UYKUSUZLUK…


İki arkadaş yıllar sonra karşılaşır. Birinin saç sakalı birbirine
karışmış. Gözlerinin feri sönmüş.Bitkin halde. “Bu ne hal” der
öteki.”Sorma” diye dertli dertli başlar, bitkin olanı. “Uyku sorunum
… var.” ” Erken yat. madem.”
“Sorun da orada başlıyor zaten. Saat sekizde uykum geliyor. Yatağa yatıyorum. Hemen gözlerim kapanıyor. Kapanır kapanmaz da kendimi koca bir TIR’ın direksiyonunda buluyorum. Zeytinburnu’nundan yükü sarıyorum.
Bakıyorum Edirne’deyim. Geç oradan Bulgaristan’a. Sofya’da mal
indiriyorum. Yeni malı yüklüyorum, aynı hızla, gene Zeytinburnu’na
geliyorum ki, sabah olmuş. Turşu gibi kalkıyorum yataktan. Bu, her
gece böyle.”
“Aaaa” der arkadaşı. “Benim bir ruh doktoru arkadaşım var. Kartını
vereyim. Bir dene, belki faydası olur.”Adam doktora gider son bir
ümitle. Doktor uzun uzun dinler. Sonra anlatır:”Bu gece
Zeytinburnu’ndan çıktığında, Florya’daki benzin istasyonunda seni
bekleyeceğim, sorunu da çözeceğim, merak etme.”Adamın pek aklı basmaz ama, uykuya dalar dalmaz, malı yükleyip yola çıkınca, Florya benzin istasyonunda doktora sahiden rastlamaz mı?. Durdurur TIR’ı..
Doktor yanına gelir.”Tamam” der. “Senin yolun bu kadar. Bundan ötesi bana ait. Hadi in.”Adam TIR’dan iner. Ondan sonra ve o günden sonra, artık rahat rahat uyur ve yeniden , sağlığına kavuşur. Birkaç hafta sonra, bu defa o, uzun zamandır görmediği bir arkadaşına rastlar.
Bakar tıpkı kendi eski hali. Bitkin zavallı. “Hayrola” der.”Vallahi
uyku sorunum var” der, öteki. “Gece sekizde uykum geliyor, yatıyorum.
Beş süper manken. Sharon, Claudia, Cindy, Naomi, Laetitia!. Sabaha kadar onu giyip öbürünü çıkartıyorlar. Defile üstüne defile. Üstelik giydirip soymak ta benim işim. Yani keyifli olmasına keyifli de, bittim birader. Çıldırmak üzereyim.
“Tesadüfe bak” der, bizimki.
“Benim de benzeri bir sorunum vardı. Bir doktor tavsiye ettiler,
gittim. Bir seansta çözdü. İşte kartı, bir de sen dene.
“Bir hafta sonra iki arkadaş tekrar karşılaşır. Bitkin adamın hali eskisinden beter.”Ne oldu yahu? Gitmedin mi benim doktora?” der, bizimki.
“Gittim gittim. Gitmez olur muyum?.. Bu halimin sebebi O zaten. Senin de, doktorunun da Allah layiğınızı versin!..
“Ne oldu yahu, anlatsana. Alamadı mı kadınları senden?”
“Daha ne olacak?. Senin doktor benden kadınları aldı almasına da. Altıma bir TIR verdi. Her gece Zeytinburnu-Sofya gidip geliyorum
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Aşkı Bitirirken Hangi Burç Nasıl Davranır?

 

KOÇ: KOÇ’la aynı yolda yürümek zordur, yürek işidir… Kendine güvenmeyenler Koç’a yaklaşmasın !

•BOĞA: BOĞA’nın kalbine girebilmek için önce güvenilir biri olmanız gerekir. Oranız buranız oynuyorsa hiç şansınız yok. “Hiçmi yok” diceksiniz:YOK

•İKİZLER: İKİZLER şöyle böyle diyenler bi kendine baksa, çifkeflik ve çam…urlukta rakipsiz olduklarını görürler. İKİZLER candır lan, onu sevmeyen ölsün

•YENGEÇ: En yanlış anlaşılan burçtur: YENGEÇ, güzel şeyler yapmak isterken hep sarpa sarar hayatı

•ASLAN: Çok sabırlıdır ve sırf karşısındakini kırmamak için genelde salağa yatar alttan alır ama sabrı tükenene kadar.Tükenince ise tmm kestik

•BAŞAK: ne yaparsan yap yinede olmuyor dimi , işte en zor olanıda bu aksiliklere rağmen içindeki umudu yitirmemeye çalışmak. İşin zor

•TERAZİ: Herşeyin 4/4’Lük giderken aşk hayatındaki bazı saçmalıklar tüm yaşam sevincinin içine ediyor.

