İşte, Rio Karnavalı Biter Bitmez Buradayımm…

Bıktım Senden Bıktım…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Ey İstanbul’um… Günün Fotosu…14/11/2013

DELİ EDER İNSANI BU DÜNYA

 

Deli eder insanı bu dünya;
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç

Orhan Veli Kanık

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Bütün Gezegenler Etrafında Pervane…

erdil575s%20(6)[1]

Gitmeyiver!.. Bok Mu Var Kahvede…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gökgürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan…

Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gökgürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan…

Mevlana

HİÇ BİR KARŞILAŞMA TESADÜF DEĞİLDİR…

Alışveriş yaptığımız market yemek yediğimiz lokanta su içtiğimiz çeşme yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar… Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar yolu sorduğumuz herhangi biri hafifçe çarptığımız insan… Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş…… Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel fiziksel ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur. Küçük ya da büyük… Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı bir satıcı bağırışı alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara…

Hem öğretmen hem de öğrenciyizdir her ilişkinin içinde. Doğduğumuz aile gittiğimiz okullar sıra arkadaşımız sevgilimiz eşimiz çocuğumuz vs. Her ilişki farklı bir yönümüzün aynasıdır. Ve bizler de onlar için birer aynayız. Farkındalığımız yükseldikçe durumları ve ilişkileri yaşarken kendimizi ve yaşanılanları gözlemlemeye başlarız. Ve eğer yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakabilmeyi Başarırsak o ilişki ya da durumu ne için yaşadığımızı kavrarız. Düğmelerimize en fazla basan insanlar en iyi öğretmenlerimizdir. O ilişkide kurban olmadığımızı anlar ilişkinin bize neyi öğretmeye çalıştığını kavrarsak dersimizi alır ve yolumuza devam ederiz. Eğer bunu yapamazsak o ilişkide ya da durum içinde tutsak olur ya daha ağır durumlar yaşar ya da daha travmatik durumları (o dersi alıncaya eksik yönümüzü tamamlayıncaya kendimizi düzeltinceye kadar) tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz. Bazen bazı insanların hayatına yalnızca katalizör olarak gireriz. Onların hayatlarında değiştirmesi gereken durumun düğmesine basar ve sessizce çekiliriz.
Ve yüksek farkındalık içinde kalırsak yaşanılan durumdan etkilenmeden arkamıza bakmadan yolumuza devam ederiz. Özet olarak en büyük düşmanımız en iyi dostumuzdur aslında. Çünkü bizde en büyük değişime neden olur genellikle. Ve her karşılaşma kutsaldır.
Karşımızdaki insanın tanrısallığını kabul edip o şekilde yaklaşırsak nefreti öfkeyi suçluluk duygusunu o insana karşı sorumlu olduğumuz ve o ilişkiye mahkûm olduğumuz duygusunu ve kini söküp atarız varlığımızdan. Yaşadığımız her durum tanıştığımız her insan öğretmenimizdir. Ne kadar kısa sürede öğrenirsek öğrenmemiz gerekenleri karmamızı çözüp iç huzuruna mutluluğa ideal ilişkimize ve ruhsal eşimize kavuşuruz.

Hedef mi? Hedefe Götüren Yol mu?

Genç bir adam, Japonya’yı bir baştan bir başa dolaşıp ünlü ustaların bulunduğu okulları gezer.
Ünlü bir okula geldiğinde, bu okulun ustasıyla görüşmek ister.

Genç adam ustanın karşısına çıktığında “benden istediğin nedir?” diye sorar usta.
“Sizin tarafınızdan eğitilmek ve ülkenin en iyi karate ustası olmak istiyorum. Bunun için kaç sene çalışmam gerek?” diye sorar genç adam.
“En az on sene” diye cevap verir usta.
“On yıl çok uzun bir süre” der genç adam. “Peki ya öğrencilerinizden iki kat daha fazla çalışsam?” diye sorar.
“Yirmi yıl” diye cevap verir usta.
“Yirmi yıl! Peki ya gece gündüz bütün gücümle çalışsam?”
Bu kez ustanın cevabı “Otuz yıl” olur.
“Her seferinde size daha fazla çalışacağımı söylüyorum ve siz ulaşma süremin daha da uzayacağını söylüyorsunuz. Bu nasıl olur?” diye sorar genç adam.
“Cevabı oldukça basit” der usta.
“Bir gözünü varmak istediğin noktaya dikersen, o noktaya giden yolu bulabilmek için geriye bir tek gözün kalır.”

Ayyyyy Ben Neymişim Demek İsteyenler Buraya:)))

BALIK: dünyanın en merhametli insanı.
KOVA: dünyanın en temiz kalpli insanı.
OĞLAK: dünyanın en sevimli insanı….
YAY: dünyanın en sevilesi insanı.
AKREP: dünyanın en doğrucu insanı.
TERAZİ: dünyanın en sevgi dolu insanı.
BAŞAK: dünyanın en tatlı insanı.
ASLAN: dünyanın en gururlu insanı.
YENGEÇ: dünyanın en neşeli insanı.
İKİZLER: dünyanın en hayat dolu insanı.
BOĞA: dünyanın en rahat insanı.
KOÇ: dünyanın en umursamaz insan…….

