
Alışveriş yaptığımız market yemek yediğimiz lokanta su içtiğimiz çeşme yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar… Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar yolu sorduğumuz herhangi biri hafifçe çarptığımız insan… Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş…… Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel fiziksel ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur. Küçük ya da büyük… Bazen hiç hesapta olmayan durumların içine çekiliveririz. Hayal bile etmediğimiz olayları yaşarken buluruz kendimizi. Bir martı çığlığı bir satıcı bağırışı alır götürür bizi yıllarca ya da yollarca uzaklara…
Genç bir adam, Japonya’yı bir baştan bir başa dolaşıp ünlü ustaların bulunduğu okulları gezer.
Ünlü bir okula geldiğinde, bu okulun ustasıyla görüşmek ister.
Genç adam ustanın karşısına çıktığında “benden istediğin nedir?” diye sorar usta.
“Sizin tarafınızdan eğitilmek ve ülkenin en iyi karate ustası olmak istiyorum. Bunun için kaç sene çalışmam gerek?” diye sorar genç adam.
“En az on sene” diye cevap verir usta.
“On yıl çok uzun bir süre” der genç adam. “Peki ya öğrencilerinizden iki kat daha fazla çalışsam?” diye sorar.
“Yirmi yıl” diye cevap verir usta.
“Yirmi yıl! Peki ya gece gündüz bütün gücümle çalışsam?”
Bu kez ustanın cevabı “Otuz yıl” olur.
“Her seferinde size daha fazla çalışacağımı söylüyorum ve siz ulaşma süremin daha da uzayacağını söylüyorsunuz. Bu nasıl olur?” diye sorar genç adam.
“Cevabı oldukça basit” der usta.
“Bir gözünü varmak istediğin noktaya dikersen, o noktaya giden yolu bulabilmek için geriye bir tek gözün kalır.”
BALIK: dünyanın en merhametli insanı.
KOVA: dünyanın en temiz kalpli insanı.
OĞLAK: dünyanın en sevimli insanı….
YAY: dünyanın en sevilesi insanı.
AKREP: dünyanın en doğrucu insanı.
TERAZİ: dünyanın en sevgi dolu insanı.
BAŞAK: dünyanın en tatlı insanı.
ASLAN: dünyanın en gururlu insanı.
YENGEÇ: dünyanın en neşeli insanı.
İKİZLER: dünyanın en hayat dolu insanı.
BOĞA: dünyanın en rahat insanı.
KOÇ: dünyanın en umursamaz insan…….
Alıntı
Alkali nedir? Kısaca; asitli olma ya da olmama durumu diyebiliriz. Yani bir şeyin alkali olması; asidik olmadığı anlamına geliyor. Sayılarla ifade etmek gerekirse; pH derecesi 1-7 arasındaki sıvılar asit; pH, 7-14 arasındakiler alkalidir. Vücudumuzda tuttuğumuz sıvılar yüksek oranda alkali; ter ve idrar gibi vücuttan attıklarımızsa asidik. Buradan da anlıyoruz ki, vücut asidi üzerinden atmak istiyor. Alkali beslenme de işte bunun için gerekiyor.
Vücut sağlığı için sadece doğru alkali yiyecekleri seçmenin yetersiz kalacaktır, iyi nefes almanın, temiz havanın, iyi uykunun, hafif egzersizlerin alkali olmak için gereklidir. Kısaca bu yaşam biçimi ağırlıklı olarak alkali yiyecekler tüketerek ve iyi bir yaşam sürerek vücudun pH değerini dengede tutmayı amaçlıyor. Çünkü aslında hastalıkların pek çoğunun altında vücudun asitlenmesi yatıyor. Alkali de pH dengesini koruyarak vücudun asitlenmesine engel oluyor. Vücudunuzun alkali olup olmadığını anlamanın aslında çok basit bir yolu var. İdrarınızın rengi bu durumun çözümü! Sabahları rengine bakarak, asit yükünüzü anlayabilirsiniz. Açık sarı ve kokusuzsa alkali, orta sarı ve az kokuluysa az asitli, çok koyu ve ağır kokuluysa aşırı asitli demektir!
Ne yemeli, ne içmeli? Yiyeceklerin ne kadar asitli olduklarına yani pH değerlerine göre seçim yapmayı esas alan alkali diyette taze meyve, sebze ve yumru kökleriyle beslenmeye önem veriliyor. Kahvaltı ve öğle yemeğinde önerilen besinlerden istediğiniz kadar yiyebiliyorsunuz, ancak akşam yemeği için küçük bir sınırlama var; mutlaka saat 20.00’den önce yemek yemek. Yediğiniz yemeklerin yüzde 20’sini asit yapan, yüzde 80’ini alkali yapan yiyeceklerden seçin. Alkali yiyeceklerin yüzde 40’ını çiğ olarak tüketin.
Alkali oluşturan yiyecekler • Tüm sebzeler • Baharatlar • Tohumlar • Meyveler • Ceviz, badem gibi yağlı kuruyemişler • Balıklar • Kefir • Lor peyniri • Zeytinyağı • Deniz tuzu • Alkali su
Dr. Ayşegül Çoruhlu: 7’den 70’e herkesin uygulayabileceği bir yaşam biçimi olan alkalinin diğer altın kurallarını ise şöyle sıralıyor; Alkali su için: O kadar yazılır çizilir ama yine de kimse yeterince su içmez. Oysa her gün idrara çıkar ve vücudun istemediği asitleri dışarı atarız. Aslında atmaya çalışırız demek daha doğru olur. Çünkü her zaman yeterince asidi dışarı atmak mümkün olmaz. Az su içildiğinde idrar renginin koyu ve kokulu olmasının sebebi bu. O halde asit atılımını arttırmak için daha çok su içerek alkali olabiliriz. Ayrıca suyu da alkali olarak tüketmek mümkün. Suyu alkali yapmak için eczanelerde satılan alkali damlaları kullanabilirsiniz. Satın aldığınız suların pH değerinin de mutlaka yedinin üzerinde olmasına dikkat edin.
BESLENME Vücudunuzu dinlendirin: İyi nefes almak ve oksijen, alkalinin önemli adımlarından. Yoga, pilates, açık havada yürüyüş gibi rahat ve derin nefes alınan egzersizler alkali olmayı sağlıyor. En geç saat 23.00’de uyumak, geç yatmamak da önemli bir kural.
Sebze suyu için: Sebzelerin suyunu sıkınca besleyici maddeler, enzimler, alkali maddeler, sebze suyu içerisinde daha konsantre oluyor. Aynı zamanda daha fazla miktarda sebze tüketmiş oluyorsunuz.
Asit oluşturan yiyecekler: • Tüm kızarmış gıdalar • Fast food yiyecekler • Konserve gıdalar • Şekerli ve kolalı içecekler • Şekerlemeler • Pasta, kek, kurabiye gibi tüm unlular • Margarinler • İşlenmiş etler • Alkol • Çok fazla siyah çay • Kahve
Alıntı

Hiçbir şey için “BENİMDİR” deme Sadece de ki; “YANIMDADIR”
Çünkü ne altın,
Ne toprak,
Ne sevgili,
Ne hayat,