•AKREP: candır, baldır, nutelladır. Akrep insanını görüpte ” vay be çok çekici ” demeyen varmıdır lan ? Yoktur tabiki.

•YAY: Yay o kadar hayatla barışıktır ki uyumadan önce kendisine bile “iyi geceler kendim” der.

•OĞLAK: Oğlağ’ın sakinliği sizi aldatmasın, kayışları kopardığı zaman kaçacak yer ararsınız valla..

•KOVA: Kova gibi kendini bilen agır başlı usturuplu biri size yol al GİT LAN” diyorsa yani onun bile agzını bozmuşsanız, bencede yol alın gidin..

•BALIK: Balık “Bir şeyim yok” diyorsa: % 60 Tepesi atıktır, % 20 Canına okuyacaktır, %19,9 Gıcıktır , %0,1 Bişeyi yoktur

Tam hatalarımdan ders alıcam ; çalışmadığım yerden çıkıyor sorunlar, sonra vazgeçiyorum…..

Tam hatalarımdan ders alıcam ; çalışmadığım yerden çıkıyor sorunlar, sonra vazgeçiyorum…..
😦

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ya sevmenin kendisini ya da seven hali ile kendisini seviyor…

 

 

Ya sevmenin kendisini ya da seven hali ile kendisini seviyor…

İlhami Algör

İnsanın dostu da düşmanı da kendisidir…

İnsanın dostu da düşmanı da kendisidir…

EyvaLLah KeLimesini Seviyorum GeLenede Yakışıyor Gidenede ! ; )

 

 

 

EyvaLLah KeLimesini Seviyorum GeLenede Yakışıyor Gidenede ! ; )

Düşüncelerimiz kör düğüm yarattığında, duygularımız karışır…

 

Düşüncelerimiz kör düğüm yarattığında, duygularımız karışır. Duygularımız karıştığında hayatımız karışır. Hayatımız karıştığında kayıplarımız başlar. Bu telefisi olmayan bir süreçtir.

Mesut Kahveci

23 Haziran 2013 Dolunayının Getirdikleri…

DOLUNAY’ın genel yorumunu yazarken şöyle demiştim;

”Bu DOLUNAY’da OLUMSUZ düşünceler, planlar ve beklentilerin yükselişe geçmesi ile sınanacağız… Bireysel düzlemde iletişim zorlukları, yanlış anlamalar, gereksiz tartışmalar yaşanabilir. İnsanların yersiz sertlikler gösterebilecekleri, ya da tam tersi üzerlerinde yoğun bir baskı hissedebilecekleri ve belki de tepki verme güçlerini ya da hareket kabiliyetlerini kaybedecekleri bir zaman dilimi olabilir. Üstün konumda olanlar, gövdelerini olduğundan büyük göstermeye çalışabilir, abartabilir, olduklarından daha pervasız, gereğinden daha hoyrat ve müsamahasız davranabilirler.  Ama bunlar özünde bir demodur 🙂 Olumsuz düşünce ve davranış kalıplarının galebe çalmasının ardındaki neden, gücü elinde tutanların da – en az güçsüz kaldıklarını düşünenler kadar – GÜVENLİK konusunda endişe duymaları ve umutsuzluk ya da sıkışmışlık duyusundan kaynaklanan ataklara girişmeleridir. İşte ÖZEN gösterilmesi gereken tam da bu duygu halidir! DOLUNAY duyguları yükseltir ve içimizdeki en uç eğilimlere AYNA tutar. Yüzleşmeler bazen acı verir ama arkasından şifa gelir. Olanların ya da olacakların temel mesajı, üzerimize düşenleri yaptıktan sonra, sonuçları kendi saat ayarlarımıza göre zorlamaya gerek olmadığıdır! Görüntü biraz bulutlu ve fırtınalı olsa da, zaman usulca fısıldamaktadır kulaklarımıza; KORKMA ve BANA BIRAK!”

 BURÇ ve YÜKSELEN BURCA göre yorumlara aşağıdadır. Güneşinizin ya da Yükselen’inizin içine girdiği burcun ileri derecelerinde olduğunu biliyorsanız, bir sonraki burç yorumunu da okumanız yerinde olacaktır. 

KOÇ ve YÜKSELEN KOÇ: Bu DOLUNAY’da KOÇ’lar, özel alan, aile ve geniş anlamda mahrem ve yüce bildikleri bütün değerler konusunda şaha kalkacaklar. Kişisel özgürlüklerini ilan etmeye kalkmaları kadar, ellerinde olan gücü kullanmak konusunda biraz aşırıya kaçmaları da mümkün. Haklı davaları kadar haksız ayrıcalıkları konusunda da, çizgiyi aşmaya dikkat etmelerinde fayda var! Vicdan ve adalet  duygularından soyutlanmış hiçbir şahlanma, onlara hayır getirmeyecektir. Zira zarar görecek olan yine kendi pozisyonları, kendi sosyal kimlikleri ya da saygınlıkları ve güvenirlikleridir. Saygıya değer bir konumda olmak daima sorumluluk ister. Sorumluluk ise daima vicdanlı ve adil olanın elinde anlam kazanacaktır. Bu nitelikleri göz ardı ederek yapılan tüm çıkışlar haklılık noktasından başlasa da haksızlık uçurumunda bitebilir…

BOĞA ve YÜKSELEN BOĞA: Bu DOLUNAY’da BOĞA’lar, inandıkları davalar ya da gönüllerine koydukları planlar ve hedefler adına ortaya çıkacaklar. İddialarını büyük, seslerin yüksek tutmaları pek mümkün 🙂 Lakin, davranışları hizmet etmeye niyetlendikleri amaç ile ters düştüğü takdirde zarar görecek olan yine kendileri… Kısacası BOĞA’gillerin bu aralar amaç ile aracı müsemma – denk – tutmaya gayret etmeleri, kendilerini niyetleri ile meşru kılmaya çalışırken davranış ve sözlerindeki aşırılıklar yüzünden haklılıklarını kaybetmemeleri çok önemli. Eğer bir amaç varsa, aracı belirleyecek olan yapılandan faydalanacak ya da etkilenecek olan kişilerin ihtiyaçlarıdır. Çıkar değil hizmet odaklı olmadığınız takdirde etkilemek için yaptığınız çıkışlar ya da verdiğiniz sözler, gün gelir ucu size dönen yargılar halini alabilir…

İKİZLER ve YÜKSELEN İKİZLER:  Bu DOLUNAY’da kaynaklarını ÖZENLİ kullanmaya dikkat etmeleri iyi olur İKİZLER’in… Zira küpleri boşaldığı kadar hızlı dolmayabilir 🙂 KAYNAK deyince sadece para gelmesin ama akla… Zaman da bir kaynaktır. Bedensel gücümüz ve sağlığımız da… Prestijimiz de… Beğenilecek ve bizi kıymete bindirecek özelliklerimiz de! Geçer akçe olmak iyidir. Lakin, akçe enflasyona uğradı mı yani piyasaya fazlasıyla düştü mü, alım gücünü yitirir! Sözü geçer olmak, etkilemek, değer bulmak, hak edilen karşılığı almak, HATTA HAKSIZLIKLA GELEN KAYBIN HESABINI SORMAK için aşırıya kaçmak dahi, kayba neden olur. Özünde kıymeti olmayan şeylerin fazla üzerine düşmek ve onları elde etmek için gereksiz ataklarda bulunmak da öyle. Kayıplarımızın cabası bir de, kendimize olan saygımız azalır. Sözün özü İKİZLER, bu aralar elinize, belinize, dilinize ve cebinize hakim olun. Enerjinizi de anlamlı işler için gereğince harcayın yoksa paradan prestije, rahattan sağlığa bir takım kayıplara uğramanız mümkün.

