Cennet ve Cehennem

 

Bir Samuray, Zen üstadı Hakuin’in karşısına dikilip şu soruyu sordu:

 

“Gerçekten de cennet ve cehennem var mıdır?”

Üstad: “Kimsiniz?”

“Bir samurayım.”

“Sen mi?” diye dudak büktü Hakuin, “Kendine baksana bir. Hangi efendi senden doğru dürüst hizmet umabilir? Daha ziyade dilenciyi andırıyorsun!”

 

Sinirden kıpkırmızı kesilen samuray kılıcını çekti.

Hakuin susmak bilmiyordu: “Vay! Kılıcı da varmış! Ama o kadar beceriksize benziyorsun ki nasıl olsa kafamı kesemezsin!”

 

Kanı beynine sıçrayan samuray kılıcını kaldırdı.

Ustaya vurmaya hazırdı. O anda Hakuin sakince, işte cehennemin kapıları böyle  açılır” dedi.

 

Üstadın serinkanlı tavrına şaşıran samuray kılıcını kınına soktu ve saygıyla eğildi

Üstad sözünü şöyle bitirdi: “Cennetin kapıları da böyle açılır.”

El ele tutuşup uyusak/Aynı rüyayı görür müyüz?

 

 

 

 

 

El ele tutuşup uyusak

Aynı rüyayı görür müyüz?

 

Mastering the self is true power.

 

 

Mastering the self is true power.

LAO TZU

Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. ”

BİLDİKLERİNİ UNUT DİYOR “DOST”

Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. ”

Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et.

Gıybet etme sakın,… bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker.

Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.

… Birini nekadar çok aşağılar yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar.

Kainatın matemetiğidir.

Bir koyar, bir alır insan.

Bilmeden kendi hesabını dürer ” diyor DOST… ”

Hiçbir konuda emin olma ”

Kendini ayrıcalıklı sayma.

Konumuna ya da mevkine, ismine veya şöhretine güvenme.

Şu hayatta bütün zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir.

Nazlı nazlı yükselir köpük, derken pat diye sönüverir.

Herzaman başkalarından öğrenmeye açık ol.

En iyi bildiğin konularda bile köşeli düşünme, büyük konuşma.

Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy.

Açık bir kapı bırak daima.

Ne kadar bilsen de hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma.

Tevazudan şaşma.

Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden. ” diyor DOST…

Şems-i Tebrizi

Bir Taocu hikaye…

imagesKCPY614Y

3 arkadaş, patikadan ilerlerken, bir tepenin üzerinde duran bir adam görür ve aralarında adamın orada niçin durduğu konusunda tartışırlar. Biri manzarayı izliyor, diğeri arkadaşlarını bekliyor, sonuncusu da kaybolmuş yolu bulmaya çalışıyor der. Aralarındaki anlaşmazlık büyüyünce adamın yanına çıkıp sormaya karar verirler. Kan ter içinde adama ulaştıklarında, selamlaştıktan sonra, bir tanesi ona yolu bulmak için mi buraya çımtığını sorar. Adam hayır der. Diğeri “o zaman arkadaşlarınızı bekliyorsunuz,” der. Adam gene hayır der. Sonuncu, “Ben haklıyım demek ki. Manzarayı mı izliyorsunuz?” Diye fikir yürütür. Adam gene hayır dediğinde üçü de şaşkınlıkla, “Peki o zaman niçin burada duruyorsunuz?” diye sorarlar hep birlikte.
Adam, “Hiiç, sadece duruyorum,” der.