Kısacası insan unutur.

Sevgili kardeşlerim,

doğruyu seçmek bir andır. Tek bir an. İşte o ânı kaçırmamak gerekir. Eğer doğru an gelirse o zaman anımsamalısınız. Acıyla yaşadığımız bu günler, doğru ânı, değişim için gerekli olan gerçek gücü yakalama ânıdır. O nedenle yeniden anımsayalım:

İNSAN UNUTUR

İnsan unutur. Verdiği sözleri unutur. İnsan unutur. Bir zamanlar ne hissettiğini unutur. İnsan unutur. Bir zamanlar ne çektiğini unutur. İnsan unutur. Çabasının işe yaramadığını unutur. İnsan unutur. Tüm sevdiklerinin ve kendisinin öleceğini unutur. İnsan unutur. Önemli kabul ettiği şeylerin büyük bir kısmının önemli olmadığını unutur.

Aynı hataları defalarca yapar; çünkü unutur.
Minnet duymaz; çünkü geçmişte kim olduğunu unutur.
Paylaşmaz; çünkü paylaştığında mutlu olduğunu unutur.
Öfkelenir; çünkü öfkelendiğinde acı çektiğini unutur.
Arzularının pençesine düşer; çünkü arzuları asla tatmin edemediğini unutur.
Başkalarını zor duruma düşürür; çünkü başkalarını zor durumdan kurtardığında sevinçle dolduğunu unutur.
Endişelenir; çünkü geleceği kontrol edemeyeceğini unutur.
Pişmanlıklarla ve suçlulukla yaşar; çünkü geçmişi değiştiremeyeceğini unutur.
Tembellikle yaşar; çünkü en değerli deneyimlerin biz onları beklemezken geldiğini unutur.
Hazırlık yapar; çünkü olanın bizi daima hazırlıksız yakalayacağını unutur.
Hayaller kurar; çünkü olanın daima hayal ettiğimizden farklı olacağını unutur.
Başkalarının iyi işlerini kötüler; çünkü kendini yüceltmenin yolunun başkasının hatasına vurgu yapmak değil kendini geliştirmek olduğunu unutur.
Somurtur; çünkü gülümsemenin bulaşıcı bir iyilik olduğunu unutur.
Açgözlülük yapar; çünkü cesaretin en değerli yatırım olduğunu unutur.
Zamanını boş yere harcar; çünkü bu değerli hayatın kısacık olduğunu unutur.
Başarı elde etmek, alkış almak için kendini türlü acıların, türlü erdemsizliklerin kucağına atar; çünkü her şeyin geçici olduğunu unutur.
Suçlar; çünkü eylemlerin özgür olmadığını, koşullarca belirlendiğini unutur.
Böbürlenir; çünkü başarının kendi ürünü olmadığını unutur.
Kendisiyle konuşur; çünkü gerçeği duyabilmek için susması gerektiğini unutur.
Dinlemeyi unutur; çünkü anlaşılabilmenin tek yolunun anlamak olduğunu unutur.

Kısacası insan unutur.

cEM şEN

 

Dünyada size en çok zarar vermiş, ilişkilerinizde sıkıntı ve endişe yaşatmış olanlar,

 

 

Dünyada size en çok zarar vermiş, ilişkilerinizde sıkıntı ve endişe yaşatmış olanlar, enkarne olmadan önce böyle yapmayı sevgiyle kabul etmiş, bu konuda kontrat yapmış varlıklardır…

Onlar şimdi bile ruhen sizinle kardeştirler, ama buradayken bunu açığa vuramazlar. Öte aleme geçtiğinizde onları görecek ve seveceksiniz, çünkü oynadıkları rol gerçekten çok ikna ediciydi!

Bunu yapmalarını sağlayan sevginin gücünü takdir edin ve onları şimdi burada sevin…

Hiç kuşkusuz siz de bir başkasının düşmanısınız, bir başkasının dersi için olumsuzluk ifadesisiniz, böylece siz de aynı rolü bir başkası için oynuyorsunuz.

Peki bu insan sizi tamamen bağışlasaydı ne hissederdiniz?
Bu sizi etkiler miydi?…

Kryon

Endişe, kaygı ve stres zihin gücünüzü tüketir ve ruhunuz ile iletişime geçmenizi engeller”

 

 

Endişe, kaygı ve stres zihin gücünüzü tüketir ve ruhunuz ile iletişime geçmenizi engeller”

Sağlık İçin ÇOK öNEMLİ…

1..Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
2..Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
3..Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyetini uygulayın.
4..Bol taze sebze ve meyve yiyin.
5..Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği,mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.
6..Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
7..Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
8..Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
9..Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
10.. Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.
11.. Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!!!! ). 12..Stresten uzak durun.
13.. İyi uyuyun.
14.. Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
15.. D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
16.. Yeteri derecede egzersiz yapın!!!!
17.. Aşırı alkol kullanmayın.
18.. İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
19.. Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
20.. Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
21.. Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
22.. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.

************************** Prof. Dr. Ahmet AYDIN İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı

OKUDUYSAN ve BEĞENDİYSEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIRMISIN?

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Yani eninde sonunda bir ara,”Nimetlerine bir türlü doyamadığımız” bu garip dünyayı Bırakıp gideceğimizi asla düşünemiyoruz…

Bir gün…
Yani eninde sonunda bir ara,
”Nimetlerine bir türlü doyamadığımız” bu garip dünyayı
Bırakıp gideceğimizi asla düşünemiyoruz…
O yüzden de,
Arkamızda kalacak insanların gönüllerine bir aydınlık pencere açacak şeyleri hep ihmal ediyoruz;
Sevdiğimiz insanları her fırsatta bağrımıza basmak gibi şeyleri mesela…
Üzdüğümüz için üzgün olduklarımızdan özür dilemek gibi…
Yüz vermemek, iktidarımızı korumak adına bir kol boyu uzak tuttuklarımıza,
onlara çok değer verdiğimizi ve onlarsız bir hayatı düşünmek bile istemediğimizi söylemek gibi…
Komik olmaktan korkmadan dalga geçmek gibi kendi aptallıklarımızla… Ve hatalarımızı itiraf etmek gibi…
Eleştirip durduğumuz insanlara, söylemeyi ihmal ettiğimiz özel ve güzel yanlarından da bahsetmek gibi…
Evimizi paylaştığımız ya da birlikte çalıştığımız insanlardan, ekmeğimizi aldığımız bakkala, çöpümüzü toplayan belediye işçisine kadar, sesimize ses, elimize el veren, hayatımızı kolaylaştıran ve katlanılır hale getiren herkese, gönülden bir teşekkür etmek gibi…
Çok kırıldığımız ve sırtımızı döndüğümüz insanları, bir daha görmesek bile Allah huzurunda onlarla hesabımızı kapatmak ve onların yol açıklığı için dua etmek gibi…
Bir zamanlar bizi bırakıp gidenlerin bize yapmış olmalarını çok isteyeceğimiz şeyleri, BİR TÜRLÜ YAPMIYORUZ!
Zira bizim için de yapılmamıştı böyle şeyler…
Tam da bu yüzden, dıştan jilet gibi görünse de, içteki ”tadilatı bir türlü bitmeyen” hayatlarımız var…
AMA BİZ;
Daha farklı bir yol seçebiliriz…
Çocuklarımız başta olmak üzere, etrafımızdaki herkese bir nefes, bir umut, bir güzel anı, bir insanlık örneği, bir sevgi çiçeği bırakabiliriz…
Çok fazla bir şeyimiz olmayabilir paylaşılacak,
Ama gönül mirasımızla besleyebiliriz bir sürü gönülü…
Ve çok daha huzurlu bir vedalaşma yaşayabiliriz hayatla
Üstelik bunun için yaşlanmayı beklememize gerek yok!
Bu mirası dağıtmaya,
Hemen bugün,
Hemen şimdi başlayabilir,
Ve kendimize asla pişman olmayacağımız bir hayat hediye edebiliriz

EVET… EVET KESİNLİKLE 

kaynak juna yıldız gözlemcisi