YENGEÇ ve YÜKSELEN YENGEÇ:  Bu DOLUNAY’da Yengeçler’in bir kükreyip haykırma eğilimleri var üzerlerinde ya… hadi hayırlısı 🙂 Kendilerinde her şeye HAK gördükleri ve zaten haksız olabilme ihtimali olan konulara da girilmesinden zinhar hazzetmedikleri bir dönem olabilir! Ama bu tavır eninde sonunda yakın çevreleri ile gerilimli diyaloglara girmelerine neden olacaktır. UZLAŞMAK önemlidir… Ama Yengeç uzlaşmak bilmez! Geri çekilir ya da üste gider… Üstelik sanıldığından çok daha ısrarcı ve kıskaçlarını çıkarttığı zaman da, ciddi can yakıcı olabilir. Benlik duygusu ve kendini kabul ettirme ya da keyfine göre davranma ihtiyacı, insaf ve adalet sınırlarını aşmasa iyi olur… Zira daha sonra bundan zarar görecek olan yine onlar için ekmek su gibi vazgeçilmez olan ilişkileridir. YENGEÇ’lerin bu DOLUNAY’da bastırdıkları beklentileri ve kendilerine itiraf etmedikleri hükmetme ihtiyaçlarının, vakit GEÇ olmadan farkına varmaları önemle rica olunur 🙂

ASLAN ve YÜKSELEN ASLAN:  Bu DOLUNAY’da ASLAN’lar, kendilerinden ve hayat koşullarından pek memnun olmayabilirler. Zira bu aralar görevler zevklerden çok daha önce gelmekte ve ”geçici bir iyilik” olarak gördükleri işler, adeta bir zorunluluk şeklinde sırtlarına binmektedir. Eğer çok da gönüllü olmadıkları işlere memur ediliyorlarsa, ya da birilerinin onları ezdiğini düşünmeye başladılarsa, ÖZDEĞER krizlerine girmek, kendilerine acımak ve pasif agresif tavırlara bürünmek yerine, sorumluluklarının sınırını çizmeleri, ama verdikleri sözlerin de hakkını vermeleri uygun olur. Bazen verilen  çabaların ve gösterilen sabrın somut sonuçları olmaz ya da beklenen sonuçlar istenen hızda gelmez. Bu durumda ASLAN’ların vicdan ve adalet duygusuyla davranmaya devam etmeleri ve sonucu zamana bırakmaları yerinde olacaktır.

BAŞAK ve YÜKSELEN BAŞAK:  Bu DOLUNAY’da BAŞAK’lar hem ihtiraslı hem de saldırgan olma eğilimindeler. İki tuzak da onları eşikte bekliyor; 1. Olumlu gibi görünen ama arka planda farklı niyetler taşıyan yönlendirmeler ve övgülerle GAZA GELİP, kendi sınırlarınızı, enerjinizi ve haddinizi aşmayın. 2. Olumsuz yaklaşımlar, küçük görme, üstten alma gibi tavırlarla karşılaştığınız için ÇILDIRMAYIN. Kısacası, kendinize olan saygınızı ve dengenizi koruyun. ÖZDEĞERİNİZİ teşkil eden GERÇEK bileşenler size hediye edilemeyecek ve sizden alınamayacak olanlardır. Örneğin özsaygınız, samimiyetiniz, inançlarınız, dürüstlüğünüz, iyi niyetiniz böyle SAF ve  kendinden menkul değerlerdir. Ve bunlara dil uzatılabilir ama siz kaybetmediğiniz sürece kimse onları gerçek anlamda elinizden alamaz. Bilemediğiniz ve yapabilemediğiniz birçok şey olabilir. Olsun, siz KENDİNİZİ BİLİN YETER!

TERAZİ ve YÜKSELEN TERAZİ:  Bu DOLUNAY’da TERAZİ’ler iktidar sahibi ve otorite kabul ettikleri kişilerin davranışlarından çok rahatsız olabilir ve özel alanlarının güvenliğini korumak konusunda çok hassas hale gelebilirler. Aile içindeki çatışma ve gerilimler dolayısıyla huzursuz olmaları da oldukça mümkündür. Kendi pozisyonlarının, sosyal konumlarının, yetkilerinin ellerinden alınması ya da işlerine fazlaca müdahale edilmesi gibi durumlardan irite oldukları, ancak çıkış yapmak konusunda yeterli gücü bulamadıkları için, içlerine kapanmaları, depresif ve korunmacı bir moda bürünmeleri, pasif direnişe geçmeleri ihtimali de vardır. Burada fark etmeleri gereken şey BİLİNÇLİ bir HAYIR’ın gücünü fark etmektir. Eğer kimsenin istemediğiniz şeyleri size dayatmasına izin vermeyecekseniz, bu bazı konularda da bilinçli bir fedakarlığı göze almanızı gerektirir. Bir kez seçiminizi yaptıysanız PİŞMAN OLMAYIN ve sonuçları nedeniyle de endişeye düşüp KENDİNİZE ve yakınlarınıza EZİYET ETMEYİN.

AKREP ve YÜKSELEN AKREP:  Bu DOLUNAY’da AKREP’lerin gözlerini karartma ve hadlerini aşma eğilimi oldukça yüksek! Tamam ihtiraslı ve engellenmeyi kabul etmeyen bir doğanız olabilir ama sizin arzu ve hayalleriniz sizi ilgilendirir… İnsanlar ise düşündüklerinizle değil yaptıklarınızla ilgilenirler! Hayal etmekle kalmayın, hayallerinizi söze dökün. Söze dökerken abartmayın ve en önemlisi sözlerinizi davranışlarla destekleyin. Yoksa siz kendinizi paralasanız ve ortalığı kasıp kavursanız da, elinizde kalan bir avuç kül olacaktır. Başkalarını kontrol etme devriniz bitti Sevgili Akrepler 🙂 Devir artık kendinizi kontrol etme ve değişme devri… Bu DOLUNAY size, gerçekleri kendinize göre eğip bükmenin ve esnetmenin, elinizi zayıflattığını ve SINIRSIZ olabileceğinizi zannetmenin sadece insanlarda güvensizlik ve kızgınlığa neden olacağını gösterebilir… Ama belki de böyle derslere ihtiyacınız vardır 😉

YAY ve YÜKSELEN YAY:  Bu DOLUNAY YAY’ları tam bir ihtiras küpüne çevirebilir :))) Arzuları kadar cazibeleri ve havaları da extra-large boyutlarda… Ama bedelini ödeyemeyecekleri kadar büyük taleplerde bulunuyor, zamanı ve kıvamı dolmamış şeyleri, fazlasıyla zorluyor olabilirler. Sahip olma hırsı bazen sabır ile helva olacak koruğu sirkeye çevirir. Ama sizin üzüme saygınız yok 🙂 Yani aslında zamanın bilgeliğine teslim olmaya ve akışa izin vermeye gönlünüz yok… Çünki ASLINDA KENDİNİZE GÜVENİNİZ YOK! Hemen elde etmezseniz, ya da biraz ipi gevşetirseniz, her şeyi kaybedeceğiniz gibi bir korkunuz var ki, bunun emin olun size hiç mi hiç faydası yok… En çok istediğiniz şeyleri sonsuza dek yitirmek için yapabileceğiniz en iyi şey tam saha pres 🙂 Buyurun biz size mani olmayalım…

OĞLAK ve YÜKSELEN OĞLAK:  Bu DOLUNAY’da OĞLAK’ların sınavı küstah, talepkar, ya da en azından olduğundan biraz farklı görünen ve fazla üstten alan insanlardan geliyor! Çok iyi niyetli ya da çok cazip görünen ama gerçek durumunu saklayan, açık ya da gizli bir biçimde size hükmetmeye kalkışan insanlar karşısında, çaresiz kaldığınızı düşündüğünüz durumlar olabilir. Yapmanız gereken öncelikle KİMSEYİ GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEMEK! İstemediğiniz sözler vermeyin. Saçma sapan – yani normal şartlar altında – vermeyeceğiniz ödünlere kalkışmayın. Zira yanıldığınızı anlayınca önce kendinize sonra da karşınızdakilere fazlasıyla kızabilirsiniz. Fazla üstünüze gelenleri de göğüslemek yerine, kenara çekilip kendi gazıyla uçmaya bırakın 🙂 Her koşulda sakin, dengeli, gerektiği kadar şefkatli, adil ve biraz da mesafeli olmanızda fayda var. Zira iç dengenizi ve huzurunuzu koruyamazsanız, en fazla acıyı çekecek olan yine sizsiniz…