Alıntı

Alkali Beslenmeyenin Vay Haline…

Alkali nedir? Kısaca; asitli olma ya da olmama durumu diyebiliriz. Yani bir şeyin alkali olması; asidik olmadığı anlamına geliyor. Sayılarla ifade etmek gerekirse; pH derecesi 1-7 arasındaki sıvılar asit; pH, 7-14 arasındakiler alkalidir. Vücudumuzda tuttuğumuz sıvılar yüksek oranda alkali; ter ve idrar gibi vücuttan attıklarımızsa asidik. Buradan da anlıyoruz ki, vücut asidi üzerinden atmak istiyor. Alkali beslenme de işte bunun için gerekiyor.

07-11-2013-12-41-33ceviz1

Vücut sağlığı için sadece doğru alkali yiyecekleri seçmenin yetersiz kalacaktır, iyi nefes almanın, temiz havanın, iyi uykunun, hafif egzersizlerin alkali olmak için gereklidir. Kısaca bu yaşam biçimi ağırlıklı olarak alkali yiyecekler tüketerek ve iyi bir yaşam sürerek vücudun pH değerini dengede tutmayı amaçlıyor. Çünkü aslında hastalıkların pek çoğunun altında vücudun asitlenmesi yatıyor. Alkali de pH dengesini koruyarak vücudun asitlenmesine engel oluyor. Vücudunuzun alkali olup olmadığını anlamanın aslında çok basit bir yolu var. İdrarınızın rengi bu durumun çözümü! Sabahları rengine bakarak, asit yükünüzü anlayabilirsiniz. Açık sarı ve kokusuzsa alkali, orta sarı ve az kokuluysa az asitli, çok koyu ve ağır kokuluysa aşırı asitli demektir!

Ne yemeli, ne içmeli? Yiyeceklerin ne kadar asitli olduklarına yani pH değerlerine göre seçim yapmayı esas alan alkali diyette taze meyve, sebze ve yumru kökleriyle beslenmeye önem veriliyor. Kahvaltı ve öğle yemeğinde önerilen besinlerden istediğiniz kadar yiyebiliyorsunuz, ancak akşam yemeği için küçük bir sınırlama var; mutlaka saat 20.00’den önce yemek yemek. Yediğiniz yemeklerin yüzde 20’sini asit yapan, yüzde 80’ini alkali yapan yiyeceklerden seçin. Alkali yiyeceklerin yüzde 40’ını çiğ olarak tüketin.

 

Alkali oluşturan yiyecekler • Tüm sebzeler • Baharatlar • Tohumlar • Meyveler • Ceviz, badem gibi yağlı kuruyemişler • Balıklar • Kefir • Lor peyniri • Zeytinyağı • Deniz tuzu • Alkali su

Dr. Ayşegül Çoruhlu: 7’den 70’e herkesin uygulayabileceği bir yaşam biçimi olan alkalinin diğer altın kurallarını ise şöyle sıralıyor; Alkali su için: O kadar yazılır çizilir ama yine de kimse yeterince su içmez. Oysa her gün idrara çıkar ve vücudun istemediği asitleri dışarı atarız. Aslında atmaya çalışırız demek daha doğru olur. Çünkü her zaman yeterince asidi dışarı atmak mümkün olmaz. Az su içildiğinde idrar renginin koyu ve kokulu olmasının sebebi bu. O halde asit atılımını arttırmak için daha çok su içerek alkali olabiliriz. Ayrıca suyu da alkali olarak tüketmek mümkün. Suyu alkali yapmak için eczanelerde satılan alkali damlaları kullanabilirsiniz. Satın aldığınız suların pH değerinin de mutlaka yedinin üzerinde olmasına dikkat edin.

07-11-2013-12-41-33brokoli3

BESLENME Vücudunuzu dinlendirin: İyi nefes almak ve oksijen, alkalinin önemli adımlarından. Yoga, pilates, açık havada yürüyüş gibi rahat ve derin nefes alınan egzersizler alkali olmayı sağlıyor. En geç saat 23.00’de uyumak, geç yatmamak da önemli bir kural.

Sebze suyu için: Sebzelerin suyunu sıkınca besleyici maddeler, enzimler, alkali maddeler, sebze suyu içerisinde daha konsantre oluyor. Aynı zamanda daha fazla miktarda sebze tüketmiş oluyorsunuz.

Asit oluşturan yiyecekler: • Tüm kızarmış gıdalar • Fast food yiyecekler • Konserve gıdalar • Şekerli ve kolalı içecekler • Şekerlemeler • Pasta, kek, kurabiye gibi tüm unlular • Margarinler • İşlenmiş etler • Alkol • Çok fazla siyah çay • Kahve

Alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Hiçbir şey için “BENİMDİR” deme Sadece de ki; “YANIMDADIR

Hiçbir şey için “BENİMDİR” deme Sadece de ki; “YANIMDADIR”
Çünkü ne altın,
Ne toprak,
Ne sevgili,
Ne hayat,

Ne ölüm, Ne huzur, Ne de keder… Daima seninle kalmaz.
H.Lawrence

Aç Ayı Oynamaz…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

“Güneşin, denizlerin, rüzgârların enerjisinden yararlanabiliriz. Ancak, insanoğlunun sevginin enerjisinden yararlanmayı öğrendiği gün, ateşin keşfedildiği gün kadar önemli olacak.”

 

 

 

“Güneşin, denizlerin, rüzgârların enerjisinden yararlanabiliriz. Ancak, insanoğlunun sevginin enerjisinden yararlanmayı öğrendiği gün, ateşin keşfedildiği gün kadar önemli olacak.”

Paulo Coelho

Hele Bir Kıpırda Yerinden…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »