

Mutlu Ol . . .
Kalbinin sesini dinle ..
Yeni bir bakış açısı bul ..
Merak et ..
…Seveceğin insanlar bul ..
Hedefler belirle ..
Başkalarına yardım et ..
Dans et ..
Kendini şımart ..
Korkularınla yüzleş ..
Müzeye git ..
Spor yap ..
Televizyona limit koy ..
Doğayı hisset ..
Hafifle ..
Gece güzel bir uyku çek ..
Kitap oku ..
Kendine çiçek al ..
Kendini başkalarıyla kıyaslama ..
Kendini kırma ..
Yeni fikirlere açık ol ..
Negatif düşüncelere odaklanma ..
Arzularını oluşturmaya odaklan ..
Eğlenmek için zaman ayır ..
Hayatına romantizm kat ..
Şükür listesi yap ..
Dünyayı sev ..
Neye sahipsen onu sev ve iste
Kendine dürüst ol . .

Kafanız her karıştığında size en doğru cevabı verebilecek olan kişi,
her sabah aynaya baktığınızda karşınızda gördüğünüz kişidir.

Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz.
Dünyada hepimiz için bir şey var.
Yapılacak büyük işler, küçük işler var.
Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir.
Cadde olamazsan patika ol.
Güneş olamazsan yıldız ol.
Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir.
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın.
Douglas Malloch
San Francisco Körfezi’ndeki bir okulda, okul müdürü üç öğretmeni çağırıp şöyle demiş:
…“Siz üç öğretmen, sistemde en iyi ve en uzman kişiler olduğunuz için, doksan tane seçkin üstün zekalı öğrenciyi size vereceğiz. Bu öğrencilerin gelecek yıl da hızlarını korumalarını sağlamanızı ve çok şey öğrenmelerini bekliyoruz.”
Üç öğretmen, öğrenciler ve öğrencilerin anne ve babası bunun çok iyi bir fi…kir olduğunu düşünmüşler. O okul dönemi, hepsinin özellikle hoşuna gitmişti. Okul bittiği zaman öğrenciler bütün San Francisco Körfezi’ndeki diğer öğrencilere göre yüzde 20–30 daha başarılıydı. Yıl sonu geldiğinde müdür üç öğretmeni çağırıp onlara:
“Bir itirafta bulunmak istiyorum. En zeki öğrencilerin 90’ı sizde değildi. Onlar ortalamanın biraz üstünde öğrencilerdi. 90 öğrenciyi sistemden tesadüfen seçtik.”
Öğretmenler, doğal olarak öğrencilerde görülen başarının kendi istisnai öğretme becerilerine bağlanması gerektiği sonucuna vardı.
“Bir itirafım daha var.” dedi müdür: “Siz de en parlak öğretmenler değilsiniz. İsimlerinizi bir şapkanın içine doldurduğum kâğıtların arasından rastgele seçtim. SİZ İNANDIĞINIZ İÇİN BAŞARILI OLDUNUZ