KOVA ve YÜKSELEN KOVA:  Bu DOLUNAY’da KOVA’ların hayat ritimlerinde garip sapmalar yaşamaları mümkündür. Eğer dengeyi bulmayı başaramazlarsa, ipini kopartmış bir uçurtma gibi önce fazlasıyla tavan yapmak, sonra da bir ağaca dolanıp kalmak gibi sıkıntılar yaşayabilirler. Yaşadıkları ve çalıştıkları ortamlarda da, etraflarındaki insanlardan beklentilerini uygun seviyeye çekmeleri, kimseden yapamayacakları şeyleri beklememeleri, yapamayacakları şeylere de söz vermemeleri iyi olur. Zira aksi takdirde kaldıramayacakları kadar büyük bir baskı hissedebilir ve kendilerine itiraf etmekten kaçındıkları bir başarısızlık korkusuna düşebilirler. Bu durum hem duygusal ve zihinsel sağlıklarını ve nihayetinde bedensel sağlıklarını tehlikeye de atabilir. Çalışmanın da, eğlenmenin de, sermenin de, koşturmanın da motoru paslandırmak ya da yakmak gibi aşırı uçlara gitmeyen bir dengesi illa ki vardır 🙂

BALIK ve YÜKSELEN BALIK:  Bu DOLUNAY’da BALIK’ların ”risk alma iştahı” pek yüksek olabilir. Hani bu hal hiçbir burca pek tavsiye edilmez ama BALIK’a hiç edilmez 🙂 Zira BALIK kendini saldı mı engine dalmaya ve haz ve çılgınlık denizlerinde kaybolmaya, aşktan ölmeye, eğlenceden bayılmaya, içkiden zehirlenmeye ziyadesiyle eğilimlidir… Bu aralar enerjisini fazla dağıtırsa, zarar görmek, olmayacak hayaller kurarsa derin hayal kırıklıkları ve umutsuzluklara düşmek gibi BİLDİK tuzaklar, BALIK’ın kapısında yatmaktadır. Beğenilmek, keyif almak ya da kendilerini önemli hissetmek adına bencil ve düşüncesiz olmak gibi ”yarı-bilinçsiz” hatalara düşmeleri de mümkündür… Bu da onlara değer veren insanları kızdırmalarına neden olabilir. Kısacası bir avuç altın tozu için, huzurlarını ve saygınlıklarını tehlikeye atmadan 138 kere düşünseler iyi olur 😉

juno astroloji sitesinden alınmıştır…

Artık bir köle değilim, ben kendimin efendisiyim.Ben kendime göre davranıyorum, başka kimseye göre değil.

Buda bir köyden geçiyordu ve insanlar gelip onu aşağıladı. Kullanabilecekleri tüm aşağılayıcı sözleri kullandılar, bildikleri tüm küfürleri sıraladılar.Buda orada durdu, sessizce ve dikkatlice dinledi ve sonra;
“Bana geldiğiniz için teşekkürler ama acelem var.Bir sonraki köye ulaşmak zorundayım insanlar beni orada bek…liyor olacak.Bugün size daha fazla zaman ayıramayacağım ama yarın geri dönerken daha fazla vaktim olacak.Eğer söylemek isteyip te söyleyemediğiniz bir şeyler kaldıysa yarın yeniden toplanabilir ve bana söyleyebilirsiniz.Ama bugün için beni mazur görün” dedi.
İnsanlar gözlerine kulaklarına inanamadılar.Bu adam tamamen etkilenmeden, rahatsız olmadan kalmıştı..Birisi sordu “Bizi duymadın mı seni herhangi bir şeymişsin gibi taciz ediyoruz ve sen yanıt bile vermedin”
Buda dedi ki: “Bir yanıt isteseydin geç kalmış durumdasın.On yıl önce gelmiş olman gerekirdi o zaman seni yanıtlardım.Ama bu on yıldır başkaları tarafından yönlendirilmeye bir son verdim.Artık bir köle değilim, ben kendimin efendisiyim.Ben kendime göre davranıyorum, başka kimseye göre değil.
Ben kendi içsel ihtiyaçlarıma göre davranıyorum.Beni birşey yapmaya zorlayamazsınız.Beni taciz etmek istediniz ve ettiniz bunda yanlış bişi yok.Tatmin olmuş hissedebilirsiniz..Ama benim açımdan bakıldığında ben bu aşağılamaların hiçbirini üzerime almıyorum ve ben onları almadığım müddetçe de bir anlamları yok.
Birisi seni aşağıladığında bir alıcı haline gelmek zorundasın, onun söylediğini kabul etmek zorundasın ancak o zaman bir tepki verebilirsin.Ama eğer kabul etmezsen sadece karışmadan durursun, mesafeyi korursun, sakin kalırsan sana ne yapabilir.”
Buda ; “Birisi yanan bir meşaleyi nehre atabilir nehre ulaşana kadar meşale yanık kalır.Nehre düştüğü anda tüm ateşi söner, nehir onu soğutur.Ben bir nehir oldum.Bana aşağılamaları fırlatırsınız, onları fırlattığınızda onlar ateştir ama bana ulaştıkları anda benim serinliğimin içinde ateş kaybolur.
Artık acıtmazlar.Siz dikenleri atarsınız sessizliğime düşünce onlar çiçeğe dönüşür.Ben kendi yaratılışımın doğasından hareket ediyorum.”

Eeeehhh Senin Öpüceğin Yok…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar.

Cesaretin bittiği yerde esaret başlar. Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok.
Onu eski haline döndürür. Ve der ki,”Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.”

En temel yaklaşımım: İnsanların, din,dil, ırk, zengin, fakir, şişman zayıf, güzel çirkin,oralı, buralı,onlar, şunlar, bunlar demeden, etiketlemeden;

En temel yaklaşımım: İnsanların, din,dil, ırk, zengin, fakir, şişman zayıf, güzel çirkin,oralı, buralı,onlar, şunlar, bunlar demeden, etiketlemeden; her bireyin yaşanmışlıklarını inkar etmeden, özgün hayallerinden vazgeçmeden, insanı insan yapan temel değerleriyle kendini ifade edebilmesine ve yaşamasına inanıyorum.

Önce insana inanıyorum. Önyargıların, kuralların, şablonların gölgesinden çıkabildiğinde insan, kendisi için, yakın çevresi, toplum ve dünya için güzellikleri yaratır.

Gerçekten yaşar zaten. Sonrası kolay.

 

Aret Vartanyan

Sabah kalktığında hayatta olmanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu düşün…

 

 

Sabah kalktığında hayatta olmanın nasıl bir ayrıcalık olduğunu düşün…
Nefes almanın,düşünmenin ,zevk almanın,sevmenin.

Marcus Aurelius

Küçük şeylerden keyif alabilmek…

 

Küçük şeylerden keyif alabilmek,
Lüks şeyler yerine zarafet aramak,
Saygı istemek yerine değerli olmak,
Zengin olmak yerine
muhtaç olmamak,
Sıkı çalışmak, sessizce düşünmek
… ve dürüst konuşmak,
Yıldızları, kuşları,
kelebekleri ve bilgeleri
açık kalple dinlemek,
İşte benim senfonim…”

William Ellery

tiroid icin ceviz kuru

Tiroid rahatsizligi kisilerin hayatini olumsuz etkilemektedir. Her acidan sikinti yaratir ve vucudu tembellestirir. Halsizlik, sikinti ve kilo sorunuyla karsilasirsiniz.  Oldukca kolay hazirlanabilecek bu kurler saye…sinde sikintinizdan ve rahatsizliginizdan kurtulmus olacaksiniz. Harika bir ceviz kuruyle sikintiniz son bulacaktir. Birkac adet cevizi bir su bardagindan birkac dakika bekletelim.

Daha sonra cevizi yiyelim ve suyunu icelim. Bu uygulamayi hergun yaparsaniz kisa surede bu rahatsizliginizdan kurtulmus olacaksiniz. Bir kac hafta icinde kendiliginden hastalik yok olacaktir. Baska bir cevizi kuru ise, hakiki ceviz yagini tiroid bolgesine surelim. Her gece uzerini strecle kapatalim. 20 gun uygulayalim ve 1 hafta ara verelim. 20 gun daha devam edelim ve bu sekilde 3 ay boyunca kuru bitirelim.

Bunun disinda ceviz recelini ve kendisini bol bol tuketin. Cevizin icindeki perdelerden 50 adet perdeyi alalim. 1 litre suya koyalim ve agzini kapatalim. Kapali yerde 7 gun bekletelim. Her gun 1 fincan bu sudan icelim. 20 gun boyunca ve birer hafta ara verelim. Bu sekilde kurumuze devam edelim ve kisa surede tiroide veda edelim.
Ahmet Maranki den

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »