekleri günlük hayatımızdan yola çıkarak da çoğaltabilirsiniz.
Kalın sağlıcakla… İrfan Atasoy- Türkiye Gazetesi yazısıdr.
***
Not: Bu köşe yazım; yazar, dil uzmanı ve çevirmen Mahir Ünsal Eriş’in notlarından derlenmiş olup, konu hakkındaki çeşitli araştırmalarımı kapsamaktadır.
İrfan Atasoy- Türkiye Gazetesi yazısıdr.

Kaynak: Filiz Kılıçarslanla Yaşam Öğretileri

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Mart🍃🌟 Mimoza Demektir,

anette inselberg kadın mimoza
Hikayesi de çok güzeldir. Türk kadınları da hikayedeki kadınlar gibidir, güçlüdür. Bu nedenle bu baharda sevdiğiniz kadın dostlarınıza mimoza alabilirsiniz✨🌟
İtalya 1946 yılında ikinci dünya savaşından yıkık dökük çıkmış; insanlar bir coşku, yaşama dair bir umut aramaktalardı.
Derken İtalyan Kadın Birliği üyesi olan 3 kadın, toplumun yeniden inşasının “kadın dayanışmasına” bağlı olduğunu düşündüler: Teresa Mattei, Rita Montagnana ve Teresa Noce.🌟🍃
Üç güçlü kadın, bu yaklaşımlarını sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler. Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı: Karanfil, anemon ve enfes kokusuyla mimoza çiçeği. Aşağıdaki özellikleri sayesinde kazanan mimoza çiçeği oldu:🌟🍃
Sapsarı renkleri ile neşe saçtığı için (savaşla yıpranan moraller, mimoza çiçeği ile düzelsin diye)
Martta çiçek açtığı için (Dünya Kadınlar Gününü sembolize etsin diye)
Büyük bir ağaç haline gelene kadar çok fazla emek ve bakım gerektirmediği için (İtalya da mimoza çiçeği gibi hızla kalkınabilsin diye)
En önemlisi de, aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için (mimoza çiçeği zor coğrafi koşullarda bile çiçek açabilir).
O gün bugündür başta İtalya ve Rusya’da olmak üzere, Dünya Kadınlar Gününde (8 Mart) kadınlara mimoza çiçeği hediye edilmektedir. Bir kadın sadece sevgilisinden veya çocuklarından değil; dayanışmayı sembolize ettiği için kadın dostlarından da mimoza çiçeği hediyesi alır.🌟🍃🌟
Mimoza çiçeğinin özelliklerini ve dünya literatüründeki yerini göz önüne aldığımızda, mimoza çiçeğinin aşağıdaki anlamları taşıdığını söyleyebiliriz:
“Dayanışma
Ölümsüzlük ve Diriliş
Hassasiyet, Çoşku ve Umut”🌟

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

ARKANI DÖNÜP ETRAFINA BAKMA …”BU MESAJ SANA”

anette inselberg bu mesaj sana

”Bu Mesaj Sana” Hiç arkanı dönüp etrafına bakma .
Bu Mesaj gerçekten sana!
Eğer başka bir gelirin yoksa zaten,
Elindeki paranın sana yetmeyeceğini düşünmek anını zehir etmek sana hiç bir şey kazandırmaz.
Kıtlık zihinde başlar ve hayatta karşına çıkar.
Her zaman farklı bir yol daha vardır.
Sana uyan o farklı yolu araştır.
Önce düşüncelerini düzelt ve temizle.
Bu yeni düşünce tarzına göre hayatını yeniden şekillendir.
Artık sana uymayan ve yapmaya zorlandığın o şeyleri hayatından çıkart.
”Sigara içmek hem sana, hem etrafındakilere, hem de bütçene zararlı.
Spor yapmak için ille de spor merkezine gidip para ödemek zorunda değilsin.
Bunu yapmaya gerçekten karar verdiğinde farklı yollar aklına gelecek.
Onları uygula.
Yapmak istediğin her şeyi yapa bileceğini hatırla.
İstemediklerini de zaten yapmak zorunda değilsin!
Hatta mümkünse yapmaktan zevk aldığın işi yap.
Sana mutluluk getiren o iş ilk başlarda düşük bir gelir getiriyormuş gibi görünse de
niyetini temiz tutuğun ve hayat amacında ilerlediğin sürece eskisinden daha mutlu yaşadığını fark edeceksin.
Ve bu farkındalıkla birlikte bazılarının mucize dediği,
belki de hep hayal gibi gözüken o güzelliklerin sana aktığına şahit olacaksın.
Ve unutma!
Niyetini temiz tutmaya devam et ki
o güzellikler katlanarak sana gelmeye devam etsin.
Söylemesi kolay ama uygulaması zor!
Deme hiç
Her şey senin kabulüne ve reddine bağlı.
Bu günden itibaren dene.
Düştüğünde yapamadım deyip bırakma.
Bunu denediğin için kendini kutla ve tekrar dene ki
bir daha kendini kutlaya bilesin.
Bir daha ki seferde başara bileceğine inan!
Sen gerçekten güçlüsün.
Seni yaratan Allah neden diğerlerinden farklı yaratsın?
Sende herkes gibisin.
Şu anki farkını kendin yarattın!

