Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi yoktur.
Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi yoktur.
• Giriş kapılarının önünde, içeri giren enerjinin yansıyarak geri dönmemesi için aynaları tercih etmeyiz.
• Giriş kapısının karşında tuvalet olmamalı. Eğer varsa onu da kamufle edin. Gelen misafirlerin anlayamayacağı başka türlü bir çözüm üretebilirsiniz eğer yerini değiştiremiyorsak.
• Her şeyden önce sokak kapınız boyası çatlak, kolu kırık gibi tadilatsız yamuk bir kapı kesinlikle olmamalı. Doğru akış için öncelikle bozuk yerleriniz varsa onarın. Giriş kapısı enerjinin gireceği ilk bölümdür.
• Giriş kapılarının karşısında ayna olmadığı gibi yine cam da olmamalı. İçeri giren enerji yine dışarı dağılır.
• Yine kapı girişlerinde görülecek şekilde yemek masaları yerleştirilmemelidir. Başka yerleşim imkanımız yoksa seperatör ya da diğer başka bölücülerle görünmesini engelleyebiliriz.
• Mobilyalar her zaman düz hatlı olmalı
• Özellikle oturduğunuz odalarda mutlaka kırmızı renginin bulunduğu bir eşya ya da obje görünür yerde olmalı. Kırmızı bir mum, çerçeve, vazo vs olabilir.
• Canlı çiçeklerinizi evinizin güneydoğu cephelerine yerleştiririn. Ama kesinlikle kaktüs bulundurmayın. Yapay çiçek çok tercih edilmez ama canlı olup kurutulmuş çiçekleri hiç bulundurmayın.
• Kuzeybatı cephesi daha çok çalışma alanı olarak görüldüğünden bilgisayar ya da telefonlarınızı o cephede tutun eğer mümkünse
. • Mutfakta da hassas bir yerleşim var. Ateş elementini temsil eden fırın ile su elementini temsil eden lavabo, bulaşık makinesi yan yana ya da karşı karşıya gelmemelidir.
• Yemek pişirirken sırtınız mutfak kapısına dönük olmamalı.
alıntı
Başlamak İstersen Yeni Bir Hayata
Öyle çok “sevdiğim” var ki…
Çocukların gözlerini sevdim…
İçimde huzuru, mutluluğu yaşattığı için…
Dinmeyecek sanılan fırtınaları sevdim…
Yaşamın her döneminde, savaşmam gerektiğini öğrettiği için…
Başarısızlıkları sevdim…
Başarıya giden yolu gösterdikleri için…
Geceleri sevdim…
Tüm günümü nasıl geçirdiğimi değerlendirme olanağı verdiği için…
İnsanların sorunlarını dinlemeyi sevdim…
Yaşamın gerçeklerini görüp, daha olgun insan olacağımı bildiğim için…
Duyulan eksiklikleri sevdim…
Her şeye sahip olmanın, insanı ne kadar mutsuz ettiğini bildiğim için…
Sabahın erken saatlerinde çalan çalar saatimin sesini sevdim…
Bana bugün de yaşama olanağı verildiğini gördüğüm için…
Buzlu yollarda yürümeyi sevdim…
Yaşamda da atılan yanlış bir adımın, insana ne denli acı vereceğini anımsattığı için…
Uzaklıkları sevdim…
Özlemlerin duyguları pekiştirdiğini bildiğim için…
Yaşamın renklerini sevdim…
Yaşanılan tüm duyguları tablolara döktüğü için…
Bir şeylere inanmanın mutluluğunu sevdim…
Kendimi iyi duyumsadığımda, yanımda olacak insanların varlığını bildiğim için…
Her ne olursa olsun bir şeyin bittiği için üzülmek yerine yaşandığı için sevinmeyi sevdim…
Üzüntülere liman olursak, mutluluğun başka yerlere demir atacağını bildiğim için…
Sevmekten ve sevilmekten korkmayan insanları sevdim…
Sevme ve sevilmenin yapaylıktan değil, doğallıktan geldiğini bildikleri için…
Arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları sevdim…
İçten bir sohbetin, tüm ağrılara iyi geldiğini bildiğim için…
Ve sevdiklerimin ellerini tutmayı sevdim…
Avucumun içine bıraktığım yüreğime dokundukları için…
İşim Gücüm Budur Benim
Gökyüzünü Boyarım Her Sabah
Hepiniz Uykudayken.
Uyanır Bakarsınız ki Mavi.
ORHAN VELİ