“Güneşin, denizlerin, rüzgârların enerjisinden yararlanabiliriz. Ancak, insanoğlunun sevginin enerjisinden yararlanmayı öğrendiği gün, ateşin keşfedildiği gün kadar önemli olacak.”
Paulo Coelho
Görev yeri de Urfa ‘ nın şirin bir köyü.Bir gün mühendisler köy meydanında ahaliyi toplayıp bir konuşma yapıyor.
Burası baraj seviyesinin altında , baraj suları toplanıp köy sular altında
kalmadan önce
devletin sizin için yaptığı tepedeki yeni köyünüze taşınmanız lazım diyorlar.
Bir kaç ay sonra yağmurlarla beraber baraj su tutmaya başlıyor.
Köylüler üçer beşer köyü terkedip tepede toplanıyorlar.
Bu arada bir grup köylü imamın yanına geliyor.
– Hadi hocam toplan da gidelim. diyorlar.
Ama bizim hoca itiraz ediyor.
” Olmaz” diyor.”Ben camimi terkedip hiç bir yere gitmem”
Köylüler şaşkın
-Aman hocam etme.Bak sular yükseliyor .Boğulup gidersin burda.
“Allah beni kurtarır” diyor hoca.
Köylüler ısrar ediyor ama nafile. Hoca hem inançlı hem inatçı.
Ne yapsınlar çaresiz gidiyorlar.
Yağmurlar hızlanıyor.Sular yükselmeye başlıyor köy tamamen boşalırken
son kez hocaya yalvarıyorlar.
-Hocam gözünü seveyim inad etme boğulup gideceksin burda.
Hoca öfkeyle ayaklarını yere vurup bağırıyor.
-Bi şey olmaz ! Allah beni kurtarır dedim size.
Sular iyice yükselince hoca caminin kubbesine çıkıyor.
İçinde zerre kadar şüphe yok.”görsünler iman gücü neymiş”
Şiddetle yağan yağmur altında bu kez sarı muşamba yağmurluklarıyla
baraj işçileri motorlu bir kayıkla cami kubbesine yaklaşıyor.
-Hadi hoca atla da gidelim…diyorlar.
Hoca oralı bile değil.
“Gidin siz” diye bağırıyor.”Ben camimi bırakıp gitmem”
-Aman hoca etme eyleme ..diyor işçiler.Sular caminin boyunu aşacak .Boğulup
gideceksin.
Ama hoca vazgeçmiyor.”Allah beni kurtarır” diyor.
İşçiler çaresiz geri dönüyor.Durumu bölgedeki askeri birliğe iletiyorlar.
Sular artık iyice yükselince Hocamız bu kez minarenin en üst noktasına çıkıp
öylece
sarılıyor.
Askeri birliğin komutanı bir helikopter gönderiyor bölgeye.
Yağmur altında artık gücünü iyice yitirmiş olan hocaya yaklaşıp
ellerindeki megafonla bağırıyorlar.
-Hocam sana ip atıyoruz.Sıkıca tutun helikoptere çekelim seni.
Hoca eliyle “gidin” işareti yapıyor bunlara.
Bir yandan da bağırıyor.”Karışmayın siz Allah’ın işine.
Beni rabbim kurtaracak dedim size…”
Zaten hava iyice bozmuş .Helikopter bir süre daha
uğraşıyor hocayı almak için.Sonra dayanamayıp o da
gidiyor.
Suların bir kaç metre daha yükselmesiyle birlikte
bizim hoca sulara gömülüyor ve boğularak ölüyor.
***
Derken melekler gelip hocanın ruhunu manevi aleme
götürüyorlar.İmanının çokluğundan dolayı da Allah’u Teala nın
huzuruna çıkarıyorlar.Rabbimiz kulunun iman gücünden çok memnun olmuş
ona cennetin güzel köşelerinden birini verecek.Fakat o ne.
Bizim hoca surat asıyor.
Yaradanımız kulunun sıkıntısını biliyor ama yine de ona soruyor.
-Hayrola kulum hoşnut olmadığın bir şey mi var.
Hoca yüzünü çevirip.” Ben sana küstüm” diyor.
“Küstün mü ? Hiç kul rabbine küsermiymiş.O nasıl söz ?”
“Küstüm evet .” diyor hoca “Ben senin beni kurtaracağına
o kadar iman etmiştim ama sen beni boğulmaya terkettin
niye beni kurtarmadın” deyince Yaradan ;
“Seni kurtarmak için çok uğraştım” der “Sana önce
köylüleri gönderdim , dinlemedin.Kurtulasın diye kayık
gönderdim binmedin.Senin için helikopter bile gönderdim .
Ama sen kurtulmak istemedikten sonra ben ne yapayım ?”