Ne olduysa oldu, başkalarını suçlamayı bırak ve artık anını yaşa.
Geçmişi hatırlayıp hayıflanma.
Ya da geleceği düşünüp korkma.
Bu günün güzel olursa geleceğinde güzel olur.
Sana Sevgiler Gönderiyorum Güzel Arkadaşım.
Evet sana!
Arkadan bakmayı bırak artık..
sevgiyle
* Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Size Bağlı…

anette inselberg olan

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Aşırı Gergin Hissettiğinde…

53209798_266539720906075_1726074921638952960_n[1]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sevgili Evren…

53065687_1616878295117831_3103302124071550976_n[1]

Bana her ne anlatmak istiyorsan gözünü seveyim yöntemlerini biraz değiştir artık hiçbir şey anlamıyorum…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Etki…

51630159_383798365510940_6445425299046793216_n[1]

17 saniye süresince bir şeye odaklandığımızda, odaklandığımız şeyle uyumlu bir titreşimin içimizde harekete geçtiğini 68 saniye süresince de bir şeye odaklı kalabilirsek, odaklanan şeyin titreşimi ile uyumumuzun, o şeyi hayata geçirmek için gereken etkiyi başlatabildiğini biliyor musunuz?

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Yapabilirim…

52880741_548333722323521_1613606263780802560_n[1]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Kas Testiyle Sorduğunuz Sorulara Cevap Bulabilirsiniz…

anette inselberg kas testi

 

Hayatta bazen yol ayrımlarına geliriz ve ne yapmamız gerektiğini bilemeyiz?
Bu çalışmayla sorduğumuz tüm sorulara cevap bulabiliriz…
Başka şehre taşınmalı mı, o işe girmeli mi, bu seminere gitmeli mi gibi…

Böyle durumlarda kullandığım ve çok işime yarayan basit bir çalışmayı sizinle paylaşmak istiyorum
1) Ayağa kalkın ayaklarınızı birleştirin ve burnunuzdan üç kez nefes alıp ağzınızdan verin
2)Gökyüzünden yeşil bir ışığın kalbinize aktığını hayal edin
3)Sorunuza iyice konsantre olun ve vücudunuzu gevşek bırakın
4)Sorunuzu sesli bir şekilde sorun (İlişkiye devam etmem benim için iyi mi gibi?)
5)Soruyu sorduktan sonra vücudunuzun öne doğru gitmeye çalışıyorsa cevap olumludur
6)Soruyu sorduktan sonra vücudunuz geriye doğru gitmeye çalışıyorsa sorunuzun cevabı olumsuzdur
7)Gökyüzünden gelen yeşil ışığın kesildiğini hayal edin
8) Burnunuzdan üç kez nefes alıp ağzınızdan verin ve çalışmayı bitirin…
9)Yeni soru sormak için en az bir saat bekleyin…
Benim çok faydasını gördüğüm bu çalışmanın size de fayda getirmesini ve güzel cevaplar almanızı dilerim…
Sağlıcakla,
Anette İnselberg
Not: Bu uygulamanın temeli kas testine (kinesiyoloji) dayanmaktadır.Kinesiyoloji ilk olarak 1964 yılında Dr. Goodheart keşfetmiştir. Doğruyu söylediğimizde kaslarımızın güçlü, yalan-yanlış söylediğimizde zayıf tepki verdiğini, enerji bedenimizle bilinçaltımız arasında kuvvetli bir bağ olduğunu farketmiştir.
Farklı uygulama şekilleri olsa da, kendinize, telefonda başka bir kişiye, veya yanınızki birine kolayca uygulayabileceğiniz bir yöntemden bahsetmek istiyorum.
Bu teknikte kişi ayakta durmalıdır. Beden olumlu bir cevapta öne doğru eğilir.
Olumsuz bir cevapta arkaya doğru eğilir, eğilmelidir. Eğer beden hiç eğilmezse kişinin bedeni muhtemelen susuz kalmıştır. Kişi su içerek tekrar evet-hayırlara doğru cevap alıncaya kadar denemeli, ardından merak ettiği soruyu sormalıdır.
Önce bir deneme yapmak isterseniz adınız neyse onu söyleyin diyelim ki ”adınız Alev”…
”Benim adım Alev mi” deyin ve bedeninizin ne tarafa eğildiğine bakın. Bu sizin evetinizdir.
”Sonra da benim adım Mehmet” mi deyin ve bedeninizin ne tarafa doğru gittiğine bakın bu da sizin hayır yönünüzdür…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Tüm Ağrılarınızı Parmaklarınıza Uyguladığınız Bir Dakikalık Masajla Rahatlatabilirsiniz…

anette inselberg şifa mudra masaj

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Baktığın… Gördüğün…

52651136_436351800518090_1513840843578933248_n[1]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »